Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/126 E. 2019/1859 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/126 Esas
KARAR NO : 2019/1859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2017
NUMARASI : 2016/732 Esas, 2017/304 Karar
DAVA : ALACAK (tacirler Arasi Hizmet Sözleşmesine Dayanan)
BİRLEŞEN DAVA: İSTİRDAT
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosy incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA VE BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkili spor kulübünün, taraflar arasında düzenlenen 20/03/2014 tarihli sponsorluk ve reklam sözleşmesi gereği, 2014-2015 futbol sezonunda, takım formalarında davalı şirketin reklamını yaptığını, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın ödemesi gerekli 700.000,00 TL yerine, sadece 265.000,00 TL ödediğini, bakiye 435.000,00 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek 435.000,00 TL’nin son ödeme tarihi olan 01/05/2015 tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacı birleşen dosya davalı vekili birleşen davaya cevabında ise; birleşen davacı şirketin, … hissedarı olduğu kulübe sponsor olmak isterken müvekkilinin kulübe sponsor olduğunu ve müvekkili spor kulübünün ortakları konusunda esaslı yanılmaya düştüğünü ileri sürdüğünü, müvekkili spor kulübünün anonim şirket olup kurucularının ticaret siciline tescil ve ilan edildiğini, üçüncü kişilerin tescil edilen bir hususu bilmediklerini ileri süremeyeceğini, ayrıca tacir olan birleşen davacı şirketin basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğinden müvekkili spor kulübünün ortakları hakkında bilgisiz olduğundan sözedilemeyeceğini, müvekkilinin reklam edimini ifa ettikten ve aradan zaman geçtiklen sonra sözleşmeden esaslı yanılma nedeniyle dönülemeyeceğini, birleşen davacı şirketin esaslı yanılmayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde sözleşmeden dönmediğini, TTK’nın 18. maddesinde öngörülen şekilde yapılmış sözleşmeyi fesih iradesi de bulunmadığını, müvekkilinin reklam edimini yerine getirdiğini, sözleşmede müvekkili spor kulübüne maçların tarihlerini bildirme yükümlülüğü yüklenmediği gibi, futbol programının …. tarafından sezonluk belirlendiğini ve maç tarihlerinin herkesçe bilindiğini belirterek birleşen davanın reddini istemiştir.
CEVAP VE BİRLEŞEN DAVA Davalı birleşen dosya davacı vekili cevabında ve birleşen davasında özetle; müvekkili şirketin Derince Belediyesi iştiraki olup doğal kaynak suyu imal ettiğini ve daha önce … de sponsor olduğunu, Derince Belediye Spor Kulübü Derneği’nin tüzük değişikliği ile amacını gerçekleştirmek için anonim şirket kurduğunu, ancak kurulan davacı spor kulübü anonim şirketininin dernek adına değil de, aldıkları yetkiyi kötüye kullanan o zamanki dernek yöneticileri adına kurulduğunu, derneğe ait futbol kulübünün de cüzi bir bedelle davacı spor kulübüne devredildiğini, müvekkili şirketin ise derneğe ait bir spor kulübü olduğu düşüncesiyle sponsor olmaya karar verdiğini, sözleşmeyi yaparken belli bir kişiyi gözönünde tuttuğu halde, sözleşme yapma iradesinin başka bir kişi için açıklamanın TBK’nın 31/1.4 bendinde belirtilen esaslı yanılma teşkil edeceğini, sözleşme tarihinden iki gün önce spor kulübüne yapılan ödemenin belediyeye ait kaynağın kötüniyetli olarak aktarıldığını gösterdiğini, karşılaşma ve maçlara hazırlık tarihleri müvekkiline bildirilmediğinden formalarda müvekkili şirketin logosunun kullanıldığının gereğince not edilmediğini belirterek asıl davanın reddini, birleşen davanın ise kabulü ile ödenen 265.000,00 TL’nin tahsil tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/732 Esas, 2017/304 Karar sayılı kararı ile; davacı birleşen davalı spor kulübünün reklam edimini yerine getirdiği, bahsedilen yanılmanın ise esaslı bir yanılma olmadığı gibi yanılmanın öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde de kullanılmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 435.000,00 TL’nin 27/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı birleşen dosya davacısı yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, davacı birleşen dosya davalısı spor klubünün,…. Derneği’ne ait bir şirket olduğu düşüncesiyle sponsor olduğunu, mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, hatanın ispatı için tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, sözleşme öncesi yapılan ödemenin de kararda dikkate alınmadığını, müvekkilinin, dava dışı derneğin, spor klubünün ortağı olmadığını öğrendiği andan itibaren 1 yıllık yasal süresinde davayı açtığını belirterek kararın kaldırılmasını ve asıl davanın reddine, birleşen davalarının ise kabulüne karar verilmesi istemiştir.Davacı birleşen dosya davalısı istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;Asıl dava, sponsorluk ve reklam sözleşmesi gereği bakiye ücret alacağının tahsili; birleşen dava ise, sözkonusu sözleşme için ödenen bedelin iadesine ilişkindir.Dosya kapsamından davacı birleşen dosya davalısı spor kulubünün, taraflar arasında düzenlenen 20/03/2014 tarihli sponsorluk ve reklam sözleşmesi gereği, 2014-2015 futbol sezonunda, takım formalarında davalı şirketin reklamına yer vermeyi üstendiği, sözleşme bedelinin 700.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, 235.000,00 TL’sinin ödendiği görülmektedir.Mahkemece spor kulübünün reklam edimini yerine getirdiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.Davalı birleşen davacı şirket vekili; müvekkilinin daha önce … de sponsor olduğunu, dernek niteliğinde olan kulübün anonim şirket kurma kararı üzerine davacı spor kulübünün kurulduğunu, ancak o zamanın dernek yöneticilerinin kötüniyetle şirketi kendi adlarına kurduğunu, müvekkilinin derneğe ait şirkete sponsor olma düşüncesiyle sözleşmeyi yaparak esaslı hataya düştüğünü ve esaslı yanılmayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde de ödediği bedelin iadesi için dava açtığını ve bakiye ücret talebini de reddettiğini ileri sürerek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Somut olayda davacı spor kulübü şirketinin noterlikçe düzenlenen 10/02/2014 tarih ve … yevmiye nolu esas sözleşmesinin ticaret sicil gazetesinde ilan edilerek şirketin tescil edildiği anlaşılmaktadır.TTK’nın 36/4. maddesi uyarınca üçüncü kişilerin kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil kayıtlarını bilmediklerine ilişkin iddiaları dinlenmez. Davacı şirketin kurucuları da esas sözleşmede belirlenerek Ticaret Sicil Gazetesinden ilan edilmiş olup, bu hususun bilinmediği iddiası dinlenmez. Kaldı ki davalı birleşen davacı anonim şirket olup, tacirdir. TTK’nın18/2 maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir işadımı gibi hareket etmesi gereken davalı birleşen dosya davacısı şirketin, sözleşme yaparken karşı tarafın ortaklarını bilmediklerini ileri sürmesi de yerinde değildir.Yine davalı birleşen davacı taraf, sözleşmeden iki gün önce ödeme yapılmasını da, belediye iştiraki olan şirkete ait kaynağın kötüniyetli olarak spor kulübüne aktarıldığını gösterdiğini ileri sürmüşse de; davalı birleşen davacı şirket yönetim kurulunun sözleşmeden önce, 15/02/2014 tarihinde spor kulübü ile 700.000,00 TL bedel karşılığında reklam sözleşmesi yapılması kararı da aldığı gözetildiğinde, sözleşemeden iki gün önce bir kısım bedelin ödenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.Bunun yanında davalı birleşen davacı şirket, karşılaşma ve maçlara hazırlık tarihlerinin kendilerine bildirilmediğinden formalarda müvekkili şirketin logosunun kullanıldığını gereğince not edilmediğini de ileri sürmüş ve karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Davacı birleşen davalı spor kulübünün 2014-2015 sezonu öncesi formalarda göğüs reklamı olarak davalı şirkete ait logonun kullanılması için TFF’den izin istediği ve federasyonca da belirli talimatlara ve ölçüye uygun olması koşulu ile izin verildiği, sezon fikstürünün önceden federasyon tarafından ilan edildiği gibi, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, maç tarihlerinin önceden reklam veren şirkete bildirileceği yönünde hüküm bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca davalı birleşen davacı tarafın bu yöndeki iddia ve savunması da yerinde değildir. Tüm bunlardan davacının reklam edimini yerine getirdiği ve incelenen mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince Asıl Dava Davalısı – Birleşen Dava Davacısı … Ticaret A.Ş’nin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken asıl davada alınması gerekli 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı toplamı 189,50 TL ile Birleşen dava dosyasından alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın ve bunların toplamı olan 379,00 TL’nin, Asıl Dava Davalısı – Birleşen Dava Davacısı tarafından peşin yatırılan 7.514,41TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.135,41 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE,3-Asıl Dava Davalısı – Birleşen Dava Davacısı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/10/2019