Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2946 E. 2018/92 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/2946 Esas
KARAR NO : 2018/92
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2016
NUMARASI : 2016/356 Esas 2016/666 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/01/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 26.05.2014 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından davalı şirket hakkında Gebze .. İcra Müdürlüğünün… Esas numaralı dosyasında başlatılan takibe karşı davalı borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirketin ithalat- ihracat Ve lojistik işlemlerinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete Kadıköy … Noterliğinin 17.02.2012 tarihli vekaletnamesi kapsamında borçlu şirkete gümrük müşavirliği hizmeti verdiğini, ticari ilişkin kapsamında belirtilen hizmetlerin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, iş bu hizmetlere ilişkin faturaların davalı şirkete gönderilmiş olmasına rağmen bakiye hizmet bedelinin müvekkiline ödenmediğini, buna göre müvekkili şirketin fatura alacaklarından kaynaklanan bakiye 33.925,62 TL, 5.520,00 USD karşılığı 10.444,94 TL olmak üzere toplam 44.370,56 TL alacağı için takip başlattığını, alacağın likit olduğunu İtirazın haksız olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Gebze .. İcra Müdürlüğünün.. Esas numaralı dosyasına yapılan İtirazın asıl borç Ve ferileri açısından iptal ve takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, borç iddiasının muhatabının müvekkili değil dava dışı davacı ile birlikte faaliyet gösteren … A.Ş olduğunu, bu durumun cari hesap ekstreleri davacı ile yapılan yazışmalar iki şirket arasında yapılan virmanlarla sabit olduğunu, çalışanları dahi ortak iki şirketin kendi aralarında yaşadıkları bir uyuşmazlıktan kaynaklandığını düşündüklerini, husumet yönlendirilmesinin yanlış olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, cari hesaplar ve ticari defter kayıtlarında alacaklı gözüktüğünü, müvekkilinin aldığı hizmete gelen ödemeleri gerek davacıya gerekse de aynı adreste birlikte çalışan . ..A.Ş ye düzenli olarak yaptığını, hizmetin görülmesinde birlikte hareket eden davacı ve diğer şirketin kendi aralarında virman yaptıklarını, cari hesap kayıtlarına göre müvekkilinin davacıya yalnızca 2.792,05 TL bakiyeden dolayı borçlu olduğunun görüldüğünü, ayrıca davacının birlikte çalıştığı firmaya yapılan ödemeler ve cari hesaptan görüleceği üzere müvekkilinin 19.089,01 TL alacaklı olduğunu, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı verilmesini istemiştir.
GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN ( TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) 2014/362 Esas, 2015/ 819 Karar ve 06.10.2015 tarihli kararı ile, davanın niteliği itibarıyla ticaret Mahkemesinin görevine girdiğinden HSYK ‘nun 23.07.2015 tarih ve 1157 sayılı karar ve 30.07.2015 tarih ve 1186 sayılı kararları ile Gebze’de müstakilen Ticaret Mahkemesi kurulduğu gerekçesiyle HMK 114/1- c ve 115/2. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmiştir, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, konuya ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10.12.2012 tarih, 2012/12401 Esas, 2012/18783 Karar sayılı kararında, “…Davalı bu bedelin davacının dava dışı ….ltd ştine olan borundan mahsup edilerek ödendiğini savunmuştur.Davacının bu şekilde ödeme yapılmasını kabul ettiğine dair davalı tarafından delil sunulmamıştır.Davacının dava dışı anılan firmaya ödeme yapmaması borcun naklini kabul ettiği anlamına gelmez…” şeklinde karar verildiği, bu nedenle davalı tarafça dava dışı …Gümrük Müşavirliğine borca mahsuben ödeme yapılmasına davacının muvafakatı bulunduğu ispat edilemediğinden davalının dava dışı… ..Müşavirlik şirketine davacı şirkete olan borcuna mahsuben yaptığı ödemelerin dikkate alınamayacağı kanaatine varıldığı, itibar edilen davacı defter kayıtlarına göre davacının alacak tutarının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 11.926,18 TL fatura bedelleri düşüldükten sonra 32.179,65 TL gözüktüğü ve ödenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı İtirazın 32.179,65 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin İstemin reddine, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan kabul edilen 32.179,65 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davacı alacaklının reddedilen 12.190,91 TL alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süre içerisinde taraf vekililerince istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialar tekrar edildikten sonra , mahkemece müvekkili şirket defterlerine göre 44.105,83 TL tespit edilmiş olmasına rağmen takibe konu edilen 5520 USD tutarlı demuraj ve 1.746,20 TL tutarındaki depozito dekontları için kesilmiş olan toplam 11.926,18 TL tutarındaki faturanın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı ve bu iki fatura yönünden defterlerin birbirini teyit etmediği gerekçesiyle bu kısmın reddedilerek alacaklarının mahsup edilmesi ve dosyaya sunulan deliller ve beyanların göz önünde bulundurulduğunda kabul edilemeyeceğini, Mersin Gümrük Müdürlüğünün 30.01.2013 tarihli gümrük beyannamesi uyarınca bahsi geçen 5520 USD tutarlı demuraj ve 1.746,20 TL tutarındaki depozito dekontlarının müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait 936 kap 23400 kg katı halde vinil asetad eşyasının davalı şirket tarafından verilen vekalet kapsamında gümrükleme işinin yerine getirilmesi neticesinde ortaya çıkan demuraj bedelinin .. A.Ş , depozito bedelinin ise … A.Ş ye ödenmesi neticesinde düzenlendiğini, davalı şirkete ait beyannameye konu malların gümrükleme işleminin eksiksiz olarak müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğinden müvekkili şirketin bu bedelleri davalı şirketten talep hakkının olduğunu, mahkemece gümrük işlemlerinin Mersin Gümrük müşavirliğinden teyit edilebilecekken eksik inceleme yapıldığını, reddedilen kısım için aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddedilen kısım yönünden kabulüne ve aleyhlerine verilen kötü niyet tazminat kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DAVALI İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, davacı şirket ile dava dışı şirketin arasındaki ilişkinin görmezden gelindiğini, müvekkilinin dava dışı şirketten alacaklı olduğu değerlendirilmeksizin karar verildiğini, müvekkilinin cari hesaplar ticari defter ve kayıtlara göre davacıdan alacaklı olduğunu, müvekkilinin hizmete karşı ödemelerini gerek davacıya gerekse de davacı ile aynı adreste birlikte çalışan şirkete düzenli olarak yaptığını, ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğunu, şirketlerin birlikte hizmet verdiğini, aralarındaki organik bağı gösterdiğini, müvekkilinin ödeme yaptığının e- posta yazışmaları ile belli olduğunu, yerel mahkemenin müvekkilinin dava dışı şirketten alacaklı olduğunu tespitine rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilerek usul ve yasaya aykırı bir karar verildiğini, bilirkişinin üçlü bir ticari ilişki olduğunun anlaşıldığı tespitine iştirak ettiklerini dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde alacak durumunun ortaya çıkacağını belirttikleri halde taraflar arasındaki üçlü ilişkinin görmezden gelindiğini, haksız ve kötü niyetli takibe İtirazın yerinde olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia ederek, hükmün iptali ile dosyanın yeniden karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, gümrük müşavirliği hizmet bedelinden kaynaklanan cari hesap borç bakiyesinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı İtirazın iptali davasıdır.
Takip konusu, Gebze .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı alacaklının, davalı borçlu şirket hakkında, 33.925,62 TL asıl alacak, 10.444,94 TL, 5.520 USD nin TL karşılığı olmak üzere toplam 44.370,56 TL cari hesaptan kaynaklanan borç bakiyesinin tahsili amacıyla 07.06.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirketin 10.06.2013 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı, 14.06.2013 tarihinde yasal sürede , borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacı alacaklı vekilinin ise itiraz üzerine İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında, Kadıköy .. Noterliğinin …yevmiye nolu işlemi ile 17.02.2012 tarihli vekaletname düzenlendiği, vekaletnamede vekil edenin davalı şirket ve vekil tayin edilen şirketlerden birisinin ise davacı ve şirket yetkilileri gümrük müşavirleri ile dava dışı .. A.Ş ile bir kısım yetkili gümrük müşavirleri olduğu, vekaletnamenin, vekil edenin adına gelmiş ve gelecek olan ithal konusu eşya ile şirket ve şahsı adına ihraç gönderilen 4458 sayılı Gümrük Kanunun kapsamını içeren tüm işlemleri vd kapsadığı , davacı şirket tarafından davalı hizmet alan şirket adına faturalar düzenlendiği, taraf şirketler arasında cari hesap oluştuğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında bu konularda herhangi bir uyuşmazlık yoktur, uyuşmazlık, davacının takip konusu cari hesap alacağının olup olmadığı, varsa miktarı, davalı tarafça dava dışı şirkete yapılan ödemeler yönünden davacı şirket yönünden borcu sona erdirip erdirmeyeceği, davalı şirket yararına kötü niyet tazminat şartlarının oluşup oluşmadığıdır.
Taraf şirketler delil olarak ticari defter ve kayıtları ile birlikte, özellikle davalı şirket tarafından e- posta yazışmaları ve dava dışı şirkete yapmış olduklarını iddia ettikleri ödemeleri ispata yarar delilleri göstermiştir.
18.06.2015 tarihli mali müşavir tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, tarafların iddia ve savunmaları özetlenmiş, davacı şirketin ibraz edilen 2012/2013 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı, defterlerin genel olarak tek düzen hesap planı genel tebliğine uygun olarak tutulduğu, davalının ibraz etmiş olduğu ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılmış olduğu, taraflar arasında hizmet alım satımından dolayı ticari bir ilişkinin olduğu, davacı şirketin dava konusu dönemde davalı şirkete hizmet faturaları ve masraf ödeme dekontları verdiği, davacı şirketin 2012 ve 2013 yılı yasal defter ve muavin kayıtları incelendiğinde taraflar arası ticari ilişkiden dolayı davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu hizmet faturaları ve yansıtma dekontlarına göre icra takip tarihi ve dava tarihi itibarıyla hesap ekstresine göre 33.925,62 TL ve 120.2.000723 nolu hesap ekstresine göre ise 10.179,98 TL olmak üzere toplam 44.105,60 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin 2012-2013 ve 2014 yılı yasal defter ve muavin kayıtları incelendiğinde taraflar arası ticari ilişkiden dolayı davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu hizmet faturaları ve yansıtma dekontlarından dolayı, davalı şirketin takip tarihi ve dava tarihi ile hesap ekstresine göre bakiye 9.144,46 TL borçlu olduğu, ancak davalı şirketin dava dışı .. A.Ş nin dava konusu dönemle ilgili aralarındaki ticari ilişkiye ait sunmuş olduğu cari hesap ekstresine göre davalı şirketin dava dışı şirketten 19.089,01 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete yapılan 5.520 USD tutarlı demuraj ve 1.746,20TL tutarlı depozito açıklamalı dekontların davalı şirket kayıtlarında olmadığı, davacı şirketin bu demuraj faturalar ekindeki ödeme dekontlarından anlaşılacağı kadarıyla bu dekont tutarlarının… A.Ş ye yaptığının görüldüğü, bu ödemelerin hangi tarihli gümrük işlemlerinden kaynaklandığının anlaşılamadığı, demurajın TTK ya göre, deniz taşımacılığı uğraşısındaki alıcı ve satıcı gemi ile sevk edilecek malın , ilgili limanda yükleme ve boşaltma süresinin en başta belirlemek zorunda olduğunu, navlun Sözleşmesi gereğince gemilerin fazladan bir süre beklemesi gerekeceği, bu süreye sürastarya adı verildiği, işte bu sürastarya adı verilen fazla süreler için ödenecek ücretlere demuraj adı verildiği, davalı şirketin 17.02.2012 tarihli vekaletname ile hem davacı hem de dava dışı GİB Gümrük Müşavirliği ‘ne birlikte vekaletname verdiğinin görüldüğü, davacı ve davalı şirketin muavin defter kayıtlarında davalı şirketin göndermiş olduğu havalelerin davacı şirket kayıtlarına hesaplararası virman adıyla kayıt edildiğinin görüldüğünü, davalı şirketin dava dışı şirket aralarındaki cari hesapla ilgili muavin dökümünü inceleyerek evrak ve kayıtlarla birlikte sunduğu, ancak bu cari hesap ekstresinin dava dışı şirket defterleri ile teyit edilmesi gerektiği, taraflar arasında üçlü bir ticari ilişkinin olduğunun anlaşıldığını, davalı ticari defterlerinde yer almayan demuraj faturalar ekindeki ödeme dekontlarından anlaşıldığı üzere bu dekont tutarlarının … A.Ş ne yaptığının görüldüğü , bu ödemelerin hangi tarihli gümrük hizmetlerinden kaynaklandığının anlaşılamadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora beyan dilekçesinde, Mersin Gümrük Müdürlüğünün 30.01.2013 tarihli gümrük beyannamesi kapsamında davalı şirketin 936 kap eşyasının gümrükleme işinin müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesi nedeniyle demuraj bedelinin … A.Ş ye, depozito bedelinin ise, … A.Ş ye ödenmesi neticesinde düzenlendiğini, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi dava dışı şirket defterleri incelenerek ek rapor alınmasını istemiştir, gümrük beyanname ve fatura ile dekont örneklerini dilekçe ekinde ibraz etmiştir.Davalı vekili ise, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, dava dışı şirket defterlerinin inceleme yapılmasını talep etmiş, savunmasını özetlemiştir.
11.07.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava dışı … A.Ş nin 2012/2013 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış Ve kapanış tasdikinin yasal sürede yaptırıldığı, 01.01.2012 tarihi itibarı ile davalı şirketin davalı şirkete 4.294,42 TL borcu olduğu, 31.12.2012 tarihi itibarı ile davacı şirkete olan 23.441,73 TL borcunu dava dışı şirketten alacağına virman kaydı yaparak mahsup işlemini gerçekleştirdiği, bu virman ve mahsup işlemin davacı ve dava dışı şirket kayıtlarında olmadığı 31.12.2013 tarihi itibarı ile davacı şirkete 2.792, 05 TL borçlu olduğu, 01.07.2014 tarihinde 2014 yılı defterine 2013 yılına ait toplam 6.352,41 TL tutarındaki virman dekontlarını ve hizmet faturasını ilave kayıt ettiğinden dolayı 01.07.2014 tarihi itibarı ile davalı şirketin davacı şirkete 9.144,46 TL borcu olduğunun görüldüğü, davalı şirketin dava dışı şirketten 31.03.2013 tarihi itibarı ile 19.089,01 TL alacaklı olduğu, davacı şirket defterlerine göre davacının 44.105,83 TL alacaklı olduğu, demuraj ve depozito dekontları toplamı 11.926,18 TL nin değerlendirilemediğini,davacı şirketin davalı şirketten toplam alacak tutarının 44.105,83 TL, davalı şirketin dava dışı şirketten toplam alacak tutarının 19.081,01 TL olduğu, davacının bakiye alacak tutarının 25.024,82 TL olabileceği, davacı şirketin davalı şirketten toplam alacak tutarının ( demuraj ve depozito dekontlar tutarı 11.926,18 TL nin davalı şirket tarafından ödenmesi gerekmediği yönünde karar verildiğinde) 32.179,65 TL olduğu, davalı şirketin dava dışı şirketten toplam alacak tutarının 19.081,01 TL olduğu, bu durumda davacı şirketin bakiye alacak tutarının 13.098,64 TL olacağı şeklinde alternatif sonuç belirtilmiştir.
Mahkemece, davalının dava dışı şirkete yapmış olduğu ödemelere davacı tarafın onay verdiğine dair bir belge ibraz edilmediğinden davalının buna ilişkin savunmasına itibar etmemiş, davacının ise alacak kalemleri içinde yer alan ancak davalı defterlerinde yer almayan demuraj ve depozito dekont toplamları yönünden ise davalı defterlerinde yer almadığı defter kayıtları birbirini tutmadığı gerekçesiyle reddederek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Fatura tek başına akdi ilişkinin ve alacağın varlığının kanıtı olamaz.Davalı taraf savunmasında borcunun olmadığını, mevcut borçlarını gerek davacıya gerekse de dava dışı şirkete ödediğini savunmuştur.Somut olayda, gümrük işlemlerine dair vekalet kapsamında ticari ilişkin bulunduğu sabittir.Bu durumda, davacının takip konusu bakiye alacağı yönünden Öncelikle uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekecektir. Bilirkişi raporunda belirtildiği ve tarafların da kabulünde olduğu gibi gerek taraf şirketlerin gerekse de dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmuştur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ticari defterlerin delil olması düzenlenmiştir.Davacı taraf Mahkemenin kabul etmediği demuraj ve dekont konusu alacaklarını taraf ticari defterleri ile kanıtlayamamıştır .Adı geçen alacak kalemlerine ilişkin bir kısım örnek bilgi ve belgeler ibraz etmişse de bilirkişi raporunda hizmetin hangi tarihli gümrük hizmetlerinden kaynaklandığının anlaşılamadığını ve söz konusu dekontların davalı kayıtlarında yer almadığı beyan edilmiştir. Dekont konusu hizmete dair ödemeleri ispat yükü davacıya aittir, davacının buna ilişkin olarak dosyaya ibraz ettiği bilgi ve belgeler alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Bu nedenle Mahkemenin buna dair kabulünün usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı ise ödemelerin bir kısmını dava dışı şirkete yaptığını, her iki şirketin aynı adreste faaliyet gösterip organik bağ olduğunu iddia etmiştir.Yukarıda ifade edildiği gibi, gümrük işlemlerine dair vekaletname davacı ile birlikte dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Her iki şirketin tüzel kişiliği farklı olduğuna göre , davalı ancak, davacı tarafından dava dışı şirkete ödeme yapılmasına açık muvafakat ettiğinde ve davalı şirketçe dava dışı şirkete ödeme yapıldığında, davalının davacıya olan borcunun sona erdiği kabul edilebilir, aksi takdirde davalının borcunun sona erdiğinden söz edilemez.Hukuk sisteminde borcun sona erme nedenleri açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda davalının dava dışı şirkete ödeme yaptıkları savunması da yerinde kabul edilemeyecektir. Mahkemenin kabul ve red ettiği miktarlar dosya kapsamı ve bilirkişi incelemesi sonucuna göre doğrudur. Ancak Mahkemenin davacı aleyhine hükmetmiş olduğu kötü niyet tazminatının ayrıca değerlendirilmesi gerekecektir. İİK nun 67/2. fıkrasında “ Bu davada borçlunun İtirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna , davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre ,red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.”Düzenlemesine yer verilmiştir.Yasada açıkça düzenlendiği üzere, alacaklının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için takibinde yalnızca haksız değil ayrıca kötü niyetli olması gerekir.Alacaklı takibinde kötü niyetli değilse tazminata hükmedilmez.Somut olayda davacı alacaklının alacağını tahsil için giriştiği icra takibinde kötü niyetli olarak kabul edilemeyeceği gibi, aksinin ispatını gösterir delilde yoktur.Şu halde, reddedilen miktar yönünden davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmetmek hatalı görülmüştür.Ancak bu hatanın giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından hükmün o kısmı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalının tüm, davacının ise kötü niyet tazminatı dışındaki diğer istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün davacı yararına düzeltilmesine ve tarafların diğer istinaf nedenlerinin reddine dair taktiren aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının tüm, davacının ise kötü niyet tazminatı dışındaki diğer istinaf nedenlerinin REDDİNE,
2- Davacının kötü niyet tazminatına dair istinaf başvurusunun KABULÜNE,
a) Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/356 Esas, 2016/666 Karar ve 20.09.2016 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
a-1) Davanın kısmen KABULÜNE, davalı borçlunun Gebze . İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yaptığı İtirazın 32.179,65 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin İstemin reddine,
b-2)Davalı borçlu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan kabul edilen 32.179,65 TL alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
c-3)Davacı alacaklının takibinde kötü niyetli olduğu subuta ermediğinden İİK 67/2. fıkrası gereğince davalı borçlunun kötü niyet tazminat talebinin reddine,
d-4)Alınması gereken 2.198,00 TL ilam harcından peşin alınan 757,75 TL harcın mahsubu ile 1.440,25 TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
e-5) Davacının peşin yatırdığı 25,20 TL başvurma harcı ile 757,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-6)Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanan 160,00 TL tebligat,164,00 TL müzekkere gideri, 838,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.162,00 TL yargılama giderinden davanın kabul Ve red oranına göre hesap Ve takdir edilen 843,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
d-7)Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında harcanan gider ile karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderin mahsubu ile kalan gider avansının davacıya iadesine,
e-8)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 3.861,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
f-9) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 1.463,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın ayrı ayrı davacı ve davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, fazla yatırılan nisbi istinaf harcının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davacının yapmış olduğu 30,60 TL istinaf yargılama giderinin talebin kabul ve reddine göre taktiren 1/2 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 .bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2018