Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2546 E. 2020/217 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2546 Esas
KARAR NO: 2020/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2015/186 Esas
KARAR NO: 2017/437
KARAR TARİHİ: 30/05/2017
DAVA: ALACAK (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan … ile 05/04/2007 tarihinde Uydu Sistemi ile Takip ve Filo Yönetimi Sözleşmesi imzaladıklarını, hizmet bedelinin diğer davalı … şirketi tarafından faturalandırıldığını, davalının müvekkilin satın aldığı araç takip sistemlerini başka araçlara satması neticesinde müvekkile ait olan aracın çalındığını, aracın çalınmasından dolayı sigorta şirketi tarafından müvekkil şirkete 16.000-TL kasko ödemesi yaptığını, aracın o dönemde bedeli olan 20.000-TL den 4.000-TL değer kaybı davalı yanca karşılanmadığını, ayrıca aracın bir yıl kiralanmasından kaynaklı 11.152,00 TL gelirden yoksun kaldıklarını belirterek 15.152,00 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuki dayanağı bulunmadığını, hırsızlık olayının müvekkili şirketle hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, kasko şirketince araç bedelinin eksik ödenmiş olması halinde müracaatın kasko şirketine yapılması gerektiğini, senelik gelir kaybının talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi 11/12/2012 tarih, 2012/655-537 karar sayılı kararı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 2.699,33-TL gelir kaybının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşme gereğince araca takılmış bulunan araç takip sisteminin, müvekkilinin bilgi ve onayı olmaksızın sökülerek başka bir araca takıldığını, aracın müşterinin kullanımındayken çalındığını, aracın bulunamadığını, kasko sigortası tarafından müvekkiline ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin rayiç değerin atında olduğunu, kasko değeri ile rayiç değer arasındaki farkın bilirkişi tarafından hesap edildiğini, mahkemece nitelendirmenin yanlış yapıldığını, sadece gelir kaybından kaynaklı zarar için hüküm tesis ettiğini, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığını, süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde de husumet itirazında bulunmadığını, davalının istinafta husumet nedeniyle talebin reddini isteyemeyeceğini, aracın bulunamamasında davalının kusurlu olduğunu, 1 yıllık kiradan yoksun kaldıklarını, değer kaybı konusunda maddi zararlarının karşılanmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … Vekili istinaf dilekçesinde; husumetin müvekkiline düşmediğini hırsızlık ile meydana gelen zarar arasında müvekkili yönünden illiyet bağının bulunmadığını, araç takip sisteminin hırsızlara karşı koruma garantisi içermediğini, şirketlerin personellerine tahsis etmiş olduğu araçların işe uygun kullanılıp kullanılmadığının takibini yapmak, aracın keyfi olarak kullanılıp kullanılmadığını kontrol etme şirket tarafından belirlenen güzergahtan çıkılıp çıkılmadığını kontrol etme hizmetini kapsadığını, araç takip cihazlarının kolayca etkisiz hale getirilebileceğinden koruma sağlamadığını, müvekkili şirket tarafından ödenmeyen faturalar için davacı aleyhinde Üsküdar … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, olaydan yaklaşık 3 yıl sonra açılan bu dava ile davacının kötü niyetli hareket ettiğini, yerel mahkemece zarardan kimlerin sorumlu tutulacağı konusunda bir araştırma yoluna gidilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, çalınan araçtan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece kasko sigortası hasar dosyası celp edilmiş, Makina Yüksek Mühendisi bilirkişisinden rapor alınarak sonuca gidilmiştir. Çalınan araçta sözleşme gereğince bulunması gerekli araç takip sisteminin bulunmadığı hususu yanlar arasında çekişmesizdir. Uyuşmazlık hırsızlık olayı ile meydana gelen zarar arasında istinaf eden davalı yönünden uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığı, kusur durumu ve zararın miktarı noktasında toplanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. İstinaf eden davalı vekili zarar ile eylem arasında müvekkili yönünden uygun illiyet bağının olmadığını savunmuştur. Davacı taraf, sözleşmeyi ibraz edememiştir. Davalının araç takip sistemiyle hırsızlığa karşı garanti verdiği konusunda ispat vasıtası getirilememiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesindeki düzenlemeye göre, miktar veya değeri 1.500 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı maddenin 4. fıkrasına göre kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 1.500 TL.’sını geçmeyen tarafın istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 6763 sayılı kanunun 44. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesi uyarınca maddedeki parasal sınırın yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen kesinlik sınırı karar tarihi itibarı ile 3.110,00 TL’dir. Somut olayda mahkemece kabulüne karar verilen 2.699,33 TL. Karar tarihi itibariyle istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Tüm dosya kapsamına nazaran; davacının zararla olay arasında davalı yönünden uygun illiyet bağını ispat edemediği, davalı aleyhinde tesis edilen 2.699,33 TL lik kısmın karar tarihi itibariyle kesin olduğu, davacı yönünden istinaf başvurusunun esastan, davalı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1- Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/l bendi gereğince, davalının istinaf başvurusunun ise HMK 341/2 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 132,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 100,00TL harcın davalı … Tahsili İle HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına. Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1a Maddesi gereğince miktar yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi.23/01/2020