Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2451 E. 2019/2114 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2451 Esas
KARAR NO : 2019/2114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/150
KARAR NO : 2016/861
KARAR TARİHİ: 30/11/2016
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 21/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket, dava dışı … A.Ş ile müvekkil arasında 28.01.2015 tarihinde imzalanan “Grup Konaklama Sözleşmesi” ne garantör olduğunu, söz konusu sözleşmede, dava dışı … A.Ş, 08.08.2015-17.08.2015 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek “Dünya Plaj Voleybolu Turnuvası” kapsamında gelen misafirlerin müvekkil şirkete ait … Otel’de konaklamasını organize edeceğini ve bu organizasyon bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak … A.Ş 03.06.2015 tarihinde müvekkili şirkete gönderdiği e-mail ile iptal sebebiyle konaklamalarının iptalini talep ettiğini, … A.Ş göndermiş olduğu bu mailin sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince no-show uygulamasına tabii olduğu müvekkil şirketçe bildirildiğini, ardından … A.Ş’ ye 20.08.2015 tarihinde … fatura numaralı 58.867,38.-TL tutarındaki faturayı gönderdiğini, … A.Ş faturayı iade ettiğini, bu durumun sözleşmeye aykırı olduğunu, … A.Ş tarafından yapılan iptal talebi, davalınında garantör sıfatıyla taraf haline geldiği 28/01/2015 tarihli grup konaklama sözleşmesine ve hukuka aykırı olduğunu ve davalının iptal sebepleri davayı imkansızlaştıran sebeplerden olmadığını, faturaya konu alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı şirketçe bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden davalının haksız itirazının iptaline, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; Davacı ile dava dışı … A.Ş arasında düzenlenecek bir Voleybol turnuvası sebebiyle gelecek misafirlerin ağırlanması amacıyla bir Grup Konaklama Sözleşmesi akdedildiğini, her iki federasyon Türkiye’de yaşanan siyasi belirsizlikleri ve ekonomik istikrarsızlığı gerekçe göstererek söz konusu organizasyonun tarihini ve yerini değiştirerek turnuvayı başka bir tarihte başka bir ilde yapmaya karar verdiklerini, söz konusu sözleşme 08.08.2015-17.08.2015 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek bir turnuvaya ilişkin olup turnuvanın yaklaşık 2 ay sonra Antalya şehrinde düzenlendiğini, davacı tarafın bu tarihte ve bu şehirde yapılan organizasyon sebebiyle müvekkilin sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğununu, her şeyin evveliyatında huzurdaki davada müvekkilin sıfat yokluğu durumunun vaki olduğunu, bu anlamda davanın husumetten reddi gerektiğini, zira müvekkilinin dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, sözleşmenin asıl borçlusu olan …A.Ş.nin, ”Plaj Voleybolu World Tour Organizyonun iptali sebebiyle konaklama sözleşmesinin iptalini” sözleşmenin ifasının başlamasından 2 ay öncesinde davacı tarafa bildirdiği, 6098 Sayılı Kanunun 136.md uyarınca organizasyonun iptal edilmesinden dolayı konaklama ihtiyacının da ortadan kalkarak borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeple borcun ifasının imkansızlaştığı ve sona erdiği, her ne kadar davacı taraf davacı şirketin Antalya ilinde başka otellerinin bulunduğu, bu otellerde konaklama yapılabileceğini belirtmiş ise de, davacı taraf ile dava dışı … A.Ş. arasında düzenlenen sözleşmenin ifa yerinin E-5 otoyolu Tüyap yanı Büyükçekmece /İstanbul adresinde bulunan…Otel olduğu, dava dışı ..A.Ş .nin otelin bulunduğu bölgede ki otellere ve şartlara göre mevcut sözleşmeyi imzaladığı, 2 ay sonra Antalya iline organizasyonun taşınması nedeniyle davacı tarafın başka bir oteliyle sözleşme yapmaya zorlanmasının sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil ile dava dışı … A.Ş. arasında 25/01/2015 tarihinde grup konaklama sözleşmesi akdedildiğini, davalı da iş bu sözleşmeye Dünya Plaj Şampiyonası Turnuvası konaklama organizasyonu ek protokolü ile garantör olduğunu, mahkeme, davalıyı garantör olarak kabul etmesine rağmen TBK’nın 128.maddesine göre 3.kişinin edimi taahhüt olarak nitelendiren garanti sözleşmesinin hukuki mahiyetini hatalı değerlendirdiğini, garanti sözleşmelerinin hukuki niteliği gereği asıl borç ilişkisinden asli ve bağımsız borç doğurduğundan asıl borçlu ve alacaklı arasındaki temel sözleşme ilişkisi geçersiz hale gelse de yürürlüğünü sürdürdüğünü, dolayısıyla garantör garanti taahhüdü ile üstlendiği edimin ifasından alacaklıya karşı sorumlu olmaya devam edeceğini, bu nedenle de garantör asıl borçlunun alacaklıya karşı ileri sürdüğü savunmaları ileri süremeyeceğini, huzurda ki davada da dava, garantör ile müvekkil arasında imzalanan sözleşmede davalının kesin rezervasyon olan 277 geceleme ile tüm ekstralar dahil bedelleri ödemeyi garanti altına aldığını, sözleşmeye garantör olan davalının, sözleşmenin herhangi bir nedenle ifa edilememesi nedeniyle müvekkilinin kazandığı ”no show” bedelinin ödemekle yükümlü olduğundan mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, dava dışı … A.Ş. ile davacı arasında 25/01/2015 tarihinde düzenlenen Grup Konaklama Sözleşmesinin iptal edilmesi nedeniyle ”no show” adı altında tanzim edilen faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 25/12/2015 tarihinde 58.867,38 TL fatura alacağı, 1.538,62 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 60.406,00 TL tutar üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük hak düşürücü süre içinde 05/01/2016 tarihinde alacağın asıl ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğu, davacının da 15/02/2016 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 28/01/2015 tarihli Grup Sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşmenin 08/08/2015 – 17/08/2018 tarihleri arasında İstanbul ilinde yapılacak Dünya Plaj Şampiyonası Turnuvasının konaklamasına yönelik olduğu, davalı şirket ile Dünya Plaj Şampiyonası Turnuvasının Konaklama Organizasyonu ek protokolü düzenlendiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı ile düzenlenen ek protokolde sözleşmede belirtilen tarihlerde gerçekleşecek, kesin rezervasyon olan 277 gecelemenin toplam bakiyesi ve firmanın talep edebileceği ekstra masraflar çıkış esnasında yapılacak mutabakata istinaden ödenecek olup tüm bakiye davalı şirket tarafından garanti edileceği kararlaştırılmış ve organizasyon sonu ortaya çıkacak olan toplam bakiye için davalı şirket garantör olacağı kararlaştırılmıştır.Turnuvayı düzenleyecek her iki federasyon Türkiye ‘de yaşanan siyasi belirsizlikleri ve ekonomik istikrarsızlığı gerekçe göstererek söz konusu organizasyonun tarihini ve yerini değiştirdikleri, turnuvanın yaklaşık 2 ay sonra Antalya şehrinde düzenlendiği, dava dışı … A.Ş. Şirketi, organizasyon iptali sebebiyle konaklama sözleşmesinin iptalini, sözleşmenin ifasının başlamasından yaklaşık iki ay öncesinde 03/06/2015 tarihinde davacı tarafa gönderdiği mail ile bildirdiği dosyadan anlaşılmaktadır.6098 TBK’nın 136. Maddesinde borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa, borç sona ereceği düzenlenmiştir.Sözleşmenin yürürlülük tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 128.maddesinde, üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenilenin, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir, Hukuk Genel Kurulu’nun 27/09/2018 tarih ve 2017/13-549 Esas 2018/1360 Karar sayılı ilamında; “….Teminat sözleşmeleri, en geniş anlamıyla, bir kimsenin başkasının karşısında bulunduğu tehlikeyi kendi üzerine almasını öngören bütün sözleşme ve anlaşmalar için kullanılmaktadır (Tandoğan, H.; Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 5. b. İstanbul 2010, C:II, s. 684). Bu teminat; taşınır, taşınmaz, alacak veya işletme üzerinde rehin tesisi suretiyle aynî veya başlıca kefalet, birlikte borç üstlenme, sigorta sözleşmesi ve garanti sözleşmesi gibi görünümlerle karşımıza çıkan şahsî teminat mahiyeti taşıyabilir.Şahsî teminat sağlayan garanti sözleşmeleri, garanti alanın belli bir davranışa girişmesinden (yönetilci, saf garanti sözleşmesi) veya kendisi ile borç ilişkisine giriştiği bir üçüncü kişinin edimini yerine getirmemesinden (teminatı amaçlayan garanti sözleşmesi) doğan zarar tehlikesini, garanti verenin bağımsız bir taahhütle kısmen veya tamamen üzerine aldığı sözleşme olarak tanımlanabilir (Tandoğan; s. 809).Madde düzenlemesinde, üçüncü kişinin fiilini taahhüt, bir kimsenin diğer kimseye üçüncü kişinin herhangi bir fiilini taahhüt ederek bu fiilin gerçekleşmemesi hâlinde uğranılan zararı gidermeyi üstlenmesi olarak ele alınmıştır. Bu taahhütle yükümlülük altına giren kimse kendi fiilini taahhüt edecek yerde üçüncü kişinin fiilini taahhüt etmekte ve bu taahhüt ifa edilmediğinde, yani üçüncü kişi tarafından fiil yerine getirilmediğinde meydana gelen zararı ödemek zorunda kalmaktadır (Eren, F.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 9. b., İstanbul, 2006, s. 1107; Kayak, S.; Hukuki Gelişimi Açısından Üçüncü Kişinin Fiilini Taahhüt, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk ABD., doktora tezTüm bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasındaki sözleşmede, organizasyon sonu ortaya çıkacak olan toplam bakiye yani kesin rezervasyonu yapılan 277 adet gecelemenin toplam bakiyesinin ödeneceği garanti edilmiştir. Diğer bir deyişle garanti edilen Dünya Plaj Şampiyonası Turnuvası’nın hizmetin verileceği İstanbul’da gerçekleşmesi halinde davacı şirkete ait otelde verilecek konaklama hizmetine ilişkin kesin rezervasyon yapılan 277 adet geceleme ücretinin ödeneceğidir. Öncelikle, davacının, davalı ile yapılan ek protokole istinaden garanti edilen 277 adet geceleme ücretini talep edebilmesi için organizasyonun konaklama hizmetinin verileceği İstanbul’da gerçekleşmesi gerekmektedir. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, turnuvayı kararlaştıran her iki federasyonun aldığı ortak kararla İstanbul’da yapılması kararlaştırılan turnuvanın tarihini ve yerini değiştirdikleri ve Antalya’da yapılması kararlaştırıldığı, bu durum turnuvanın yapılmasından yaklaşık 2 ay önce davacı şirkete bildirildiği görülmüştür. Bu itibarla TBK’nın 136. maddesi uyarınca borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşması nedeniyle borç sona ereceği ve turnuvanın İstanbul ilinde gerçekleşmemesi nedeniyle davalının garantör sıfatı ile imzaladığı ek protokolden doğan rezervasyonu yapılan konaklama bedelinden sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi yerindedir.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b/1 bendi ile 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/11/2019