Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2785 E. 2020/950 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2785 Esas
KARAR NO: 2020/950
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/04/2017
NUMARASI: 2016/73 Esas, 2017/329 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/09/2015 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya hotel bünyesinde konaklamalı toplantı organizasyon hizmeti verdiğini, 29.420,06 TL fatura bedelinden 4.420,60 TL’sini ödeyip bakiye kısmını ödemediğini, Kartal … Noterliğince ihtarname çekildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket müşterilerinin hiçbir servisten memnun kalmadığını, hizmetin ayıplı olduğunu, kusurlu hizmeti 13/11/2015 tarihli fax ile öğrenen müvekkili şirketin davacıya Beşiktaş … Noterliği’nin 17/11/2015 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesini gönderdiğini, davacıdan indirim talep edildiğini, davacının ayıplı ifası nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, müşteri kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek davacı-karşı davalının haksız davasının reddine, davalı-karşı davacı müvekkilinin davacı-davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı-karşı davalı aleyhine kötiiniyet tazminatına hükmedilmesine ve davalı-karşı davacı müvekkilinin itibar kaybına sebep oldukları için 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı-davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, “mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, icra dosyası, taraflar arası anlaşma, faturalar, noter evrakı dosya içine getirtilerek dosya delilleri defter ve faturalar incelenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, yapılan incelemede, hizmet alımı olan rakamın icra takibiyle uyumlu olduğu belirtilmekle bu doğrultuda davanın kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. davanın reddine karar vermiştir.” gerekçesiyle A-Davacının Davasının Kabulüne, İAA … İcra Müd. … E. sayılı doyasında davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, Asıl alacak üzerinden olan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B- Karşı davada davacının davasının Reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince 16-18 Ekim tarihleri arası üstlenilen … Ltd. Şti.’nin satış toplantısı organizasyonun davacı-karşı davalı yanın otelinde gerçekleştiğini, otelcilik hizmetlerinin ayıplı verildiğini, müvekkili şirketin müşterilerinin hizmetten memnun kalmadıklarını, davacı-davalının ayıplı ifaya rağmen tam ve eksiksiz hizmet bedeli talep ettiğini, olay nedeni ile müvekkil şirketin ticari itibarının zedelendiğini, kusurlu hizmeti 13/11/2015 tarihli fax ile öğrenen müvekkili şirketin, davacıya Beşiktaş … Noterliği’nin 17/11/2015 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesini gönderdiğini, indirim talep ettiğini, ancak davacının müvekkili aleyhinde takip başlattığını, mahkemece 29/11/2016 tarihli ön inceleme tutanağında, davayı sadece itirazın iptali olarak nitelediğini, karşı dava yönünden cevap ve karsı dava dilekçesindeki beyanlarının yok sayıldığını, karşı davadaki talepler gözardı edilerek yargılamaya devam edildiğini, 12/07/2016 tarihinde sunulan delil ve tanık listesi gereğince tanıkların dinlenmeden ticari defter incelemesi ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğini, bu konuda yapılan itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davaya cevap ve karşı dava dilekçelerinde müvekkil şirket müşterisi … Ltd. Şti.’nin de davaya dahil edilmesinin talep edilmesine rağmen taleplerinin dinlenmediğini, delillerinin toplanmadan hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, asıl dosyada davacının İİK’nun 67. maddesi gereğince fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine, karşı davada ise ayıplı ifa nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece 29/11/2016 tarihli celsede, uyuşmazlık noktaları olarak; “Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda: Davacı şirket ile davalı şirket arasında 30/09/2015 tarihli anlaşma gereği toplantı organizasyonu gerçekleştirilmiş, fatura tanzim edilerek davalı şirkete gönderilmiş, fatura tutarının 4.420,60 TL sini ödemiş, kalan 25.000,00 TL’yi davacı şirkete ödememiş olmakla, Anadolu … İcra Müdürlüğünün 18/10/2015 tarih … saylı dosyasında takibe itirazla durdurulan takibin, takibin devamı, %20 inkar tazminatı talebi ile dava açılmış olup, icra takibine konu borcun taraflar arasındaki anlaşma gereği, ödenen ve ödenmeyen kısımlarının hesabı, faiz hesabı ve inkar tazminatı noktalarının anlaşmazlık konusunu oluşturduğu anlaşılmıştır.” şeklinde belirlenmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme ara kararı tesis edilmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda da 04/04/2016 tarihinde dava sonuçlandırılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3)Tahkikat, (madde 143-293) 4)Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294.) Mahkemece, dilekçelerin (dava–cevap-cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri) karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirilir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir (madde 139). Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (HMK 140/1. madde). Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu teşvik özellikle yasak savma ya da kanuni gerekliliğin yerine getirilmesi amacıyla değil, sonuca odaklanmak suretiyle gerçekten tarafların uyuşmazlığı bitirmeleri yönünde teşvik edecek şekilde yapılarak bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder (HMK 140/2 madde). Bu yönde bir kanaat edinmediği takdirde; ön incelemeye devam ederek ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (madde 140/3). Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta; ön inceleme duruşması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği hususudur (madde 137/2). Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlar (madde 142/1). Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK madde 138-142). Mahkemece ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması yada hak düşürücü süre nedenlerin gerçekleşmesi gerekir. Bir başka deyişle ön inceleme duruşmasında verilecek kararlar usule ilişkin kararlar ile sınırlı olup, davanın esası hakkında (feragat, sulh, kabul gibi davayı sona erdiren taraf işlemleri hariç) karar verilemez. Bu hususlar dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir. Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir(madde 186). (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 19/03/2019 tarih, 2016/5263 E. 2019/3210 K. sayılı ilamı) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. maddesi “mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak” yazılmasını zorunlu kıldığı gibi; bu zorunluluk, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddelerinin de amir hükmüdür. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan “aleni yargılanma ilkesi” ve “hukuki dinlenilme hakkı” da, kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığını açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. (YARGITAY 16. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2019 tarih, 2016/14573 E. 2019/9210 K. sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta, karşı dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörüldüğü şekilde usulüne uygun bir ön inceleme duruşması gerçekleştirilmediği gibi mahkeme gerekçesininde yasa ve anayasanın emredici hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken işin yasaya uygun ön inceleme duruşmasını yaptıktan sonra tahkikat aşamasına geçmesi ve taraf delillerinin değerlendirilmesi suretiyle hüküm tesisi ve kısa karara uygun gerekçeli kararı yazması gerektiğinden sair hususlar incelenmeksizin ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı-karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/73 E. 2017/329 K. 04/04/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 469,60 TL’ den mahsubu ile fazla alınan 237,50 TL harcın istem halinde davalı-karşı davacıya İADESİNE, 5-Davalı-karşı davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2020