Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1149 E. 2021/349 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1149 Esas
KARAR NO : 2021/349
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/01/2018
NUMARASI : 2015/922 Esas, 2018/67 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğunu, genel kurul tarafından belirlenen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz etmesi nediyle takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline, icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde 29.06.2014 tarihli genel kurulun gösterildiğini, kooperatif üyeliğinin 19.11.2012 tarihinde …, dairenin ise 20.11.2012 tarihinde … tapuda devredildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kooperatife borcu olmadığına dair 01.10.2010 tarihli anlaşmanın yapıldığını, devirden sonra herhangi bir toplantıya davet edilmediğini, taraf sıfatının bulunmadığını, yapılan toplantılarla ilgili borç çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI : Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı kooperatifin 72 sırasında kayıtlı ortağı olduğu, yapılan ferdileştirme işlemi sonunda taşınmazın 11.01.2011 tarihinde adına tescil edildiği, davalı tarafından daha sonra bu taşınmazın … ‘a satılarak devredildiği, davalı, kooperatif ortaklığını ise dava dışı … devrettiği, kooperatifin bu devri kabul ettiğine ilişkin herhangi bir belge dosyada bulunmasa da, davacı kooperatif vekilince sunulan 04.01.2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, davalının 19.11.2012 tarihli kooperatif yönetimine verdiği dilekçe ile üyelik hakkını … devrettiği hususunun kabul edildiği, kaldı ki kooperatif ortaklığının devri halinde devralacak kişi ortaklık şartlarını taşıyor ise kooperatif yönetim kurulu bu kişiyi ortaklığa kabul etmek zorunda olduğu (Koop.K. m.14/2), davalının 19.11.2012 tarihinde kooperatif ortaklığını devretmiş olması nedeniyle icra takibine dayanak yapılan 29.06.2014 tarihli genel kurul kararının 6 nolu gündem maddesi uyarınca kararlaştırılan faiz oranına göre dökümü verilen alacaktan davalının sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin bilirkişi raporunu esas aldığını ve onaylamakla yetindiğini, oysa bilirkişilerin düzenledikleri rapor okunup incelendiğinde bu kişilerin kooperatif hukukunun temel kuralları konusunda hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını, genel geçer bir rapor düzenleyip karşılığında parasal kazanç sağladıklarının açıkça görüleceğini, davacı kooperatifin taraf olduğu davalarda sürekli olarak bu bilirkişilerin görevlendirildiğini, bilirkişi seçimi konusunda tarafların görüşünün alınmadığını, yapılan itirazların hiç değerlendirilmediğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, Kooperatif tarafından henüz konut üretilmediği bir aşamada ortaklık pay devrinin kabulünün zorunlu olduğu anlaşılabilir ise de, kooperatifin ürettiği konutların tesliminden sonra herhangi bir konut isteği olmadığı halde kooperatife üye olmanın hukuki açıklamasının bulunmadığını, Kooperatif ortaklık payının üretilen konuttan bağımsız olarak ticari bir emtia gibi alınıp satılmasına olanak veren bir yasa maddesinin bulunmadığını, Kooperatif ortaklarından Seyfetin Mut’un aynı şekilde kooperatif tarafından üretilen ve tapuyla teslim edilen bağımsız bölümün üyelik hakkını başkasına, tapuyla mülkiyeti başkasına devretmesi nedeniyle mahkemece devir işleminin geçersiz olduğu ve üyeliğinin devam ettiği yönündeki karar, yapılan temyiz başvurusu üzerine İstanbul Anadolu Bölge İdare Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 07.12.2017 tarih ve 2017/1257 Esas 2017/1942 sayılı kararı ile onanarak, hem temyizi yapılan dava için hem de benzer diğer işlemler için bağlayıcı bir örnek oluşturduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının dayanak 29.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar gereğince davalı hakkında 9.020,00 TL asıl alacak, 731,88 TL faiz olmak üzere toplam 9.751,88 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davalının kooperatif ortağı olup olmadığı, parasal yükümlülüklerden sorumlu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.Mahkemece davacı kooperatifin kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar vermiş, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.18.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda: dava dosyasında 19.11.2012 tarihli devirle ilgili olarak kooperatif yönetim kuruluna hitaben yazılmış bir devir dilekçesinin mevcut olduğu, bu devrin kooperatif tarafından kabul edildiğine ve yönetim kurulunca …’nın ortaklığa kabulüne dair bir kararın mevcut olmadığı, ancak davacı kooperatif vekilinin 04.01.2016 tarihli dilekçesinde davalının ortaklık hakkını …’ya devrettiğini kabul ve beyan ettiğini, bu tarihten itibaren davalı …’ın kooperatif ile ortaklık ilişkisinin kalmadığı, bu tarihten sonraki genel kurulların davalıyı bağlamadığı bildirilmiştir. Kooperatife ait dairenin ferdileşme işlemi ile davalı adına 11.01.2011 tarihinde tescil edildiği, kooperatif ortağı olan davalı ile dava dışı … 19.11.2012 tarihinde kooperatife müracaat ederek üyeliği devretmek/devralmak isteklerini ilettikleri, bu konuda kooperatifçe karar alındığına dair dosyada bilgi ve belgenin bulunmadığı, ancak davacı vekilinin 04.01.2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde “..Davalı, 19.11.2012 tarihli kooperatif yönetimine hitaben verdiği dilekçe ile üyelik hakkını … ’ya devretmiş, daha sonra da tapulu bağımsız bölümünü ( kat mülkiyetli ) 20.11.2012 tarihinde …’a tapuda devretmiştir. Bütün bunlara bir diyeceğimiz yoktur…” diyerek davalı beyanlarını kabul ettiği, ferdileşmeye esas dairenin davalı tarafından 20.11.2012 tarihinde … tapuda devredildiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Davacı vekili, ortaklık hak ve yükümlülüklerinin tapu ile devralan kişi dışında ayrı bir kişiye devredilmesinin hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunu iddia etmiştir. Çözülmesi gereken hukuki uyuşmazlık, üyenin ortaklık hakkını ve taşınmazı farklı kişilere devredip devredemeyeceği hususudur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (KK) “Ortaklıktan çıkma serbestisi–tazminat” başlığını taşıyan 10. maddesi: “Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak isteyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir. ”Aynı Kanun’un “Ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma” başlığını taşıyan 13. maddesi: “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.”Yine aynı Kanun’un “Ortağın ölümü ve ortaklığın devri” başlıklı 14. maddesi:“Anasözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir. (Değişik: 6/10/1988 – 3476/3 md.) Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder. hükümlerini içermektedir.Konut yapı kooperatifi ana sözleşmesinin “Ortaklığın Devri” başlıklı 17. maddesi:“Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10 uncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir. Yönetim kurulu bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz. Yasal bir sebep olmaksızın devralanın ortaklığını kabul etmeyen yönetim kurulu üyeleri devreden ve devralanın uğrayacakları zararlara karşı müteselsil sorumludurlar. Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca ödemelerde bulunmaları istenemez…” şeklinde düzenlenmiştir.1163 sayılı KK’nın 1. maddesinde açıklandığı üzere kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan ve tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.Kooperatiflerde ortaklık sıfatının nasıl kazanıldığına değinmek gerekirse; ilk olarak kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanırlar. Daha sonraki evrede ise giriş talebinin kabulü yoluyla veya payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle ortaklık gerçekleşir. Bir diğer ihtimal olarak ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde ortaklık sıfatı kazanılır. Son olarak ise ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkı kazanılır.Kooperatif ortağı olunmasında “açık kapı ilkesi” geçerlidir. Ortak olmak için yöneticilerin istekleri değil, objektif şartların gerçekleşmesi yeterlidir.Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Yine açık kapı ilkesi gereği, ortak sıfatını kazanan herkesin kooperatiften çıkma hakkı olduğu gibi, ana sözleşmede açıkça belirtilmiş olan nedenlerle ortağın ihracına karar verilmesi de mümkündür.1163 sayılı KK’nın 14. maddesi uyarınca, kooperatif ortaklığının devredilmesi mümkün olmakla birlikte, ortaklık sıfatı payın devralınması ile doğrudan kazanılamaz. Devralanın giriş isteminde bulunması, yönetim kurulunun da gerekli incelemeyi yapması ve bu kişinin ortak olabilmek için gerekli şartlara sahip bulması hâlinde, anılan kişiyi kooperatife kabul etmesi, aksi hâlde talebi reddetmesi gerekir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/23-1690 E. 2020/724 K. Sayılı ilamı) Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; açık kapı ilkesi gereğince kooperatife üye olma ve ortaklıktan ayrılma şartlarının yasada açıkça düzenlendiği, davalının üyeliği 19.11.2012 tarihinde … devrettiği, bu durumun davacının da kabulünde olduğu, devirden bir gün sonrada taşınmazı başka bir kişiye sattığı, dolayısı ile davalının 19.11.2012 tarihinde ortaklıktan ayrıldığının kabulü gerektiği, ancak takibin dayanağı 29.06.2014 tarihli Genel Kurul Toplantısı 6 nolu gündem maddesine göre ortakların 01.11.2011-30.04.2012 ve 01.05.2012-30.04.2013 tarihleri arasındaki ortakların ödemekle yükümlü oldukları zorunlu aylık ödenti miktarlarının belirlendiği anlaşılmıştır.Davalı kooperatif anasözleşmesinin 17/3. maddesi, “devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer” hükmünü içermektedir. Üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusu kooperatif, alacaklısı ise üyeliği devir alan yeni ortaktır. Eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise, borcun nakli hükümleri uygulanır (BK 173 vd), borç devir alana geçer. Bu sebeple mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/03/2021