Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2517 E. 2020/95 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2517 Esas
KARAR NO: 2020/95
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2016/346 Esas
KARAR NO: 2017/537
KARAR TARİHİ: 04/07/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, dava dışı …’a ait iş yerini Ticari Risk Sigorta Poliçesi ile teminat altına aldığını, binanın altından geçmekte olan su borusunun patlamasıyla iş yerinin hasar gördüğünü, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, hasardan binayı yapan müteahhidin sorumlu olduğunu, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız takibe girişildiğini, davalı tarafın itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının vaki itirazının iptali ile takibinin devamına %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kat maliklerine karşı açılması gerektiğini, müvekkilinin binanın müteahhidi olduğunu, ayıplı ve eksik ifa nedeniyle talebin zaman aşımına uğradığını, alacağın likit bulunmadığını, zararın fahiş olduğunu belirterek davanın reddiyle kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davanın reddine kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişiler tarafından keşif mahallinde yapılan su borularının niteliği ve boruların imal edilme şekilleri hakkında yapılan tespitler ile rapor sonucunun tamamen çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi veya değerlendirilmesi konusunda taleplerinin ilk derece mahkemesince gerekçesiz olarak reddedildiğini, olayda binayı imal eden davalı müteahhidin temiz su tesisat sistemini bilim ve fenne uygun olarak imal etmediği için sorumlu olduğunu, eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, sigorta hasar bedelinin rucüen tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirket 19/03/2011 – 19/03/2012 tarihleri arasında Ticari Risk Sigorta Poliçesi ile dava dışı sigortalı …’ın iş yerini teminat altına alınmıştır. 01/09/2011 tarihinde dükkan zemininden geçen binaya ait soğuk su borusundaki patlak nedeniyle iş yerinin hasar gördüğü ekspertiz raporuyla tespit edilmiş, 16.322,62 TL’lik hasar bedeli 23/01/2012 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Yerel mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişiler maharetiyle keşif yapılmıştır. Bilirkişiler raporlarında; binanın 1997 senesinde yapıldığını, su sızmasının olduğu 2011 senesi ile inşaat yılı arasında yaklaşık 14 yıl olduğunu, tesisatta gizli yada açık ayıp olması durumunda su şebekesindeki kaçağın çok daha önce meydana geleceğini, 1999 yılındaki deprem sonrasında da su şebekesine bağlı bir hasar oluşmadığını, binanın tekniğine uygun olarak ilgili kurumlarca ruhsatlandırıldığını, belediye tarafından yapılan şebeke çalışmalarının eski teknolojiye göre imal edilmiş ve o günün şartlarını karşılayabilen iç hatlar sisteminde yüksek basınca neden olacağını, eski teknolojinin basınca dayanamayabileceğini, meydana gelen hasar ile müteahhit’ in kusuru konusunda illiyet bağının bulunmadığını bildirmişlerdir. Tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunun bilimsel veri ve içeriğe sahip olup denetime el verişli bulunduğu anlaşılmakla dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/346 E., 2017/537 K. sayılı dava dosyasında verdiği 04.07.2017 tarihli kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE. 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine. 4-HMK m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; m. 359/3 gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına. 5-Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.16/01/2020