Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2910 E. 2018/96 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2910 Esas
KARAR NO : 2018/96
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2017
NUMARASI : 2014/1316 2017/816
DAVANIN KONUSU: İFLAS (İFLAS YOLU İLE TAKİP NEDENİYLE )
KARAR TARİHİ: 24/01/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen ve 15/06/2011 – 14/05/2016 tarihleri arasında geçerli olan sözleşme kapsamında davalı şirkete uçak yakıtı sattıklarını, düzenlenen faturaların davalı şirket tarafından ödendiğini, ancak 30/09/2014 tarihli 141.520,32-USD bedelli faturanın ödenmediğini, iş bu fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine iflas yolu ile takip yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalı tarafın itirazının kaldırılarak iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı şirket tarafından pompa hilesi ile kendilerine eksik yakıt verildiğini, bu hususun davacı şirketin eski çalışanı olan şahsın ihbarı ile öğrendiklerini, bu konuda görüşme yapılıp 06/09/2014 tarihli protokolün şirket ortağı olan … tarafından imzalandığını, protokole göre eksik yakıt miktar ve bedeli belirleninceye kadar düzenlenen faturadaki alacağın istenmeyeceğini bu bağlamda muaccel olan alacak bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan iflas davasının takibe konu borcun ferileriyle birlikte depo edilmiş olması nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde mahkememiz dosyası ile bağlantılı açılan vaadeli mevduattaki depo edilen bedelin en son bakiyesi ile birlikte İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına gönderilmesine, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf taleplerinde;1-Müvekkilinin sözleşme (15/06/2011) ilişkisi devam ederken … adına uçaklara yakıt verme işlemini gerçekleştiren … çatışanı olan bir pompacıdan … yakıt temin ettiği pompalar üzerinde … talimatıyla bir düzenek kurulduğu, bu düzenek ile uçağa verilen yakıtın bir kısmının devir daim yaparak uçağın yakıt deposu yerine pompaya geri döndüğü, bu şekilde normalde verilenden daha fazla yakıt verilmiş gibi gösterilerek faturalandırıldığı ihbarı aldığını, bunun üzerine doğrudan … hissedarları … ve yöneticileri ile irtibata geçildiğini, şirket direktörleri … da bulunduğu şirket yetkililerinin gelerek konuyla ilgili birçok görüşme gerçekleştirdiklerini, 06.09.2014 tarihinde protokol imzaladıklarını, protokol her ne kadar davacı şirket direktörlerinden sadece … tarafından imzalanmış ise de davacı … hukuken bağladığını, mahkemenin aksi görüşünün hatalı olduğunu, zira KKTC’de şirketlerin kayıtlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi (kısaca Şirketler Mukayyitliği) İsimli bir kurumda tutulduğunu, Türkiye’de olduğu gibi internet üzerinden ulaşılabilecek bir ticaret sicil gazetesi bulunmadığını, yapılacak araştırmaların Şirketler Mukayyitliğine gidilerek yapılabildiğini, ihbarın alınmasından sonra ve protokolün imzalanmasından önce ilgili kurumdan mevcut evrakların getirtildiğini, belgelerden şirket ana sözleşmesinde şirketin çift imza ile temsil edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının sadece davacı şirketin iç sorunu olarak ele alınabileceğini, davacı şirketin 30/06/2014 tarihli direktörler kurulu kararında 14/10/2013 tarih ve 113/2013 nolu direktörler kurulu ile hazırlanan imza sirkülerinin revize edildiğinin belirtilerek kararın arkasına 07.07.2014 tarihli yeni imza sirkülerinin eklendiğini, yeni imza sirküleri incelendiğinde ise… tek başına imza yetkisinin sınırlandığına dair hiçbir karar olmadığını, imza sirkülerinde sadece … imza yetkisinin düzenlendiğini, … imzasının yanında Direktörlerden birisinin de imzası gerektiğini ancak müşterek imzadan bahsedilmediğini, yayınlanmamış bu kararların tamamen şirketin iç meselesi olup, İyi niyetli üçüncü kişileri bağlamadığını,2-Taraflar arasında yapılan taslak protokole ilişkin e-posta yazışmalarına ve tanık dinletilmesine yönelik taleplerinin de reddedildiğini, oysa protokolün imzalanma aşamalarıyla ilgili olarak dilekçelerinde belirttikleri tanıkların yüz yüze getirilerek dinlenmesinin gerçeklerin ortaya çıkmasında büyük katkı sağlayacağını, bu tanıkların dinlenmesi gerektiğini, 3-Dosyaya sundukları bilimsel mütalaalar doğrultusunda 06/09/2014 tarihli protokolün HMK.nun 222/3.maddesinde belirtilen anlamda defter kayıtlarının aksini ispatlayan bir senet, belge niteliğinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini, 4-Davacı şirket tarafından yapılan fazla faturalandırmaya ilişkin iddialarının ispatı bakımından dosyaya akaryakıt şirketlerinden celp edilen Jet A-l yakıtının kesafet değerleriyle, aralarında jet A-l yakıtı konusunda uzman bir ucak mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetince karşılaştırılması suretiyle fazla faturalandırma olup olmadığının tespit edilmesi taleplerinin gerekçesiz reddedildiğini, kararda da değerlendirme yapılmadığını, dosyaya sundukları raporda da davalının uçaklarına yüklenen yakıt miktarı ile faturalar arasında fark edilmesi mümkün olmayan farklılık bulunduğunun tespit edildiğini,, mal teslim makbuzlarının üzerindeki imzaların gerçek iradeleri yansıtmadığını zira içerinin gerçeği temsil etmediğini, bu hususun gizli ayıp niteliğinde olduğunu, bu nedenle ihbar için süre gerekmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davacı vekiline 30/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 01/12/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Verilen Yerel Mahkeme’nin Kararı Usul ve Yasaya Uygun olduğunu, bahse konu protokolün çift imza içermemesi nedeniyle davacı … bağlamayacağını, bu durumun imza anında davalı tarafından da bilindiğini, davacı şirketin hangi şekilde temsil edileceğinin ilgili sicil gazetesinde de ilan edildiğini, ilan tarihi itibariyle bu hususun 3.kişiler tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca davalı şirketin basiretli iş adamı gibi davranıp, dayandığı 06/09/2014 tarihli protokolün imzalanması sırasında davacı taraftan imza sirkülerini isteyip şirketin kimler tarafından temsil edileceğinin araştırması gerektiğini tüm bu hususlarda gerekli özeni göstermeyen davalı şirketin iyiniyetli kabul edilemeyeceğini, davalı taraf kendilerine eksik yakıt verildiğinden bahisle takip konusu faturaya dayalı alacaktan dolayı borçlu olmadıklarını iddia etmiş ise de, bu hususu kanıtlar dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını, davalının iddialarının KKTC Adli Makamlarınca araştırıldığını, suç unsuru bulunamadığını, davalının bilirkişi incelemesi talebinin yargılamayı uzatmak dışında bir işe hizmet etmeyeceğini, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile takıp dayanağı 30/09/2014 tarihli 11205 sıra no.lu 141.520,32 USD tutarlı faturasının her iki taraf ticari kayıtlarında da usulüne uygun olarak kayıtlı olduğunu, daracının takip tarihi itibariyle davalıdan 1.027.676,34 USD cari hesap alacağının olduğu hususunda her iki taraf kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın faturalara yasal itirazının olmadığını, davalı tarafından Bilirkişi Raporu’na yapılan itirazda ilgili tespitler ile ilgili itirazda da bulunulmadığını, taraflar arastnda imzalanan 06.09.2014 tarihli Protokol geçersiz olduğundan göz önünde bulundurulmadığına yönelik itirazların kabul edilemeyeceğini, uzman görüşlerinin de iddialarını doğruladığını, … tek başına imza yetkilisi olmadığı, yönetim kurulunun diğer üyelerinin de bu yetkinin verilmesi yönünde bir iradelerinin mevcut olmadığı … tarafından bilindiğini, şirket mührünün de kullanılmadığını, ayrıca davalıya da davacı … tek kişinin yetkili olduğu yönünde bir intiba bırakılmadığını çünkü davalının, müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini çok iyi bildiğini, davalı tarafınca 4 Eylül 2014 tarih 14:27 saatinde Müvekkil Şirkete gönderilen elektronik postada “Protokol Metni ektedir. Firmanız adına imzalar için acil dönüşlerinizi bekliyoruz” ifadesinin kullanıldığını ve posta ekinde kendileri tarafından hazırlanmış Protokol taslağında … adına müşterek çift imza açılmış ve imza atması gereken kişilerin yani … isimlerinin dahi yazıldığını, bu protokolün müvekkil şirketçe kabul edilmeyince sonradan şirketin de bilmediği bir şekilde … imzalatıldığını, dava konusu uyuşmazlıktan önce taraflar arasında imzalanmış bütün sözleşmelerde çift imza bulunduğunu, açıklananlar hususlar nedeniyle davalı tarafın iddialarının dayanağının hiçbir somut veri ile ortaya konulamadığından, dikkate alınması talep edilen Uzman Raporu’mın hükme esas teşkil etme ihtimali olmadığını, tanık dinlenilmesi ve yeni bilirkişi incelemesi taleplerinin de kabul edilemeyeceğini belirterek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, İİK.nun 158. maddesine dayalı iflas davasıdır.Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Bakırköy/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.Davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 24/10/2014 tarihinde 141.520,32.-USD asıl alacak, 46,53.-USD faiz olmak üzere toplam 141.566,85.-USD (1 USD=2,2460 hesabıyla 317.959,15.-TL) üzerinden icra takibi başlattıktan sonra iflas ödeme emrinin borçlu/davalıya 30/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 05/11/2014 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize ve ayrıca takibe Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilerek icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 21/11/2014 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde iş bu iflasın açılması davasını açtığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık; 06/09/2014 tarihli protokolün tarafları bağlayıcı özelliği bulunup bulunmadığı, bağlayıcı ise delillerin tam olarak toplanıp toplanmadığı, diğer bir anlatımla tanık dinleme ve yeni bir bilirkişi raporu almaya gerek olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Davalı taraf, davacı şirket çalışanlarından aldıkları bir ihbar sonucu akaryakıt pompalarında kurulan bir düzenekle davalının uçaklarına fiili olarak verilen yakıtın faturalara yansıtıldığı kadar olmadığını öğrendiklerini, faturaların bu nedenle fiili duruma uygun olmadığını, dolayısıyla fazla borç çıkartıldığını ileri sürmektedirler. Bu amaçla davalının davacı şirket ile irtibata geçtiği, bir takım görüşmeler yapıldığı, protokol taslağı hazırlandığı, taslağın mail ile davacı şirkete imza için gönderildiği, taslakta davacı şirket adına … isimlerinin şirketi temsilen açıldığı, cevabi mailde davacı şirketin protokolü kabul etmediğini bildirdiği ancak daha sonra 06/09/2014 tarihli protokolün davacı şirket adına sadece … tarafından imzalandığı, daha önce taraflar arasında yapılan sözleşme, mutakabat vs.anlaşmalarda da davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğinin davalı şirketçe bilindiği, bu durumun İstanbul ticaret sicil kayıtlarında ve ilan sistemi olmasa da KKTC Şirketler Mukayyitliğinde de bulunduğu gibi davalının iddiası üzerine KKTC kolluğu ve Savcılığınca yapılan araştırmada bu iddiaları doğrulayan bir delil veya bilgiye ulaşılamadığı, böylece davalı şirketin iddialarının iddiadan öteye gidemediği, davacı şirketin nasıl temsil edileceği ve para borçlarının ispatı hususunda da tanık dinlenmesinin HMK.nun 200 vd.maddeleri gereğince mümkün olmadığı, protokolde imzası bulunan …’ın şirketi tek başına temsile yetkili olmadığından protokolün yazılı delil başlangıcı olarak kabulünün de mümkün olmadığı, davalının iddiasına konu olan eksik akaryakıt verilmesine rağmen faturanın tam verilmiş gibi düzenlenmesinin akaryakıtın kalitesiz olduğunun ileri sürülmediği göz önüne alındığında ayıplı mal ile ilgisinin olmadığı, bu durumun ancak eksik ifa ile hükümlerine göre değerlendirilebileceği, bu konuda davalının bir ihbar veya itirazının bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre icra takibine konu faturanın davalının defter ve kayıtlarında bulunduğu, cari hesapta da göründüğü, bu nedenle Jet A-l yakıtının kesafet değerleriyle, aralarında jet A-l yakıtı konusunda uzman bir ucak mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetince karşılaştırılması suretiyle yeni bir rapor alınmasının davaya bir katkısının bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin kararında bir yanlışlık bulunmadığından davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/01/2018