Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1183 E. 2021/416 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1183 Esas
KARAR NO: 2021/416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2018
NUMARASI: 2016/246 Esas, 2018/91 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 08/03/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında 20/11/2014 tanzim tarihli bir yıl süreli ” Booklogic Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi ” ile 07/09/2015 tarihli “… Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi ” akdedildiğini, ” Booklogic Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi “‘nin hüküm ve koşullar başlıklı bölümün birinci maddesinde sayıldığı üzere müvekkilinin edimlerini ve hizmetlerini yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini, sözleşmenin ikinci maddesi gereğince otelin Package deal rezervasyon sistemini kendi resmi web sitesinde kullanmak zorunda olduğunu, otelin kendi web sitesinde herhangi bir hizmet satışı için dahi olsa servis sağlayıcının rezervasyon sisteminden başka satış sistemini kullanamayacağını ve web sitesini entegre edemeyeceğini, kullanılması veya entegre etmesinin bu sözleşmenin ihlali anlamına geleceğine dair hükmüne aykırı olarak davalının kendi web sitesi olan ” http://www…com/ ” adresinde müvekkilinin rezervasyon sistemini kaldırarak rakibi olan ” hotlerunner “rezervasyon sistemini taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak entegre ettiğini ve yine muhatap tarafından ” … Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “‘nin birinci ve altınca maddelerine aykırı olarak müvekkili şirket tarafından online rezervasyon servisi sunulmasında kullanılacak internet acenteleri listesi ve sistem giriş şifrelerinin güncel rezervasyonlarını göndermediği gibi gönderdiği şifrelerde çalışmadığından müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı olacak kazanç kaybına sebebiyet verildiği gibi muhatap otelin sözleşme ve taahhüdünden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, ” Booklogic Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi ” ‘nin yedinci maddesinin amir hükmü gereğince taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi tek taraflı feshettiklerini, sözleşmenin onuncu maddesi gereğince 3.000,00 Euro cezai şart bedeli ” … Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “‘nin dokuzuncu maddesinin amir hükmü gereğince 6.000,00 Euro cezai şart bedeli olmak üzere toplam 9.000,00 Euro + 1.620,00 Euro KDV olarak toplam 10.620,00 Euro’nun noter ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, davalı borçlunun akdedilen sözleşme ve taahhütnameden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile alacağın tahsiline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının dava konusu kanal yönetimi programı nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında fatura alacağı iddiasıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile cezai şart alacağı iddiasıyla müvekkili aleyhine iki ayrı icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın iptali davalarının açıldığını, davacı tarafın müvekkili firmadan alacak ve cezai şart alacağının bulunmadığını, bu nedenle yapılan takiplerin ve açılan davaların haksız olduğunu, davacı tarafın takip ve dava konusu yapmış olduğu rezervasyon sistemine ilişkin 20/11/2014 tarihli sözleşmenin yenilenmeyeceği ve sistemin kullanılmayacağının 20/11/2015 tarihinden sözleşmenin uzatılmayacağını davacı tarafa 11/09/2015 tarihli e-posta ile bildirildiğini, sözleşmenin yenilenme süresinden yaklaşık yetmiş gün önce yapılan bildirimin sözleşmenin ileriye dönük olarak feshi iptali için yeterli olduğunun açık bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin kullanmayacağını ve sözleşmeyi uzatmayacağını önceden bildirdiğini, sözleşme nedeniyle borçlandırılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, yine davacı taraf ile 2015 yılı Temmuz ayından itibaren görüşmeler yapılan online rezervasyon yazılım sistemi ile kurulumunu yaptığını yazılım sistemi farklı olan müvekkiline sunum, tanıtım ve fiyatlandırması yapılan ” … ” yazılımı yerine bunun daha düşük versiyonu olan ” … ” sisteminin kurulduğunun anlaşıldığını, bu hususun kurulumdan sonra anlaşıldığını ve davacı firmaya müteaddik defalar e-mail yoluyla şikayet ve değişim talebinde bulunulduğunu, davacının müvekkili firmanın değişim ve iade taleplerini kabul etmediğini, kurulumdan itibaren ortaya çıkan kullanım sorunları, güncelleme hataları ve işletim sorunlarının giderilmesi hususunda davacı firmanın talep ve şikayetleri karşılamadığını, kurulan sistemin boş – dolu oda sayısı, oda fiyatları gibi sürekli güncellenmesi gereken bilgileri güncelleyemediğini, rezervasyon ve fiyatlandırmada anlık veri girişi ve veri değişikliklerini yazılım sisteme anında aktaramadığını, güncellemelerde başarılı olmadığının görüldüğünü, yapılan şikayetlerden sorunun çözümü için olumlu bir sonuç alınamadığını, 24/08/2015 ve 03/09/2015 tarihli e-posta ile kurulumun sözleşmenin ” … ” yerine ” … ” üzerinden yapıldığı ve müvekkilimin bu sistemi talep etmediği, faturayı kabul etmediği ve ödeme yapmayacağının bildirildiğini, ikinci olarak 15/09/2015 tarihli e-posta ile ” … ” yerine ” … ” programının kurulduğu, yaşanan sorunlar ve davacı firmanın ilgisizliği karşısında artık her iki programında istenmediği, sözleşmenin iptal edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, sözleşmede sadece müvekkilinin imzası bulunup davacı taraftan yetkilinin imzasının olmadığını, müvekkiline tanıtımı yapılan sistem ile kurulumu yapılan sistemin aynı olmadığını fark etmesi üzerine durumu davacı şirkete bildirdiğini diğer taraftan sözleşme maddelerinin taraflar arasında müzakere edilerek oluşturulmadığını, davacı tarafın tek taraflı ve matbu sözleşme metni olarak hazırladığını, sözleşmenin feshi ve cezai şarta ilişkin hükümlerinin batıl olduğunu iddia ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/247 ESAS, 2016/214 KARAR VE 10/03/2016 TARİHLİ DOSYA:
İDDİA: Davacı şirket 08/03/2016 tarihli dava dilekçesinde; aynı iddialara dayanarak, davalının otel sözleşmesinden kaynaklı edimlerini yerine getirmediği gibi bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan “… Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “‘nin dokuzuncu maddesi gereğince yıllık servis ücreti hizmetinin başlangıcında tek seferde ödeneceğini, otelin akdin başında gönderilecek fatura mukabilinde faturanın ulaşmasından itibaren yedi gün içinde ilgili bedeli ödeyeceğinin bildirildiğini, amir hüküm gereğince müvekkili şirket tarafından takip konusu 17/08/2015 tanzim tarihli KDV’li yıllık hizmet bedel tutarı olan 796,50 Euro ( 3.640,30 TL ) faturanın keşide edilerek muhataba teslim edildiği halde fatura bedelinin taahhüde aykırı olarak ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe karşı davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile alacağın tahsili ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının dava konusu kanal yönetimi programı nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında fatura alacağı iddiasıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile cezai şart alacağı iddiasıyla müvekkili aleyhine iki ayrı icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın iptali davalarının açıldığını, davacı tarafın müvekkili firmadan alacak ve cezai şart alacağının bulunmadığını, bu nedenle yapılan takiplerin ve açılan davaların haksız olduğunu, davacı tarafın takip ve dava konusu yapmış olduğu rezervasyon sistemine ilişkin 20/11/2014 tarihli sözleşmenin yenilenmeyeceği ve sistemin kullanılmayacağının 20/11/2015 tarihinden sözleşmenin uzatılmayacağını, davacı tarafa 11/09/2015 tarihli e-posta ile bildirildiğini, sözleşmenin yenilenme süresinden yaklaşık yetmiş gün önce yapılan bildirimin sözleşmenin ileriye dönük olarak feshi iptali için yeterli olduğunun açık olduğunu, bu sebeple müvekkilinin kullanmayacağını ve sözleşmeyi uzatmayacağını önceden bildirdiğini, sözleşme nedeniyle borçlandırılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, yine davacı taraf ile 2015 yılı Temmuz ayından itibaren görüşmeler yapılan online rezervasyon yazılım sistemi ile kurulumunu yaptığı yazılım sisteminin farklı olan müvekkiline sunum, tanıtım ve fiyatlandırması yapılan ” … ” yazılımı yerine bunun daha düşük versiyonu olan ” … ” sisteminin kurulduğunun anlaşıldığını, bu hususun kurulumdan sonra anlaşıldığını ve davacı firmaya müteaddik defalar e-mail yoluyla şikayet ve değişim talebinde bulunulduğunu, davacının müvekkili firmanın değişim ve iade taleplerini kabul etmediğini, kurulumdan itibaren ortaya çıkan kullanım sorunları, güncelleme hataları ve işletim sorunlarının giderilmesi hususunda davacı firmanın talep ve şikayetleri karşılamadığını, kurulan sistemin boş – dolu oda sayısı, oda fiyatları gibi sürekli güncellenmesi gereken bilgileri güncelleyemediğini, rezervasyon ve fiyatlandırmada anlık veri girişi ve veri değişikliklerini yazılım sisteme anında aktaramadığını, güncellemelerde başarılı olmadığının görüldüğünü, yapılan şikayetlerden sorunun çözümü için olumlu bir sonuç alınamadığını, 24/08/2015 ve 03/09/2015 tarihli e-posta ile kurulumun sözleşmenin ” … ” yerine ” … ” üzerinden yapıldığı ve müvekkilimin bu sistemi talep etmediği, faturayı kabul etmediği ve ödeme yapmayacağının bildirildiğini, ikinci olarak 15/09/2015 tarihli e-posta ile ” … ” yerine ” … ” programının kurulduğu, yaşanan sorunlar ve davacı firmanın ilgisizliği karşısında artık her iki programında istenmediği, sözleşmenin iptal edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, sözleşmede sadece müvekkilinin imzası bulunup davacı taraftan yetkilinin imzasının olmadığını, müvekkiline tanıtımı yapılan sistem ile kurulumu yapılan sistemin aynı olmadığını fark etmesi üzerine durumu davacı şirkete bildirdiğini diğer taraftan sözleşme maddelerinin taraflar arasında müzakere edilerek oluşturulmadığını, davacı tarafın tek taraflı ve matbu sözleşme metni olarak hazırladığını, sözleşmenin feshi ve cezai şarta ilişkin hükümlerinin batıl olduğunu iddia ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; tarafların dosya kapsamındaki e-mail yazışmalarından davalının, dava konusu programı verimli bir şekilde kullanamadığı, sorun yaşadığı, bunu davacı tarafa da ilettiği ancak bir çözüm bulunamadığı, davalının talep ettiği programın bir alt niteliğindeki programının kurulduğu, davalının dava konusu programı tam, eksiksiz bir şekilde kullanamadığının anlaşıldığı, sözleşmedeki fesih süresi ile bağlı olmadığı, davacının sözleşmedeki edimini eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğinden, davalının sorunsuz bir şekilde kullanacağı bir program kurmadığından, taraflar arasındaki yazışmalardan da bu durumun açıkça anlaşılmasından ötürü davalı tarafın feshinin haklı sebebe dayandığı açık olduğu, davalının programı sorunsuz bir şekilde kullanamadığından, sözleşmenin süre bitiminden itibaren yenilenmeyeceği şeklinde 90 gün öncesinden noter marifetiyle feshin bildirilmesinin mahkemece koşul olarak aranmadığı, davalının davacının sözleşme konusu edimini kusursuz bir şekilde yerine getirmediği, süreye bağlı olmadan sözleşmeyi her zaman feshedebileceği, davalının davacının kusurlu ediminden kaynaklı olarak sözleşmeyi feshettiğinden bu feshin mahkemece geçerli bir fesih olarak kabul edildiği, davacının fesih bildiriminin ise sözleşmedeki edimini kusursuz bir şekilde yerine getirmediğinden haklı sebebe dayanmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı cezai şart ve yıllık kullanım bedeli alacağının sübuta ermediği gerekçesiyle davacının birleştirilen ve ana davadaki davalarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme gerekçesini özetledikten sonra, mahkeme gerekçesine katılmalarının mümkün olmadığını belirterek dava dilekçesindeki iddiaları tekrar edip, bilirkişi raporunun içeriği tekrar edildikten sonra, sonuç olarak, bizzat davalı şirket yetkilisinin imzalayarak kabul, beyan ve taahhüt ettiği “taahhütname” ile kendisine, kendi istek ve arzusu ile, müvekkili şirket tarafından channell pass marka channell manager programı satıldığını, görselinin fazlalığından dolayı biraz daha pahalı bir ücreti olan channel stream (CS) programı talebinde bulunan davalıya iş bu fark ücreti ödemeye yanaşmadığı için söz konusu programın kullandırılamayacağının beyan edildiğini, iş bu sebeplere binaen cevaba cevap dilekçelerinde de detaylı olarak açıklandığı üzere, “BOOKLOGIC ONLİNE REZERVASYON SİSTEMLERİ KULLANIM SÖZLEŞMESİ”nin (10.) md.si amir hükmü gereği ve “… YÖNETİMİ PROGRAMI KULLANIM TAAHHÜTNAMESİ “ nin (9.) md.si amir hükmü gereği davalı/borçludan talep edilen cezai şart bedeli’nin tahsili/ödenmesi yönündeki taleplerinin usul ve yasaya ve taraflar arasında akdedilen sözleşme ve taahhütname hükümlerine uygun olduğunu, mahkemenin beyan edilen kararın gerekçesine katılmanın mümkün olmadığını, davalı/borçlu tarafından “Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi” nin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak imzalanıp taahhüt edilen ve iş bu ek sözleşmede (“BOOKLOGIC … YÖNETİMİ PROGRAMI KULLANIM TAAHHÜTNAMESİ”) yer alan ek hizmetlerin ( … Programı kapsamında online rezervasyon servisi sunulmasında kullanılacak İnternet Acenteleri/Kanal Listesi ) belirtilen şartlarla kullanımını davalı/borçlu kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirket tarafından Booklogic Online Rezervasyon Motoru kurulumun gerçekleştirildiğini gösteren mail, kurulumunun tamamlandığını beyan ettikten sonra, sisteme giriş yapılacak link, kullanıcı ismi ve şifrenin, davalı şirkete bildirildiğini, devamında, oda tipleri fiyat ve kontenjanların Otel/Davalı tarafından tamamlanmasından sonra kanalların aktive edileceği bilgisinin davalı/Otel‘e müvekkilim şirket tarafından iletildiğini, müvekkili şirketin kurulum ile ilgili sözleşmeden kaynaklı kurulum mükellefiyetini yerine getirdiğini, otelin sözleşmeden kaynaklı mükellefiyetlerini yerine getirmediği için sistemin tam anlamıyla aktive olamadığını, müvekkili şirketin sözleşmelerden, yapılan yatırımın, harcanan emeğin karşılığını alacak kalıcılığı ve süreklililiği, davalı/borçlunun kusurlarından dolayı gerçekleştiremediğini, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/01/2018 tarihli 2016/62 Esas sayılı dosyasında alınan 27.04.2017 tanzim tarihli bilirkişi raporunun söz konusu davada cezai şart bedeli talebinin taraflar arasında akdedilen sözleşmelere, usul ve yasaya uygun bulunduğunu beyan ettiğini, mahkemeye ibraz olunan aynı nitelikteki hukuki ihtilafa ilişkin bilirkişi raporunda ise davalı taraf olan otel gerekli doneleri vermediği için sistem birbiriyle bağlantılı çalıştığı yani veri girişi yapılmadığı için kanal bağlantılarını da yapamamıştır şeklinde davalı tarafın kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmesel edimlerini yerine getirebilmesi için davalı şirketin bazı aktif davranışlarını gerektirdiğini, davacı şirketin muhtelif tarihlerde davalıya Booklogic Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi’ne istinaden ise FTP şifreleri, fiyat listesi vs. bilgilerinin gönderilmesi için mail gönderdiğinin anlaşıldığını, elektronik postalarda, bahsi edilen bilgilerin verilmemesi halinde sisteme entegre olunamayacağı uyarısının da yer aldığını, tüm bunlara rağmen davalının söz konusu bilgileri davacıya ulaştırmadığının anlaşıldığını, davalı tarafça dosyaya bu durumun aksini gösterir herhangi bir belgenin de sunulmadığını, tüm bunlar neticesinde davalı şirketin söz konusu fiilleri gerçekleştiremediği için, davacının kendi edimini yerine getirmesinin mümkün olamadığının anlaşıldığını, bu nedenle ilgili sözleşmelerin davacı şirketçe haklı olarak feshedildiğinin düşünüldüğünü, davacı şirketin ifaya yönelik çaba ve tekliflerine davalı taraftan bir cevap alınamadığının anlaşıldığını ve cezai şart talep etmenin koşullarından olan geçerli bir ifa teklifinde bulunma koşulunun derdest uyuşmazlıkta gerçekleştiği sonucuna varıldığını, taraflarca kararlaştırılan ceza bedelinin geçerli olduğu otel için imzalanan sözleşmelere istinaden ceza koşulunun davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine ulaşıldığını, davacının sözleşmelerden kaynaklanan edimini, davalının kendi edimini yerine getirmemesi nedeniyle ifa edemediği ve sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, bu nedenle davacının her bir sözleşme kapsamında her bir otel için ayrı ayrı 3.000 Euro Cezai Şart talep edebileceği..”‘ni, dilekçe ekinde ibraz olunan gerekçeli karar, kısa karar ve bu kararların dayanağı bilirkişi raporlarında; müvekkili şirketin kurulum ile ilgili sözleşmeden kaynaklı kurulum mükellefiyetlerini yerine getirdiğini, davalı/Otel’lerin söz konusu fiileri sözleşmelerden kaynaklı mükellefiyetlerini yerine getirmediği için müvekkili şirketin kendi edimini yerine getirmesinin mümkün olamadığı kanaatine varılarak, müvekkili lehine cezai şart bedelinin ve fatura alacağının takip tarihine kadar işlemiş ve takip tarihinden itibaren işleyecek sözleşme ile kararlaştırılan ( aylık %5 ‘den yıllık %60 ve/veya yıllık % 10.50) faizi ve % 20 icra inkar tazminatları ile ödenmesi konusunda hüküm tesis edildiğini, mahkemenin tüm yargılama boyunca mahkemeye ibraz ettikleri dilekçelerinde beyan edilen bu konuyla ilgili tüm bu hukuki beyan ve itirazlarını dikkate almaksızın davaların reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl dava; sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali, birleştirilen dava ise sözleşme kapsamında yıllık kullanım bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından; taraflar arasında 20/11/2014 tarihli ” Booklogic Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi “‘nin düzenlendiği, yine taraflar arasında 07/09/2015 tarihli “… Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “‘nin düzenlendiği, 20/11/2014 tarihli sözleşmede davacı şirketin servis sağlayıcı olarak yer aldığı, sözleşmenin birinci bendinde, servis sağlayıcının sunacağı edim ve hizmetler olarak otel için özel olarak dizayn edilmiş Booklogic Online Rezervasyon Motorunu otelin kullanımına açacağı, oteli, otel bilgilerini girecekleri, rezervasyonları takip edecekleri, kendisine ait bir kontrol paneline internet üzerinden erişim sağlayacağı, servis sağlayıcının kendi otel dağıtım sistemi aracılığıyla otele sayılan seyahat acenteleri dağıtım kanalları ve web sitelerinden rezervasyon göndereceği, otel bilgilerini online otel dağıtım kanallarında sergileyeceği, müşterilere otelden oda rezervasyonu yapma imkanı sunacağı, oteli bu kanallardan üzerinden rezervasyon göndereceğinin düzenlendiği, hizmet bedeline ikinci maddede yer verildiği, üçüncü maddede tarafların diğer hak ve yükümlülükleri ile işletme sorumluluklarına yer verildiği, b bendinde, davalı otelin kendine tahsis edilen kontrol paneline girdiği bütün bilgilerden sorumlu olacağına ve diğer hususlara yer verildiği, ilgili maddede otelin servis sağlayıcı ( Booklogic ) dışında başka bir global otel dağıtım servisi veren firma ile çalışamayacağı, otelin servis sağlayıcı tarafından tahsis edilen Booklogic Online rezervasyon motorunu sözleşme süresince resmi otel web sitesinde kullanmak zorunda olduğunun belirtildiği, yedinci maddede, sözleşmenin süresi üst başlığı ile sözleşmenin imza tarihinden itibaren bir yıl süreli olduğunun belirtildiği, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin sona erme tarihinden doksan gün öncesine kadar noter kanalıyla yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bir sene daha uzayacağı ve bu şekilde devamlılığını sürdüreceğinin belirtildiği, sözleşmenin 10. maddesinde cezai şart üst başlığı ile otelin sözleşmeyi haklı bir nedene dayanmaksızın feshetmesi durumunda veya sözleşmedeki borçlarına aykırılık halinde servis sağlayıcı tarafından sözleşmenin feshedilmesine sebep olunması durumunda hizmetler karşılığı borçlarına ilave olarak servis sağlayıcısına otel başı 3.000,00 Euro cezai şart ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, taraflar arasında düzenlenen 07/09/2015 tarihli “… Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “‘nin dokuzuncu maddesinde … Programı Servis Ücreti ve Ödemelerinin düzenlendiği, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğunun belirtildiği, üyelik tipinin yıllık abonelik şeklinde olduğuna yer verildiği, fiyatlandırma modeli başlığında ise beş kanallı paket için yıllık ücretin 675,00 Euro + KDV şeklinde düzenlemeye yer verildiği, her ek beş kanal için senelik ücret kadar ücret alınacağının ifade edildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete Beyoğlu …Noterliğinde 21/12/2015 tarihli ihtarnameyi düzenlediği, ihtarnamede taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin feshedildiğinin ihbar edildiği ve dava konusu alacağın tebliğden itibaren üç gün içerisinde ödenmesinin belirtildiği, sözleşmelerin erken feshine sebebiyet verildiği iddiasıyla sözleşmeden elde etmeyi düşündükleri kazanç kaybından kaynaklı maddi tazminat tutarlarının tazmini için yasal yollara müracaat edileceğinin ifade edildiği, taraflar arasında mail yazışmalarının gerçekleştirildiği, davacı şirket tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu icra takip dosyasında 33.559,20 TL ( 10.620,00 Euro ) ve 1.174,57 TL faiz olmak üzere toplam 34.733,77 TL’nin tahsili amacıyla 11/01/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe ve borca yasal süre içerisinde itiraz ettiği, davacının İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde asıl davayı açtığı, yine davacının davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 3.640,30 TL asıl alacak ve 643,12 TL faiz olmak üzere toplam 4.283,42 TL alacağın tahsili amacıyla 16/12/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun takibe karşı yasal süre içerisinde itiraz ettiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde birleştirilen davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında; gerçekleştirilen sözleşme ve taahhütname, davacı şirketin sözleşmeyi feshetmesi ve icra takipleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davacının takip konusu yapmış olduğu cezai şart alacağına ve yıllık kullanım ücretine hak kazanıp kazanmayacağı olarak tespit edilmiştir. 27/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin incelendiği, tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, HMK 222.maddesi kapsamında lehe delil vasfına haiz olduğu, davalı ticari defterlerinin sunulmadığı, davacı ticari defterleri uyarınca, davacının ticari defterlerinde 120.T.02 6 T.Loft Residance – … hesabın incelenmesi sonucunda, davacının toplam 4.192,72 TL tutarında 9 adet faturasının borç kaydı olarak girildiği karşılığında toplam 548,69 TL tutarında ödemenin alacak kaydı olarak girilmesi neticesinde, 3.644,03 TL borç tutarının 2016 yılına devrettiği, davacı kayıtlarında davalının davacıya 2016 yılında 2015 yılından devreden 3.644,03 TL borç tutarının mevcut olduğunun görüldüğü, davacının birleşen davaya konu ettiği tutara ilişkin olarak mevcut faturanın içeriğinin 07.09.2015 tarihli … Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesinin 9. Servis ücreti ve ödemeler maddesinde Fiyatlandırma Modeli 5 Kanallı Paket için 675 Euro + kdv/otel /yıllık… yıllık servis ücretinin sözleşmenin başlangıcında tek seferde ödeneceği, Otelin akdin başında gönderilecek fatura mukabilinde 7 gün içinde ilgili bedeli ödeyeceği ” hususlarının mevcut olduğu, asıl davada talep edilen cezai şart talebine ilişkin sözleşme, mail yazışmaları ve ihtarnamelerin incelenmesi neticesinde Blookgic Online Rezervasyon Sistemleri Sözleşmesinin taraflar arasında 20.11.2014 tarihli 1 yıl süreli akdedildiği, sözleşmenin 7. maddesinde “Sözleşme sona erme tarihinden 90 gün öncesine kadar noter kanalıyla yazılı fesih ihtarında bulunulmaması halinde sözleşmenin 1 sene daha uzayacağının belirtildiği, taraflar arasında 07/09/2015 tarihli “… Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi ” imzalandığı, taahhütnamenin dokuzuncu maddesinde, sözleşme süresinin ikişer yıllık periyotlar ile uzatılacağı, sözleşmenin erken feshi durumunda otelin borçlarına ilave olarak 6.000,00 Euro’yu senelik olarak ödeyeceğini, mail çıktılarında davacı ve davalının sunmuş olduğu maillerin silsileleri ile belirtildiği, 21/08/2015 tarihli davacı şirketin davalıya göndermiş olduğu mailde konunun ön kurulumun tamamlanmış olduğuna ilişkin bulunduğu, içerikte cevaben ilk önce channel pass değil channel stream aldıklarının belirtildiğini, en azından böyle anlaştıklarını ifade ettikleri, google chrome’de bu sitenin tam açılmadığı, bir şeyler loading deyip durduğu, böyle e-maillede uğraşmasak kendilerine whatsapp veya fiber gibi daha sağlıklı bilgi paylaşımında bulunacakları bir bağlantı verilmesi halinde iş yükünden tasarruf etmiş olacaklarının belirtildiği, cevabında kendilerinin kullandığı explorer chrome’nın sorunsuz çalıştığı, teknik bir sorun yaşıyor olabileceklerinin belirtildiği, sistemsel bir sorunun görülmediği, bilgisayarı kapatıp açarak tekrar denenebileceğinin ifade edildiği, 24/08/2015 tarihli yazıda fiyat ve kontenjan girişlerini bir yıl olarak girilmesi gerektiği, yaşanılan sorunun çözülüp çözülmediğinin sorulduğu, cevaben sayın Booklogic yetkilisine hitaben yapılan sözleşme gereği teslim almaları gereken ürünün channel stream iken channel pass gönderildiği, bu yüzden faturaya itiraz ettikleri ve faturayı ödemeyeceklerini bildirdikleri, 03/09/2015 tarihli ikinci itiraz dilekçesinde yine booklogic yetkilisine hitaben yapılan sözleşme gereği teslim almaları gereken ürünün channel stream iken kendilerine channel pass gönderildiği, bu yüzden faturaya itiraz ettiklerini ve faturayı ödemeyeceklerini bildirdikleri, 08/09/2015 tarihli mail ile gönderilen üçüncü itirazda yine aynı yetkiliye hitaben ürünün farklı gönderildiğinin belirtilerek faturaya itiraz edildiğinin ve ödenmeyeceğinin bildirildiği, 11/09/2015 tarihli mailde sözleşme bitim tarihine kadar sözleşmeyi yenilememe kararı aldıklarını, dolayısıyla 10/11/2015 tarihinde sözleşmeyi uzatmayacaklarını bildirdikleri, 15/09/2015 tarihli mailde yetkiliye hitaben T-loft Residence olarak tekrar tekrar bildirdikleri gibi ne channel pass nede channel stream’ı kullanmak istemediklerini, saha yöneticisinin az önce orada olduğunu, bu durumu kendilerine bildirdiklerini, kendilerinin kontrat yapmak istedikleri channel stream olduğu halde sunulan ve kontrat yapılan channel pass olduğunu, kurulum aşamasında fark ettiklerini, kendilerinin böyle bir ürünü talep etmediklerini, yani kendilerine söylenen ve gösterilen ürün yerine daha düşük özelliklerde ürün sunmalarının kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, 15/09/2015 tarihli mailde davacı şirket tarafından yetkiliye hitaben channel pass ürünün taraflarınca kurulduğu, kontratın iptalinin ancak bakiyenin kapatılması ve noter yoluyla iptal talebinin yollanması ile mümkün olduğunun belirtildiği, davacının 21/12/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin yedinci maddesi gereğince sözleşmeyi feshettiklerini bildirdikleri, ayrıca 10.maddesi gereğince toplam 10.620,00 Euro’nun tebliğ tarihinden itibaren üç gün içerisinde ödenmesinin bildirildiği, yapılan teknik incelemede, 28/12/2016 tarihinde davacı şirket teknik departman sorumlusu ile adliye içerisindeki internet ortamı üzerinden inceleme yapıldığı, dava konusu iki adet programın ayrı ayrı incelendiği, channel stream ve channel pass olarak iki farklı programın gerçek müşterilerinin uygulamaları üzerinden eşleştirmeli olarak değerlendirildiği, yapılan incelemede öncelikli olarak farklı otel rezervasyon sistemlerinin entegrasyonunun olup olmadığı ve var ise çalışıp çalışmadığının kontrol edildiği, ayrıca otel rezervasyon sisteminin çalışıp çalışmadığının testinin ise iki ayrı sistem içinde ayrı ayrı yapıldığı, her iki uygulamanında web tabanlı olduğunun tespit edildiği, uygulamaların kendi içerisinde birbirine karşı çok benzerlik gösterdiği, CP ve CS özellik olarak birbiri ile aynı olmasına karşın CS’nin biraz daha fazla görselleştirildiği, ancak teknik açıdan bakıldığında görselin fazlalığının teknik olarak daha iyi olduğu anlamına gelmediği, bu sebeple incelemenin teknik yetkinlik konusunda değerlendirildiği, her iki programında bağımsız otel rezervasyon sistemleri ile entegrasyonunun olduğunun görüldüğü, otel rezervasyon programları üzerinden bağımsız olarak kendi rezervasyon modülü üzerinden her iki uygulamanında çalıştığı, otel rezervasyonu kapsamında kullanılmak üzere tasarlanmış olan oda kontenjan durumunun ise her iki programın ortak özelliklerinden ve her iki programda da özelliğin düzgün çalıştığı, 28/12/2016 tarihi itibariyle 27/01/2017 tarihi arasında … için beş kişilik kontenjan verilerek CP sisteminin test edildiği ve kontenjanların eksiksiz rezervasyon motoruna yansıdığının görüldüğü, yapılan inceleme sonucunda her iki uygulamanında birbiri ile eş olduğu, otel yazılımı açısından beklenen özelliklerin eksiksiz olarak her ikisinde de bulunduğunun görüldüğü, CS yazılımı içerisinde görselin biraz daha fazla olmasının ayrı bir detay olarak dikkat çektiği, ancak yukarıda bahsedildiği üzere görsel fazlalığının yazılım özelliği açısından bir değer katmadığı, her iki uygulamanında kullanım rahatlığı açısından en basit seviyede tutulduğu, her ikisininde kullanımının kolaylıkla yapılabileceğinin tespit edildiği belirtilerek, sistemlere ait ekran görüntülerine yer verilerek sonuç olarak, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve teknik incelemeler neticesinde davacının asıl talebine konu etmiş olduğu alacağın taraflar arasında akdedilen 20/11/2014 tarihli sözleşmenin 10.maddesindeki talebe ilişkin olduğu, bir yıllık süre ile akdedilen sözleşmenin, sözleşmenin bitim tarihinden 90 gün önce feshinin taraflarca bildirilmesi halinde sözleşmenin yenilenmeyeceğinin kararlaştırıldığı, şirket tarafından 11/09/2015 tarihinde davalı tarafa mail ile sözleşmenin 11/11/2015 tarihinden itibaren uzatılmayacağını yazdığı, davacı şirketin 21/12/2015 tarihinde 20/11/2014 tarihli sözleşmeye konu program yerine rakip bir programın kullanılması sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirdiği, davacının feshinin haklı olduğu ve davalının mail gönderisi ile iki ay önceden uzatılmayacağına dair fesih mail yazısının davacının ileri sürdüğü noterden ihtar edilmemesi sebepleriyle geçerli bir fesih olarak değerlendirilmediği durumda cezai şart ile ilgili davacı talebinin kabulünün hukuki nitelemesinin mahkemeye ait olduğu, aksi halde cezai şart talebinin yerinde olmayacağı, 6.000,00 Euro olarak talep edilen kısım için 07/09/2015 tarihli taahhütnamenin 10.maddesinde erken fesih halinde borçlara ilave 6.000,00 Euro senelik öder düzenlemesinin mevcut olduğu, davacının sözleşme kapsamında 675 Euro’yu bir defaya mahsus yıllık ödenen ve davalıya fatura edilen bedelin davalının mail yazısı ile itiraz edildiği, ödenmeyeceğinin aynı gerekçelerle itiraz edildiği, kullanım taahhütnamesine konu yazılımın istediği yazılım olmadığından bahisle kullanmayacağını bildirmesi karşısında teknik heyetçe yapılan değerlendirmeye göre davacının 6.000,00 Euro tutarı talep edip etmeyeceğine ilişkin taktirin mahkemeye ait olduğu, 796,50 Euro tutarlı faturala ilişkin ise davacının ticari defterlerinde davalının borcu olarak kayıtlı olduğu, davalının faturalara itiraz ettiği, fatura talebinin hukuki tasnifinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında ve yazılı beyanında; bilirkişilerin davacının tek taraflı iddiasına dayalı olarak müvekkilinin rakip firmaya ait başka bir program kullandığı iddiasının tek taraflı ve hukuki bir tespite dayanmayan iddia olduğunu, iddiadan hareketle sonuç üretilmesinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili firma tarafından sözleşme bitiminden yeterli bir süre önce bildirim yapıldığını, feshin noterden yapılmadığı gerekçesinin hukuka uygun olmadığını, bilirkişilerin sözleşme tarihi ile ilgili çelişkiler hususunda değerlendirme yapmadığını, 07/09/2015 tarihli sözleşmeye davacı tarafça yer verilmesine rağmen e-posta yazışmaları ve içerikleri ile sorunlar dikkate alındığında sözleşme tarihinin sonradan ilave edildiğinin görüldüğünü, sadece müvekkilinin imzasının bulunduğunun görüldüğünün, davacı taraf temsilcisinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin tanıtımı yapılan sistem ile kurulumu yapılan sistemin aynı olmadığını fark etmesi üzerine ilk olarak 24/08/2015 tarihinde bildirdiğini, bu durumun sözleşmenin ilk etapta her iki sistem arasındaki isim ve nitelik farkını bilmeyen müvekkiline daha önce imzalatıldığını, tarihin sonradan ve sonraki bir tarih olarak gösterildiğini, bilirkişi raporuna aleyhe tespitler yönünden tamamen itiraz ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelere binaen asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK nun birinci bölümünde borç ilişkileri, birinci ayrımında, sözleşmeden doğan borç ilişkileri ve 1. maddede ise, sözleşmenin kurulması düzenlenmiştir. Aynı yasanın 12. maddesinde, sözleşmelerin şekli üst başlığı ile, sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığına yer verilmiştir. Somut davada olduğu gibi, yasa koyucu tarafından, tacirler arası hizmet alım sözleşmesi konusunda herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir. Diğer yandan salt fatura düzenlenmesi fatura konusu alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu nedenle, alacak iddiasında bulunan davacının fatura konusu hizmeti davalıya verdiğini ve fatura alacağına hak kazandığını usülüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Taraflar arasında gerçekleştirilen yazılı sözleşme ve taahhütname kapsamında davalı hizmet alan şirketin sözleşmede belirtilen tarih itibariyle sözleşmeyi bildirim yaparak fesih ettiği, diğer taraftan sözleşmenin düzenlenmesi aşamasından kısa süre sonrasında davalı şirketin belirttiği şekilde ürünün kurulumunun davacı şirket tarafından yerine getirilmediği, davalı şirketin bu konudaki itiraz ve şikayetlerini mail yoluyla davacı hizmet veren şirkete iletildiği, ancak bu hususun düzeltilmediği, davalı şirketin yukarıda ifade edildiği üzere sözleşmeyi fesih ettiği, bu anlamda ve özellikle davalının dava dışı başka bir firmanın hizmetinden yararlandığına dair herhangi bir delil dosyaya ibraz edilmemiş olduğundan, davacı tarafın takip konusu yapmış olduğu cezai şart alacağının sübuta ermediği, diğer taraftan her ne kadar birleştirilen dava için taahhütname kapsamında bir yıllık hizmet bedeline dair fatura tutarı talep edilmiş ise de taahhütname tarihinin davalı tarafın mail yazıları ile itiraz ve şikayetlerini dile getirdiği tarihten sonra düzenlendiği, davalı şirketin söz konusu taahhütname kapsamında işlem yaptırmasının beklenemeyeceği, bu şekilde bir fatura alacağının varlığının davacı tarafın ispat etmiş olduğunun kabul edilemeyeceği, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olmasının tek başına fatura konusu alacağın ispatına yeterli olmayacağı kanaatine varıldığından davacı şirketin asıl ve birleştirilen dosyalar yönünden davasının ret kararının, sözleşmenin niteliği ve sözleşme kapsamı doğrultusunda yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Diğer yandan, dava dışı davalılar hakkında açılan dava dosyalarında düzenlenen bilirkişi rapor ve kararları iş bu davada delil olarak kabul edilemeyeceğinden davacı tarafın buna dair iddiaları da yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve taraflar arasındaki sözleşme kapsamı ve mail yazışmaları neticesinde, davacının asıl ve birleştirilen dosyalardaki takip konusu alacaklarının sübuta ermediği sonucuna varılarak davanın ret kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/246 Esas, 2018/91 Karar ve 19/02/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının asıl dava için peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacının birleştirilen dava dosyası için peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın alınması gereken 253,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.25/03/2021