Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1258 E. 2018/1198 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1258 Esas
KARAR NO : 2018/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2017
NUMARASI : 2017/1086 E. 2017/1011 K.
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili 08/12/2017 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; müvekkillerinin İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı …… yönetim kurulu üyeleri olduğunu, adı geçen kooperatifin 04/10/2001 tarihinde kurulmuş olduğunu ve hiçbir faaliyetinin olmadığını, aktif ve pasifi de olmayan kooperatifin üyesinin de bulunmadığını, müvekkili hakkında yönetim kurulu üyesi oldukları kooperatifin 2012-2013-2014 yıllarına ait genel kurul toplantılarını yapmadıkları için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün başvurusu üzerine İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/1221 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, neticesinde para cezası ile müvekkillerinin cezalandırıldığını, bu nedenle davalarının kabulü ile yönetim kurulu üyesi oldukları ……. 1163 Sayılı kanununu 81. Maddesi uyarınca dağılmış sayılmasına, bu hususun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescili ile kooperatifin sicil kaydının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Fesih tasfiye istemli davanın hasımsız olarak görülüp karara bağlanması mümkün olmamakla, HMK 114/1-d ve 115/2. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf taleplerinde; Yerel Mahkemece dağılmış sayılma talepleri dikkate alınmadan fesih ve tasfiye talep edilmiş gibi değerlendirerek davanın usulden reddedildiğini, kararın taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, kooperatifin dağıldığının tespiti ile bu durumun Ticaret Sicil Müdürlüğüne tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2003/3954 E, 2003/10960 K. sayılı, 17.11.2003 tarihli kararının da bu yönde olduğunu, aksi halde bile mahkemenin hasım göstermek için mehil vermesi gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava; kooperatifin feshi istemine ilişkindir. Davacıların, feshi istenen ……………….. ortağı ve yönetim kurulu üyesi oldukları, kooperatifin hiçbir faaliyeti, aktifi, pasifi olmadığı gibi üyesi de bulunmadığından genel kurul toplantılarının yapılmadığı gerekçesi ile dağıldığının tespiti ile bu durumun Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescili için huzurdaki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın hasımsız açılamayacağından dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verildiği, hükmün davacılar vekilince yukarıdaki gerekçelerle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.HMK’nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi hakime aittir.1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81/1,6.maddesi gereğince üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde kooperatifin dağılmış sayılmasına mahkemece karar verilir. Aynı yasanın 98.maddesi gereğince bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. Davacılar, kooperatifin organlarından genel kurulun olmadığı iddiasına dayandıklarına göre olayda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 530. Maddesinin (Mülga TTK.nun 435) uygulanması gerekmektedir. İlgili madde hükmüne göre; Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. Bu davaların da kooperatife karşı açılması zorunluluktur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/03/2006 Tarih ve 2005/2012 E. 2006/2129 K.sayılı kararı da bu yöndedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik olmadığı gibi 6100 sayılı HMK.nun 124.maddesi taraf değişikliği ile ilgili olup, hasımsız açılan davada zaten bir taraf gösterilmediğinden değiştirilmesi veya düzeltilmesi de mümkün olmadığından buna yönelik istinaf talepleri de yerinde değildir.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/07/2018