Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1205 E. 2019/26 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1205 Esas
KARAR NO : 2019/26
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2017/427 Esas 2017/1220 Karar
DAVA : İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari ilişki neticesinde davalıdan bono aldığını, bonoların vadelerinde ödenmediğini, borcun tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, icra dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ödeme emrine karşı itirazda bulunulmadığını ve borcun da ödenemediğini, yapılan araştırmalar neticesinde davalı borçlunun ekonomik durumunun iyi olmadığını belirterek davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf, usulüne uygun tebligata rağmen savunma dilekçesi sunmamıştır. Feri müdahil … vekili müdahale talepli dilekçesinde özetle, müvekkilinin, hakkında iflas talep edilen davalı şirketten 49.404.41 USD işçi alacağının mevcut olduğunu, işçilik alacağı davasının İstanbul 35. İş Mahkemesinin 2017/186 E.sayılı dosyası ile halen derdest bulunduğunu, davalı şirketin tüm malvarlığı değerlerini yurt dışına kaçırma vs. hazırlığı içinde olduğunun düşünüldüğünü, İİK.m:196 ya göre, şirketin iflasına karar verilmesi halinde açmış oldukları davanın durmasına karar verileceği için müvekkilinin alacağının tahsili yönünden iflas masasına alacak kaydının sağlanması ve şirketin tüm malvarlığı değerlerinin tespiti açısından iş bu davaya müdahil olarak katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, güncel kapak hesabına havi depo emri kararının davalıya usulune uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen verilen kesin süre içerisinde depo emrinde belirtilen miktarın depo edilmediği, İİK’nun 171 ve müteakip maddeleri gereğince itirazsız iflas koşullarının davalı şirket hakkında oluştuğu gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin yasal süresi geçtikten sonra sunduğu 23.03.2018tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Müvekkili şirket hakkında istanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/19 E. – 2013/257 K. sayılı ilamı ile 1 yıl süreli olarak erteleme kararı verilmiş olup bu kararın bir kısım müdahiller tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 23 Hukuk Dairesi Başkanlığının 04.07.2017 gün ve 2016/5127 esas ve 2017/1982 karar sayılı ilamı ile kararın bozularak geldiği ve yine 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1066 E. sayısına kaydının yapıldığı, bu dosya ile ilgili olarak yargılama devam ederken İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/427 E. sayılı dosyası ile 28.12.2017 tarihinde müvekkil şirketin İflasına ve iflas kararının iflas müdürlüğüne bildirilmesine karar verildiği, 25.01.2018 tarihinde ise İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1066 E, sayılı dosyası İle müvekkil şirketin tekrar iflasına ve kararın iflas müdürlüğüne bildirilmesine karar verildiği,
2-Yerel mahkemenin, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkeme- si’nin 2017/1066 E, sayılı dosyasında verilecek kararı beklemesi yahut bu dosya ile birleştirme kararı vermesi gerektiği, zira İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1066 E. sayılı dosyasının daha önce esas kaydının yapıldığı, netice itibariyle müvekkili şirket hakkında iki farklı mahkemeden verilmiş iki adet iflas kararı bulunduğu,
3-Müvekkili şirkete dava dilekçesi ve tensip zaptının … barkod numaralı tebligat ile Tebligat Kanunu 35. Maddeye göre yapıldığı, ancak müvekkili şirketin adresinin tespiti için gerek Ticaret Sicil Müdürlüğüne veya gerekse de başkaca resmi kurumlara herhangi bir yazı yazılmadığı ve bu şekilde tebligat yapıldığı, bu hususun duruşmada dile getirildiği, fakat mahkeme tarafından dikkate alınmadığı ve eksik şekilde karar verildiği, bu nedenlerle verilen iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
İSTİNAF CEVAP :
Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında, istinf başvurusunun hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığını, davanın görülmesi esnasında davalının başka mahkemeden verilen bir İflas kararı veya devam eden başka bir iflas davası olduğunu hiçbir zaman beyan etmediklerini, davalı vekillerinin kötü niyetle bu zamana kadar bu davayı ihbar etmediklerini, kaldı ki bu davanın karara çıkmış olup, o davanın halen devam ettiğini belirterek davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMEDava, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla yapılan takibe itiraz edilmediğinden bahisle, İİK’nın 171 ve devamı maddelerine dayalı iflas istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip başlatıldığı, davalıya usulünce yapılan tebliğat yapılmasına rağmen davalının takibe itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, dava dilekçesinin, icra dosyasındaki adrese çıkarıldığı, fakat adresten taşındığından bahisle tebligatın yapılamadığı, daha sonra farklı bir adrese dava dilekçesinin, daha sonrada depo kararının TK.35 maddesine göre tebliğ edildiği, davalı vekilinin yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, duruşma gününden ve davadan tesadüf eseri haberdar olduklarını ileri sürdüğü, mahkemece tebligatların usulüne uygun görülerek süresinde depo emri yerine getirilmediğinden davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.Mahkemece verilen karardan sonra, davalı vekili ilk defa istinaf dilekçesinde, kendilerinin açmış oldukları bir iflas erteleme davasından bahsetmiş ve iflas erteleme davasında iflas kararı verildiğini, fakat kararın kesinleşmediğini, iflas erteleme davasının, daha eski tarihli olduğundan bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili, davalının istinaf başvurusunun 10 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığını iddia etmiş isede, mahkeme kararın da istinaf başvurusunun 2 haftalık kesin süre içinde yapılması gerektiği belirtildiği ve başvurunun bu sürede yapıldığı anlaşıldığından bu iddia yerinde görülmemiştir. Öte yandan Yargıtay uygulamasına göre, “….iflası istenen bir şirket, iflas davası sırasında borca batıklık bildiriminde bulunarak, iflasın ertelenmesini savunma olarak ileri sürülebilir. Bu takdirde de öncelikle iflasın ertelenmesi talebinin incelenmesi, iflasın bu incelemenin sonucunu beklemesi gerekir. (19. HD’nin 08.11.2007 tarih ve 3853 E, 9760 K; 16.03.2006 tarih ve 1525 E, 2644 K. sayılı ilamları bu yöndedir.) Öte yandan, iflas davası sırasında, iflasın ertelenmesine ilişkin derdest bir dava var ise, o davanın sonucu beklenilmelidir. (Dairemizin 29.09.2011 tarih, 814 E, 708 K ile 22.11.2012 tarih ve 4547 E, 6869 K sayılı ilamları da bu yöndedir.)…” .(Yargıtay 23. H.D 2013/6059 E. 2013/7619 K. 02.12.2013 t.)Somut olayda, davalı şirketin talebi üzerine İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1066 Esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi istemli davanın yargılamasının devam ettiğinin ileri sürülmüş olmasına göre, öncelikle bu dosyanın getirtilerek incelenmesi, inceleme sonucunda davanın halen derdest olduğunun anlaşılması halinde, açıklanan ilkelere uygun olarak HMK’nın 165/1. maddesi uyarınca anılan davada verilecek kararın bekletici mesele yapılması gerekmektedir.Kabule göre de, tebligat Kanunu’nun 35. ve Yönetmeliğin 57. madde lerine göre tebligat yapılabilmesi için, gerçek kişi muhatabın kendisine veya adresine kanunun ve yönetmeliğin gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ve yeni adresini bildirmemiş olması, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin de tespit edilememiş olması ayrıca tüzel kişiler bakımından da madde de belirtilen resmî kayıtlardaki adreslerin esas alınması gerekir. Bu koşullardan biri eksikse sözü edilen maddelere göre tebligat yapılamaz. (15. H. D. 2018/3032 Esas, 2018/4967 Karar, 11.12.2018 t.)Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, davalıya dava dilekçesi ve depo emri tebligatının ticaret sicilinden tespit edilen adrese, TK 21.maddeye göre tebligat yoluna başvurulmadan doğrudan doğruya TK 35.maddeye göre yapıldığı, bu durumda davalıya yapılan tebligatların Tebligat Yasası hükümlerine uygun olduğunun kabul edilemeyeceği, aksinin davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına geleceği açıktır.Sonuç olarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, öncelikle davalıya dava dilekçesi ile depo emrinin Tebligat Kanunu’nun 10, 20, 21 ve 35 maddelerine uygun şekilde yapılması ve İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1066 Esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi istemli dava dosyasının getirtilerek, bu dosyada yapılacak inceleme sonucuna göre dosyanın bekletici yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, ilk derece mahkmesi kararının kaldırılmasına, yukarıdaki eksikliklerin giderilerek, sonucuna uygun karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/427 Esas, 2017/1220 Karar sayılı 28/12/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,30 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/01/2019