Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2906 E. 2018/181 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/2906 Esas
KARAR NO : 2018/181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2017
NUMARASI : 2016/213 2017/543
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ (HİZMET ALIM)
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Taraflar arasında imzalanan 07/11/2013 tarihli asansör bakım sözleşmesi gereğince… İstanbul Kozyatağı Otelinde 16 adet asansörün bakım ve servis hizmetinin müvekkili tarafından sağlanmaya başlandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna rağmen toplam 189.928,49-TL bakım bedelinin borçlu tarafından ödenmemiş olduğundan ihtarname keşide edildiğini buna rağmen bir ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapıldığını ancak davalının itiraz ederek icra takibini durdurduğundan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davacının alacak talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin standartlara uygun olmayan asansör bakımından dolayı zarara uğradığını, aslında taraflar arasında bağlayıcı bir asansör sözleşmesinin akdedilmediğini, müvekkilinin faturalara itiraz etmemesinin ifanın ayıplı olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini bu nedenle kötü niyetli ve haksız bulunmayan itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Davalı …. Tic. A.Ş. müvekkil şirket ile imzalanan 07.11.2013 tarihli sözleşmenin kendileri ile değil … Tic. A.Ş. ile imzalandığını iddia ederek mahkemeyi yanıltmaya ve sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, dosyada mevcut ticaret sicil kayıtları incelendiğinde;… A.Ş. ile .. Tic. A.Ş.’nin birbirinden ayrı iki şirket olarak göründüğünü ancak her iki şirketin de yetkililerinden birinin .. olduğunu, dolayısıyla iki şirket arasında bir bağ olduğunu, bu durumda tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesi çerçevesinde davalı şirketin söz konusu borçtan sorumlu olduğunu belirterek genel olarak dava ve diğer dilekçelerini takrarlayarak yerel mahkemenin 15.06.2017 tarih, 2016/213 E. ve 2017/543 K. sayılı ilamın yasa ve usule aykırı olduğundan istinaf yolu ile incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı vekiline 18/09/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, taraflar arasında imzalanan 07/11/2013 Asansör Bakım Sözleşmesi gereğince ödenmeyen alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup, uyuşmazlık davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 05/01/2016 tarihinde 186.928,49.-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 08/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 11/01/2016 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair tebligat parçasına rastlanmadığı, davacının da 01/03/2016 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.nun İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlığını taşıyan 141.maddesi hükmüne göre; Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır, hükmü amirdir.
Davacı vekilinin dava ve cevaba cevap dilekçesinde tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiği yönünde bir iddia ve talebi bulunmamaktadır. Dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin sunumundan ve ön inceleme duruşmasının yapıldığı 18/10/2016 tarihinden sonra verilen 14/03/2017 tarihli dilekçede tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiği yönünde iddia ve talepte bulunduğu, bu yolla iddiasını genişlettiği, bu aşamada iddiaların genişletilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 07/11/2013 tarihli asansör bakım sözleşmesinin sol üst tarafındaki antette davalı şirketin ünvanının yazılı olmasına rağmen sözleşmede imzanın bulunduğu kaşede ..ve Tic. A.Ş.nin ünvanının bulunduğu ve dolayısıyla sözleşmenin dava dışı …. A.Ş.ile yapıldığı, davanın bu şirkete karşı açılması gerekirken sözleşmenin tarafı olmayan yanlış kişiye karşı açılması nedeniyle davacının davasının pasif husumet nedeniyle usulden reddine dair ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361. Maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2018