Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1153 E. 2018/1039 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1153 Esas
KARAR NO : 2018/1039
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2017/24 Esas, 2017/907 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 04.09.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket nezdinde konut paket sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …’e ait dairenin 04.08.2014 tarihinde Franke Marka ankastre ocaktan çıkan yangın sonucu hasarlandığını , hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 5.287,00 TL hasar tazminat bedelinin ödendiğini , dairede yapılan bilirkişi incelemesinde yangının davalı firmaya ait ankastre ocaktan başladığı ve geliştiğinin tespit edildiğini , hasar bedelini ödeyen müvekkilinin halef olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.287,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dava dışı ….’in tüketici sıfatıyla müvekkili şirketten ocak satın aldığından davaya bakmaya görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olmayıp, tüketici mahkemesi olduğunu, ocak için kullanılan elektrik bağlantısının sadece çakmağı ateşlemek için kullanıldığını, bu sebeple elektrik kablosunda , ocak bağlantı klemensinde ve kablo ucundaki fişte aşırı ısınma sebebi ile yanma meydana gelmesinin söz konusu olmadığını savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
GEBZE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2015/580 Esas, 2015/860 Karar ve 14.12.2015 tarihli kararı ile , görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usülden reddine karar verilmiştir.Karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
GEBZE 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN 2016/307 Esas, 2016/21 Karar ve 09.12.2016 tarihli kararı ile, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usülden reddine karar verilmiştir.Karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davalının dava dışı … ‘e satıp teslim ettiği Franke Marka ocağın ayıplı olduğunun ispat edilemediği , yaklaşık 18 ay sorunsuz kullanıldığı, ocağın bağlantısının davalının yetkili servisi tarafından yapılmadığı, yangının tam sebebi ve kusur durumunun tespit edilemediği gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;
Karar, davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, 14.04.2017 havale tarihli raporla , ocak ateşleme sisteminde oluşan bir kısa devre doğalgaz bağlantısından çıkan gazı tutuşturmuş olabileceği kanaati oluştuğunun belirtildiğini, raporda da belirtildiği üzere yangının ocağa ait ateşleme sistemindeki kısa devreden kaynaklandığını, yani yangının çıkış sebebi buna bağlı kusur durumunun tespit ve rapor edildiğini , bu yönde teknik bilirkişi raporu var iken , yangının sebebi ve kusur durumunun belirtilmediği gerekçesi ile davanın reddinin hatalı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Akkonut Paket Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında, başlangıç tarihi 15.08.2013, bitiş tarihi 15.08.2014 olan, “Akkonut Paket Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, sigortalı konutta , 04.08.2014 tarihinde yangın meydana geldiği, hasar bedelini ödeyen davacı … şirketinin halefiyet ilkesi gereğince iş bu davayı açtığı, davalının kabulünde olduğu üzere ,yangına neden olduğu iddia edilen ocağın dava dışı sigortalı tarafından davalı şirketten satın alındığı anlaşılmıştır.
Davanın halefiyet ilkesine dayanarak açılan rücuen tazminat davası olması ve dava dışı sigortalının gerçek kişi ve sigortanın ise konut sigortası olması nedeniyle öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihi 04.09.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması ,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.Diğer yandan sigorta rücu davalarının 6102 sayılı TTK‘nun 1472.maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle aynı yasanın 4.maddesi gereğince bu tür davalarda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472.maddesi hükmünden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre , ticaret mahkemesinde bakılıp bakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz şekilde kabul edilmektedir.Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasında ki ilişki ticari dava niteliğinde ise bu tür davada ticaret mahkemesi görevli olacaktır.Somut olayda, dava dışı gerçek kişi ile davalı arasında ticari dava konusu olan hukuki işlem söz konusu değildir.Aksine, dava dışı sigortalı olan tüketici ile davalı şirket arasında mutfak ocağı satışına dair tüketici işlemi mevcuttur. Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde , mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115.maddesinde davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu ve daha önceki verilen görevsizlik kararlarınında kanun yolu incelemesi olmaksızın kesinleştiği dikkate alınarak, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kısmen KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/24 Esas, 2017/907 Karar ve 12.12.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/06/2018