Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2800 E. 2020/1034 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2800 Esas
KARAR NO: 2020/1034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2017
NUMARASI: 2014/708 Esas, 2017/575 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait işyerinin 26/09/2013-26/09/2014 tarihleri arasında, davalı sigorta şirketi tarafından “İşler Rayında Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, 16/10/2013 tarihinde meydana gelen sağanak yağış sonrası kanalizasyondan geri tepen suların binanın bodrum katına dolması ile işyerinde su baskını meydana geldiğini, eksper raporu ile tespit edilen hasar gören eşyanın kullanılamaz durumda olup, müvekkilinin zararının toplam 98.305,71 TL olduğunu, sigorta poliçesine göre sigorta bedelinden % 2 oranında muafiyet tenzili olarak 40.000,00 TL düşüldüğünde müvekkiline 58.305,71 TL ödenmesi gerektiğini, hasar gören emtianın en az % 90’nının palet ve rafta olup teminat dahilinde olduğunu belirterek 58.305,71 TL’nin 18/10/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar gören emtianın görüntüsünün bozulmadan korunması talep edilmiş olmasına rağmen davacının buna uymadığını, bu nedenle hasara uğrayan emtianın ne kadarının yerde, ne kadarının rafta olduğunun tespit edilemediğini, poliçedeki emtia koruma klozuna göre su baskını rizikolarında, sigortalı emtianın yerden en az 15 cm yükseklikteki palet ya da raflarda muhafaza edilmesi gerektiğini, zemine istiflenmiş emtianın teminat dışı olduğunu, davacının uyarıya rağmen hasarlı emtianın yerini değiştirerek hasarın saptanmasını engellediğini, bu nedenle hasarın oluşu ve tazminat miktarı ispatlanmadığından davanın reddini, aksi halde eksper raporundaki gibi yerde ve rafta istiflenen hasarlı emtianın yarı yarıya olduğunu kabulü ile 8.000,00 TL tazminat ödenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi; eksper raporu ile ikinci bilirkişi heyeti raporuna göre, hasarlanan emtianın yarısının yerde istiflendiğinin kabulü ile % 2 oranında muafiyet tenzilinden sonra 9.152,85 TL’nin 12/03/2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; TTK’nın 1409/2 fıkrası uyarınca davalı sigortacının, rizikonun teminat dışında kaldığını somut delillerle ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin olayı öğrendiği gün davalıya ihbarda bulunduğunu, olay mahalli ile emtianın tamamı eksperin gözü önünde olduğu halde, teminat dışı kaldığı ileri sürülen emtianın neden, nitelik ve miktarının tespit edilemediğini, bu nedenle sigortacının rizikonun teminat dışında kaldığına yönelik ispat yükünü yerine getiremediğini, varsayıma dayanılarak hasara uğrayan eşyanın yarısının yerde olduğunun kabul edildiğini belirterek kararını kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355 maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf nedenleri sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, su baskını nedeniyle zarar gören emtia için hasar bedeli talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamından; davacı şirkete ait işyerinin 26/09/2013-26/09/2014 tarihleri arasında, davalı sigorta şirketi tarafından “İşler Rayında Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığı, 16/10/2013 tarihinde meydana gelen sağanak yağış sonrası kanalizasyondan geri tepen suların binanın bodrum katına dolması ile işyerinde su baskını meydana geldiği, hasarlanan emtianın değeri 98.305,71 TL olup, emtianın kullanılamaz duruma geldiği, poliçe gereği sigorta bedelinin % 2’si oranında muafiyet şartı bulunduğu ve su baskını rizikolarında zemine istiflenen emtianın teminat harici olduğu, davalı sigortacının zemine istiflenen emtianın ve değerinin, hasarlanan emtianın yarı oranında olduğunu kabul ederek, muafiyet ve maktuen yapılan sovtaj tenzilinden sonra davacı tarafa 8.000,00 TL hasar bedeli ödemeyi teklif ettiği, davacının teklif edilen hasar bedelini kabul etmemesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında işyerinde su baskını sonucu hasarlanan emtianın bedeli konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık, hasarlanan emtianın teminat kapsamında olup olmadığı, bu bağlamda emtianın ne kadarının zeminde, ne kadarının raflarda muhafaza edildiği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinin emtia koruma klozu özel şartı gereği, sel, su baskını ve dahili su rizikolarında, sigortalı emtianın yerden en az 15 cm yüksekliğinde paletler üzerinde ve/veya raflarda muhafaza edilmesi gerektiği, zeminde bulunan emtianın teminat kapsamı dışında olduğu görülmektedir. Somut olayda ilk eksper incelemesinde, zemindeki emtianın ıslandığı tespit edilerek, hasar gören emtianın olduğu gibi muhafaza edilmesi istenmesine rağmen davacı sigortalının buna uymadığı ve bu bağlamda emtianın ne kadarının yerde, ne kadarının rafta olduğunun tespit edilemediği görülmektedir. TTK’nun 1447 maddesi; “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda, hasara uğrayan emtianın bir kısmının yere istiflendiği çekişme konusu olmayıp, ancak hasarlanan eşyanın ne kadarının zeminde olduğunun, dolayısıyla hasarlanan hangi emtianın teminat dışı kaldığının tespit edilemediği, bu duruma davacı tarafın, eşyanın olduğu gibi muhafaza edilmesine yönelik eksper talimatına uymamasının da etken olduğu gözetildiğinde, mahkemece eşyanın yarısının zeminde istiflendiğinin kabulü ile hasarlanan diğer emtia için, muafiyet tenzili de yapıldıktan sonra hasar bedeline hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 52,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,90 TL olmak üzere toplam 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.11/06/2020