Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2836 E. 2020/1086 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2836 Esas
KARAR NO: 2020/1086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI: 2014/1632 Esas, 2017/366 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 10.11.2014 tarihli dava dilekçesinde, davacı şirketin, İstanbul Ataşehir’de bulunan … Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde davalının eski kiracısı iken aralarında varılan mutabakat neticesinde davalı borçlu ve çalışanlarına sürekli yeme içme hizmeti verildiğini, yemek bedeli olarak iş bu dava konusu takibe dayanak faturalar düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, faturalara davalının itiraz etmediğini, hatta taraflar arasında rutin olarak varılan cari hesap mutabakatları ile kesinleştiğini, takibe konu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun yasalara aykırı, haksız ve kötüniyetli olarak dava konusu takibe borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, takas beyanında bulunduğunu, takas beyanı bulunulan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının kira alacağına ilişkin olarak başlatmış olduğu takibe, davacı müvekkili şirket tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, kira alacağına dair borçlu olmadığına İlişkin davanında mevcut olduğunu, tarafların alacak konusunda mutabakat olduklarını, borcun varlığının zimnen kabul edildiğinin takas talebinden de açıkça ortada olduğunu, iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibarı ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borcun muaccel olması halinde her iki tarafın herbirinin borcunu alacağı ile takas edebileceğini, takas edilecek alacakların aynı nitelikte aynı türden olması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından çok önce itiraz edilerek durdurulmuş bir takibin takas edilemeyeceğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA: Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen 01.03.2012 tarihli kira sözleşmesine istinaden davalı şirketin yaklaşık 2,5 sene “Cafe -restorant” olarak ticari faaliyet gösterdiğini, ancak sözleşmeden kaynaklanan kira bedeli ve yan gider borçlarını ödemediğini, kira ödemeyerek temerrüte düştüğünü ve sözleşmeye aykırı olarak kiralananı tahliye ettiğini, davacı şirketin kira sözleşmesinin 13.1.1 maddesi ile ortak gider olarak adlandırılan yan giderlerden, elektrik, su, ortak gider katılım payı, parti katılım bedeli gibi kiralanan yere isabet eden tutarın davacı şirketin müvekkili şirkete hali hazırda muaccel 21.939,26 TL yan gider borcu bulunduğunu, yan gider alacaklarının takas beyanlarında belirttikleri üzere, 2014 Ocak ayı ortak gider katılım payı KDV dahil 1.832,42 TL, 2014 Şubat ayı ortak gider katılım payı bedeli KDV dahil 1.803,22 TL, 2014 Mart ayı ortak gider katılım payı bedeli KDV dahil 1.774,25 TL, 2014 Nisan ayı ortak gider katılım payı bedeli KDV dahil 1.731,65 TL, parti katılım bedeli KDV dahil 1.770,00 TL, 2014 Mayıs ayı su kullanım bedeli KDV dahil 278,00 TL, Mayıs ayı doğalgaz kullanım bedeli KDV dahil 92,00 TL, Mayıs ayı ortak gider katılım payı bedeli KDV dahil 1.475,00 TL, Mayıs ayı elektrik bedeli KDV dahil 972,64 TL, 2014 Haziran ayı su kullanım bedeli KDV dahil 356,00 TL, ortak gider katılım payı bedeli KDV dahil 1.475,00 TL, elektrik kullanım bedeli KDV dahil 1.355,41 TL, 2014 Temmuz ayı su kullanım bedeli KDV dahil 317,00 TL, ortak gider katılım payı KDV dahil 1.475,00 TL ,elektrik kullanım bedeli KDV dahil 1.644,97 TL,2014 Ağustos ayı elektrik kullanım bedeli KDV dahil 1.708,70 TL, ortak gider katılım payı KDV dahil 1.475,00 TL su kullanım bedeli KDV dahil 403,00 TL olduğunu, belirtilen alacaklara İlişkin olarak düzenlenen faturaların, müvekkili şirket ile davalı şirketçe imzalanıp kaşelenmiş form bs mutabakat mektuplarınında bulunduğunu, iş bu davaya konu muaccel yan gider alacaklarına davacının hiçbir itirazı bulunmadığını, İcra takibine karşı sundukları takas beyanlarının İcra takibine konu kira bedelleri dışındaki yukarıda beyan ettikleri kira sözleşmesinden kaynaklanan yan gider alacaklarına ilişkin olduğunu iddia ederek, takas beyanlarının kabulüne, fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.468,01 TL ‘lik yan gider alacaklarının %5 oranında gecikme faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP; Davacı – karşı davalı vekili, karşı davanın mahkemenin görev alanında olmadığını, kira sözleşmesinden doğan her türlü uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğini, alacak davasına ilişkin taraflarınca açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı- karşı davacı kiraya verenin, imar kanununa aykırı olarak otopark olarak görünen yeri spor tesisine dahil edip kendi kullanmak suretiyle imar kanununa aykırı hareket ettiği gibi bununla yetinmeyerek otopark vasfında olan bir yeri kötüniyetli olarak müvekkili şirkete Cafe /Restorant olarak işletilmesi için kiralandığını, kiralama amacına uygun niteliklere sahip zannı ile kiralandığını, davalı karşı davacının her türlü masraf ve uğradığı zararın giderilmesi gerektiğini, sözde kira alacağı ile aldığı yemek hizmet bedelinin takas edilemeyeceğini belirterek, davalarının kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVALININ CEVABA CEVABI: Davalı karşı davacı vekili, görev İtirazının reddi gerektiğini, karşı dava şartlarının HMK 132. maddede düzenlendiğini, şartların iş bu davada oluştuğunu, derdestlik İtirazının yerinde olmadığını, dava konusu edilen 21.939,26 TL tutarındaki ortak gider katılım bedeli, su, elektrik ve doğalgaz kullanım bedellerinin müvekkili şirkete hiçbir zaman ödenmediğini, İstanbul Anadolu … Esas sayılı dosya konusunun 06.02.2014-02.08.2014 dönemi kira alacakları ile ilgili menfi tespit davası istemine ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin kanuna, yasalara ve mevzuata uygun olduğunu iddia ederek ,davanın reddi ile takas beyanlarının ve karşı davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı- karşı davanın tefrikine karar verilerek, diğer talepler incelenmiş ve 6098 sayılı TBK ‘nın 139. maddesi gereğince, iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borcun muaccel olması halinde her birinin alacağını borcuyla takas edebileceğini, alacaklardan birinin çekişmeli olsa bile takasın ileri sürülebileceği TBK 143. maddesinde, takasın, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşeceği, bu durumda her iki borcun takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarında sona ereceği, davalının dava açmadan öncede takas savunmasında bulunabileceği, takas için mutlaka karşılık dava açılmasının zorunlu olmadığı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/4131 Esas, 2017/340 Karar sayılı ilamında, takas mahsup yolu ile sonuca gidilebilmesi için takas mahsuba konu alacağın başka bir davada dava konusu yapılmamış olması gerekir şeklinde belirtildiğini, bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının takas mahsup talebinde bulunduğu yan gider alacağının da kira alacağı ile birlikte davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın takas mahsup talebi yönünden mutabakat metinleri sunduğu, takas mahsup talep edilen dava konusu bedel yönünden davalı tarafça açılmış herhangi bir dava ya da İcra takibi bir menfi tespit davası olmadığı, her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının takip konusu faturalardan dolayı davalıdan 16.471,25 TL alacaklı ise de iş bu alacak yönünden davacı tarafın ticari defterlerinde kira ve ortak giderler bedeli olarak kayıtlı olan 81.004,63 TL ‘lik borcun taraflar arasındaki mutabakat metni ve takas mahsup talebine konu dava konusu alacak yönünden derdest bir dava ve İcra takibi olmamasının da dikkate alınarak, davalının takas mahsup talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın eksik inceleme ile oluşturulmuş ve usule aykırı olduğunu, müvekkili şirketin kira ilişkisi ve kira alacağına İlişkin açılan menfi tespit davalarının halen derdest olduğunu, takasa karar verilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki takibe itiraz edilerek durdurulduğunu, takasa konu davaların halen derdest olduğunu, alacakların takas edilmesine ilişkin kararın kabul edilemeyeceğini, en kötü ihtimalle yargı süreçlerinin beklenmesi gerektiğini, görevsizlik kararı ile davadan ayrılan ve akabinde İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/588 Esas sayılı dosyasında görülmeye başlanan, davalının takasa konu alacağın kira alacağı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğini, Sulh Hukuk Mahkemesi dosyalarının birleştirilmesine karar verildiğini, yargı süreci devam eden kesinleşmemiş bir alacağa İlişkin olarak alacak kesinmiş gibi takas kararı verildiğini, takas mahsup kararı verilen alacağa İlişkin açılan davalar neticesinde davalı şirketin davacıdan alacağının olmadığına karar verilmesi halinde ne olacağını, dava sonuçları beklenmeden eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılmasının hakkaniyet gereği olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, yiyecek içecek hizmet bedellerine dair faturaların tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, taraflar arasında, kira sözleşmesinin imzalanmış olduğu, kiracının davacı, kiralayan şirketin ise davalı şirket olduğu, kira süresinin sözleşmenin 6. maddesinde 01.03.2012 tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, 6.3. bentte, kira sözleşmesinin sonlandırılması halinde, mali yükümlülüklere ( kiracının sorumlu olduğu kira bedellerini, tüketim ve ortak giderler ) İlişkin olarak nihai hesap yapılacağının belirtildiği, davalı şirket tarafından, davacı şirkete Kadıköy … Noterliğinin 20 Ağustos 2014 tarihli ihtarname ile davacının 11.08.2014 tarihli ihtarnamesine cevap verildiği, verilen cevabı ihtarnamede, kira sözleşmesinin 01.03.2012 tarihinde akdedilmiş olmasına rağmen, 2,5 yıl sonra ileri sürülen hususların temerrüte bahane olduğu, ruhsat alma yükümlülülüğünün kiracıya ait olduğu, toplam 59.000 TL ödenmeyen kira bedeli ile ödenmemiş toplam 77.247,96 TL giderlerinin ödemesinin yapılmadığının belirtilerek her türlü hukuki yollara başvurulacağının ifade edildiği, davacı şirket tarafından, davalı şirket için düzenlenen Kadıköy … Noterliğinin 27.08.2014 tarihli ihtarnamesi ile Kadıköy … Noterliğinin 20.08.2014 tarihli ihtarnameye cevap ile birlikte 01.03.2012 tarihli kira sözleşmesinin akdi safhasında şirketin hile ile hataya düşürülerek sözleşme yapılmaya sevk edilmesi nedeniyle kira sözleşmesinin tek taraflı olarak ihtarname ile iptal edildiğinin, aynı zamanda sözleşmenin başlangıçtan itibaren imkansızlık nedeniyle hükümsüz olduğu iddiasıyla ödenen tüm kira, aidat vb bedellerin iadesi ile tüm masraf ve harcamaların ve uğranılan zararların 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, 16.09.2014 tarihinde davacı şirketin, davalı şirkete ihtarname düzenleterek, anahtarın emanet zaptı karşılığında teslim edildiği, 8 adet anahtarın noterlikten teslim alınmasının ifade edildiği, davalı şirket tarafından davacı şirket hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 2014 Şubat ayından 2014 yılı Ağustos ayına ait kira alacaklarına dair toplam 59.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam, 60.297,67 TL alacağın tahsili için adi kiraya ve hasılat kirasına ait takip başlatıldığı, davacı şirket tarafından İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/754 Esas sayılı dosyasında, davalı hakkında, 01.03.2012 tarihli sözleşme nedeniyle, ödenmiş olan 302.000,00 TL kira, 57.425,00 TL aidat, 21.650,00 TL katılım payları bedelleri toplam 380.075,00 TL ‘nin tahsili ile davalı yanca takibe konulan 60.297,67 TL si kira, aidat, katılım bedelleri olarak fatura edilip ödenmeyen toplam 79.000,00 TL bedel için borçlu olunmadığının tespiti ile masraflar ve kar nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili için dava açtığı, davacı şirketin ise 16.09.2014 tarihinde, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 16.471,25 TL muhtelif faturalara ait yiyecek içecek bedelinin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirketin borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesinde, cevap ve karşı dava dilekçesindeki savunma ve iddiaları ile takas mahsup konusu toplam KDV dahil 21.939,26 TL borcu bulunduğunun iddia edilerek, itiraz eden şirket alacağı ile18.933,05 TL nin takas edildiğinin ve sonuç olarak, borca ve ferilerine itiraz edildiğinin belirtildiği, itiraz dilekçesine ekli olarak, Form Bs Mutabakat Mektuplarının takasa konu alacak fatura örneklerinin, ekli olduğu, davalı şirketin düzenlemiş olduğu mutabakat mektuplarında taraf şirketlerin kaşelerinin ve yetkili imzalarının olduğu, davacı vekilinin takibe itiraz ve takas talebi üzerine İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, kira sözleşmesinin varlığı, sözleşmenin fesih edilmiş olması, davalı şirketin ödenmediğini iddia ettiği kira alacaklarının tahsili için takip başlattığı ve itiraz sonucunda Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığı ve diğer hukuki uyuşmazlıkların varlığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, mahkemenin takasa konu ettiği alacak kalemlerinin bir başka dosyada derdest dava konusu olup olmadığı, takas mahsubun yerinde bulunup bulunmadığı ile kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 12.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların iddia ve savunmaları özetlendikten sonra, her iki tarafın yasal ticari defterlerinin usul yönünden incelendiğinde ibraz edilen 2014 yıllarına İlişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, usul yönünden lehlerine delil niteliğinde olduğu, davacının 2014 yılı defterlerinde davalı alacağının 64.363,38 TL, davalı şirketin 2014 yılı defterlerinde, alınan Cafe-Restorant hizmet tutarı 16.471,25 TL, kira ve ortak geliri 81.004,63 TL net alacağının 64.533,38 TL olduğu davalı şirketin Cafe Restorant olarak davalıdan kiraladığı işyerinde davalıya aynı zamanda, toplantı, yemek, misafir ağırlama gibi hizmetleri verdiği, bu hizmetler için alacağı var iken davalının işyerinde kiracı olması ve sözleşme gereği oluşan ortak giderler için de borçlarının olduğu iki farklı hesap bulunduğu, her iki tarafında aldığı ve verdiği hizmetler için iki hesap kullandığı, iki hesabın bakiyesinde de 170 TL farkın dışında mutabakat olduğu, (64.533,38-64.363,38) her iki tarafın bu şekilde aldığı ve verdiği hesapların bakiyesi incelendiğinde davalı şirketin davacıdan 64.363,38 TL alacaklı olduğu ( davacı kayıtlarına göre ) tespit edildiği, davacının ve davalının da ticari defterlerinde tespit edildiği üzere takip tarihi olan 16.09.2014 tarihi itibariyle takip konusu yiyecek içecek faturalarından kaynaklı davalı şirketin davacıdan 16.441,25 TL alacaklı gözüktüğü, davacı karşı davalı şirketin kendi kayıtlarında 16.471,25 TL alacaklı gözükürken kira ve ortak gider kaynaklı olarak da 81.004,63 TL borçlu gözüktüğü, kira sözleşmesine göre kira ödemelerinin her ayın ilk 5 günü içinde, ortak giderlerin takip eden ayın 5 günü içinde ödenmesinin kararlaştırılmış olmakla takip tarihi itibariyle davalı alacaklarınında muaccel olduğu, davalının 81.004,63 TL alacağından 59.000 TL ‘lik kira alacağı için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığının görüldüğünü, davalının kira ilişkisinden kaynaklanan alacağının takasının mümkün olacağı, davalı borçlunun icra takibi aşamasında takas mahsubu talebinde bulunmuş olmakla mevcut borcuda kabul etmiş olması nedeniyle davacının davalıdan icra inkar tazminatı isteyemeyeceği belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporunun takas mahsubu talebi ile takasa ilişkin beyan kısımlarına itiraz ettiklerini, kalan kısmını kabul ettiklerini, 02.09.2016 havale tarihli rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesinde ifade etmiştir. Davalı vekili, 31.08.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinde, takasa konu alacağın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında konu 59.000,00 TL olmayıp, 21.939,26 TL kira sözleşmesinden kaynaklanan yan gider alacaklarına ilişkin olduğunu belirterek ek rapor alınmasını istemiştir. Davalı vekili, 15.11.2016 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, mahsuba konu edilen alacağın takibe konu olmayan yan gider alacağı olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, rapor ve dosya kapsamına göre takas mahsup neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. maddesinde, ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir.222/2. fıkrada, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş , açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğuna yer verilmiştir. Somut olayda, bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere her iki tarafın ticari defterleri usulüne uygun düzenlenmiştir. Her iki şirketin ticari defter ve kayıtlarında birbirinden olan alacak ve borçları belirlidir .Bu durumda söz konusu ticari defter ve kayıtlarının delil olarak kabulü kaçınılmazdır. Tarafların bu konuda açık bir itirazı da mevcut değildir. Bu durumda takas ve şartlarının değerlendirilmesi gerekecektir. Takas, 6098 sayılı TBK’nın üçüncü bölümünde “ Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi Zamanaşımı “ üst başlığı altında, “ Sona Erme Halleri “ arasında 139. maddesinde düzenlenmiştir. 139. maddede, takasın koşullarına genel olarak yer verilmiş ve iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borcun muaccel olması halinde her birinin alacağını borcuyla takas edebileceği, alacaklardan birinin çekişmeli olsa bile takasın ileri sürülebileceği, zamanaşımına uğramış bir alacağın takasının ,ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşulu ile ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Takasın hükümlerine ise, TBK 143. maddede yer verilmiştir. 143. maddede, takasın ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşeceği, bu durumda her iki borcun takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona ereceği, cari hesapla ilgili ticarete İlişkin özel teamüllerin saklı olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 132. maddesinde ise karşı dava açılabilmesinin şartları düzenlenmiştir. 132/1-b bendinde, karşı davada ileri sürülebilecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olmasının şart olduğuna yer verilmiştir. Davalı, kendisininde asıl davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini açacağı bir karşı dava ile isteyebilir ( m.132/1-b).Prof.Dr.Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabının 423, 424 sayfasında yer verildiği üzere, takas (BK m.139 vd) için ayrı bir dava açılmasına gerek olmadığı, takasın borçlunun ( davalının ) takas etme iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşeceği (BK m.143), bu nedenle davalının karşı alacağını takas etmesi için mutlaka bir karşı dava açmasının zorunlu olmadığı, davalının takas etmek istediği karşı alacağın miktarının asıl davada istenen alacak kadar veya ondan daha az ise davalının bir karşı dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, takas savunmasında bulunmasının yeterli olduğu ,buna karşılık eğer davalının takas etmek istediği karşı alacağının miktarının asıl davada istenen alacaktan daha fazla ve davalının bu fazlayı hüküm altına aldırmak istiyorsa, o zaman davalının takas için bir karşı dava açması gerektiği, takas için karşı dava açılması halinde, mahkemenin asıl dava konusu alacağın ve karşı alacağın mevcut olduğu sonucuna varırsa asıl davayı takas nedeniyle reddedeceği ve davacının fazla alacağının davacıdan alınmasına karar verileceği ifade edilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında, ticari ilişki kapsamında, davacı şirketin davalı şirketten faturalara konu olan yiyecek içecek bedeline dair alacaklarının, davalı şirketin ise, davacı şirkete kira sözleşmesi kapsamında ödenmediğini iddia ettiği kira alacak bedelleri ile birlikte, kira sözleşmesinden kaynaklanan davacı şirketin sorumlu olduğu giderlere yönelik alacakları olduğu, karşılıklı ihtarnameler neticesinde, davalı kiralayan şirket tarafından kira alacaklarının tahsili amacı ile icra takibi başlattığı, davalının ise menfi tespit davasını açmış olduğu, davalı şirket tarafından, davacının yiyecek içecek fatura alacağına dair başlattığı İcra takibine karşı itirazında iş bu dava konusu takas talebinde bulunduğu sabittir. Takasa konu edilen ve davalı dilekçesinde ayrıntılı şekilde ifade edilen davalının alacak kalemleri hakkında davalı tarafça başlatılan bir takip veya dava yoktur. Açıklanan nedenlerle ve özellikle takasa dair Türk Borçlar Kanunu hükümleri, taraf şirketlerin usulüne uygun düzenlenen delil niteliğindeki ticari defter ve kayıtları, mutabakatları ile tüm dosya kapsamı sonucunda, ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1632 Esas, 2017/366 Karar ve 11.04.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. fıkrası gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 110,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18/06/2020