Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2773 E. 2020/937 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2773 Esas
KARAR NO: 2020/937
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/406 Esas
KARAR NO: 2017/205
KARAR TARİHİ: 28/02/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının genel kurul kararlarından kaynaklı kooperatife borçları nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını davalının takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; yetki itirazında bulunduğunu, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ayrıca davanın zamanında açılmadığından zaman aşımı itirazının bulunduğu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı, kooperatifin genel kurul kararı ile kararlaştırılan aidat ücretini ödenmesini talep ettiği, davalının çeşitli yakıt makbuzları ibraz ettiği ancak bunların aidat ücreti ile ilgili olmadığı, kooperatif tarafından icra takibinin 2.947,06 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, bu alacağın talep edilmesinde usulsüz bir yan olmadığı, bilirkişi raporunun bu bakımdan olaya, dosyaya, denetime elverişli olduğu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre yıllık en fazla %18 (aylık %1,5) oranında gecikme faizi istenebileceğine dair uygulama karşısında, kooperatifin faiz talebi olan %3 oran, esasen fahiş olmamakla birlikte yaygın kabul ve uygulama nazara alınarak mahkememizce kabul görmediği, 1.477,39 TL işlemiş faiz istenebileceğine kanaat getirilerek davanın kısmen kabulüne, aidat borcunun likit olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına, koşulları oluşmadığından, davacı icra takibi yapmakta haklı olduğundan, davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İcra konusu aidat ve genel giderler, 2007-2012 dönemler arasını kapsadığını, daha önce bilirkişi marifetiyle yapılan hesaplamalarda talep edilen tutarlar ile yapılan hesaplamalarda çıkan rakamlar uyuşmadığını, 43,92 m2 alana sahip işyeri için için tahakkuk eden rakamlar 2007 ve müteakip yıllarda yine icra yolu ile tarafımdan talep edildiğini, bu bedellerin dosyaya sunulan makbuzlar ile ödendiğini, ancak ödenen bu rakamların bir kısmı gözükmediği gibi, bu borçlarla ilgili herhangi bir ödeme talebinde de bulunulmadığını, yapılan işlemlerin tamamı icra yolu ile yapılmadığını, bilirkişi incelemesinde ise kooperatif hesaplarında 7.855,81.-TL alacaklı olduğu tespiti yapılmasına rağmen ilgili kooperatifin takip talebinin 2.947,06.-TL olduğu belirtilmiş olduğundan kooperatif kayıtlarının muvazaalı ve hatalı olduğunu gösterdiğini, kooperatifin ilgili dönemlerde aidat ve genel giderler adı altında genel bütçe ile tahakkuk hesaplarının yeniden gözden geçirilmesi halinde borç ve alacağı konularının açıklığa kavuşacağı belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı kooperatif tarafından, davalı hakkında, 22.11.2012 tarihinde, kooperatif giderlerinden kaynaklanan 2.947,06 TL asıl alacak, 2.920,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.867,16 TL alacağın tahsili amacı ile Ümraniye … İcra Müdürlüğünün … Esas ( İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas) sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı , davalının yasal sürede takibe ve borca itiraz ettiği, davacının ise ,İİK 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde takip konusu alacağın, 2007-2008-2011 tarihli genel kurul kararlarından kaynaklandığını beyan etmiş, davalı ise ödeme iddiasında bulunarak 3 adet banka dekontu sunmuştur. Mahkemece, uzman bilirkişiden alınan kök ve ek raporda özetle; takibe konu alacağın dayanağı, “kooperatif giderleri” şeklinde ifade edildiği, incelenen davacı şirket cari hesap dökümüne göre davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 7.855,81 TL alacaklı olduğu saptandığı, davacı yanın takip talebi alacağı tabloda detayları yer alan borç tahakkukları oluşturduğu, Yargıtay 23. HD uygulamalarına göre kooperatifin isteyebileceği gecikme faiz oranının TBK 120. maddesine uygun olarak yıllık en fazla %18 olabileceği, buna göre davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.946,06 TL alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle 1.477,39 TL işlemiş faiz talep edebileceği tespit ve değerlendirmesi yapılmıştır. Somut olayda, davalının, kooperatif üyesi olduğu, kooperatifte ortaklara ait iki ayrı cari hesap tutulduğu, biri kooperatif genel kurul kararlarının sonucu maddi yükümlülük veren kooperatif hesabı (kooperatif gidereri) diğeri ise aidat hesabı olduğu, takibe konu alacağın, kooperatifin genel kurul kararı ile tahsiline karar verilen iskan gideri, emlak vergisi bedeli, doğalgaz dönüşüm bedeli ve sermaye artırımı bedeline ilişkin yükümlülüklere ait olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip tutarı olan 2.947,06 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça sunulan ödeme dekontları, yakıt giderine ilişkin olup takip konusu alacağa ilişkin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davacı kooperatif, takip tarihi itibariyle davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu, borç miktarı davalı tarafça ödendiği ispata elverişle yasal delillerle kanıtlanamadığından davalının istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 302,20 TL olmak üzere toplam 385,70 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 161,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 224,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/06/2020