Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2748 E. 2020/975 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2748 Esas
KARAR NO: 2020/975
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2017
NUMARASI: 2014/207 Esas, 2017/97 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 02.06.2014 tarihli dava dilekçesinde, müflis … A.Ş ‘nin 12.06.2013 tarihinde iflasına karar verildiğini, müvekkili şirketin müflis şirketten, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ( takip tarihi itibariyle 21.11.2008 itibariyle Eyüp … İcra Müdürlüğünün … sayılı ) dosyasından toplam 449.419,62 TL alacağının bulunduğunu, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/287 nihai kararı ile bizzat müflis şirket tarafından verilen o dava dosyasına sunulan cari hesap belgeleri, bilirkişi raporları ve müflise ait ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğunu, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/287 Esas sayılı dosyasında hükmedilen mahkeme vekalet ücreti, yargılama giderleri ve ferileri ile toplam 21.276,16 TL alacaklı bulunduğunu, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/55 Esas sayılı dosyasında hükmedilen mahkeme vekalet ücreti, yargılama gideri vs ferileri olmak üzere toplam 14.013,06 TL alacaklı bulunduğunu, alacakların resmî kayıtlarla sabit olduğunu, buna rağmen masaya kayıt taleplerinin tamamen soyut ve gerekçesiz kararla reddedildiğini iddia ederek, fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirtilen alacakların ferileriyle birlikte kabul edilerek iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava dilekçesi ve bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, müflis şirketin davacıya borcu olup olmadığının gereği gibi incelenmediğini, davacı şirket defterleri ile ortaya konulamadığını, davacı tarafın ticari defterlerinin kendisi lehine delil olmadığını, dosya kapsamından davacı alacağının varlığını ortaya koyan herhangi bir ispat vasıtası olmadığını, bilirkişi tarafından hesaplanan faizin hatalı ve fahiş olduğunu, mevcut deliller kapsamında ispat edilemeyen davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi rapor ve ek raporları yazıldıktan sonra, bilirkişi raporu ile alacağa dahil edilen, takipte talep edilen vekalet ücreti alacağı açısından, İİK 195. maddesi gereğince takip masrafları kapsamında bir an için ileri sürülebilir ise de takip yapılmakla vekalete hak kazanıldığından ve diğer takip masraflarından bu anlamda takip vekalet ücretinin herhangi bir farkı bulunmadığından, takip vekalet ücretininde alacağa dahil edilmesinin mahkemece benimsendiği, İİK 195. maddesi gereğince tahsil harcı haricindeki takip masraflarının alacağa ilavesi gerektiği belirtilerek 1.417.26 TL tahsil harcının mahsubu ile 472.448,27 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının cari hesap alacağından dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 439.700,10 TL, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 19.858,90 TL , Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.889,27 TL olmak üzere toplam 472.448,27 TL alacaklı olduğunun tespitine davalı müflis şirketin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan sıra cetveline kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davacı tarafın alacağın varlığını kesin delillerle ispat edemediğini, davacı şirket defterleri ile alacağın ortaya konamadığını, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından kendisi lehine delil teşkil etmediğini, kararın kesinleşmesi halinde, İflas masasına alacak kaydı yaptıran diğer alacaklılarının da hak ve menfaatlerinin ciddi olarak zarara uğrayacağını iddia ederek, eksik inceleme ve hatalı olarak verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür.Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar.İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 08.07.2014 tarihli cevabı yazıda, sıra cetveli ilanının 18.05.2014 tarihli … Gazetesinde ve 23.05.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırıldığı, red kararının 20.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 2. alacaklılar toplantısının ise 09.09.2015 tarihinde yapıldığı bildirilmiştir. Davanın, 02.06.2014 tarihinde yani cetvelin ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından, müflis şirketle birlikte dava dışı şirketler hakkında, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/287 Esas, 2011/268 Karar sayılı dava dosyasında, menfi tespit davası açıldığı, davacı iddiasında, … A.Ş isimli şirketin bayisi olarak yıllardır şirketten traktör aldığını, aynı sebeple traktör almak için siparişler verildiğini, muhtelif çekler tevdi edildiğini, ancak mutad teslim tarihlerinde traktörlerin gönderilmediğini, araştırma sonucunda firmanın ekonomik olarak zor durumda olduğu, fabrikayı kapattığı, sipariş edilen traktörleri üretmesi ve teslim etmesinin imkansız olduğunun öğrenildiğini, aldığı çekleri ürün teslimi için değil ekonomik sıkıntısını gidermek için nakit sağlamak amacıyla aldığı ifadelerinde bulunduğu, mahkemenin 12.05.2011 tarihli kararı ile, davaya konu bayilik sözleşmesi ile çek örnekleri, Faktoring Sözleşmesi ve ekleri, davalı … A.Ş tarafından tanzim olunan hesap özeti ve mutabakat belgesi, 30.06.2008 tarihli davacı ihtarnamesi, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/92 Esas sayılı ve davalı … A.Ş ortakları yönünden şirket işlemlerine ilişkin usulsüzlük iddiaları nedeniyle iddianame örneği, ticari defter ve kayıtların incelendiği, davalı … A.Ş ‘nin ticari defter ve dayanak belgelerini sunmadığı, davacı şirketin 2008 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davacı ve davalı arasında bayilik sözleşmesi akdedildiği, bayilik sözleşmesi kapsamında avans olarak verilen çeklerin karşılığı davalının mal teslimi yapmadığı, çeklerin davacı yönünden bedelsiz kaldığı gerekçesiyle, üç adet her biri 50.000 TL bedelli toplam 150.000 TL bedelli çekler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, İstanbul 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/55 Esas, 2012/49 Karar sayılı dava dosyasında, davacı şirket tarafından davalı ve dava dışı şirket hakkında, 20.05.2008 keşide tarihli 86.888 TL bedelli çekten dolayı menfi tespit davası açtığı, mahkemenin 28.02.2012 tarihli kararı ile davalı şirkete avans olarak verilen çekin karşılığı traktörlerin davacıya teslim edildiğinin ispat edilemediği, gerekçesiyle davanın kabülü ile 86.888,00 TL çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 23.11.2013, İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/55 Esas, 2012/49 Karar nolu ilamındaki ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri toplam 11.991,77 TL ‘nin tahsili için takip başlattığı, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı vekili tarafından davalı borçlu şirket hakkında 12.09.2011 tarihinde İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/287 Esas,12.06.2011 tarihli ilamındaki vekalet ücreti ve yargılama giderleri toplamı 15.574,25 TL ‘nin tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, 24.10.2011 21.11.2008)tarihinde davacı şirketin davalı borçlu şirket hakkında, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ( kapatılan Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ) 235.996,84 TL cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile iflas yolu ile icra takibi başlattığı, daha sonra takibini ilamsız takibe çevirdiği, davalı borçlu şirket hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı şirket tarafından 24.01.2014 tarihli dilekçe ile takip konusu yapmış oldukları ve İflas tarihine kadar işlemiş olan faiz ve masraflar toplamı 484.708,84 TL nin masaya kabülünü talep ettiği, İstanbul … İflas Müdürlüğünün 2013/19 dosyasında 09.04.2014 tarihli kararla davacı alacağının masaya kaydı talebinin reddi üzerine davacı şirketin yasal süre içerisinde iş bu kayıt kabul davasını açtığı anlaşılmıştır. Söz konusu hususlar tartışma ve uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının alacak iddiasını ve miktarını ispat edip edemediği ile incelemenin yeterli olup olmadığıdır. 09.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı şirketin 2007 ve 2008 yılı defterlerine ait açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davalı … A.Ş ‘ne ait ticari defterlerin ibraz edilmediği, ayrıca müflis şirketin İflas işlemlerinin yapıldığı …iflas müdürlüğünde de defterlerin kapsamlı olması nedeniyle muhafaza edilmediği, bu nedenlerle Davalı şirketim defterlerin usul incelemesinin yapılamadığı ifade edilerek, davacı tarafça davalı şirket aleyhine başlatılan ve yukarıda yazılan İcra takip dosyaları ayrı ayrı belirtilip, davacı tarafın 2007/2008 yılı ticari defterleri incelendiğinde 31.12.2008 tarihi itibariyle davalıdan 457.507,76 TL alacaklı olduğu, mahkemenin kabul ettiği 3 çek toplamı 150.000 TL ‘nin mahsubunun gerektiği bakiye 307.505,57 TL olduğu, İstanbul 40.ATM hükmünde belirtilen 86.888 TL nin mahsubu neticesinde 220.617,76 TL olacağı, borçlunun 12.06.2013 tarihinde İflas etmiş olduğundan faiz alacağının bu tarih itibariyle hesaplanması gerektiği, takibin kesinleşmesinin tek başına alacağın iflas masasına kaydı için yeterli olmadığı, davacının ticari defterler ve kayıtlarının incelenmesinden cari hesaptan dolayı 220.617,76 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, üç adet icra dosyasından İflas masasına kaydı istenebilecek toplam alacağın 456.017,14 TL olduğu, 28.691,70 TL alacağın reddi gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili, raporda çek bedellerin mahsup edilmesine ve aleyhe kısımlarına itiraz eder. Davalı vekili rapora itiraz etmiştir. 28.06.2016 tarihli ek raporda, itiraz ve beyanlar neticesinde üç İcra dosyasından İflas masasına kaydı istenebilecek toplam alacağın 473.863,53 TL olduğu 10.343,31 TL nin reddi gerektiği ifade edilmiştir.28.10.2016 tarihli 2. ek raporda ise icra dosya numaraları ile ilgili maddi hatalar düzeltilmiştir. Mahkeme tarafından, İİK 195. madde kapsamında bilirkişilerce tespit edilen ek rapordaki alacak miktarından tahsil harcı mahsup edilerek hüküm tesis edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadeleri ile yer verilmiştir. Her iki tarafta tacirdir.Davacı tarafça davalı borçlu şirket aleyhine açılan, İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/55 Esas, 2012/49 Karar sayılı kararın gerekçe kısmında, 12.10.2010 tarihli raporda davacı firmanın davalı firmadan 457.505,76 TL alacağının olduğu, davalı firmanın taahhütlerini yerine getirmediği ifade edilmiş, karar, taraflarca temyiz edilmeyerek 07.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/287 Esas, 2011/268 Karar sayılı kararında ise davacının davalı … A.Ş ‘den 517.634.16 TL alacaklı olduğu, davacının borcunun olmadığına yer verilmiştir. Bilirkişi raporunda, davacı şirket defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı belirtilmiştir. HMK ‘nun 222. maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. Düzenlemede, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılmayacağına yer verilmiştir. Somut olayda, davacı ticari defterleri bu anlamda davacı lehine delil olarak kabul edilemeyecektir. Ancak yukarıda ayrıntılı şekilde özetlenen ve kesinleştiği anlaşılan karar örneklerinden, davalı şirketin bayisi olan davacı şirketin davalıdan alacaklı olduğu buna karşılık davalı borçlu şirketin edimlerini yerine getirmediği subuta ermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 204/1 fıkrasında “İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar “ düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukuki ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında ( birinci davada ) verilmiş olan ( kesin ) hüküm ikinci davada kesin delil teşkil eder. ( Prof.Dr.Baki Kuru ,Prof.Dr.Ramazan Arslan ,Prof.Dr.Ejder Yılmaz .Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı ,22. Baskı, sayfa 697 ).Kesinleşen kararın iş bu davada kesin delil olarak kabulü sonucunda, davacının müflis davalı şirketten alacağının varlığını ispat etmiş olduğunun kabulü gerekmiştir. Aksine davalı tarafça davacıya borçlu olmadığını ispata yönelik hiçbir delil ibraz edilmemiştir. Açıklanan tüm nedenler ve özellikle taraflar arasındaki kesinleşen, kesin delil niteliğindeki mahkeme ilamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/207 Esas, 2017/97 Karar ve 16.02.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi ile İİK 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/06/2020