Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2548 E. 2018/42 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/2548 Esas
KARAR NO : 2018/42
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2017
NUMARASI : 2015/690 Esas, 2017/561 Karar
DAVANIN KONUSU : İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul Kapatılan 30 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/242 esas 2012/266 karar sayılı 26/11/2012 tarihli kararı ile müvekkili şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini yine aynı mahkemenin 17/7/2014 tarihli ek kararı ile müvekkili şirket hakkında verilen iflas erteleme kararının bir yıl süre ile ertelenmesine ve erteleme kararı ile oluşturulan tedbir kararlarının aynen devamına, karar verildiğini, müvekkili şirket hakkında iflas erteleme kararı uzatılması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini, tüm ilgililer içinde bu durumun yararlı olacağını belirterek iflasın ertelenmesi kararın uzatılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil … vekili istinaf taleplerinde;
Davacı şirketin neticeten (-) 1.430.434,26 TL borca batık durumda olduğunun tespit edildiğini, borçlarını ödemem konusunda ciddi bir gelişme kaydettiğini, dilekçede belirtilen alacakların aktiflere alınmadığını, şirketin borca batık olmadığı sonucuna varılması gerektiğini, mevcut durumda her ne kadar borçları bulunsa dahi, davacı şirketin borca batık durumda olmadığını, şirket kasasında bulunan 942.647,45 TL’nin mevcudiyetinin araştırılmadığını, İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/116 E. 2015/51 K. sayılı ilam hakkında temyiz mahkemesinin vereceği kararın beklenmesi gerektiğini, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemsinin 2015/690 E, 2017/561 K sayılı 08.06.2017 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve HMK 353/1/A maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi amacıyla ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davacı vekiline 16/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179.maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na 231587/0 sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin İbrahim Karaoğlanoğlu caddesi .. Kağıthane / İSTANBUL olduğu, davanın yetkili mahkemede görüldüğü anlaşılmaktadır.
İflas erteleme kurumu, bilançosu borca batık sermaye şirketleri ve kooperatifleri, borca batıklıktan kurtulma ümidinin olması halinde kanun koyucu tarafından tanınmış bir haktır. Ekonominin dinamiği olan bu kurumların yüklendikleri görev sadece bu şirketlerin kendileriyle değil toplumla da ilgilidir. Yapılan işlerin kendileriyle ilişkili bir çok şirket, kurum, işçi vb. çevreleri ilgilendirmesi nedeniyle bu durumdaki şirket ve kooperatiflere imkan tanınması halinde borca batıklıktan kurtulabilecek iseler, iflaslarının kanunda tanınan haklar çerçevesinde ertelenmesine karar verilmelidir. Mahkemelerce verilen iflas erteleme kararları yargı yolundan geçmeden veya geçerek kesinleşmiş veya kesinleşme aşamasında erteleme sürelerinin dolması nedeniyle yapılan uzatma talepleri yeni bir dava değil, kanunda çerçevesi çizilen iflas erteleme kurumu içerisinde bir taleptir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/03/2017 Tarih ve 2016/9664 E. 2017/888 K. Sayılı kararı bu yöndedir. Bu görüş dairemizce de benimsenmiştir.
İflas erteleme süresi İİK.nun 179/b.maddesi gereğince iflas erteleme ve uzatma sürelerinin toplamı 5 yıl iken 15/7/2016 tarih ve 6728 sayılı yasanın 3.maddesi ile bu süre toplamda 2 yıla indirilmiştir. Dava tarihi itibariyle bahsi geçen 5 yıllık süre usuli kazanılmış hak niteliğindedir. Davacı şirket için verilen ilk tedbir karar tarihi 26/11/2012 tarihinde verildiğinden inceleme tarihi itibariyle 5 yıllık üst süre dolmuş durumdadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/02/2016 Tarih ve 2014/6847 E. 2016/688 K.sayılı ve benzer içtihatları da bu yöndedir. Bu nedenle her ne kadar 669 ve 673 sayılı K.H.K.ler kapsamında iflas erteleme kararı verilemese de ihtiyati tedbirlerin devamına karar verilmesi zaten mümkün değildir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dosya incelendiğinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususların bilirkişi raporunda değerlendirildiği, davacı şirketin 30/9/2016 tarihi itibariyle (-) 1.430.434,26 TL borca batık olduğu, aradan geçen 5 yıllık süre içerisinde davacı şirketin borç batağından kurtulamadığı, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından müdahil vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan harcın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2018