Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1078 E. 2021/273 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1078 Esas
KARAR NO: 2021/273
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2014/991 Esas, 2017/1034 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 30.04.2008 ve 04.07.2009 tarihli yerel TV’lerde film ve programların gösterim sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdiğini, davalıya 5.428 TL ve 11.799,825 TL fatura düzenlediğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline , takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 28/06/2012 tarih, 2011/364E, 2012/151 K. Sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 28.03.2013 tarih, 2012/17985 E. 2013/5485 K. Sayılı ilamı ile ” Davacı, iki adet sözleşmeye dayanmış, davalı 11.07.2011 tarihli cevabi ihtarnamede davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan yazılı sözleşme bulunmadığını, davacıya 5.428.TL haricinde borcunun olmadığını bildirmiştir. Bu durumda davacı sözleşmede davalı yetkililerinin imzasının bulunduğunu , imzası olmasa bile hizmet verdiğini ve sözleşme konusu film ve programların davalıya teslim edildiğini, davalı adına düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalıdan fatura miktarı kadar alacaklı olduğunu ve davalının bu faturalara itiraz etmediğini kanıtlamalıdır. Mahkemece davacıya yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davasını ispat için delillerini sunma imkanı tanınmalı, davalı tarafın sözleşmedeki imzaya itirazı konusunda da inceleme yaptırılmalı, sözleşmede imzası olan kişilerin davalı yetkilisi ya da çalışanı olup olmadığı araştırılmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafın kanuna uygun tutulmayan defterlerine dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31/3/2011 Tarih ve 6217 sayılı yasanın 30.maddesi ile eklenen Geçici 3.maddenin 2.fıkrası ile “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun, 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü getirilmiş olup 01/07/2016 Tarih ve 6723 sayılı yasanın 34 maddesi ile de “Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” şeklinde aynı fıkraya ek cümle eklenmiştir. Buna göre 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş olan ilk derece mahkemeleri kararlarının Yargıtay tarafından bozulması halinde, ilk derece mahkemelerince verilecek kararlar hakkında istinaf kanun yoluna başvurulamayacağına dair (temyiz yoluna başvurulabileceğini) ek cümle eklenmiştir. Bu nedenle, yukarıdaki madde hükmü gereğince kanun yolu incelemesinin Yargıtay tarafından yapılması gerektiğinden dosyanın temyiz incelemesi için ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/991 Esas, 2017/1034 Karar ve 29/12/2017 tarihli kararına ait dosyanın istinaf yoluna başvurulamayacak kararlardan olması nedeniyle, istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2-Dosyanın ilgili Hukuk Yargıtay Dairesine gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE, 6100. Sayılı HMK’nın 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/02/2021