Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2752 E. 2018/54 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/2752 Esas
KARAR NO : 2018/54
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2017
NUMARASI : 2017/581 (İhtiyati Haciz)
DAVANIN KONUSU : Alacak (Tacirler Arası Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı kurumun İstanbul Müdürlüğüne ait güvenlik hizmeti alımı için yapılan ihale sonucu, 09.07.2014 tarih ve 2014/2 yönetim kurulu kararı ile iki yıllığına 85 güvenlik görevlisi için 6.448.008,00-TL bedelle ve 31.03.2015 tarih ve 20 yönetim kurulu kararı ile ek 19 güvenlik görevlisi için 1.139.212,00-TL bedelle davalı şirket ile 30.11.2016 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalı şirketin mevzuata aykırı olarak ihtirazı kayıtla ödenmek zorunda kalınan, KDV dahil 796.888.55-TL ‘nın müvekkili kurumca davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, dava konusu meblağın yüksek bir tutarı içermesi ve bu nedenle dava sonucu verilecek kararın icrasında, alacağın tahsil kabiliyetinin tehlikeye girmesinin kuvvetle muhtemel olduğu göz önüne alınarak, verilecek karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere, davalı firmanın, kurumda olan teminatı, hak ve alacakları olmak üzere (işçilere yapılacak ödemeler hariç) uyuşmazlık konusu tutar mukabilindeki malvarlığı üzerinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun md.389 vd gereğince, kurumun kamu tüzel kişiliğini haiz kamu kurumu olması hesabıyla, teminatsız olarak, ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf, davalı ile aralarındaki hizmet alım sözleşmesi gereğince davalı tarafa mevzuata aykırı olarak ihtirazı kayıtla ödenmek zorunda kalınan, KDV dahil 796.888.55-TL’nin tahsilini talep etmekte, dava sonunda haklı oldukları kanıtlandığında alacaklarının tahsili imkanının kalmayabileceğini ileri sürerek davalı şirketin kurumlarında bulunan teminat, hak ve alacakları başta olmak üzere tüm malvarlığı üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, red ara kararı üzerine davacı vekili dava dilekçesini tekrar ederek davalarının kabulü halinde müvekkili kurum alacağının sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf dilekçesi davalı tarafa 15/09/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili ise 29/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde davaya cevaplarını tekrar ederek ihtiyati tedbir talebinin yasal dayanağı olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yani yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
6100 sayılı yasanın 389 ve devamı maddeleri gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hüküm altına alınmıştır. 390.maddede ise tedbir talep eden taraf, haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de işaret edildiği üzere ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan olmayan mal ve haklar üzerine tedbir konulamayacağı gibi dava sonunda davacının haklı çıkması halinde alacaklarının tahsili imkanının kalmayacağı konusundaki iddialarının dayanağının nelerden ibaret olduğu belirtilmediğinden tedbir talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun HMK’nun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.17/01/2018