Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2700 E. 2020/1152 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2700 Esas
KARAR NO: 2020/1152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2017
NUMARASI: 2015/888 Esas, 2017/654 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı dava dilekçesi ile; davalı kooperatif yönetim kurulunun 02/07/2015 tarih ve 740 sayılı kararıyla kooperatifle aralarındaki sözleşmenin feshiyle, kooperatif ortaklığından çıkartılmasına karar verdiğini, kooperatifin 14/06/2015 tarihli Genel Kurul Toplantısında toplantı ve karar yeter sayısının bulunmadığını, üyelerin tamamına da çağrı yapılmadığını, anılan genel kurul kararının iptali için İstanbul 14.ATM’nin 2015/744 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, davanın kabulü halinde bu genel kurulda seçilen yönetim kurulu seçimi de geçersiz olacağından, yönetim kurulunun ihraç kararının da geçersiz olacağını, kooperatif ihtarnamelerinin usul ve esas yönünden kanuna aykırı olduğunu, yetkisiz vekil tarafından keşide edildiğini, ihtarname içeriğinden belirtilen 410 TL borç olduğuna ilişkin kooperatif hesaplaması ve iradesinin de gerçeğe aykırı olduğunu belirterek kooperatif üyeliğinden çıkarmasına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının 1. ve 2. ihtarnamelere rağmen birikmiş borçlarını verilen süre içerisinde ödemekte direnmesi nedeniyle kooperatif Yönetim Kurulu’nun 02/07/2015 tarih ve 740 sayılı kararıyla ortaklıktan çıkartılmasına karar verildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belitilerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ Mahkemece, benimsenin bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı kooperatifin ruhsata ve mimari projeye aykırı konut inşa ettiği, kooperatifin imar mevzuatına aykırı konutu davacıya vermesinin mümkün olmamasına rağmen davacı ortağın ihraç etmesinin yasaya ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı kooperatif vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile, bilirkişi incelemesi ile keşide edilen ihtarnamelerin usulüne uygun olduğunun belirlendiğini, davanın konusu olmamakla birlikte davacıya tahsisli konutun imara aykırı olmadığını, binada imara aykırı kısmın sadece bodrum katında olduğunu, bu durumda memnun olmayan ortağın ödemelerini geri alarak kooperatiften ayrılması gerektiğini, hem ortak kalıp hem de aidat ödenmemesinin kabul edilemeyeceğini, konutun 2011 yılında davacıya teslim edildiğini ve fiilen davacının konuttan yararlandığını, ancak davacının ödemelerini kasten yapmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf talebine cevabında, bina hakkında imara aykırılık nedeniyle yıkım kararı olduğunu, edimini yerine getirmesi imkansız olan davalı kooperatife ödeme yapılmasının kabul edilemeyeceğini belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. Mahkemece, davalı kooperatifin imara aykırı konut nedeniyle edimini yerine getirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiş, davalı kooperatif vekili karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İşbu davaların ihraç kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açılması gerekmekte olup, eldeki davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde ve davalı koopetarif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açıldığı anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16.3 maddesine göre haklarında çıkma kararı kesinleşmeyen ortakların, ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Davacıya tahsis edilen konutun ruhsatsız olması ve ruhsatlandırılamaması halinde de davalı kooperatifin ortağı olan ve hakkındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen davacının aidat ödeme yükümlülüğü devam eder. Davacı, davalı kooperatif aleyhine, sözleşmenin feshi ve tazminat veya konut tahsisi istemiyle dava açabilecek olup, aidat ödeme yükümlülüğüne ilişkin herhangi engel bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin imara aykırı konut nedeniyle davacının aidat yükümlülüğünü bulunmadığına ilişkin gerekçesi isabetli olmamıştır. Ancak Kooperatifler Kanunun 27 maddesi uyarınca sermaye veya sair ödemelerle yükümlü ortakların, ödemelerini geciktirmesini takiben yapılacak iki çağrının da sonuçsuz kalması halinde ortaklığın kendiliğinden düşeceği hüküm altına alınmıştır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği bu durumda kooperatifin bir karar alması gerekmektedir. Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davalı kooperatif tarafından keşide edilen 21.04.2015 tarihli birinci ihtarnamede, ödenmesinde 30 gün gecikilmemiş olan Mart ayı aidat alacağı da dahil edilerek 30.04.2015 tarihi itibariyle 2014 yılı Kasım ayı bakiye aidat alacağı ile 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı aidatlarına ilişkin hesaplanan borcun ödenmesi istenilmiştir. Süresinde ödeme yapılmaması üzerine davacıya çıkartılan 22/05/2012 tarihli 2. ihtarnamede 30 gün içinde ödeme yapılmaması durumunda ortaklıktan çıkarma kararı alınacağı belirtilmiş, yine ödeme yapılmaması üzerine davalı kooperatif yönetim kurulu 02/07/2015 tarihinde davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar vermiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Yargıtay 23. HD’nin 2015/7425 Esas, 2016/4644 Karar sayılı kararı). Somut olayda, 21.04.2015 tarihli birinci ihtarnamede, ödenmesinde 30 gün gecikilmemiş olan Mart ayı aidat alacağı da dahil edilerek borcun ödenmesi istenmiştir. Bu durumda, muaccel olmayan aidat borcunun da yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerektiğinden, mahkemece ihraç kararının iptaline karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur. Açıklanan nedenlerle davanın reddi kararı sonucu itibarıyla doğru olmakla birlekte, kararın gerekçesinde hata edildiğinden ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen neden ile kabulü ile, HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun kararın gerekçesinde hata edilmesi nedeniyle KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/888 Esas, 2017/654 Karar, 21/09/2017 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3a-Davanın KABULÜ ile, davalı Kooperatifin davacı hakkındaki “Kooperatif ve davacı arasındaki sözleşmenin feshi ile kooperatif ortaklığından çıkartılmasına” ilişkin 02/07/2015 tarih ve 740 sayılı Yönetim Kurulu Kararının İPTALİNE, 3b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,70 TL’nin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına 3c-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 27,70 TL peşin harç ile toplam 2.583,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3e-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 117,10TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-Davalı tarafından karşılanan istinaf harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/06/2020