Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2814 E. 2020/891 K. 06.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2814 Esas
KARAR NO: 2020/891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI: 2014/803 Esas, 2017/367 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/05/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 27/05/2006 tarihli … Reklam ve Tanıtım Sözleşmesi akdedildiğini, daha sonra 01/06/2006 tarihli Mutabakat Metni ile 2 yıllık … Reklâm ve Tanıtın Kampanya süresinin 1 yılını ve ödemelerini davalının garanti ettiğini, 2. yılın ise yanların karşılıklı mutabakatına bırakıldığını, tarafların daha sonra tekrar bir araya gelerek 27/05/2006 tarihli sözleşme ve 01/06/2006 tarihli Mutabakat Metni’nin fesih ve iptali yönünde karşılıklı mutabakata vardıklarını ve bunların yerine geçerli olacak 06/09/2006 tarihli 11 maddelik Mutabakat Metnini kaleme alarak karşılıklı kabul ve imza ettiklerini, davalı şirketin müvekkili şirkete 875.000 YTL. + KDV ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, iş bu bedelin müvekkiline ödenmesi doğrultusunda 14/09/2006 tarihli tutanakla müvekkilinin daha önce davacı şirketten teslim aldığı çeklerin … Bankası, … nolu, 03/07/2006 K. tarihli 100.000 YTL miktarlı, … Bankası … nolu 05/08/2006 K. tarihli, 150.000 YTL miktarlı çeklere karşılık davalı şirketin … Bankası … nolu hesabından yaptığı 250.000 YTL’lik ödemenin mahsup edilerek diğer çeklerin iade edildiğini dava konusu olan; … Bankası, … nolu 31/10/2006 K. tarihli, 82.500,00 YTL miktarlı, … Bankası, … nolu 04/11/2006 K. tarihli 200.000,00 YTL miktarlı, … Bankası, … nolu 02/12/2007 K. tarihli 200.000,00 YTL miktarlı, … Bankası, … nolu 06.01.2007 K. tarihli 200.000,00 YTL miktarlı, … Bankası, … nolu 06/02/2007 K. tarihli 100.000,00 YTL miktarlı çeklerin keşide edilerek müvekkili şirkete teslim edildiğini, Ancak davalı yanın, … nolu 31/10/2006 K. tarihli, 82.500 YTL. miktarlı çek ile … nolu 04/11/2006 vadeli, 200.000 YTL miktarlı çekin ödeme günleri geldiğinde davalı şirketin bankaya çeklerin şirketin temsil ve ilzama yetkili bulunan … ve … tarafından birlikte imza edilmesi gerekirken tek başına … tarafından imzalandığından bahisle ödemeden men talebinde bulunduğunu, çeklerin ödenmediğini, oysa davalı şirketin bir taraftan bu işlemleri yaparken diğer yandan da ödemeden men talimatı verdiği … nolu, 31/10/2006 K. tarihli, 82.500 YTL. bedelli çeke ” gönderen: …, alıcı: … A.Ş. … çek bedeli açıklamalı olarak 40.000 YTL” ödeme yaptığını, Davalı yanın ödemeden men talimatı vermesi üzerine diğer 02/12/2007 vadeli 200.000.00 YTL, 06/01/2007 vadeli, 200.000,00 YTL miktarlı, … nolu 06/02/2007 vadeli, 100.000,00 YTL bedelli çeklerinde bankaya ibraz edildiğini ve bu çekler de ödemeden men talimatı ve rıza dışı elden çıkmıştır iddiasıyla ödenmediğini, bedelin ödenmesi konusunda ihtar çekerek davalıya 5 günlük süre verildiğini ancak davalı yanın bu süre içinde de müvekkiline olan borçlarını ödemediğini, taraflar arasında ilk olarak 27/05/2006’da sözleşme imza edilirken davalı şirket yönetim kurulu üyeleri …, … ve avukatları … tarafından müvekkiline sunulan imza sirkülerinde “Yönetim Kurulu Başkanı … ile Yönetim Kurulu Başkan vekili veya yönetim kurulu üyelerinden herhangi birisinin şirket ünvanı altına atacakları müşterek imzaları ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmeye yetkili kılınmışlardır.” ibaresine istinaden … ve …, gerek 27/05/2006 tarihli sözleşmeye ve gerekse bundan sonra yapılan tüm Mutabakat Metinlerine yetkili iki kişi olarak birlikte imza attıklarını, davalıların işlemlerde onay ve icazetlerinin bulunduğunu, müvekkiline teslim edilen 03/07/2006 ve 05/08/2006 K. tarihli çekleri şirket hesabı olan … Bankası … hesabından 250.000 YTL. ödeyerek müvekkili ile olan sözleşmeleri, ticari bağlantısını ve müvekkiline yapılacak ödemeleri kabul ettiğini bizzat ortaya koyduğunu, sözleşme ve mutabakatlar gereğince müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, çeklere men talimatı verilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı yanın reklam kampanyası sözleşmesinin imza edilmesi tarihinin başlangıcından bu yana müvekkiline eski imza sirkülerini (26/02/2003 tarihli) tevdii ederek hareket etmesinin ticari ilişkinin başından beri hile ve desiselere başvurduğunu ortaya koyduğunu, davacı yanın eski imza sirküleriyle hareket ettikten sonra müvekkilinin sunduğu hizmet bedelini ödemeye gelince bu imza sirküsü geçerli değildir, geçerli olan 01/03/2005 tarihli imza sirküsüdür, yetkisiz temsil ve ilzam vardır iddiasında bulunmasının B.K., TTK. Ve Yargıtay’ın kararları doğrultusunda kendisini sorumluluktan kurtarmayacağını, davalı şirket yönetim kurulu üye ve ortakları …, … ve … aleyhine İstanbul C.Başsavcılığının 2006/48500 Sor.No, 2006/5877 Büro nosu ile nitelikli dolandırıcılık, kıymetli evrakta sahtekarlık ve karşılıksız çek düzenlemekten ayrıca davalıların çekler rıza dışı elden çıkmıştır söylemleri nedeniyle haklarında iftira suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğun belirterek, Müvekkili ile davalılar arasında imzalanan 06/09/2006 tarihli mutabakat metninin 8.maddesi gereğince davalıların müvekkiline ödemeyi taahhüt ettikleri 875.000-YTL + KDV toplam 1.032,500 YTL bedelin ödenmeyen 742.500 YTL’si ile yine mutabakat metninin 10.maddesi uyarınca 500.000 USD cezai şart karşılığı olan 739.800 YTL’nin tazminini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği sözleşmenin tarafların serbest iradeleri ile oluşmuş bir alım satım akdi olmadığını, açılan davada davacı tarafından kesilen faturanın 250.000 YTL olduğunu bu paranın da ödendiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu 27/05/2006 tarihli … reklam ve tanıtım kampanyası sözleşmesi gereği ifa için öngörülen sürenin 15/08/2006 tarihi olduğunu, bu belirlenen vadeye rağmen davacının edimini ifa etmediğini ve BK 101. ve devam maddeleri uyarınca temerrüde düştüğünü, 06/09/2006 tarihli mutabakat metnine göre yine davacının edimini ifa etmesi için öngörülen sürenin 12/09/2006 tarihi olduğunu, bu tarihte de davacı tarafın edimini ifa etmeyerek ikinci kez temerrüde düştüğünü, davacı tarafın iki kez mütemerrit olduktan sonraki tarih olan 14/09/2006 tarihinde yetkisiz temsilciye kısmi ifada bulunduğunu, ifanın kabul edilebilmesi için M.K. 687 gereğince menkul mal üzerindeki zilyetliğin devrinin gerektiğini, ayrıca menkul mal tesliminin yetkili temsilciye yapılması gerektiğini, B.K. 87. maddesinde yazılı açık bir ifanın da söz konusu olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında B.K. 182.maddesi gereğince uygulanabilir, inikad etmiş ve karşılıklı borç doğuran bir sözleşme olmadığını, 27/05/2006 tarihli sözleşme ile taahhüt edilen ürün yerine başka bir ürün teslimi halinde uyuşmazlığın B.K. 94 ve 194. maddelerine göre çözümlenebileceğini, 06/09/2006 tarihli mutabakat metni incelendiğin bedelin ödeme tarihinin boş bırakıldığının görüleceğini, bu nedenle muaccel hale gelmiş bir borcunda söz konusu olmadığını, talep edilen cezai şartın sözleşmede sonradan davacı tarafca doldurulduğunu, davacının dayandığı 06/09/2006 tarihli mutabakat metni bedelinin sözleşme bedelinden çok düşük olup, ana para miktarını geçer şekilde cezai şart belirlenmiş olmasının hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, mutabakat metinin akdedildiği sırada boş bırakılan cezai şarta ilişkin bölümlerin sonradan elle doldurulmuş olduğunu, tarafların ne parafını ne de imzasını içermediğini, hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, bu hususa ilişkin Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/670 E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, davaların birleştirilmesi gerekitğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, tarafların ticari defter ve belgeleri, sözleşme ve mutabakatlara göre; 06/09/2006 ve 14/09/2006 tarihli mutabakat metninden kaynaklı borcun 875.000 TL + KDV olarak belirlendiği bu bedelden ödenen 150.000 TL ve 100.000 YTL lik çek bedellerinin düşümü sonunda 782.500 TL’nin vadelere bölünerek çekler ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı, İst. 38. ATM’nin 2011/21 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda 782.500 TL’lik borcun 40.000 TL’nin ödendiği, diğer çeklerin vadelerinde ödenmediği davacının davalıdan 742.500 TL alacaklı olduğunun kesinleştiği, davacı ve davalı … A.Ş. arasında akdedilen 27/05/2006 tarihli sözleşme, 06/09/2006 tarihli mutabakat metni, … A.Ş. adına … ile … tarafından imzalanmış 14/09/2006 tarihli belgede … A.Ş nin ortağı ve başkan yardımcısı olan … tarafından imzanmıştır. Her ne kadar sözleşme, 06/09/2006 tarihli mutabakat belgesi ve 14/09/2006 tarihli belge, … A.Ş yetkili temsilcileri olan …, …’ın müşterek imzası ile imzalanmamış ise de bu sözleşmeler kapsamında verilen çeklerin davalı şirketin ve davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlarda yer aldığı, mutabakat belgesi kapsamında davacıya ödeme yapıldığı, yapılan 250.000 TL lik ödemelerinin davacı şirketin ve davalı … şirketinin ticari şirketindeki kayıtlarında bilirkişilerce tespit edildiği, sözleşme hükümlerinin davalı … A.Ş tarafından benimsendiği anlaşıldığından 06/09/2006 tarihli mutabakat belgesinin ve 14/09/2006 tarihli belgenin davalı … A.Ş yi bağladığını, … ve …’ ın bu sözleşmeleri davalı … A.Ş adına imzaladıkları, yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu işlemlere davalı şirket tarafından icazet verildiği ve sözleşmenin benimsendiği anlaşıldığından yetkisiz temsilcilerin yapmış oldukları tasarruflardan davalı şirketin sorumlu olduğu, 06/09/2006 tarihli mutabakat metnindeki cezai şartın geçerliliği 14/09/2006 tarihindeki mutabakatta belirlenen çeklerin vadelerinde ödenmemelerine veya üzerilerine bloke konulmasına bağlanmış olduğundan BK.’ nun 158/1 maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik cezai şart olup davacı hem alacağın ifasını hemde cezai şartı bir arada isteyemeyeceğinden davanın Kismen Kabulüne, 742.500 TL alacağın davalı Müflis … A.Ş’nin iflas Masasına kayıt ve kabülüne, Cezai şartına yönelik alacak talebinin Reddine, diğer davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; aynı sözleşme gereğince müvekkili tarafından açılan menfi tespit ve istirdat davasıyla … açtığı eldeki alacak davasının tek bir dosyada birleştirilerek yargılamaya İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/21 E. sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, dosyanın tam 3 kere bilirkişi heyetine tevdi edildiğini, ihtilafa ilişkin olarak aldırılan 28/05/2010 tarihli kök heyet raporunda ve 27/04/2012 tarihli ek heyet raporunda müvekkili … şirketinin … firmasına herhangi bir borcunun olmadığı gibi tam aksine 1.034.453,56 TL gibi yüklü bir alacağının olduğunun belirtildiğini, heyetin daha sonra her nasılsa 30/09/2013 tarihli raporunda birden görüş değiştirdiğini, yapılan yargılama sonunda, açtıkları menfi tespit davalarının kısmen kabul ve kısmen red kararı ile hükme bağlandığını, müvekkili … iflas halinde olduğundan ve iflas masası tarafından temyiz için gerekli harç ve masraflar karşılanamadığından bu kararın temyiz edilemediğini, mahkemece menfi tespit dosyasında alınan çelişkili bilirkişi raporlarına göre karar verdiğini, çelişinin giderilmediğini, kaldı ki, sayın mahkemenin aksi bir kanaatte olması halinde dahi müvekkili şirketin olsa olsa en fazla 30/09/2013 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda belirtilen 610.000 TL’lik miktar bakımından sorumlu tutulabileceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, kayıt-kabul ve alacak istemine ilişkindir. Bakırköy … İflas Dairesi 14/05/2013 tarihli cevabi yazısında; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğinin 24/05/2012 gün ve 2010/36 Esas sayılı kararı ile iflasına karar verilen … Aş hakkındaki tasfiye işlemlerine Basit Usulde Tasfiye Yolu ile devam edilmekte olup iflas kararının 26/6/2012 tarihinde kesinleştiğini bildirmiştir. Somut uyuşmazlıkta gerekçeli kararın hakkında iflas kararı verilen şirketin kendi vekiline tebliğ edildiği ve kararında aynı vekil tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Bir ticaret şirketinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira, şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, İstanbul 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. İlhan E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, İstanbul 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4. Baskı, 2004, s. 1309) İİK’nun 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı) artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına (iflas idaresi oluşturuluncaya kadar iflas dairesine), şayet basit tasfiye (İİK.md.218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir. Dosyanın mahal mahkemesine iadesi ile gerekçeli kararın yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde müflis şirketi temsile yetkili İflas Müdürlüğüne tebliğine, istinaf edilmesi durumunda istinaf dilekçesinin tebliği ve usulü eksikliklerin ikmalinden sonra dosyanın inceleme için dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-Eksiklikleri ikmal edildikten sonra istinafen incelenmesi için tekrar dairemize GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.06/05/2020