Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2895 E. 2018/152 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/2895 Esas
KARAR NO : 2018/152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2017
NUMARASI : 2015/1254 Esas 2017/733 Karar
DAVANIN KONUSU :KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ : 31/01/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil firma ile davalı yan borçlu arasında 2013/004 sözleşme no.lu Kütahya İli Tavşanlı ilçesi 500 Kişilik yurt Binası ve Sosyal Tesis ile Altyapı ve Çevre brülör tesisatı vs. İşlerinin yapımı hususlarında sözleşme imzalandığını, sözleşme çerçevesinde müvekkil firma üzerine düşen tüm edim ve imalatları tamamladığını, imalat aşamasında hak edişler …nin teknik yetkilisi Makine Mühendisi … tarafında maillerle kabul edildiği ve kabul edilen hak edişler doğrultusunda ilgili faturalar tanzim edilerek davalı tarafa gönderildiği, hak edişleri onaylayan Makine Mühendisi …’in imzaları da mevcut olduğu, davalı yanın imalat nedeniyle greke uhdesinde tuttuğu ve ödemediği kalemelerle birlikte 102.757,15 TL borcu mevcut olduğu, teminat olarak kesilerek tutulan bedellerin de inşaatın tesliminin yapılmış olması nedeniyle müvekkiline ödenmesi tahsili amacı ile Buras… İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalı-borçlu da icra dosyasına takibi uzatma amaçlı olarak haksız ve kötü niyetli itirazda bulunduğu, davalı tarafın mali durumu bozulmuş olup üçüncü kişilerden olan alacakların ve firmanın mal varlıklarının kaçırılması çabaası içinde olduğunu, imalatın esas işvereni olan “Toplu Konut İdaresi Başkanlığı”na ve nihai kullanıca Yurt Yönetimine teslim edildiğine dair kabul tutanakları müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğinin ve alacağının muaceel hale geldiğinin kanıtı olduğunu, yapılan icra takibinde gönderilen faturalara hiçbir itirazda bulunulmadığı gibi yapılan itirazın sadece muaccel alacak olmadığından bahisle itirazda bulunulmadığı gibi yapılan itirazın sadece muaccel alacak olmadığından bahisle itaraz ettiği göz önüne alındığında itirazın kötü niyetli olduğu net bir şekilde ortaya çıktığını, alacaklarının 102.757,15 TL karşılığı davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerle mallar ile üçüncü kişilerdeki hak e alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı borçlunun bursa .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası itirazını iptali ile borcun asıl alacak ve ferileri ile takibin devamını, alacaklarını nlikit ve muaccel olması, davalınnı itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekil ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; dava dilekçesinin ekinde delil ve belgelerin birer örneği olmadığından vekil eden tarafa usulüne uygun olarak yapılmış bir dava dilekçesi tebliğinden söz edilemeyeceğini ve ön inceleme aşamasına geçilemeyeceğini, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacakları muaccel hale gelmediği gibi nakdi teminatın iadesinin şartları da oluşmadığını, sözleşmedeki hususlar incelendiğinde davacı tarafın alacağının muaccel hale gelmediği husussunun açıkça görüleceğini, davacı tarafın taraflarından kabul işlemlerinin yapıldığına ilişkin beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın teminatların iadesinin istemesinin şartlarının oluşmadığını, idare tarafından gerekli kabul işlemlerinin yapılmadığını, sözleşmede davacı tarafa ödemelerin ne zaman yapılacağı hususunun da düzenlendiğini, davacı taraf bahse konu işin idare tarafından teslim alınmış olmasını kendi edimlerini yerine getirmiş olduğunun delili olduğundan bahsetmiş ise de bu husus davacının değil, vekil eden firmanın asıl işverene karşı sorumluluklarını yerine getirdiğinin delili olduğunu, işverenin idareden alamadığı hak edişe ilişkin alacak işveren tarafından onaylanmış ve hatta faturası düzenlenmiş bile olsa muaccel hale gelmeyeceğini, dolayısıyla davacı tarafın alacağının muaccel hale gelmediğinden herhangi bir alacağının olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın bahse konu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, davacı taraf dava dilekçesinde sözleşmedeki yükümlülüklerini eksiksiz, kusursuz ve ayıpsız bir şekilde yerine getirmiş olduğunu belirtmişse de bu hususunun kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacı tarafın kötü niyet tazminat isteminin şartların oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, aksine vekil eden lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve yasal dayanaktan ve kötü niyetli olarak ikame edilmiş bulunan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Kocaeli Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili mahkeme olması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı yanın müvekkili firmaya olan borcunu ödememesi sebebiyle alacağın tahsili amacıyla Bursa .. İcra Müdürlüğü’nün .. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı yanın takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, bunun üzerine 09.09.2015 tarihinde, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1254 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dava devam ederken, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2016 tarih ve 2015/751 E. 2016/438 K. sayılı kararı ile davalı yanın iflasına karar verildiğini, Kocaeli… İcra Müdürlüğü’nün.. sayılı iflas dosyası ile iflas tasfiye işlmelerine başlanıldığını ve 24/04/2017 tarihinde de birinci alacaklılar toplantısının yapıldığını, böylece iş bu itirazın iptali davasının kayıt kabul davasına dönüştüğü, İİK.nun 194. Maddesine göre bu aşamada yetkisizlik kararı verilemeyeceğini, iş bu itirazın iptali davasının 09.09.2015 tarihinde, davalı yanın iflasına karar verilmesinden ve iflasın açılmasından önceki bir tarihte açıldığını, İlgili mevzuat hükümleri ve Yargıtay içtihatları gereğince; İkinci alacaklılar toplantısında, itirazın iptali davasına konu alacak, masaya kabul edilir ise; bu durumda itirazın iptali davasının konusuz kalacağını ve mahkemece konusuz kalan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, ikinci alacaklılar toplantısında, itirazın iptaline konu alacağın kabul edilmemesi durumunda ise husumetin iflas masasına yöneltilerek, itirazın iptali davasına, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilmesi gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/03/2016 Tarih ve 2016/297 E., 2016/4557 K sayılı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 tarih ve 2014/3781 E. 2014/8256 K. sayılı ve 18/12/2014 tarihli kararlarınında bu yönde olduğunu, dava devam ederken davalı yanın iflas etmesi durumunda; ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar davanın duracağı ve ikinci alacaklılar davasında verilecek karara göre, davanın akıbetinin belirleneceğine işaret edildiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1254 E, 2017/733 K sayılı ve 02/06/2017 tarihli kararının yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı vekiline 05/09/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Davacı tarafın alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açtıkları itirazın iptali davasında, yargılama devam ederken davalı tarafın iflasına karar verilmesi üzerine mahkemece davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü kabul edilerek bu davaya iflas kararını veren mahkemenin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdiği, hükmün davacı tarafça istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı tarafından alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafın itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası iken, yargılama sırasında davalı tarafın iflasına karar verilmesi üzerine dönüşen kayıt kabul davası olup, sorun; bu aşamada yetkisizlik kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı yanın davacı firmaya olan borcunu ödememesi sebebiyle alacağın tahsili amacıyla Bursa … İcra Müdürlüğü’nün.. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı yanın ödeme emrinin 29/07/2015 tarihinde tebliğinden sonra 03/08/2015 tarihinde takibe süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacı tarafından 09/09/2015 tarihinde, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1254 E. sayılı dosyası ile iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, dava devam ederken, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2016 tarih ve 2015/751 E. 2016/438 K. sayılı kararı ile davalı yanın iflasına karar verildiği, Kocaeli .. İcra Müdürlüğü’nün .. sayılı iflas dosyası ile iflas tasfiye işlmelerine başlanıldığı ve 24/04/2017 tarihinde de birinci alacaklılar toplantısının yapıldığı, böylece iş bu itirazın iptali davasının kayıt kabul davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır.
İİK.nun 194. Maddesine göre iflasın açılması ile, acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu nedenle dava baştan itibaren sıra cetveline itiraz niteliğindeki kayıt kabul davası olmadığından ve davalının yargılama devam ederken iflasına karar verilmesi nedeniyle kayıt kabul davasına dönüştüğünden bu aşamada yetkisizlik kararı verilemez.
Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. İkinci alacaklılar toplantısında, itirazın iptali davasına konu alacak, masaya kabul edilirse, bu durumda itirazın iptali davasının konusuz kalacağını ve mahkemece konusuz kalan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği, ikinci alacaklılar toplantısında, itirazın iptaline konu alacağın kabul edilmemesi durumunda ise husumetin iflas masasına yöneltilerek, itirazın iptali davasına, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgıyla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davacı tarafın istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmekle aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/06/2017 tarih ve 2015/1254 Esas, 2017/733 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, fazla yatırılan nisbi istinaf harcının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/01/2018