Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2463 E. 2020/1575 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2463 Esas
KARAR NO : 2020/1575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI : 2014/314 Esas, 2017/375 Karar
DAVANIN KONU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde … poliçe numarasıyla Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Ltd Şti.’ye ait iş yerinde hırsızlık meydana geldiğini, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, sigortalıya ait iş yerinin davalı …. tarafından alarm ve görüntüleme sistemi ile korunduğunu, davalının gerekli tedbirleri almadığını, ihmali ile hırsızlık olayının yaşandığını, diğer davalı şirketin mesleki sorumluluk sigortası gereğince hasardan sorumlu olduğunu belirterek 209,064.51 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, haksız fiilin müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, müvekkiline husumet düşmediğini, sözleşme gereğince sigortalıya sadece alarm izleme hizmeti verildiğini, olay tarihinde sigortalıya gerekli ihbarın yapıldığını, sigortalının iş yerinde gerekli tedbirleri almadığını, kusurlu olduğunu, ortaya çıkan zarar ile kusur arasında müvekkili yönünden illeyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı davalı şirkletin ihbar yükümlülüğünün Alarm İzleme Merkezine sinyal bilgisinin ulaşması halinde geçerli olduğunu, davacının sinyal bilgisinin davalı sigortalıya ulaştığını ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davacının davalı … tarafından ihbar yapılmış olsaydı söz konusu zararın ortaya çıkmasının engelleneceğininde davacı tarafından ispatının zorunlu olduğunu, davalı tepenin iş yerinde meydana gelebilecek herhangi bir olayın sistemin alarm İzleme Merkezine yönlendirerek engellenebileceği ve/veya olumsuz sonuçlarının bertaraf edileceği taahhüdü, garantisi yada olayı ihbar ettiği kolluk kuvvetlerinin müdahalesi ile ilgili olarak herhangi bir taahhüdü ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; hırsızlık olayında davalı … şirketinin %50, sigortalının %50 oranında kusurlu bulunduğundan bahisle ”.. Davanın KISMEN KABULÜ ve KISMEN REDDİ ile; 104.532,26 TL rücuen tazminat alacağının, ödeme tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,..” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hatalı ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, sigortaya atfedilen %50 kusurun yerinde olmadığını, tam kusurlu davalıların zarardan sorumlu olduğunu belirteterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı …vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; poliçenin değerlendirilmediğini, hasarın teminat dışı kapsamında kaldığını, poliçede yer alan muafiyete ilişkin özel şartında değerlendirilmediğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını davacının davasını ispat edemediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücu’en tazmini istemine ilişkindir.Sigortalı … Ltd Şti.’ne ait iş yeri davalı …. tarafından alarm ve görüntüleme sistemi ile korunmakta olup, sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesizdir. Davacı … şirketi nezdinde 20/10/2013-2014 tarihleri arasında 0001-0110-01957364 no’lu Tüm İşyeri Sigorta Poliçesiyle sigortalı bulunan … şirketine ait iş yerinde 29/10/2013 tarihinde hırsızlık meydana gelmiş, sigortalının 29/10/2013 tarihinde yaptığı hasar ihbarına müteakip düzenlenen ekspertiz raporuna göre 209.064,51 TL hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiği anlaşılmıştır. Davalı …. 22/06/2013-2014 vadeli 330997512 no’lu Özel Güvenlik Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmıştır. Davalı … şirketi sigorta poliçesi gereğince poliçe süresince toplam 1.000.000,00 EURO’luk riski teminat altına almıştır.Kollukça tutulan 29/10/2013 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; sigortalının 6. Katta bulunan iş yerinin panjurlu kepenk üst muhafazasının sökülerek içeri girilmek suretiyle muhtelif elektronik eşyalarının hırsızlandığı, duvar yüzeyine montelenmiş internet, kamera kayıt ve alarm sisteminin bulunduğu kutunun kırıldığı, iletişim kablolarının kesildiği belirtilmiştir. Uyuşmazlık, sigortalıya ait iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayında sigortalıya alarm ve görüntüleme sistemi ile koruma görevi sağlayan güvenlik şirketinin kusurunun bulunup bulunmadığının noktasında toplanmıştır. Mahkemece Elektrik ve Elektronik Yüksek Mühendisi Sigorta Uzmanı ve Serbest Mali Müşavirden oluşan 3 kişilik bilirkişi raporundan kusur konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi heyeti 28/10/2015 tarihli raporlarında; davalı … şirketinin, sözleşme hükümleri uyarınca, söz konusu mekanda bir elektronik sistemi kurduğunu fakat hırsızların her zaman sisteme en zayıf noktadan saldırabileceğini göz önüne almadığı için sistemin alarm izleme merkezi ile iletişimi konusunda ciddi güvenlik zafiyeti olduğunu, güvenlik sistemi işi yapan bir kuruluşun bu zafiyetleri bilmesi gerektiğini, sistemin kötü niyetli saldırılara karşı en güvenli şekilde yapılmadığını, davalı tarafından kuruluna sistemin kolayca etkisiz hale getirildiğini, hırsızlık anında da ihbar listesinde ki kişilere ve kolluk kuvvetlerine haber verme edimini yerine getirmediğini, davalı … şirketinin %100 kusurlu bulunduğunu, sigortalının hem mekanik hem de elektronik güvenlik önlemlerini alması nedeniyle olayda kusurunun bulunmadığını bildirmişlerdir. Davalılar rapora itiraz etmiş, mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.Bilirkişi heyeti 28/10/2016 tarihli raporlarında bu defa dosya muhteviyatında yer alan CD’nin çözümlendiğini, davalı … firmasının sözleşmeden kaynaklanan ihbar edimini sadece hattın koptuğunu ve sinyal akışının kesildiği bilgisini vermek suretiyle yerine getirdiğini, ancak sözleşmenin 6.2. Madde gereğince sigortalıya “kolluk kuvvetlerine haber verilmesini istenip istenmediği” sorusunun sorulmadığının, olay anında sistemin çalışır olduğunu, fakat sistemi rahatlıkla etkisiz hale getirdiklerini, sistemin caydırıcılığı konusunda ciddi problem teşkil ettiğini, davalı … şirketinin sisteminin kurulumunda ek güvenlik tedbirlerini almadığını, davalı … şirketinin sözleşme gereğince müşterisine kolluk kuvvetlerinin çağrılmasının istenip istenmeyeceğini sorulması nedeniyle %30, sistemin kurulumunda ek önlemelerin alınmaması sebebiyle %20 oranında olmak üzere toplamda %50, sigortalının kendisine yapılan ihbarın dikkate almaması sebebiyle %50 oranlarında kusurlu olduklarını bildirmişlerdir. Mahkemece ek rapor doğrultusunda sonuca gidilmiştir. Yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde heyette güvenlik konusunda uzman bulunmadığı bu sebeple tarafların kusur konusunda ileri sürdükleri iddia ve itirazların usulüne uygun olarak değerlendirilmediği anlaşılmıştır.HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.İleri sürülen istinaf sebepleri göz önüne alındığında hasar bedeli konusunda yanlar arasında çekişme bulunmadığı, uyuşmazlığı kusur noktasında toplandığı anlaşıldığından dairemizce içinde alarm hizmeti ve güvenlik konusunda uzman bilirkişininde yer aldığı heyetten tarafların iddialarını ve savunmalarını karşılayacak şekilde rapor alınmıştır.Bilirkişiler … 13/02/2020 tarihli raporlarında; sigortalıya ait işyerinde 28/10/2013 tarih ve 20:59 saatinde sinyalin kesildiğini, davalı … şirketinin işyerine “Network 1 Test Sinyali” ile 3 ile 4 saatlik fasılalar ile iletişimin sağlanarak hizmet verdiğini, bu yöntemin hatalı yöntem olduğunu, bu yöntemle en kısa 1-2 saat aralığında bile ilgili koruma alanı için zafiyet doğacağını, somut olayda olduğu gibi hırsızlık olayının doğması ile faillerin çoktan işlerini bitirip ilgili alandan kaçış yapabileceklerini, sistemin uygulanması gereken senaryo bakımından; ilgili koruma alanına kod/şifre ile giriş yapılmadan giriş yapıldığında 4-5-6 veya maksimum 10 saniye içerisinde direkt alarm merkezine alarm veya izinsiz giriş yapıldığı uyarısının yapılmasının gerektiğini, sistemin 20/10/2013 tarihinde 20:59 da devreden çıkartıldığını, test sinyallerinin değişik zaman aralıkları ile 4-5 kez gönderildiğini, hırsızlık olayının oluştuğu 28/10/2013 tarihinde 19:38 saatinde alarm sisteminin kurulduğunu, saat 20:59 da GPRS-ADSL hat koptu şeklinde bağlantının/haberleşmenin kesilmiş olduğu mesajını verdiğini, davalı … şirketinin bu durumu haberleşme kesintisi olarak değerlendirdiğini, kurulu bulunan alarm sistemi için herhangi bir arama ve bilgilendirme yapmadığını, bu saatten itibaren bir alarm durumuna geçmediğini, bu bakımdan sinyalin kesildiği anda alarm merkezinin müşterisi olan … firmasının hat koptu mesajı için gerekli kontrol ve ikazların davalı tarafından yapılmadığını, davalı firmanın 29/10/2013 tarih, saat 01:06’da test sinyalinin gelmemesi üzerine alarm merkezinde bulunan operatörün firma yetkilisini arayarak bildirimde bulunduğunu, bildirimin hattın koptuğu ve sinyal akısının kesildiği yönünde olduğunu, ancak sözleşme gereğince kolluk kuvvetlerine haber verilmesinin istenip istenmediğinin sorusunun sorulmadığını, güvenlik şirketinin kurduğu sisteminin kolayca ulaşabilir konuma montaj edildiğini, kolayca devreden çıkarılmaya müsait olduğunu, davalı … şirketinin sistemin sağlıklı çalışabilmesi için ek tedbirler almadığını, caydırıcı ve önleyici bir sistem kurmadığını, hırsızlığının güvenlik kamera ve alarm merkezlerinin elektrik bağlantılarının kesilmesi suretiyle devre dışı bırakılarak işlendiğini, bu aşamalar sırasında davalı … firmasının alarm kaydını oluşturmadığını, izinsiz giriş hususunun sistemden sinyal kesildi olarak hatalı değerlendirme ile gerekli alarm ve yükümlülüklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, güvenlik şirketinin bilgilendirmeyi de 4 saatlik bir gecikme ile yaptığını, kolluk kuvvetlerine haber veya uyarıda bulunma hususunun hatırlatmadığını, sigortalının üzerine düşen tedbirleri aldığını davalı … şirketinin olayda %100 kusurlu bulunduğunu bildirmişlerdir.Davalılar rapora itiraz etmiş, bilirkişi heyeti kök raporlarını aynen tekrar etmişlerdir.Bilirkişi raporunun bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.Tüm dosya kapsamına nazaran; davacı … şirketine sigortalı iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayında, işyerini alarm ve görüntüleme sistemi ile koruma konusunda hizmet veren davalı …Ş.’nin kurduğu sistem ve kullandığı yöntemin caydırıcı ve önleyici olmadığı, izinsiz giriş sinyalini hatalı olarak haberleşme kesintisi olarak değerlendirdiği, sözleşme gereğince kesintinin kolluğu bildirilip bildirilmeyeceği hususunun sigortalısına sormadığı, sigortalının iş yeri ile ilgili tüm tedbirleri aldığı, olayda davalı …Ş.’nin %100 kusurlu bulunduğu, hasar teminat kapsamında bulunduğundan Özel Güvenlik Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesini düzenleyen diğer davalı … şirketi ile birlikte hasardan sorumlu oldukları anlaşılmakla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;1-Davalıların istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2017 tarih 2014/314 Esas, 2017/375 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında Dairemizce KARAR VERİLMESİNE,3-Davacının davasının KABULÜ İLE; 209.064,51 TL tazminatın ödeme tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 14.281,20 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 3.570,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.711,20 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,5-Davacı tarafça yapılan 25,20 TL harç, 2.735,00 TL bilirkişi/posta/tebligat (ayrıntısı uyapta kayıtlı) gideri olmak üzere toplam yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalıların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 23.084,52 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 8-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf giderleri yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 14.281,20 TL harçtan davalılar tarafından yatırılan 2.685,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.596.20 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,-Davacı tarafından peşin yatırılan 117,10 TL istinaf harçları ile 1.316,50 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 1.433,60 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,3-İstinaf yargılamasında duruşma açıldığından AAÜT tarifesi üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dair, davacı vekili ile davalı …Ş. vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nun 361. maddesi gereğince iki haftalık süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/07/2020