Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2899 E. 2020/1174 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2899 Esas
KARAR NO : 2020/1174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI : 2014/464 Esas, 2017/428 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 28.05.2014 tarihli dava dilekçesinde, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında borçlu … A.Ş ‘nin 12.06.2013 tarihinde iflasına karar verildiğini, alacak taleplerinin iflas idaresi tarafından, 09.04.2014 tarihli kararla reddedildiğini, herhangi bir gerekçenin ihtiva etmediğini, İflas idare memurlarının görevlerini kötüye kullandığını, müvekkili şirketin, Faktoring Sözleşmesi kapsamında müşterisi olan …San.A.Ş ‘den …San.Tic.A.Ş ye ait her biri 100.000,00 TL bedelli üç adet çeki alarak faktoring işlemi gerçekleştirdiğini, çeklerle ilgili İcra takibi başlatıldığını, keşideci şirketin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/355 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını, müvekkili şirket lehine sonuçlandığını, 16.10.2008 tarihli ilam ile kararın bozulduğunu, daha sonra davanın kabulüne dair verilen kararında İcra dosya borcunun dava devam ederken ödenmiş olmaları nedeniyle istirdat kararı verilmesi gerekirken menfi tespit kararı verilmiş olması nedeniyle bozulduğunu, 29.04.2014 tarihinde verilen karar ile davanın kabulüne ve davacının ödemiş olduğu bedelin istirdatına karar verildiğini, müflis hakkındaki davanın tefrik edildiğini, karar henüz kesinleşmemiş olsa dahi önceki Yargıtay aşaması da alındığında söz konusu çeklerin karşılığı İcra dosyasından tahsil edilen bedelin faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğini, red kararını kabul etmediklerini, sadece 32.612,00 TL çek yönünden değerlendirildiğini ve onunda gerekçesiz reddedildiğini, istirdadına karar verilen çekler yönünden değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin mağdur edildiğini iddia ederek, müvekkili alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 13.11.2015 tarihli beyan dilekçesinde, müvekkili şirketin, müflis şirketten ana para olarak toplam 332.612,00 TL alacağınının bulunduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili, kendilerine teslim edilen bir ürün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, davacı şirketin faktoring sözleşmesi kapsamında müşterisi olan … San.A.Ş ‘den …San.Tic.A.Ş ait … Adana Ticari Şubesine ait hesabından 30.06.2008 tarihli 100.000,00 TL bedelli, 27.07.2008 tarihli 100.000,00 TL bedelli, 31.07.2008 tarihli 100.000,00 TL bedelli çekle ilgili faktoring işlemi gerçekleştirdiği, … A.Ş ‘den … Bankası A.Ş Konya Şubesi’ne ait 27.06.2008 tarihli 32.612,00 TL bedelli … Ltd.Şti keşideli bir adet çekin yapılan temlik uyarınca işlem neticesi alındığı karşılıksız çıktığının anlaşıldığı, bilirkişi incelemesi sonucunda davacı alacağının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 300.000,00 TL alacağın ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 32.612,00 TL alacağın İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, davacının alacağının varlığını kesin delillerle ispat edemediğini, kabul kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, kararın bu şekilde kesinleşmesi halinde, alacak kaydı yaptıran diğer gerçek ve tüzel kişi alacaklılarının hak ve menfaatlerinin ciddi biçimde zarar göreceğini, eksik ve hatalı inceleme yapıldığını iddia ederek, mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda hüküm kurulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul …. İflas Müdürlüğünün… İflas dosyası için verilen 15.07.2014 tarihli İflas Müdürlüğü yazı cevabında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde iflasına karar verilen müflis …San.A.Ş ‘nin tasfiye işlemlerinin yapıldığı, davacı şirketin müflis masasına 1316 kayıt numarası İle 32.612,00 TL ‘lik alacak kaydı yaptırdığı İflas idare memurları tarafından alacağın tamamen reddedildiği, sıra cetvelinin 18.05.2014 tarihinde …Gazetesi ile 23.05.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, red kararının 20.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırılmadığı belirtilmiştir. Davanın 28.05.2014 tarihinde, yani son ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Taraflar arasında, müflis şirketin iflasına, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde karar verildiği, davacı ile müflis şirket arasında ticari ilişkinin olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının alacak iddiasını ve miktarını ispat edip etmediği, incelemenin yeterli olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, müflis adına dava dışı …..A.Ş tarafından düzenlenen üç adet her biri 100.000,00 TL bedelli çeklerin davacıya temlik edildiği, üç adet çekten kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile davacı şirket tarafından, müflis şirket ve dava dışı çeki düzenleyen hesap sahibi … San.ve Tic.A.Ş aleyhine, 05.08.2008 tarihinde, faizi ve diğer ekleri ile birlikte toplam 320.180,77 YTL alacağın tahsili amacı ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, dava dışı ….Ltd.Şti tarafından müflis şirket adına 27.06.2008 keşide tarihli 32.612,00 TL bedelli çek düzenlendiği, çekin davacıya temlik edildiği, davacı tarafından bu kez, söz konusu çek ve ferileri toplamı 34.776,48 YTL ‘nin tahsili amacı ile müflis şirket ile birlikte, dava dışı … hakkında, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında 07.07.2008 tarihli İcra takibi başlattığı, çeklerle ilgili ….A..Ş tarafından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/355 Esas sayılı dosyasında asıl ve birleşen menfi tespit davası açıldığı, mahkemenin 10.05.2010 tarihli karar gerekçesinde, asıl dava davalısı … Makine…A..Ş ile birleşen dosya davalıları faktoring şirketleri arasında ki faktoring sözleşmelerinin 25.05.2007 ve 25.02.2008, davaya konu çeklerin temlik tarihlerinin asıl dosya tarafları arasındaki ihtilafın doğmasından önceki bir tarih olduğu, davacı tarafça asıl dosyada davanın devamı sırasında dava dışı şirketlere davadan sonra ödenen çek bedellerinin istirdadının istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verildiği, kararın, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2010/14522 Esas, 2011/7717 Karar ve 09.06.2011 tarihli ilamı ile faktoring şirketlerinin, “ Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında ki Yönetmelik “ in 22/2. maddesi hükmü uyarınca faktoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamayacakları ve tahsilini üstlenemeyecekleri, faktoring şirketlerinin belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabileceği, davacı keşidecinin lehdara karşı ileri sürebileceği şahsi defilerini bu durumda faktoring şirketlerine karşıda ileri sürebileceği, davacının çekler nedeniyle ….A.Ş ‘ye borçlu olmadığı saptandığına göre …..A.Ş nin davacıya keşide ettiği faturaların gerçek bir alacağı göstermediğinden davanın davalılar faktoring şirketleri yönündende kabulü gerekeceği, davacının istemi gibi 3. kişiye ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken İstemin reddinin isabetli görülmeyerek kararın bozulduğu, davacının tüm aşamaları anlatıp delilleri ekleyerek, 28.02.2014 tarihli dilekçe ile iflas masasına alacağının kabulü için başvuruda bulunduğu, dilekçede toplam alacak miktarının belirtilmediği ancak, çeklerin ve bedellerinin ayrı ayrı belirtilerek, İcra takip dosyalarının gösterildiği ve sonuç kısmında, müflisten belirtilen İcra dosyalarından kaynaklanan alacağın İflas dosyasına kaydına karar verilmesini talep ettiği, masa tarafından, talebin 32.612,00 TL olduğu belirtilerek, ekli belgeler uyarınca alacağın tamamının reddine karar verildiği, davacı vekilinin yasal süre içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.05.02.2015 tarihinde, İflas Müdürlüğü tarafından, el yazısı ile, müflisin ticari defterlerinin çok fazla ve büyük hacimli olduğundan, şirketin fabrika binasında bulunduğu, müdürlüklerinde bulunmadığına dair notu bilirkişinin isteği üzerine düzenlemiştir.Bilirkişi tarafından, İflas Müdürlüğünün yazılı beyanı üzerine, 05.02.2015 tarihli tutanak düzenlenmiş, tutanakta, verilen adrese 05.02.2015 tarihinde gelindiği, adreste yetkili kimsenin olmadığı, fabrika binasının kapalı olduğunun tespit edildiği, müflis şirket vekilinin birkaç kez aranmasına rağmen ulaşılamadığından ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığı belirtilmiştir.16.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olduğu, davacının faktoring sözleşmesi kapsamında davacıdan toplamda 332.612,00 TL tutarında çeklerin faktoring işlemi yapılarak 25.02.2008 tarihinde müflis şirkete 286.242,72 TL EFT yapıldığı, temlik alınan çeklerin ve yapılan ödemelerin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, temlik alınan 332.612,00 TL tutarındaki çeklere karşılık 352.162,18 TL fatura karşılığı cari hesap ilişkisi kapsamında işlem yapıldığı, İflas tarihi itibariyle müflis şirketten faktoring sözleşmesine konu asıl alacağının 332.612,00 TL olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, rapor ve dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar vermiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadeleri ile yer verilmiştir.Her iki tarafta tacirdir. Müflis şirket kabul şeklinin aksini ispat eder herhangi bir delil bildirmediği gibi ticari defterlerinin incelenmesi için gerekenlerde yerine getirilmemiştir.Bilirkişi raporunda, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usülüne uygun düzenlendiği ve delil niteliğinde olduğu belirtilmiştir. HMK ‘nun 222. maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. Düzenlemede, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılmayacağına yer verilmiştir. Somut olayda, usulüne uygun olarak tutulan davacı ticari defterleri, temlik konusu ve davacının takip başlattığı çeklerle ilgili keşideci şirket tarafından açılan menfi tespit davası ve tüm dosya kapsamından davacının alacak iddiasını ispat ettiği ve bu anlamda mahkeme incelemesinin yeterli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/464 Esas, 2017/428 Karar ve 11.05.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde , İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/06/2020