Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2499 E. 2020/335 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2499 Esas
KARAR NO: 2020/335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1186 Esas
KARAR NO: 2017/314
KARAR TARİHİ: 24/04/2017
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul Arnavutköy’de bulunan ve 1081 adet meskenli bir binanın inşaatını yaptıran davalı kooperatif yönetim kurulunun, Eyüp … Noterliğinin … yevmiye sayılı ve 18.11.2015 tarihli ihtarnamesi ile … ve 3 arkadaşının kooperatif aleyhine ikame etmiş olduğu dava nedeniyle İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/221 E.sayılı kararı gereği sabit fiyatla bağımsız bölüm satın alanların da kooperatif ortağı olduğu kabul edilerek kooperatifle yapılan sözleşmeye uygun olarak satış bedeli taksitlerini zamanında ödemeyerek yükümlülüklerini yerine getirilmediği ” gerekçesiyle müvekkilinin 11.250,00 TL borcunun olduğu ileri sürülmek suretiyle kooperatif yönetim kurulunun 18.11.2015 tarih ve 762 sayılı kararı ile kooperatifle aralarındaki sözleşmenin feshi ile kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini, kooperatife ait onaylı proje ve verilen imar durumu ile ruhsata göre 1081 adet mesken ve üyeliğinin söz konusu olması gerektiğini, ancak mevcut ve önceki yönetimin ana taşınmazın ortak yerlerini de meskene çevirdiklerini ve kendilerince sözde bağımsız bölüm sayısını çok daha fazla sayıda arttırdıklarını ve bu ortak yerlerin bağımsız bölüm adı altında vatandaşlara sattıklarını, 14.06.2015 tarihli genel kurul toplantı tutanağında toplantıya 168 üyenin katıldığının yazıldığını, kooperatifte kaç üye kaydının olduğu ve nisabın mevcut olduğunun dahi toplantı tutanağında belirtilmediğini, 1081 adetten çok fazla sayıda bağımız bölüm ve üye olması söz konusu iken sadece 380 üyeye çağrı yapıldığını, yanlış adreslere çağrı gönderildiğini ve böylece bazı şahısların genel kurul toplantısına katılmasını suiniyetli tutumlarla önlendiğini, kooperatif yönetim kurulu hazirun cetvelinde usulsüz kayıt yapıldığını, hazirun cetveline kaydedilmeyen 600 ortak olduğunu ve savcılık soruşturma dosyasında kaydedilmeyen üyelerin tespit edildiğini, 14.06.2015 tarihli genel kurul toplantısının yeterli çoğunlukla toplanmadığını ve yeterli çoğunlukla karar alınmadığını, kooperatifin son genel kurul toplantısı olan 14/06/2015 tarihli Genel Kurul’un iptali için İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/744 esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, 14/06/2015 tarihli kooperatif genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesi halinde genel kurul toplantı tutanağının 6. maddesine göre seçildiği belirtilen yönetim kurulunun usulü ve esas hükümlerine göre uygun olarak seçilmediği anlaşılması halinde, bu yönetim kurulunun kendisi hakkında vermiş olduğu çıkarma kararın da kendiliğinden geçersiz ve hükümsüz olacağını, kooperatifin, imara ve projeye aykırı imalatlar nedeniyle milyarlarca lira borcu olduğunu, binaların yıkılması hakkında belediye encümen kararları olduğu, sigortaya ciddi miktarda borç olduğunu, ana taşınmaza ait ortak yerler- sığınak ve depoların meskene çevrildiğini ve satıldığını, gerçeklerin genel kurul üyelerine açıklanması ve anlatılması halinde, birçok katılımcı üyenin oyunu değiştirilebileceğini, bunun sonucu olarak da şu anda seçilmiş kişilerin muhtemelen seçilemeyeceğini ve ibra edilemeyeceğini belirterek, 18.11.2015 tarihli ihtarnamesi ile bildirilmiş bulunan ve kooperatif yönetim kurulunun 17.11.2015 tarihli ve 762 sayılı kooperatif üyeliğinden çıkarma kararının iptalini, üye olarak kooperatif kayıtlarına yeniden kaydının yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevabında, davacıya noter aracılığı ile birinci ve ikinci borç ödeme ihtarlarının gönderildiğini, yasal süreler içerisinde borcun ödenmediğini, üyelikten ihraç yönündeki kararın yasal düzenlemelere uygun olduğunu, davacının genel kurul ve kooperatifle diğer iddiaların yersiz olduğunu ve davanın konusu ile ilgisinin bulunmadığını, sözleşmenin feshi ve ortaklıktan çıkarma sebebinin, davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; birinci ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle davacının 10.005,00 TL borcu bulunmasına rağmen, yönetim kurulu kararı ile kendisinden 11.250,00 TL talep edilmesi, ikinci ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle 10.000,00 TL borcu bulunmasına rağmen kendisinden yine 11.250,00 TL talep edilmesi sebebiyle yönetim kurulu kararı ve keşide edilen ihtarnamede yer alan borcun gerçeği göstermediği ve davacıya ödemek zorunda olduğu borç miktarını tam olarak bilerek buna göre hareket etmek imkanını sağlamadığı, davalı kooperatif yönetim kurulunca alınan kararda ve keşide edilen ihtarnamelerde davacının borcundan daha fazla bir bedel ödemesi istendiğinden ihtarnamenin yasal unsurları taşımadığı bu gerekçelerle çıkarma işleminin yerinde olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; 25/11/2014 tarihinde … isimli kişi tarafından kooperatif hesabına 1.250,00 TL para yatırıldığını, ancak kooperatifin … adında bir ortağı olmadığını, bu para bu sebeple açıkta kaldığını, davacıya ihtarnameler keşide edildikten sonra bu paranın …ın yakını tarafından …ın borcuna mahsuben yatırıldığı yönünde bilgi verildikten sonra 1.250,00 TL davacının cari hesabına işlendiğini, parayı yatıran kişinin ya da davacının kooperatife bu yönde bilgi verilmemiş olmasından dolayı hatanın kaynaklandığını, kooperatifin bir kusurunun olmadığını, kooperatife bilgi vermeyen davacı olmasına rağmen bundan kooperatif yönetiminin sorumlu tutulması ve sırf bu sebeple ihtarnamenin usule aykırı ve geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. 163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazı düzenleyen 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içerisinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içerisinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içerisinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir…” hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 27.maddesi; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesine yer vermiştir. Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir. Özetlemek gerekirse 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/12/2015 tarih 2015/5149 E. 2015/8619 K. Sayılı ilamı) Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle davalı kooperatif yönetim kurulunun 17/11/2015 tarih ve 762 sayılı, davacı ile kooperatif arasındaki sözleşmenin feshine ve davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin karar Eyüp … Noterliğinin 18/11/2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ekinde davacıya tebliğe çıkartıldığı, 30/11/2015 tarihinde davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır Dosya kapsamına göre; davacının, davalı kooperatifin üye kayıt defterine 18/02/2011 tarihinde 318 karar no ile … üye numarası ile kayıt edildiği, davalı kooperatif ile 22/02/2011 tarihinde 90.000,00 TL’ye sabit satış fiyatlı … parsel … Blok … nolu konut tahsisi için ortaklık senedi düzenlendiği, ortaklık senedine istinaden, davacı, toplam 90.000,00 TL sabit fiyatlı tahsis edilen konutun 36.000,00 TL’sini ödeyerek 17/01/2012 tarihinde kalan 54.000,00 TL’yi ödeme planı ile belirlenen tarihlerde ödeme şartı ile davalıya tahsis edilen konuta ait taahhütname düzenlenerek teslim alındığı hususunda taraflarca bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının, davalı kooperatife yapmış olduğu ödemeler, bilirkişi raporuyla tespiti yapılmıştır. Denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davacı, ortak olduğu davalı kooperatife 02/02/2015 tarihine kadar toplamda 79.995,00 TL ödeme yaptığı, bu tarih itibariyle ana para borcu 10.005,00 TL olmasına karşın kooperatifin, 17/11/2015 tarih ve 762 sayılı kararı ile davacının 11.250,00 borcu olduğu ve bu bedel üzerinden işlem yapılması için karar alındığı, davacıya 11.250,00 borcu olduğu bildirilerek, 04/08/2015 tarihinde kendisine 1. ihtarname keşide edildiği ve 12/08/2015 tarihinde de tebliğ edildiği, bu ihtarname ile 10 gün süre verildiği, borcun ödenmemesi nedeniyle 09/10/2015 tarihinde yine 11.250,00 TL alacak bildirilerek davacıya 2. kez ihtarname keşide edildiği ve 15/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu ihtarnamede bir ay süre verildiği, böylece ana sözleşme de yer alan parasal yükümlülüğünü 30 gün geciktirme, birinci ihtarnamede 10 gün süre verme ve ikinci ihtarnamede bir ay süre verme şartları gerçekleştiği görülmüş ise de 1. ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle davacı tarafın 10.005 borcu bulunmasına rağmen, yönetim kurulu kararı ile davacıdan 11.250,00 TL talep edildiği, 2. İhtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle davacının 5,00 TL ödeme yapmasıyla 10.000,00 TL borcu bulunmasına rağmen kendisinden yine 11.250,00 TL talep edildiği görülmüştür. Ancak, yönetim kurulu kararı ve keşide edilen ihtarnamede yer alan borcun gerçeği göstermesi ve üyenin ödemek zorunda olduğu borç miktarını içermesi zorunludur. Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurul 10/07/2013 tarih 2013/23-3 Esas 2013/1054 Karar sayılı ilamında ” Parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için ortağa yapılan ihtarnamelerin gerçek borç miktarı ile uyumlu olması gerektiği için, gerçek borç miktarının eksik veya fazla belirtildiği ihtarlara dayalı olarak verilen ihraç kararı da geçersiz olacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Somut olayda, davacı üyenin gerçek borcundan daha fazla bir bedel ödemesi istendiğinden davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelerin Kooperatifler Kanunu 27. maddesi ve anasözleşmenin 14.maddelerine aykırı olduğundan bir hüküm ifade etmeyeceği, bu geçersiz ihtarnamelere dayanılarak alınan üyelikten ihraç kararının da yasaya aykırı olduğu görülmüştür. Davalı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde davacının borcu için yatırılan 1.250,00 TL hakkında davacı tarafından bilgilendirme yapılmadığını, davacıya gönderilen ihtarnameden sonra bu paranın davacının cari hesabına işlediğini bu sebeple davacıya gönderilen ihtarnamede talep edilen borç miktarının yüksek gösterilmesinde davalı kooperatifin kusurunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan kooperatif banka hesap ekstresi incelendiğinde 1.250,00 TL ödemenin 25/11/2014 tarihinde davacı adına … tarafından yapıldığı ancak ödemenin yanına davacının isminin yazıldığı, ayrıca davalının incelenen ticari defterlerinde davacı adına yapılan en son 1.250,00 TL’lik ödemenin 02/02/2015 tarihinde kayıt edildiği, davalıya birinci ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle davacının borcunun 10.005,00 TL olduğu davalı kooperatif tarafından bilindiği anlaşıldığından davalı vekilinin iddiaları yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelerin kooperatifler kanunu 27. maddesi ve anasözleşmenin 14.maddelerine aykırı olduğundan bir hüküm ifade etmeyeceği, bu geçersiz ihtarnamelere dayanılarak alınan üyelikten ihraç kararının da yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi doğru olup, davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 117,10 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 115,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/02/2020