Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2822 E. 2020/963 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2822 Esas
KARAR NO : 2020/963
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI : 2015/881 Esas, 2017/804 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı dava dilekçesi ile; davalı kooperatif yönetim kurulunun 02/07/2015 tarihinde müvekkilinin ihracına karar verdiğini, yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararının iptali davası açıldığını, davanın kabulü halinde ihraç kararının hükümsüz hale geleceğini, müvekkilinin üyeliğinin tespitine dair kararın davalı tarafından temyiz edildiğini, üye olmayan biri hakkında ihraç kararı verilemeyeceğini, davalı kooperatifin ödeme yapmayan başka üyelerle ilgili ihraç kararı vermediğini, ihraç kararına ilişkin ihtarnamelerin usul ve içerik yönünden kanuna aykırı olduğunu ve yetkisiz vekil tarafından gönderildiğini, istenen alacağın gerçek olmadığını belirterek ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; davacının 2015 yılı Şubat ve Mart ayı taksitlerini ödemediğini, kooperatif yönetim kurulunun 19/04/2015 tarihli kararı ile borçların 10 gün içinde ödenmesi için ihtarname keşide edilmesine karar verildiğini, gönderilen ihtarnamelerden bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine 02/07/2015 tarihli karar ile davacının ihraç edildiğini, ihtarların davalı kooperatif vekili tarafından keşide edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, ilk ihtarda muaccel olmayan Mart ayına ilişkin aidatın da talep edildiği, bu nedenle iki ihtar arasındaki borç miktarlarında farklılık bulunduğu, çıkartılan ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı kooperatif vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; mahkemece; 30 gün gecikme olmamasına rağmen 2015 yılı Mart ayına ilişkin ödemenin de ihtarnameye dahil edilmesi nedeniyle ihraç kararının iptal edildiğini, ancak 2015 yılı Şubat ayına ilişkin ihtarnamenin geçerli olduğunu, ihtarnamelerde talep edilen ödemeler arasında fark bulunmadığını, kanunda öngörülen süreler fazlasıyla geçilmesine ve yargılamada dahi borçların ödenmesi halinde ihraç kararının geri alınacağı bildirilmesine rağmen davacının ısrarla ödeme yapmaktan kaçındığını, davacının Mart ayına ilişkin ödemede 30 günlük gecikme olduğuna dair bir itirazı bulunmadığından, ileri sürülmeyen bu hususun mahkemece dikkate alınamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne ve ihraç kararının iptaline karar verilmiş, davalı kooperatif vekili karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.İşbu davaların ihraç kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açılması gerekmekte olup, eldeki davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde ve davalı koopetarif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açıldığı anlaşılmaktadır.Kooperatifler Kanunun 27 maddesi uyarınca sermaye veya sair ödemelerle yükümlü ortakların, ödemelerini geciktirmesini takiben yapılacak iki çağrının da sonuçsuz kalması halinde ortaklığın kendiliğinden düşeceği hüküm altına alınmıştır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği bu durumda kooperatifin bir karar alması gerekmektedir.Dosyada mevcut anasözleşmenin 14/2. maddesinde parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür.Dosya kapsamından davalı kooperatif tarafından keşide edilen 21.04.2015 tarihli birinci ihtarnamede, ödenmesinde 30 gün gecikilmemiş olan Mart ayı aidat alacağı da dahil edilerek 30.04.2008 tarihi itibariyle Şubat ve Mart ayı aidatlarına ilişkin hesaplanan borcun ödenmesi istenilmiştir. Süresinde ödeme yapılmaması üzerine davacıya çıkartılan 22/05/2012 tarihli 2. ihtarnamede 30 gün içinde ödeme yapılmaması durumunda ortaklıktan çıkarma kararı alınacağı belirtilmiş, yine ödeme yapılmaması üzerine davalı kooperatif yönetim kurulu 02/07/2015 tarihinde davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar vermiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Yargıtay 23. HD’nin 2015/7425 Esas, 2016/4644 Karar sayılı kararı). Somut olayda, 21.04.2015 tarihli birinci ihtarnamede, ödenmesinde 30 gün gecikilmemiş olan Mart ayı aidat alacağı da dahil edilerek borcun ödenmesi istenmiştir. Bu durumda, muaccel olmayan aidat borcunun da yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerektiğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Bu aşamada ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesine de gerek yoktur.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 52,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,90 TL olmak üzere toplam 115,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içeriside Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
04/06/2020