Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1194 E. 2021/569 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1194 Esas
KARAR NO : 2021/569
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI: 2015/351 Esas, 2018/179 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların 2003-2012 yılları arası kooperatif ortak gider bedeli olan 9.123,60 TL aidat borçlarını ödemediklerini, faiziyle beraber toplam 30.490,47 TL’nin tahsili için davalılar aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevabında; 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrası için kooperatife toplam 4.172,00 TL aidat borcu bulunduğunu, önceki döneme ilişkin aidat borçları için davacı kooperatife senetler vererek borcu kapattığını, ortak gider alacağı için aylık % 4 oranında faiz işletilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili cevabında; müvekkilinin Fatih/İstanbul’da ikamet etmesine rağmen, takipin ve davanın yetkili icra dairesi ve mahkemesinde açılmadığını, müvekkilinin diğer davalı ile birlikte 20 nolu bağımsız bölümün 1/2’er oranında maliki olsa da kooperatif üyesi olmadığını, bu nedenle müvekkilinden aidat istenemeyeceğini, davacının site genel kurulu tarafından görevlendirildiği kabul edilirse, aidat borcuna ilişkin genel kurulların ve alınan kararların KMK’na uygun usulle müvekkiline tebliğ edilmediğinden borcu kabul etmediklerini, aidat alacağının zamanaşımına uğradığını, takibe itirazdan önce müvekkilinin 3.000,00 TL ödemede bulunduğunu, müvekkilinin aidat alacağından arsa payı oranında sorumlu olması gerektiğini belirterek davanın reddini ve kötüniyetli davacının icra tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi; davalı …’nun 2008 yılı Mayıs öncesi dönem aidatları karşılığında senetler verdiği, bir kısım senetlerin ödenmediği beyan edilmişse de, senetlerin davacı kooperatifin elinde bulunduğu ve davalıya iade edilmediği, bu nedenle ayrı bir dava konusu olması gerektiği, davalı …’nun 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrası aidatlar için 4.172,00 TL alacağı kabul ettiği, aidata yıllık enflasyon oranının % 100’nü aşan tutarda faiz uygulanamayacağı, buna göre davacı kooperatifin 5.713,18 TL asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı bulunduğu, takipten sonra yapılan toplam 4.208,65 TL ödemenin icra harç ve vekalet ücretine ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 5.713,18 TL asıl alacak ve faizi yönünden devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İlk derece mahkemesi kararı davalılarca istinaf ediliştir. Davalı … vekili istinaf talebinde; müvekkilinin takip konusu 9.123,00 TL aidat alacağından 2008 yılı Mayıs ayından itibaren 4.162,00 TL aidat borcunu kabul ettiğini, önceki döneme ait aidata ilişkin takibe itiraz ettiğini, mahkemece ana para 4.162,00 TL kabul edilerek hüküm kurulduğunu, ancak müvekkilinin takipte ve davada kabul ettiği miktar için icra tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, mahkemece asıl alacak ve işlemiş faizin ayrı ayrı belirtilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve yeniden hüküm kurulmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı … vekili istinaf talebinde; mahkemece 5.713,18 TL alacak ve faizi yönünden takibin devamına karar verildiğini, ancak hükme esas alınan raporda 5.713,18 TL alacağın aidat ve faiz toplamı olduğunu, kararda 5.713,18 TL alacağa faiz işletilerek gecikme faizine tekrar faiz işletildiğini, kararın infaz kabiliyetinin olmadığını, ana para olarak kabul edilen 5.713,18 TL alacağın vade tarihinin ve asıl alacağa hangi tarihten ve hangi oranda faiz işletileceğinin belli olmadığını, taşınmazın diğer davalı tarafından kullanıldığını ve müvekkilinin takip konusu borcun dayanağı kararlardan haberi olmadığını, bu nedenle kötüniyetli olmayan müvekkilinin icra tazminatına mahkum edilemeyeceğini, müvekkilinin aidat borcundan 1/2 oranında sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, davacı kooperatif tarafından ortak giderlerin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı kooperatifin 2003/Mayıs-2012/Aralık dönemine ait 9.123,60 TL aidat bedeli ile 21.366,87 TL gecikme cezası tutarı toplamı 30.490,47 TL’nin tahsili için 25 Blok, 20 nolu bağımsız bölümün 1/2’er oranında maliki bulunan davalılar aleyhine takip başlattığı, davalı …’nun takipte 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrası aidat borcu olan 4.172,00 TL’yi kabul ettiği, ancak kabul ettiği bu kısmın faizine itiraz ettiği, 9.123,60 TL aidatın kalan 4.951,00 TL kısmı ve faizi yönünden takibe itiraz ettiği, davalı …’nun takipte borca ve yetkiye itiraz ettiği, bunun üzerine davacının itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalı …’nun 2008 Mayıs ayı öncesine ait aidatlara ilişkin davacı kooperatife senetler verdiği, borca karşılık senetler verilmiş olması nedeniyle bu kısma ilişkin alacağın ödenmiş olduğu, 208 yılı Mayıs ayı ve sonrası için davacı kooperatifin 4.162,60 TL aidat alacağı bulunduğu, istenen faizinin yasal faizin iki katını aşamayacağı ve 4.162,60 TL alacağın faizinin 1.504,53 TL olduğu belirtilmiştir.Mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda, 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrası için (4.162,60 TL aidat ve 1.550,58 TL gecikme faizi toplamı) 5.713,18 TL asıl alacak ve faizi yönünden takibe itirazın iptaline karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalılar istinaf yoluna başvurmuştur.Davalıların … Sanayi Sitesi’ni işleten davacı kooperatifin üyesi olmadıkları anlaşılmaktadır. Davacı kooperatifin kooperatif hizmetlerinden yararlanan davalılardan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hizmet bedelini faiziyle birlikte (temerrüt varsa) talep etmesi mümkündür. Yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamından, davalıların sahibi olduğu işyerinin kooperatif hizmetlerinden yararlandığı ve davacı kooperatifin 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrası için 4.162,60 TL ortak gider alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı vekili takipten sonra ve davadan önce 07/03/2014 tarihinde vekalet ücretine mahsuben 2.973,75 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. Yine 03/03/2014 tarihinde de davalı …’nun icra dairesine 1.234,90 TL ödediği anlaşılmaktadır. Davadan önce yapılan toplam 4.208,65 TL ödeme dikkate alındığında davacı kooperatifin davalılardan talep edebileceği ortak gider alacağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de, mahkemenin gecikme faizini asıl alacağa katıp gecikme faizine de faiz yürüterek talebi aşan şekilde hüküm kurması doğru olmadığı gibi, kooperatif ortağı olmayan ancak kooperatif hizmetlerinden yararlanan davalılardan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre istenebilecek hizmet bedeli için temerrüt varsa faizi istenebileceği ancak davalıların daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair delil bulunmadığı gözetildiğinde, mahkemece kabul edilen kısım yönünden faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Açıklanan nedenler ile 2008 yılı Mayıs ayı öncesine ait hizmet bedellerinin ödendiği ve mahkemenin bu yöndeki kararına karşı davacının istinaf talebinin bulunmadığı, 2008 yılı Mayıs ayı ve sonrasına ilişkin hizmet bedellerinin ise davadan önce ödendiği, bu nedenle davanın tamamen reddine karar verilmesi gerektiği, öte yandan davacının takipte kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından, davalı …’nun icra tazminatı talebinin de reddi gerekeceği anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafların istinaf başvurularının yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/351 Esas, 2018/179 Karar, 26/02/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,2a-Davanın reddine,2b-Davalı …’nun icra tazminatı talebinin de reddine,2c-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 520,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 461,45 TL’nin hükmün kesinleşmesini müteakiben ve talep halinde davacı tarafa iadesine,2d-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,2e-Davalı … tarafından karşılana 100,00 TL posta masrafının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2f-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.573,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,İstinaf Giderleri Yönünden3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davalı … tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,Davalı … tarafından karşılanan 35,90 TL istinaf karar harcı ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davalı … tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,Davalı … tarafından karşılanan 35,90 TL istinaf karar harcı, 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 36,00 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362.1.a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021