Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2683 E. 2020/807 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2683 Esas
KARAR NO: 2020/807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI: 2015/951 Esas, 2017/567 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 28.09.2015 dava dilekçesinde, müvekkili banka tarafından tahsis edilen Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayalı olarak müflis … A.Ş ‘ne kullandırılan kredilerinin geri ödenmemesi üzerine muaccel borçların ödenmesinin bir kere daha hatırlatılması adına hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine İcra takibi başlatıldığını, müflis şirketin iflas tarihi itibariyle 1.339.701,42 TL borcunun bulunduğunu, banka tarafından iflas masasına yasal süre içerisinde bildirildiğini, kesinleşmiş İcra takiplerinin varlığının yanı sıra gerek İflas ertelemesi yargılaması sürecindeki kayyım raporları ve gerekse mahkeme dosyalarına yer alan müflis şirketin kabullerinde, müvekkili bankanın alacaklı olduğunun şüpheye mahal vermeyecek şekilde açık olmasına rağmen, ticari defterlere göre talep edilen 1.339.701,42 TL ‘nin yargılamayı gerektirir nitelikte olması gerekçesiyle müvekkili bankanın alacak kayıt talebinin reddedilmesi ve sıraya alınmamasının açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek banka alacağının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya karşı beyanda bulunmamış, bilirkişi raporuna karşı 29.05.2017 tarihli dilekçede ki beyanında, 2014 yılında müvekkili müflis şirketin ticari defterlerine göre davacı şirkete olan borçlarının bitmesine rağmen 2015’te kredi tahsisi yapıldığının tespit edildiğini, iflasa karar verilen şirketin bankaya ödeme yapmasının ticari hayatın gerçekleriyle örtüşmediğini, borcun gittikçe katlanarak ve varsayımsal olarak değerlendirildiğini, raporlar arasındaki çelişki nedeniyle ek rapor alınmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, 05.05.2017 tarihli raporda, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerin incelendiği, davalı şirketin defter kayıtlarına göre 2014 hesap döneminde davacı bankaya karşı olan borcun tamamının kapatmak anlamında fiktif ( gerçek olmayan) kayıt yaptığı, tahsilat raporunda davalının yaptığı kayıt tutarı kadar tahsilat olmadığının tespit edildiğini, davalının almış olduğu kredilerin son ödeme tarihlerinin 2016 yılı hesap dönemi olduğu, tahsilat raporundaki 2015 yılı hesap dönemi ödemelerinin ticari hayatın gerçekleri ile örtüşmediği, İflas tarihi itibariyle nakti kredi alacağının 2.445,00 TL olduğu ve 5941 sayılı Çek Kanunun 3. maddesi kapsamında bankanın ödediği 4.230,00 TL ( 470,00 *9 adet ) nakdi kredi olarak değerlendirilmesi gerektiği, teminat mektubu bedelinin Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne verilen 11/12/2006 tarihli, 17/09/2008, 22/09/2008 tarihli kesin ve süresiz teminat mektupları ile Gebze Gümrük Müdürlüğü lehine düzenlenen 14/11/2008 tarihli toplam dört adet teminat mektubundan dolayı 309.167,91 TL gayri nakti alacak talebinin haklı sebebe dayandığının belirlendiği, raporda sonuç olarak, İflas tarihi itibariyle 1.026.933,49 TL nakti alacağı olduğu, gayri nakti alacak talebine ilişkin olarak incelemede ise halen meri ve muteber olan teminat mektubu bedeli ile gayri nakti çek bedeli toplamı 311.612,91 TL ‘nin İİK ‘nın 197’inci maddesi uyarınca şarta bağlı olarak İflas masasına kaydı gerektiğinin mütalaa edildiği, davalı defterlerinde kredi borcunun ödenerek kapatıldığı görülmekte ise de, davalının ödediğini yazılı belge ile ispatlayamadığı, kredi taksitlerininde devam ediyor olması ve davalı banka kayıtlarına göre de nakti kredi borcu bulunduğunun bilirkişi incelenmesi ile anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının, davalı müflis şirketten 1.026.933,49 TL nakti alacağı ile 311.612,91 TL gayrinakdi alacağı bulunduğunun tespiti ile 1.026.933,49 TL nakti alacağın İflas masasına kaydının yapılmasına, 311.612,91 TL gayrinakdi alacağın iflas masasına şarta bağlı olarak kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, raporlar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verildiğini, müflis şirketin ticari defter ve ödeme kayıtlarının dikkate alınmadığını, müflis ticari defter kayıtlarına göre borçların bitmesine rağmen 2015 yılında kredi tahsilatı yapıldığının tespit edildiğini, İflas kararı verilen bir şirketin bankaya ödeme yapmasının hayatın gerçekleri ile örtüşmediğinin 24.10.2016 tarihli raporda da zikredildiğini, İflas idaresinin talebin yargılamayı gerektirdiğini belirttiğini, raporda kar payı alacağı ile ilgili gerekli ve yeterli açıklama yapılmadığını, raporlar arasındaki çelişki nedeniyle dosyanın tekrar incelemeye alınması gerekirken hüküm verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür.Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar.İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, Kocaeli … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında , Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/337 Esas, 2014/446 Karar sayılı dosyasında 15.12.2014 tarihinde iflasına karar verilen … A.Ş ile ilgili sıra cetveli red kararının davacı şirkete 22.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının davayı 28.09.2015 tarihinde açtığı, sıra cetvellerinin ilan tarihlerine dair bilgi ve belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, mahkemenin masraf alınmışsa kararın tebliğ mazbatasının tasdikli bir fotokopisinin gönderilmesine dair (07.01.2016 tarihli) müzekkeresine istinaden tebliğ parçasının gönderilmiş olmasından, masrafın verilmiş olduğu ve davanın tebliğ tarihinden itibaren yasal süre içerinde açıldığı kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamından, müflis hakkında, 15.12.2014 tarihinde İflas kararı verildiği, müflis şirketin ,davacı banka ile 28.03.2006 tarihli düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, 1.500.000 YTL kredi kullandığı, 11.11.2006 tarihinde, 2.275.000 YTL olarak kredi sözleşmesi limitinin artırıldığı, 03 Ağustos 2009 tarihli hesap özetinde, bankanın asıl alacağının 1.250.794,59 TL, teminat mektubu toplam riskin 309.167,91 TL, avalli poliçenin, 155.925,00 USD, gecikme tazminatı, 395,79 TL, BSMV 19,79 TL, toplam borcun, 1.560.378,08 TL, 155.825,00 USD olduğu, aynı tarihli, noterde düzenlenen kat ihtarı ile alacaklı bankanın, borçlu ve krediye kefil olanlardan, kredi borç tutarı, 1.560.378,08 TL ve 155.925,00 USD ‘nin ödenmesini talep ettiği, davacı bankanın, dava dışı kredi kefilleri gerçek kişiler hakkında, 18 Ağustos 2010 tarihinde, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu icra takibi başlattığı, 12.08.2010 tarihinde ise, davalı borçlu şirket hakkında, 300.000,00 TL bedelli olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davacı vekilinin, 10.02.2015 tarihli dilekçe ile masaya başvurduğu, 6 kayıt numarası verildiği, toplam 1.339.701,42 TL nin masaya kaydının istendiği, müflis şirket temsilcisinin, 15.12.2014 tarihi itibariyle şirket kayıtlarında borç tutarının 0,00 TL olduğunu, alacaklı ile yapılan protokol tutarının 1.468.003,00 TL protokol sonrası yapılan ödemenin 927.353,00 TL olduğunu, borcun kalmadığını beyan ettiği, İflas idaresi tarafından, müflis şirket yetkilisinin talep edilen borca karşı ödeme def’inde bulunduğu, müflis şirket ticari defterlerine göre talep edilen 1.339.701,42 TL ‘nin yargılamayı gerektirir nitelikte olması nedeniyle reddine karar verildiği ve davacı tarafça kayıt kabul davasının açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının ,davalı müflisten masaya yazılması gereken alacağının olup olmadığı, mahkemece alınan raporlar arasında çelişki olup olmadığı, davalının ödeme defini usulüne uygun delillerle ispat edip edemediği ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 24.10.2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, davalı şirketin 2012,2013,2014 dönemi ticari defterlerin açılış tasdiklerinin yapıldığı, 2012 ve 2013 yılının kapanış tasdikleri yapıldığından HMK 222. madde gereğince lehe delil olabileceği, 2014 yılının ise kapanış tasdiki olmadığından lehe delil olmayacağı, 2014 yılının açılış hesaplarında davalının davacıdan 150.409,18 TL alacakla açılmış olduğu, 31.12.2014 bu miktarın 180.432,98 TL ‘ye ulaşmış bulunduğunu, İflas erteleme ve ihtiyati tedbir durumunda ki şirketlerde rastlanılan normal bir durum olmadığı ödeme güçlüğü çeken bir firmanın borcu yokken ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilmiştir. 11.01.2017 tarihli heyet raporunda, banka kayıtları ve dosyadaki mevcut belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının iflas tarihi olan 15.12.2014 tarihi itibariyle davalı müflis şirketten alacağının 978.135,10 TL nakit ve 312.767,91 TL şarta bağlı alacak olarak hesap edildiği belirtilmiştir. 05.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalının, 2010,2011,2012,2013,2014 ve 2015 dönemlerindeki ticari defterlerinin fiziki kağıt ortamında tutulduğu, 2015 yılı defterlerin tutulmadığı, 2010/2011 hesap dönemlerine ait ticari defterlerin birbirleriyle uyumlu destekler ve sarih olmaması nedeniyle delil niteliğine haiz olmadığı, 2012/2013 yılı ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu, davacının, davalıya kredi tahsis tarihlerinin önem arzettiği, Katılım Bankalarında kredi kullandırımın genellikle, fatura karşılığında mal ve / veya hizmet temin edilen kuruma fon transferi şeklinde gerçekleştiği , kredi ödeme planlarına göre kredi tahsis tarihlerinin 2009 ve 2010 hesap dönemi olarak gözüktüğü, kredilerin dayanak faturaları ve fonların kime transfer edildiğine ilişkin olarak belge talep edildiği, bu belgelerin bilirkişilere ibraz edilmediği, davalının 2010 hesap dönemi ticari defterlerine bakıldığında 2010 yevmiye defterinin 6000 sayfa olarak notere tasdik ettirildiği , ilk 599 sayfasının sunulduğu, son yazdırılan kayıt tarihinin Ekim 2010 olduğu ,geri kalan 5400 sayfanın görülemediği, kapanış tasdikinin görülemediği, 2011 yılı defterinin 2500 sayfa olarak notere tasdik ettirildiği, ilk 402 sayfanın bilirkişilere sunulduğu, son yazdırılan kayıt tarihinin Eylül 2011 olduğu, geri kalan 2100 sayfanın görülemediği, kapanış tasdikinin görülemediği, kapanış tasdikinin olmadığı, davalıya ait 2012-2013-2014 yevmiye ve defter- i kebir defterinde kayıtlı olan ve davacı kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde sonuç olarak, davalının 2009 hesap dönemi ticari defterlerinin ibraz edilmediği, 2010,2011 ticari defterlerin incelenmeye elverişli olmadığı, 2012/2013 yılı defterlerin lehine delil olabileceği, 2014/2015 hesap dönemi defterlerin lehine delil olamayacağı, davalının 31.12.2014 hesap dönemi ticari defterlerine göre davacıya kredi bakiye borcu olmamasına rağmen 2015 yılı hesap dönemi kredi tahsilat raporunda ödeme tutarlarının gözükmesinin devam eden kredi borcuna isabet ettiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davacı bankanın nakti alacak tutarının 1.026.933,49 TL nakti alacağın İflas masasına 4. sıraya kaydettirilebileceği, meri ve muteber olan teminat mektubu bedeli ile gayrinakti çek bedeli toplamı 311.612,91 TL ‘nin 4. sıraya kaydettirilebileceği, iflas idaresince verilmiş red kararının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, rapora göre karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Önceki raporlar arasında çelişki olduğuna dair iddia yerinde değildir. Çünkü, raporlardaki eksik inceleme ve farklı yorumlar çelişki olarak yorumlanamaz. Örneğin, 24.10.2016 tarihli rapor sonucunda, davacının davalıya, davalı kayıtlarına göre borçlu olması, ihtiyati tedbir ve İflas erteleme durumuna düşmüş bir şirketin borcu yokken ödeme yapmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu şeklinde belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadelerine yer verilmiştir. Her iki tarafta tacirdir. Bilirkişi raporunda, davalı müflis şirketin ticari defterlerin tamamının ibraz edilmediği ve bazı yıllara dair defterlerin usulüne uygun tutulmadığı delil niteliğinde bulunmadığı ifade edilmiştir. HMK ‘nun 222. maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. Düzenlemede, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılmayacağına yer verilmiştir. Davalı müflis şirket ,ödeme def’ini usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Açıklanan tüm nedenler ve özellikle ticari defter ve kayıtlarının delil niteliği ,usul kuralları ve ispat şartları gereğince, bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulünün usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/951 Esas, 2017/567 Karar ve 18.07.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda , İİK 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/03/2020