Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1199 E. 2021/417 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1199 Esas
KARAR NO: 2021/417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2016/1058 Esas, 2018/143 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 17/11/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketi tarafından İşyerim Paket Poliçesi ile sigortalı olan …’in iş yerinde 17/12/2015 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiğini, perde, tül satışı üzerine faaliyet gösteren sigortalıdan top halinde istiflenmiş perdelik kumaşların ve bir adet notebook bilgisayar çalınması sonucunda sigortalının zarara uğradığını, sigortalının Esenler’de bulunan Tekstilkentte faaliyet gösterdiği günde hırsızlık olayının meydana geldiğini, davalı kooperatif yönetiminin sitede güvenlik hizmetlerini sağlaması için özel güvenlik firması olan diğer davalı şirket ile anlaşması olduğunu, aralarındaki sözleşmeyi müvekkili ile paylaşmadıklarını, iki tarafında aralarındaki güvenlik hizmet sözleşmesindeki borç ve yükümlülüklerini yerine getirmiş olması halinde hırsızlık olayının vuku bulmayacağını, müvekkili şirketin hasarla ilgili yapılan ekspertiz raporu sonucunda zararın 22.452,00 TL’lik kısmını 21/01/2016 tarihinde ve 1.784,21 TL’lik kısmını ise 03/05/2016 tarihinde olmak üzere toplam 24.236,21 TL’yi sigortalıya ödediğini, sigortalının halefi olmakla birlikte ayrıca temlik beyanında söz konusu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ödenen tazminat bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren davalılardan rücuen müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı S.S. Tekstilkent İstanbul Tekstil İmalat ve Satıcıları Toplu İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili kooperatifin üç binin üzerinde üyesi bulunan bir toplu işyeri ve konut yapı kooperatifi olduğunu, hukuki yapısı itibariyle site yönetimi olmadığını, dolayısıyla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, olayla ilgili müvekkilinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, Tekstilkent Kooperatifinin güvenlik işinin diğer davalı … Limited Şirketine verilmiş olduğunu, güvenlik şirketi tarafından ifa edildiğini, müvekkilinin dava konusu olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Limited Şirketi vekili, davacı tarafında ifade ettiği üzere müvekkilinin davalı kooperatif ile özel güvenlik hizmetleri sözleşmesine istinaden işyerleri kompleksinde hizmet verdiğini, davacı ve sigortalısı ile bir bağlantısının olmadığını, rücu hakkının olması halinde ancak davalı kooperatife karşı kullanabileceğini, müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, bahse konu hırsızlık olayı üzerine müvekkili şirketin güvenlik personeli tarafından hemen tutanak tutulduğunu, olayın ilgili mercilere bildirildiğini, tutanaktan da anlaşılacağı üzere olayın işyerlerinin açık olduğu bir saatte davacı sigortalısının işyerinin asma katında televizyon seyrederken meydana geldiğini, tutulan tutanağa göre sigortalının asma katta televizyon seyrederken hırsızın alt kata girdiği ve hırsızlığın bu şekilde meydana geldiğini, bildirilmesi üzerine tüm tedbirlerin alındığını, işyeri açıkken işyerine giren bir şahsın sorgulanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, güvenlik personelinin oraya giren kişilerin hırsız mı, müşteri mi, işyeri sahibinin arkadaşı mı olduğunun bilmesinin mümkün bulunmadığını, davanın dava dışı sigorta şirketine ihbarı gerektiğini savunarak, reddini istemiştir. İhbar edilen … Sigorta A.Ş. vekili, dava konusu tazminat talebinin teminat kapsamında olmadığını, hırsızlık olayının özel güvenlik hizmetinin eksik veya yetersiz olması nedeniyle meydana geldiğini, hasarın teminat dışı olduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı sigortalısının işyerinde 17/12/2015 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, bilirkişi tarafından olay yerinde yapılan incelemede, işyerinin iki katlı cam profil doğrama, cam kapının arka kısmında otomatik kepeng sistemi olduğu, aynı zamanda zemin kat dükkan giriş kapısının sol en üst köşesinde güvenlik kamerası ile hırsızlık alarm sisteminin bulunduğu, olay tarihinde saat 18:59 sularında beyaz renkli kamyonet tipi araç ile gelen kimliği meçhul şahsın işyerinin camlı alüminyum giriş kapısını kanırtmak suretiyle işyerine girdiği ve top halinde istiflenmiş kumaşların 3-4 top olarak peyderpey araca yüklendiği, ardından çalışma masası üzerindeki bir adet notebook bilgisayarı da alarak olay yerinden uzaklaştıkları, tutanak ve kamera kayıtları ile tespit edildiği, işyerinin niteliği ve bulunduğu yer dikkate alındığında gerçekleştirilen hırsızlık eylemi olayının meydana geldiği saat itibariyle şüphe duyulmayacak bir şekilde gerçekleştirildiği, dükkanın korunması bakımından sigortalının gerekli sistemlerin olmasına rağmen etkinleştirmeyerek gerekli önlemleri almadığı, davalıların olayın meydana gelmesinde bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; hırsızlık olayının meydana geldiği yerin çoğunlukla tekstil toptan ticareti yapan firmaların bulunduğu bir kooperatife bağlı site olduğunu, site sakinlerinin yönetime aidat verdiğini, bu aidatlarla sitenin temizlik, güvenlik gibi hizmetlerinin karşılandığını, davalı güvenlik şirketinin sadece ortak alanlardan sorumlu olmasının hayatın olağan akışı ile örtüşmeyeceğini, kooperatif sınırları içerisinde bulunan pek çok işyerinde hırsızlık olayının meydana geldiğini, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1111 Esas sayılı emsal dosyada davalılara kusur atfedildiğini, akşam vakti siteye giren kişilerin niçin girildiğinin sorulmamasının hırsızlığa hiçbir şekilde fark edilmemesinin, yüklemenin dikkat çekmemesi hususlarının güvenlik şirketinin kusurlu olduğunu gösterdiğini, raporda belirtildiği üzere güvenlik eleman sayısının yetersiz olduğunu, şirketin elemanlarının eksik olmasına rağmen böyle bir borcun altına girdiği için kusurlu olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, olay saatinin akşam vakti 19:00 olduğunu, işyerinin üçüncü katında sigortalının bulunmasının hırsızı yakalamamasının kusurlu olması anlamına gelmeyeceğini, bilirkişinin hırsızı yakalama görevini güvenlik yerine sigortalıya vermesinin anlaşılabilir bir yorum olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ İşyerim Paket Poliçesi “ kapsamında ödenen hırsızlık hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı ve dava dışı sigortalı … arasında faaliyet konusu mefruşat satışı olan işyeri ile ilgili olarak başlangıç tarihi 27/05/2015, bitiş tarihi 27/05/2016 olan sigorta poliçesi düzenlendiği, olay yeri inceleme raporuna göre 17/12/2015 tarihinde saat 19:00 sularında … adı verilen işyerinde hırsızlık olayının olduğu, işyerinin alüminyum doğrama giriş kapısının kilit kısmından zorlanmış olduğu, kilit dilinin dışarıda olduğu, işyerinin üç kattan ibaret olduğu, içerisinde herhangi bir dağınıklığın bulunmadığı, işyerinin girişinde çalışma masası üzerinde bilgisayar faresinin boşta olduğu, olay yerinin fotoğraflarının çekimlerinin yapıldığı, mağdur beyanlarından tahminen 40 top tül perdenin çalındığının anlaşıldığının belirtildiği, davalı güvenlik şirketi ile diğer davalı kooperatif arasında 07/08/2015 ile 07/08/2016 tarihleri arasında geçerli olan silahsız özel güvenlik hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede davalı güvenlik şirketinin özel güvenlik hizmeti vereceğinin belirtildiği, hizmetin kapsamının dördüncü maddede yer aldığı, beşinci maddede görev alanının 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 9.maddesinde tanımlandığı üzere özel güvenlik görevlilerinin işverinin ikinci maddede belirtilen adresinde yer alan işyeri sınırları içerisinde 24 saat görev yapacağı, görev alanı sınırlarının işyerine ait koruma ve güvenlik planında belirtileceği, personel sayısının altınca maddede kırk olarak belirlendiği, 24 saat 7 gün resmi ve dini bayram tatilleri dahil kesintisiz ve aksaksız bilfiil hizmet vereceğinin ifade edildiği, ayrıca sözleşmeye dair protokoller düzenlendiği, hırsızlık olayı ile ilgili olarak 18/01/2016 tarihinde düzenlenen ekspertiz raporunda, sigortalı işyerinin perde, tül satışı üzerine faaliyet gösterdiği, olay yeri olan … sitesi, Esenler/İSTANBUL adresindeki işyerine gidildiği, meydana gelen hasarın oluş şeklinin incelendiği, riziko adresindeki sigortalı işyerinin ayrık nizamda inşa edilmiş, bodrum, zemin ve iki normal kattan oluşan binanın bodrum, zemin ve birinci normal katın bir bölümünde yer aldığı, işyerinin toplam kullanım alanının 210 metrekare mertebesinde olduğu, sigortalı işyerinde alarm sisteminin bulunduğu, ancak olay esnasında işyerinde yetkilinin bulunması nedeniyle sistemin kurulu olmadığı, kamera sisteminin bulunduğu, olay anını kayıt ettiği, sitede özel güvenlik firmasının görev aldığı ancak olayı fark etmediklerinin anlaşıldığı, hasarın hırsızlık teminatı kapsamında değerlendirilebilir nitelikte olduğu, ancak olay esnasında işyerinin üst katında sigortalı yetkilisinin bulunması nedeniyle hasarın taktirinin şirkete bırakıldığının belirtildiği, toplam hasar miktarının 22.452,66 TL olarak yer verildiği, dava dışı sigortalının polis merkezindeki ifadesinde, 17/12/2015 günü 18:57 sularında … isimli işyerinin ikinci katında TV izlerken alt katta sesler geldiğini duyması üzerine merdivenlerden doğru koştuğunu, aşağı indiğinde eşkalini göremediği şahısların bir araca binerek kaçtıklarını fark ettiğini beyan ettiği, davacı sigorta şirketinin ekspertiz tarafından belirtilen hasar bedelini sigortalı tarafa ödedikten sonra iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında; sigorta poliçesi, davalılar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesi, hırsızlık olayı konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; hırsızlık olayından dolayı davalıların kusurlarının bulunup bulunmadığı ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 26/10/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; tarafların iddia ve savunmaları özetlendikten sonra, olay yerinde yapılan inceleme sonucunda tül perde satışı üzerine faaliyet gösteren işyerinde dava dışı sigortalının taşındığı, aynı işyerinde … isimli aynı faaliyet kolunda başka bir işletmecinin kiracı konumunda bulunduğu, üç katlı müstakil bina olduğu, alarm sistemi otomatik kepeng sistemi ve kamera sistemi ile birlikte işyerinin kullanım şekli ile alakalı yeni kiracının herhangi bir değişiklik yapmadığını, aynen hırsızlık olayında olduğu gibi yerleşik konumda bulunduğu bilgisinin edinildiği, riziko adresindeki işyerinin alüminyum doğrama giriş kapısı üzerinde yapılan incelemede kapının kilit kısmından zorlanmış olduğu, deforme iz ve emarelerinin bulunduğu, kilit sisteminin değiştirildiğinin tespit edildiği, olayla ilgili gerçekleştirilen ekspertiz raporu ve tutanak ile ifadeler değerlendirildikten sonra, işyerine hırsızlık amacıyla gelen şahısların işyerinin girişine ait iki kanatlı cam kapısı kilidinin sivri ve sert bir cisimle kolaylıkla etkisiz hale getirilmesi ve giriş kapısı arkasında istiflenen kumaş tül perde toplarını işyerinin kapısı önündeki araca yüklemesi ile birlikte birkaç dakikalık zaman dilimine sığdırıldığı, olay yerinden uzaklaşarak kaçtıklarının saptandığı, olayın oluş şekli irdelendiğinde dava dışı sigortalının her ne kadar işyerinin kapısını kilitleyerek bir üst katta televizyon izlemeye devam etmiş ise de kendisinin dükkan içinde bulunduğundan alarmı kurması durumunda harekete bağlı sensörlerin devreye girerek alarm sireninin çaldırılacağını bildiğinden alarmı kurmadığının değerlendirildiği, ancak iki katlı cam kapının arka kısmında bulunan otomatik kepengi kapatarak kilitlemediği ve hırsızların işini kolaylaştırdığının anlaşıldığı, olayın meydana geldiği tarihte davalı güvenlik firmasının 40 kişilik silahsız özel güvenlik personeli ile hizmet alındığı, olayın vuku bulduğu vardiya sisteminde toplam 20 kişilik özel güvenlik personeli ile hizmet verildiğinin tespit edildiği, sitenin 5 giriş / çıkış kapısının bulunduğu, saat 19:00’da kapıların dört tanesinin kapatıldığı, giriş ve çıkışların saat 19:00’dan itibaren e kapısına yönlendirildiği, site dahilinde 4006 adet işyeri / dükkan toplam açık alanın 175.000 metrekare ve toplam kapalı alanın 341.367,57 metrekare olduğunun bilgisinin edinildiği, davalı site yönetimi bünyesinde olan 4006 adet işyeri, 9 dükkanın yüksek güvenlikte 20 kişilik bir grupla korunmasının beklenemeyeceği, zira özel güvenlik personelinin yanı sıra tüm işyeri sahip veya kiracılarınında kendi mülkiyeti ve fiili kiracı konumundaki işyerlerinin özenle korunması, muhafazası için bir takım güvenlik önlemleri almasının bekleneceği, sonuç olarak, işyerinde 17/12/2015 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, işyerinin giriş kapı arkasında istifli vaziyetteki tül perde kumaş toplarının ve bir adet notebook bilgisayarın işyerinden çalınmak suretiyle alındığının tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde davalılara atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, zira olay gün ve saatinde, hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği zaman diliminde sigortalının kendi işyerinin üst katında televizyon izlediği, ancak dükkanının korunması bakımından bireysel olarak alması gerekli önlemleri basiretli bir tacir gibi almadığı, otomatik kepeng sistemi olmasına rağmen kepengi kapatarak kilit altına almadığı, davalı güvenlik şirketinin site dahilinde yirmi kişilik özel personel ile 4006 adet işyerini birebir korunmasının beklenemeyeceği, bu durumda işyeri sahip yada kiracılarının gerekli olan güvenlik önlemlerini alması beklendiği, olayın gerçekleştiği zaman dilimi dikkate alındığında sigortalının işyerinde bulunması nedeniyle davalı güvenlik şirketine herhangi bir kusur atfedilemeyeceği, site yönetiminin hırsızlık olayının gerçekleşmesinde herhangi bir kusur veya sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, olay yerine ait fotoğraflarla birlikte düzenlenmiş, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir.Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Somut davada, davacı sigorta şirketi halefiyetle birlikte temlik alan sıfatıyla iş bu davayı açmış ise de yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında aynı şekilde davalıların kusurlu olduğunu ispat etmekle mükelleftir. Davacı sigorta şirketi tarafından, bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davalı güvenlik şirketi ve güvenlik şirketi ile söz konusu sözleşmeyi gerçekleştiren kooperatifin herhangi bir kusuru ispatlanamamıştır. Aksine dava dışı sigortalının hırsızlık tarihinde işyerinde olduğu ve gerekli olan güvenlik önlemlerini almadığı, kendi kusuru ile zarara neden olduğu anlaşılmıştır. İşyerinin faaliyet konusu, yapısı ve özellikle hırsızlık olayının meydana geldiği saat itibariyle dava dışı hırsızlık olayını gerçekleştiren şahısların güvenlik şirketi görevlileri tarafından tespiti mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle somut olayın gerçekleşme biçimi ve saati dikkate alındığında, mahkemece bilirkişi raporuna göre ispatlanamayan davanın reddi kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1058 Esas, 2018/143 Karar ve 14/02/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/03/2021