Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1020 E. 2018/1452 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1020 Esas
KARAR NO : 2018/1452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2018
NUMARASI : 2017/900 2018/139
DAVA : İFLAS (İflas Yolu ile Takip Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 06/10/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine 24/02/2015 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yaptıklarını, bilahare takip şeklini değiştirerek 07/11/2016 tarihinde iflas yolu ile icra takibine ilişkin ödeme emri gönderdiklerini, davalı tarafın müvekkili şirketle ilgili 6.ATM’nin 2015/30 E. sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince müvekkili aleyhine herhangi bir icra takibi yapılamayacağından bahisle itirazda bulunduğunu, Bakırköy 6.ATM tarafından verilen tedbir kararının iflas yolu ile takibi engellemeyeceğini, bu nedenlerle davalı tarafın itirazının kaldırılarak ödenmeyen borçtan dolayı iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket yönünden Bakırköy 6.ATM 2015/30 esas sayılı dosyasında icra takibinden önce 15/01/2015 tarihinde tedbir kararı verildiğini, verilen karar gereğince müvekkili aleyhine herhangi bir icra takibi yapılamayacağını, davacı tarafın iflas erteleme davasında alacaklı olarak müdahil konumunda olduğunu, davadan ve tedbirden haberdar olduğu halde müvekkili aleyhine usulsüz icra takibi yaptığını, usulsüz icra takibi nedeniyle iflas talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; takibin 23/02/2015 tarihinde yapıldığı, bilahare takip yolu değiştirilerek 08/11/2016 tarihinde davalı tarafa iflas yolu ile icra takibine ilişkin ödeme emri gönderildiği, Bakırköy 6.ATM 2015/30 E. sayılı dosyasında ise ilk icra takibinden önce 15/01/2015 tarihinde davalı şirket yönünden icra takibi yapılmaması yönünde tedbir kararı verildiği, davalı şirket yönünden verilen tedbir kararı kapsamında aleyhine icra takibi yapılamayacağından davacı tarafından iflas yolu değiştirilerek davalı tarafa gönderilen ödeme emrinin hukuken geçerli olmadığı, geçerli olmayan iflas yolu ile takip nedeniyle iflas davası da açılamayacağı gerekçesi ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan iflas davasının usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … vekili istinaf taleplerinde; Bakırköy 6. ATM 2015/30 E. Sayılı dosyanın ihtiyati tedbir kararının takip açıldığında taraflarınca bilinmediğini, davalı şirket tarafından sunulduğunda haberdar olduklarını, icra müdürlüğünün takip talebini aldığını ve işleme koyduğunu, takip yolu değiştirilerek iflas yolu ile gönderilen ödeme emrinin hukuken geçerli olduğu gibi hukuken geçerli iflas yolu ile takip nedeniyle iflas davasını açmalarının da usule uygunluk teşkil ettiğini, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/900 E. ve 2018/139 K. sayılı ve 21/02/2018 tarihli kararının istinaf yoluyla incelenerek kaldırılmasına ve Bakırköy 6, Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/30 Esas sayılı dosyası ile açılan iflasın erteleme davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davalı … Anonim Şirketi vekiline 12/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 00/00/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Davacının davasının açıkça haksız, usul ve yasaya aykırı olup yerel mahkemenin davanın usulden reddine dair verdiği karar yerinde olmakla, davacının istinaf başvurusunun reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 171. maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na …sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Bakırköy/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı/borçlu şirket hakkında Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/30 E. Sayılı dosyasında iflas erteleme davası açıldığı, açılan bu davada 15/01/2015 tarihinde İİK.nun 179/a.maddesi gereğince herhangi bir icra takibi yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir ara kararı verildiği, davacı/alacaklı tarafın ise bu tedbir kararından sonra 24/12/2015 tarihinde İzmir… İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattıktan sonra takibini iflas yoluyla takibe dönüştürdüğü, takibe davalı/borçlu tarafından iflas erteleme davası bulunduğu belirtilerek itiraz edildiği, davacı-alacaklının buna rağmen huzurdaki iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır.
İİK.nun 179/a.maddesi uyarınca verilmiş bir tedbir kararı varken, iflas erteleme süreci içinde olan davalı şirket yönünden verilen tedbir kararı kapsamında aleyhine icra takibi yapılamayacağından davacı tarafından iflas yolu değiştirilerek davalı tarafa gönderilen ödeme emrinin bir geçerliliği bulunmadığı, geçerli olmayan iflas yolu ile takip nedeniyle iflas davası da açılamayacağından davacı tarafın davasının usulden reddine dair ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/09/2018