Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2792 E. 2020/951 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2792 Esas
KARAR NO: 2020/951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/04/2017
NUMARASI: 2016/279 Esas, 2017/327 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dilekçesinde özetle; 07/12/2015 tarihli 2015/93 sayılı yönetim kurulu ihraç kararının müvekkiline Kartal … Noterliğinin 07/12/2015 tarihli … Y. no.lu İhtarnamesi ile 09/12/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ancak verilen ihraç kararının yerinde olmadığını, usulüne uygun iki haklı ihtar gönderilmediğini, gösterilen borcun haklı olmadığını, faizin fahiş olduğunu neye göre tahakkuk ettirildiğinin belli olmadığını, esas sözleşmede geciken aidata faiz ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, iki ihtarda zikredilen borç rakamlarının farklı olduğunu belirterek ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatife olan borçlarını uyarılara rağmen ödemediğini, davalıya 09/07/2015 tarihli … no.lu 1. ihtarın gönderildiğini bu ihtarın adres yanlışlığı sebebi ile ancak 05/08/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davacıya 25/06/2015 tarihli … no.lu 2. ihtarın gönderildiğini, bu ihtarında 31/08/2015 günü tebliğ edildiğini, ödeme yapılmadığını, davacı hakkında 07/12/2015 tarihli 93 sayılı ihraç kararının alındığını, tebligatlarda bir usulsüzlük bulunmadığını, genel kurul kararları doğrultusunda tahakkuk ettirilen bedellerin davacı ortaktan talep edildiğini, davacının genel kurul kararlarına karşı iptal davası açmadığını, daha önce davacı hakkında verilen ihraç kararının Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince iptal edildiğini, bu iptal kararının da aslında yanlış olduğunu, davacının o günden bugüne kadar da hiç bir ödeme yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; ihtarların usulüne uygun olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının Kooperatife ilk ödemesini 1992 yılının başında son ödemesini de 12/11/2001 tarihinde yaptığını, o günden sonra hiçbir ödemede bulunmadığı gibi, hiçbir genel kurula da katılmadığını, hakkında 2007 tarihinde 48 sayılı ihraç kararı verildiğini, davacının ihraç kararına karşı dava açtığını, Kadıköy Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 2007/678-875 Karar kararı ile “iki ihtar arasında rakam farkı var” şeklinde yanlış bir gerekçe ile davayı kabul ettiğini, buna rağmen kararı temyiz etmediklerini, kararın üzerinden 10 yıl geçtiğini davacının tek kuruş ödeme yapmadığı gibi tek bir genel kurula da katılmadığını, kooperatifin genel kurul kararlarına uygun olarak aidat topladığını, 72 üyenin genel kurul kararlarına uyduğunu, davacının her üye gibi yükümlülüklerinin akıbetini takip etme ve ödeme sorumluluğunda olduğunu, Yargıtay kararlarına göre bu durumun TMK’nun 2. maddesi hükmüne değerlendirilmesi ve davanın reddi gerektiğini, davacının 17 yıldır tek kuruş ödeme yapmadığını, genel kurullara katılmadığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davanın ön şartı ihraç kararının tebliğ tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmış almasıdır. Davalı kooperatif, 07/12/2015 tarih, 93 sayılı yönetim kurulu kararı ile iki haklı ihtara dayanarak davacıyı üyelikten ihraç etmiştir. İhraç kararının davacıya 09/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği davanın yasal 3 aylık hak düşürücü süre içinde 09/03/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların ihraç prosedürü, 1163 sayılı Yasa’nın 27., Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerinde etraflıca hükme bağlanmış bulunmaktadır. Anılan düzenlemelere göre ortağın ihraç edilebilmesi için, yasa ve anasözleşmeye uygun şekilde ihtar edilmesi ve ayrıca ihtara konu edilen borcun gerçeği yansıtması gerekmektedir. Ortağın tebliğ edilen her iki ihtarnamede bildirilen borç miktarının aynı olması, farklı ise bunun nedeninin ihtarnamelerde açıklanması, borç miktarında tereddüde meydan verilmemesi, ihtarnameye uyulmaması halinde ne gibi bir yaptırım uygulanacağının açıkça gösterilmesi zorunludur. Aksi halde ortağın 1163 sayılı Yasa’nın 16 ve 27. maddelerine uygun olarak temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden ihracı da yasaya uygun sayılamayacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/02/2011 tarih, 2009/7668 E. 2011/1782 K. sayılı ilamı) İhtarnamede ayrıca hangi tarih itibariyle borç bildirimi yapıldığının açıklanması ve borç dökümününde ihtarnameye eklenmesi gereklidir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 18/03/2013 tarih, 2012/6695 E. 2013/1637 K. Sayılı ilamı) Mahkemece, uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişiler 08/03/2017 tarihli raporlarında; Kartal … Noterliğinin 09/08/2015 tarih, … Y. Nolu 1. İhtarnamede; ödenmesi gereken aidat miktarının 35.900,00 TL kalan borç miktarının ise 35.240,00 TL olarak gösterildiğini, istenen bu aidatların hangi yıllara ve hangi aylara ait kaçar liralık aidat miktarlarının toplamı olduğunun gösterilmediğini, ihtarnameye bir bakiye borç listesinin eklenmediğini, diğer taraftan ihtarda ödenmeyen aidat için vade farkı da talep edildiğini, bu vade farkının nereden kaynaklandığı yüzde kaç olarak hesap edildiği ve hangi aylara ait kaçar liralık vade farklarının toplamı olduğu hususlarının açıklanmadığını, ihtarın geçerli şekil şartlarını taşımadığını, Kartal … Noterliğinin 25/0312015 tarih … Y. no.lu ikinci ihtarnamesine; birinci ihtarnamedeki bedelin 30 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, ödeme süresinin yasal 1 ay olarak gösterilmesi gerektiğini, 2. ihtar Ağustos ayında tebliğ edildiğini, Ağustos ayının 30 çeken aylardan olmadığını bu sebeple bu ihtarnameninde geçerli şekil şartlarını içermediğini bildirmişlerdir. Tüm dosya kapsamına göre: davalı kooperatif tarafından çıkartılan 1. İhtarnamede, borç olarak gösterilen aidatların hangi yıllara ve hangi aylara ait olduğu ve toplamının gösterilmediği, ihtarnameye bir bakiye borç listesinin eklenmediği, ayrıca ihtarda ödenmeyen aidat için vade farkı da talep edildiği ancak bu vade farkının nereden kaynaklandığı yüzde kaç olarak hesap edildiği ve hangi aylara ait kaçar liralık vade farklarının toplamı olduğu hususlarının açıklanmadığı, ikinci ihtarnamede Ağustos ayı itibari ile ödeme için 30 günlük süre verildiği, oysa Ağustos ayının 31 gün çektiği, sürenin yasal olarak 1 ay olması gerektiği, ihtarnamelerin geçerli şekil şartlarını taşımadığı, her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde TMK’nun 2. maddesinin uygulanması gerektiğini iddia etmişse de; ihracın mali yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebine dayalı olması nedeniyle somut uyuşmazlıkta TMK’nun 2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesinde Temyiz Yolu Açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/06/2020