Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2881 E. 2020/957 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2881 Esas
KARAR NO : 2020/957
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI : 2015/529 Esas, 2017/676 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya hizmet verdiğini, 03/04/2013 tarih ve … numaralı 224.258,15 TL tutarındaki faturanın bakiyesinin ödenmediğini, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında IDS fuarı için uçak ve konaklama organizasyonu için belirli sayıda ve standart ücretler üzerinden anlaşma yapıldığını, davacıya yaklaşık 174.000,00 TL civarında ödeme yapıldığını, davacının anlaşmaya aykırı şekilde davalının bilgisi dışında paket fiyatında tek taraflı değişiklik yaptığını, fiyat artışları yansıttığını, kim tarafından kullanıldığı bilinmeyen bir kısım bilet ve konaklama bedellerinin talep edildiğini, müvekkili şirketin davacı firma ile ödeme planı üzerinden anlaşmış olduğu tüm ödemelerini yerine getirdiğini, belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; davalının, ticari defter kayıtlarına göre 12/12/2013 icra takip tarihi itibariyle davacıdan, 174.548,46 TL alacaklı olduğu; başka bir anlatımla, davacıya borcunun bulunmadığı; tarafların, Ba ve Bs formlarının karşılaştırılması sonucunda; davacı tarafından, davalı adına düzenlenen ve davalının kayıtlarında bulunmayan 10/01/2013 tarih ve … nolu 4.500,00 TL (KDV dahil) fatura ve 03/04/2013 tarih ve … nolu 224.258,15 TL (KDV dahil) faturanın, davalının Ba formlarında beyan edilmediği; davacı tarafından, icra takibine konu bakiye alacak tutarına dayanak gösterilen 03/04/2013 tarih ve 37283 nolu 224.258,15 TL tutarındaki fatura-muhteviyatına ilişkin bir takım hizmetlerin davalıya verildiği ve davalı tarafından da davacıya 174.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı (cari hesaba göre 174.548,46 TL); ancak, davacı tarafından verilen hizmete ilişkin tek taraflı değişiklik yapılarak fazladan fatura düzenlendiği; bu faturanın, davalıya teslim/tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı gibi bu fatura kapsamında bakiye alacağın dayanağı hizmetin verildiğine dair ispata yarar herhangi bir belge sunulmadığı, kötüniyet tazminat şartlarının olmadığından bahisle davanın davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece 03/04/2013 tarihli faturanın davalıya teslimine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olduğundan bahisle ret kararı verdiğini, faturanın muhteviyatına ilişkin somut inceleme yapılmadığını, dosyaya sunulan davalı şirketin mail adresinden … tarafından 04/04/2013 saat 2:56 pm de müvekkili şirket muhasebe departmanından …. isimli yetkiliye gönderilen mesajda; “.. Fatura bugün elimize ulaştı., folyo dökümlerimizi inceliyoruz..” ifadesinin bulunduğunu, faturanın davalıya tebliğ edildiğinin açık olduğunu, faturanın konusunun müvekkili şirketin Almanya’da yapılan IDS fuarı için davalıya verdiği hizmetten kaynaklı olduğunu, davalının müvekkili şirkete yapmış olduğu 174.000,00 TL’lik ödemenin bu hizmet için yapıldığını, müvekkili şirketin, davalının isimlerini gönderdiği kişilerin(doktorların) fuar için Almanya’ya gidiş-geliş uçak biletlerini, Almanya’daki otel konaklama ve transfer hizmetlerini en iyi şekilde ifa ettiğini, müvekkili şirketin bu hizmeti verip vermediği konusunda ihtilaf bulunmadığını, davaya konu ihtilafın masraf kalemlerinin incelenmesi noktasında olduğunu, mahkemece müvekkili tarafından organize edilen hizmetin sektördeki uygulamasının ne olduğunun ve somut olayda uygulanan hizmet bedelinin hukuken ve teamül olarak uygun olup olmadığının sektör bilirkişisi marifetiyle hesap edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, davacının faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği icra takibine karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının dayanak 03/04/2013 tarih, … seri numaralı fatura gereğince 12/12/2013 tarihinde 56.100,00 TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 17/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında … fuarı için uçak ve konaklama organizasyonu konusunda sözleşme ilişkisinin çekişmesiz olduğu, davalının bu hizmet için davalıya 174.000,00 TL civarında ödeme yaptığı, uyuşmazlığını verilen hizmet bedelinin takibin dayanağı 03/04/2013 tarih ve 037283 numaralı 224.258,15 TL fatura olup olmadığı, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Mahkemece taraf delilleri toplanmış, tarafların ticari defter ve belgeleri ile BA/BS formları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.Bilirkişi 10/08/2016 tarihli raporunda; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil niteliği taşımadığını, davacının ticari defter kayıtlarına göre 12/12/2013 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 38.709,27 TL alacaklı gözüktüğünü, davalının kayıtlarında ise davalının davacıdan 174.548,46 TL alacaklı gözüktüğünü, tarafların hesapları arasındaki bu farkın davacı tarafından davalı adına düzenlenen 10/01/2013 tarih ve … nolu 4.500,00 TL ve 03/04/2013 tarih ve … nolu 224.258,15 TL bedelli faturalar ile davacının, davalıdan 02/04/2013 tarihinde 9.500,00 TL. 26/06/2013 tarihinde 6.000,00 TL’lik nakit tahsilatların davalının defterlerinde gözükmediğini, ayrıca 4.500,00 TL ve 224.258,15 TL bedelli faturaların davalının BA Formunda beyan edilmediğini bildirmiştir. HMK’nun 190. maddesi ve TMK’nun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin sonuç doğurması da beklenemez. (HGK’nun 12/10/2011 tarih, 2011/15-472 E., 2011/608 K. HGK’nun 19/09/2018 tarih, 2017/19-915 E., 2018/1338 K. Sayılı kararları) Bu nedenle, bir hizmet ilişkisinde davacı taraf verdiği hizmeti ve bedelini davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Eldeki davada, davalı 174.000,00 TL’lik kısım üzerindeki sözleşmesel ilişkiyi ve borcu inkâr etmektedir. Hâl böyle olunca, sözleşmesel ilişkiyi, hizmetin verildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacı tarafa aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre, 6100 sayılı HMK’nun 200. maddesi (HUMK 288) uyarınca yazılı delille kanıtlamalıdır. Davacı tarafından düzenlenen takibin dayanağı faturanın davalının ticari kayıtlarında yer almadığı, ispat yükü kendisinde olan davacının organizasyonla ilgili sözleşme, protokol ya da harcamalarla ilgili hiç bir delil ibraz etmediği gibi delil listesinde de bu delillere dayanmadığı, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/06/2020