Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2699 E. 2020/780 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2699 Esas
KARAR NO : 2020/780
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2016
NUMARASI : 2014/1773 Esas, 2016/869 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile müflis şirket arasında 3 ayrı finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, müflis şirketin bu sözleşmelerden doğan borcunu ödememesi nedeniyle Finansal Kiralama Kanunu ve sözleşme hükümleri çerçevesinde Beyoğlu …. Noterliğinden 12.09.2011 tarihli … yevmiye nolu 3 ayrı ihtarnamesinin keşide edilerek vadesi gelen kira borçlarının 60 günlük sürede ödenmesinin istendiği, ödeme yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin ve sözleşme konusu emtiaların iade edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, müflis şirket tarafından yasal 60 günlük süre içinde ödeme yapılmaması nedeniyle bu sözleşmelerin feshedildiğini, tüm borçların muaccel hale geldiğini, müvekkilinin bu sözleşmelerden kaynaklanan alacağının iflas masasına kayıt başvurusu tarihi itibariyle 862.625,11 TL olduğunu, müflis aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla toplam 146.235,89 TL, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla da toplam 613.443,067 TL’nin tahsili amacıyla takip yapıldığını, bu takipler devam ederken müflisin iflas ettiğini ve 13.05.2014 tarihinde iflas masasına başvuru yapılarak alacakların kaydının istendiğini ve iflas müdürlüğünce 22.12.2014 tarihinde tebliğ edilen karara göre alacak kayıt dilekçesi ve ekinde alacağa ilişkin herhangi bir yargı kararı ibraz edilmediğinden masaya kaydı talep edilen 862.625,11 TL alacağın tamamının reddine karar verildiğini belirterek masa tarafından reddedilen bu alacağın müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı iflas idaresi cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının üç sözleşmeden kaynaklanan asıl alacağının 407.349,63 TL olduğu, davanın kayıt kabul davası olması ve tüm hesaplamanın iflas tarihi itibariyle yapılması gerektiğinden 6098 Sayılı TBK 100. maddesi de dikkate alınarak iflas tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağa olan 243.753,67 TL’den iade alınan bir kısım sözleşme konusu emtiaların satışı sonucu elde edilen 105.932,21 TL’nin mahsubu sonucu davacının faiz alacağının 137.831,46 TL olarak kabulü gerektiği, asıl alacak 407.349,63 TL ile birlikte davacının iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 545.181,09 TL alacağının bulunduğu belirlenmiş olmakla davacı alacağının müflis şirketin iflas masasına 545.181,09 TL olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müflis şirketin finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira taksitlerini ödemede temerrüde düştüğü tarih, ihtarnamalerde verilen 60 günlük yasal sürenin tebliğ tarihine eklenmesi suretiyle 15/11/2011 olarak tespit edilerek hataya düşüldüğünü ve işlemiş temerrüt faiz alacağının eksik hesaplandığını, vadesi gelen ödenmeye her kira borcu için vade tarihinden itibaren temerrüt faiz işletilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve müvekkil şirketin iflas tarihi itibariyle alacağının tekrardan hesaplanarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 19/01/2015 tarihli cevabı yazıda, müflis … San. Ve Tic. Ltd. Şti hakkında İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/436 Esas sayılı dosyasında 19/07/2012 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, düzenlenen sıra cetveli 21/12/2014 tarihli … Gazetesi ile 24/12/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının müflis şirketin masasına 862.625,11 TL’lik alacak için kayıt başvurusunda bulunduğu, masa tarafından alacağın tamamının reddedildiği ve red kararının 22/12/2014 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davanın, 23/12/2014 tarihinde yani red kararının tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Dosya kapsamına göre, davacı ile müflis şirket arasında Beyoğlu …. Noterliğinin 10.04.2010 tarihli 10.08.2010 ve 01.09.2010 tarihli 3 ayrı finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiği ve bu sözleşmelere göre emtiaların davalı şirkete teslim edildiği, aynı zamanda üç sözleşmenin eki olan ödeme planlarının da yapıldığı ve davalıya tebliğ edildiği, 10.04.2010 tarihli … numaralı sözleşmeye göre davalı şirketin toplam 22 taksitten kaynaklanan kira ödemelerinden ilk 15 taksidi ödediği, ancak 15.07.2011 tarihli 13.088,00 TL ve 15.08.2011 tarihli 12.143,00 TL’lik kiraları, 01.09.2010 tarihli … sözleşme numaralı sözleşmenin eki olan ödeme planındaki 21 taksitten ilk 10 taksidini ödediği, devamında 07.07.2011 tarihli 606.831,00 TLi 07.08.2011 tarihli 6.917,00 TL ve 07.09.2011 tarihli 7.013,00 TL bedelli, 10.08.2010 tarihli … numaralı sözleşme eki ödeme planındaki 48 taksitten kaynaklanan kira ödemelerinin ilk 11 taksidini ödediği, daha sonra 12.07.2011 tarihli 7.068,00 TL, 120.8.2011 tarihli 7.428,00 TL ve 12.09.2011 tarihli 7.428,00 TL’lik kiralarını ödeyemediği, bunun üzerine kiracı olan müflis şirketin kiralarını ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle davacı tarafından Beyoğlu …. Noterliğinden 12.09.2011 tarihli üç ayrı ihtarnamesinin gönderilerek üç sözleşmeden kaynaklanan kira borçlarının ödenmesi için 6163 Sayılı Yasanın 31. maddesinde belirtilen 60 günlük süre tanındığı, ihtarnamelerin 15.09.2011 tarihinde şirkete tebliğ edildiği, 60 günlük süre içinde sadece 15.000,00 TL’lik ödemenin yapıldığı anlaşılmış olup bu hususta taraflarca herhangi bir ihtilaf bulanmamaktadır.Davacı tarafın, Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, sözleşmeye göre uygulanması gereken akdi ve temerrüt faizin de belirlenerek iflas tarihi itibariyle davacının alacak miktarının tespiti konusunda uzman mali müşavir bilirkişinden alınan kök raporda özetle, her üç sözleşmeden doğan vadesi geçmiş alacağın 75.906,58 TL olduğu, davalı tarafından 60 günlük süre içinde sadece 15.000,00 TL’lik ödemenin yapıldığı, tüm borcun ödenmediği, dolayısıyla Finansal Kiralama Kanunun 31. maddesi çerçevesinde davaya esas her üç finansal kiralama sözleşmesinin feshedilmiş sayıldığı, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinde temerrüt faizine ilişkin düzenlemeye göre … Bankasının temerrüt tarihi itibariyle ticari kredilerde uygulamakta olduğu en yüksek faiz oranının %50 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanacağının kararlaştırıldığı, adı geçen bankanın en yüksek ticari faiz oranının %51 olarak tespit edildiği ve bu oranın %50 fazlasının %76,50, dolayısıyla uygulanması gereken temerrüt faiz oranının %76,50 olduğu, fesih ihtarnamesinin tarihinden 60 günlük sürenin sonu olan 15.11.2011 tarihine kadar ödenmeyen kira bedellerinin asıl alacak niteliğinde bulunup, temerrüt faizinin uygulanması ve 15.11.2011 olan feshi tarihinden sonra henüz vadesi gelmemiş olan kira bedellerinin ana paralarının ödenmeyen kira bedellerine ilave edilerek tespit olunan asıl alacağa temerrüt tarihinden, iflas tarihine kadar %76,50 oranındaki temerrüt faizinin uygulanması ve 26.09.2011 tarihinde ödenen 15.000,00 TL’nin mahsubu ile 12.09.2011 olan ihtarname tarihi itibariyle tahakkuk eden gecikme faizlerinin de hesaplanan faize ilavesi sonucunda 19.07.2012 olan iflas tarihi itibariyle toplam asıl alacağın 407.349,63 TL toplam işlemiş faiz alacağının da 243.573,67 TL olup toplam alacağın 651.103,30 TL miktarında olduğu tespiti yapılmış ancak 6361 Sayılı Yasanın 33. maddesi çerçevesinde sözleşme konusu emtiaların davacıya iadesinin sağlanması ile bu malların davacı tarafından satışından veya yeni bir finansal kiralama işlemine konu edilmesinden kaynaklanan bedelin davalı borçlarından tenzil edilmesi, bedelin borçtan fazla olması halinde davalıya iade edilmesi, az olması durumunda da farkın davalıdan tahsili gerektiği hususunun mahkemenin takdirine bırakmıştır.6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunun 33. maddesinde ”…… iade edilen malın üçüncü kişilere satılması halinde sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça iade edilen malın satış bedelinin vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından yüksek olması halinde aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir. İade alınan malın üçüncü kişilere finansal kiralama yönetimiyle kiralanması halinde de aynı esaslar uygulanır…….” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı vekili 14.10.2015 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında sözleşmeye konu bir adet metal kaplama tesisinin KDV dahil 120.000,00 TL ve 15 adet kalıp emtiasının da KDV dahil 5.000,00 TL’den olmak üzere toplam 125.000,00 TL’ye 27.01.2015 tarihinde …. ve Tic. A.Ş’ye satıldığını beyan etmiş ve buna ilişkin belgelerini dosyaya ibraz edilmesiyle bu bedellerin mahsubu için bilirkişiden alınan ek raporda, her iki satıştan elde edilen bedelin 125.000,00 TL odluğu, satış bedelinin KDV hariç değeri olan 105.932,21 TL’nin müflisin borçlarından mahsubunun gerektiği ve TBK. 100. maddesi kapsamında bu bedelin işlemiş faiz ve ferilerine mahsubunun zorunlu olduğu zira bu satış işleminin iflas tarihinden sonra 27.01.2015 tarihinde gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda 243.753,67 TL işlemiş faiz alacağından 105.932,21 TL satış bedelinin tenzili sonucu davacının 137.831,46 TL işlemiş faiz alacağının olduğu, asıl alacak 407.349,63 TL ile birlikte davacının 545.181,09 TL alacağının bulunduğu tespiti yapılmıştır.Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davalıya, taraflar arasındaki üç adet Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında muaccel olan kira bedellerinin 60 gün içinde ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının noter aracılığıyla ihtar edilmiş, ihtarnamenin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ancak davalının verilen yasal süre içerisinde kira borcunun tamamını ödemediğinden Finansal Kiralama Kanunun 31. Maddesi gereğince sözleşmeler, davacı tarafça haklı olarak feshedilmesi nedeniyle davacının iflas tarihi itibariyle alacağı bilirkişi tarafından hesaplanmıştır. Sözleşmeye konu bir kısım malların satışı nedeniyle satış bedellerin, 6361 sayılı yasanın 33. Maddesi uyarınca davalı borçlarından mahsup edilmesi hukuka uygun bulunmuştur. Davacı taraf, dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporundaki hesaplamaya itiraz ederek kiracının vade tarihinde borcunu ödemeyerek temerrüde düşmesi sebebiyle her bir kira alacağının vade tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerektiğini ileri sürmüş olup bu husus davacı tarafça istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi davalı kiracı tarafından edimlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle 15/11/2011 tarihinde feshedilmiş olup davalı bu tarihten itibaren temerrüde düşmüştür. Bu durumda davacı … sözleşmesinden doğan alacağına temerrüt tarihinden sonra sözleşmede kararlaştırılan temerrüt faizini talep edebilir. Bu sebeple hükmü esas alınan bilirkişi raporunda bir isabetsizlik bulunmadığından ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 117,10 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 115,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/03/2020