Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1261 E. 2021/418 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1261 Esas
KARAR NO: 2021/418
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2017
NUMARASI: 2016/425 Esas, 2017/1004 Karar
DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 29/04/2016 tarihli dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında filo sözleşmesi bulunduğunu, iş bu sözleşmeden kaynaklanan borcun davalıya ait cari hesapta takip edildiğini, söz konusu alacağın tahsili amacıyla müvekkili şirket merkezinin bulunduğu yerde takip başlatıldığını, davalının yetkiye yapmış olduğu itirazının haksız olduğunu, davalı itirazlarının yerinde olmadığını iddia ederek, icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflarına sadece cari hesap ekstreleri ile söz konusu borcun kaynağının ve dayanağının ne olduğunun, hizmetin müvekkiline sunulup sunulmadığının, davacı tarafın sunduğu bu hizmetin karşılığının ne olduğunun bilinmediğini, anlaşılamadığını, müvekkilinin sözleşme ile beş adet sıfır araç kiraladığını, sıfır araçların bakımı içinde her bir araç için 800,00 TL olmak üzere 4.000,00 TL ödeme yapmış olmakla davacı tarafça kesilen faturalara ilişkin borcu kabul etmediklerini, kesilen bakım ve tamir faturalarının dayanıksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporundan davacı tarafın incelenen defterleri ile davalıdan 8.428,88 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak davalı tarafın defter ve belgelerini sunmadığı, taraflar arasında filo bakım sözleşmesinin imzalandığı, davacının bu sözleşme uyarınca davalı araçlarına bakım hizmeti vermeyi taahhüt ettiği ve bu sözleşme uyarınca verilen hizmet bedeli bakiyesinin talep edildiği, ancak davacının sözleşme çerçevesinde verdiğini iddia ettiği hizmeti ispatlayamadığı, sunulan faturaların tebliğine dair belge sunulmadığı, verilen kesin sürede deliller yönünden açıklamada bulunulmadığı, davacının alacağının varlığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dosyaya sunulan ve davalı personeli tarafından imzalanan araç servis giriş ve kapanış iş emirleri ve personellere verilen faturalar için herhangi bir araştırma yapılmadığını, müvekkili defterler üzerinde yapılan incelemede, dava konusu alacağın şirket defterlerinde yer aldığının tespit edildiğini, davalının defterlerini ibraz etmediğini, müvekkili şirketin …’ın satış ve servis hizmeti veren en büyük yetkili bayisi olduğunu, birincilik ödülleri olan bir işletme olduğunu, filo araçlarda ve büyük işletmelerde şirket ve şahısların bilhassa gelmesinin çoğunlukla mümkün olmadığından araçların tesliminin çalışan personellere evraklar ile birlikte teslim edildiğini, iş emri kapanış formlarında çalışanların imzalarının yer aldığını, faturalarınında kendilerine teslim edildiğini, bilirkişi raporu, faturalar, iş emirleri, davalı çalışanların araç giriş ve teslim iş emirlerindeki imzalarının ticari ilişkiyi ve sunulan hizmeti ispatladığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ” … – Filo Müşteri Servis – Bakım Sözleşmesi ” kapsamında alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından; taraflar arasında 30/04/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede, davalının filo müşterisi, davacının ise şirket olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun filo müşterisinin sözleşmede öngörülen ve tanımlanan şekilde servis ve serviste kullanılan yedek parça hizmetlerinden yararlanması ile tarafların hak alacak ve borçlarının düzenlenmesi olduğu, sözleşme süresinin üç yıl olarak belirlendiği, ödemenin sözleşmenin sekizinci maddesinde ödeme vadesinin otuz gün olarak belirtildiği, vadesi gelen ödemelerin şirket adına açılmış bulunan banka hesaplarına yatırılacağına yer verildiği, davacı şirket tarafından davalı … 2015 tarihli faturalar düzenlendiği, faturaların değişik tutarlı olduğu, davacı vekilinin davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 8.428,88 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla 26/11/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı tarafından takibe karşı yasal süre içerisinde itiraz edildiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davacının takip konusu yapmış olduğu cari hesap alacağının olup olmadığı ve mevcut delilleri ile iş bu iddiasını ispat edip edemediğidir.15/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların iddia ve savunmaları yazıldıktan sonra, davalı tarafın davacıdan araç bakım onarım hizmeti aldığı, taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı, davacı şirkete ait 2015 yılı defterlerinin ve davalı … kesmiş olduğu faturalar ile kayıtların incelendiği, ibraz edilen faturaların açılış iş emri ve kapanış iş emirlerinde görülmüş olduğu, taraflar arasında toplam 12.828,88 TL ticari ilişkide bulunulduğu, davalının 4.000,00 TL ödeme yaptığı ve 8.428,88 TL bakiye kaldığının tespit edildiği, davalı şirketin defter ve belgelerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamadığı, sonuç olarak, davacı şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu alacağın davacı şirketin defter ve belgelerinde yer aldığı, alacağın davalı şirkete düzenlenmiş olan cari hesap ekstresine dayandığı belirtilmiştir. Davacı vekili, 04/10/2017 tarihli beyan dilekçesinde; sözleşme kapsamında cari hesap ilişkisinin kuruluşu ve işleyişinin açıkça bildirildiğini, ayrıca bir cari hesap sözleşmesinin taraflar arasında yapılmadığını, TTK 89.maddesi uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılmasının şartının mevcut olduğunu, cari hesap ilişkisini ihtiva eden filo sözleşmesinin yasal şartları taşıdığını, faturalara herhangi bir itiraz olmadığını belirterek, rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya ibraz edilerek, dilekçede; söz konusu hizmetin müvekkili şirket tarafından tamamının alınmadığı, beş adet sıfır araç alımı karşılığı bu sıfır araçların bakımı için her bir araç için 800,00 TL olmak üzere 4.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı şirketin kesmiş olduğu faturadaki hizmetin müvekkili tarafından alınmadığını, davacı tarafın borcu kabul etmeyince itirazın iptali davasını açtığını, bilirkişi raporunda matematiksel hesap doğrultusunda hesaplama yapıldığını, alacağın 4.000,00 TL’lik kısmı dışında kalan kısmını kabul etmediklerini ve bu yönde hizmet almadıklarının incelenmediğini, müvekkilinin 30/06/2015 tarihi sonrasında şirketten hizmet almadığını, faturaların şirkete tebliğ edilmediğini belirterek, rapora itiraz edip, itirazları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili 08/12/2017 tarihli beyan dilekçesinde; sadece davacı defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, müvekkili delillerinin toplanmadığını, dosyanın eksik olduğunu, bilirkişi incelemesinde faturaların içeriği ve tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının irdelenmediğini, dosyaya sunulan faturaların sadece yedi adet olup, bilirkişi raporunda kayıtlı olduğu iddia ediline faturaların ise on altı adet olduğunu, dosyaya sunulmayan faturaların ve dayanak borcun varlığını hiç bir zaman kabul etmediklerini, faturaların tebliğ ve teslim edilmiş olmadığını, müvekkili şirketin haberdar dahi olmadığı faturaların sırf deftere kaydının yapılmasının müvekkilini borçlu göstermeyeceğini, faturaların hiçbirinde teslime dair imzanın bulunmadığını, dosyaya sunulan faturalardaki alacak miktarı ile takip konusu faturaların birbirini tutmadığını, sözleşmeye göre yapıldığı iddia edilen işlemler hakkında sözleşmede onay alınmadan işlem yapılmayacağının belirtilmesine rağmen işlemler hakkında bilgi verilmediğini, onay alınmadığını, periyodik bakım dışında ilave onarım ve parça olup olmadığının belirlenmediğini, bu işlem ve parçalardan müvekkilinin onayının bulunmadığını belirterek, üç kişilik heyetten yeniden rapor alınmasını ve sonuçta davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 25/12/2017 tarihli zapta geçen beyanında; sözleşmenin cari hesabı içerdiğini, ticari ilişkinin sabit olduğunu, davalı tarafın bir kısım ödeme yaptığını, hizmetin yapıldığına ilişkin faturaların mevcut olduğunu, başka bir belgelerinin olmadığını ifade etmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçeye binaen davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. maddesinin üst başlığı “ Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması “ dır. 222/2. fıkrada, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, 3. fıkrada ise ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde ki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiğine yer verilmiştir. Somut davada, davacı şirketin defter ve kayıtları usulüne uygun olarak tutulmuş olmasına rağmen ispat külfeti üzerinde olan davacının davalı tarafa iddia edilen hizmeti verdiğini ve faturaları usulüne uygun olarak tebliğ ettiğine dair herhangi bir bilgi ve belge dosya içerisine ibraz edilmemiştir. Davacı şirket vekili tarafından her ne kadar istinaf dilekçesinde çalışanlara evrakların teslim edildiği, çalışanların imzalarının yer aldığı faturaların kendilerine teslim edildiği iddia edilmiş ise de dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın bu iddiasını yargılama aşamasında ileri sürmediği ve buna dair herhangi bir bilgi ve belgeninde mevcut olmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf bu anlamda takip konusu alacak iddiasını ispat edememiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle yukarıda ifade edilen yasal düzenlemeler kapsamında, davacının davalı taraftan, takip konusu cari hesaptan kaynaklanan alacağını usulüne uygun ve yasal delillerle ispat edememiş olması ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddiaların ve yeni delillerin HMK 357.maddesi gereğince istinaf aşamasında dinlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/425 Esas, 2017/1004 Karar ve 25/12/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/03/2021