Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2449 E. 2019/2149 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2449 Esas
KARAR NO : 2019/2149
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2017
NUMARASI : 2016/256 Esas, 2017/87 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2016/258 E. SAYILI DOSYASI
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 08.03.2016 tarihli dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında, “ … Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi” nin hüküm ve başlıklar başlıklı hükmünün (1). maddesinde, üzerine düşen edimleri kendi serverinde hazır ettiği halde, muhatap şirketin, İş bu sözleşmeden ve sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olarak akdedilen “ …. Channelpass Channel Manager Hotel Kanal Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “ nden kaynaklanan edimlerini, taahhütlerini yerine getirmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve taahhütnameden kaynaklı müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlerin karşılığı olan ve borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin mesnedini teşkil eden bir adet fatura düzenlendiğini, fatura tutarları kesinleştiği halde 19.11.2015 tanzim tarihli fatura bedelinin vadesinde ödenmediğini, 2.358,80 TL miktar üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, sözleşmenin “9”. maddesinin amir hükmü gereğince, İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu iddia ederek, İcra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davalı şirketin ticari merkezinin Didim olduğunu, Didim Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafça sözleşmenin 9.maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu beyan edilmiş ise de, imza sirkülerinden görüldüğü üzere … 10 yıl süre ile müşterek imzaları ile yetkili olduklarını, delil olarak sunulan sözleşmede, … imzasının bulunmadığını, şirketin çift imza ile temsil edildiğinden iş bu sözleşmenin geçersiz olduğunu, 9. maddenin dayanak yapılamayacağını, şirket yönünden geçersiz sözleşmeye dayanılarak tazminat talep edildiğini, davacı firma çalışanının şirket ofisine gelerek kanal yönetim programını satmak istediğini, ancak kendisinin imza yetkisinin olmadığı için sözleşmeyi İstanbul’a götüreceğini ifade etmesi üzerine, bir temsilcinin imzalayacağı, kanallar bağlanıp, sözleşme müvekkile geldiğinde ikinci yetkilinin imzalayacağı, böylece geçerli hale geleceğinin belirtildiğini buna rağmen davacı şirketin imzasının yer aldığı ıslak imzalı sözleşmeyi müvekkili şirkete göndermediğini, ayrıca taahhüt edilen sisteminin de otellere kurulmadığını, davacı şirketin uyarıya rağmen eksikliklerini tamamlamadığını, bu konu aydınlık kazanamadığı takdirde yapılan sözleşme yönünden yönetim kurulu başkanının onayından geçmeyerek iptal edileceğinin mail ile ihtar edildiğini, davacı şirket faturalarının iade faturaları düzenlenerek davacı şirkete gönderildiğini, davacının kesinleşmiş fatura alacağı bulunmadığını, talebin geçersiz sözleşmeye dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/258 Esas, 2016/228 Karar ve 10.03.2016 tarihli dosyası :İDDİA:Davacı vekili, 08.03.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 01.10.2015 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli “ … Onlıne Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi “ ile İş bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak “ … Channelpass Channel Manager Hotel Kanal Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi “ akdedildiğini, sözleşme ve taahhütnameden kaynaklanan müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlerin karşılığı keşide olunan ve davalı borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyasında başlatılan takip mesnedi bir adet fatura düzenlendiğini, fatura kesinleştiği halde, 19.11.2015 tanzim tarihli fatura bedelinin ödenmediğini, davalı borçlunun takip konusu borca ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, itirazların haksız olduğunu, sözleşmenin “9”. amir hükmü gereğince İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin Yetkili olduğunu iddia ederek, İcra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinde birleştirme kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, HMK 6. maddesi gereğince yetkili mahkemenin dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mhkemesi olduğunu, davalının süresinde HMK 19. maddesine göre yetki itirazında bulunduğunu, davacı vekili tarafından sözleşme gereğince yetkili mahkemenin İstanbul olduğu itirazında bulunulmuş ise de davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinden … ve … tarafından müştereken temsil edildiğini, yetki şartı ihtiva eden sözleşmede sadece Nazım Tuntaş’ın imzasının bulunduğu, geçerli bir yetki Sözleşmesinin bulunmadığı, davaya bakmaya Didim Nöbetçi Asliye Hukuk ( Ticaret ) Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın kesinleştiğinde Didim Nöbetçi Asliye Hukuk ( Ticaret ) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal sürede davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, müvekkili şirketin, davalı şirket aleyhine üç ayrı İcra takibi başlattığını, davalı itirazı üzerine İtirazın iptali davalarının açıldığını, derdest 2016/246 Esas sayılı dosyada, 31.10.2016 tarihli celsede yetki İtirazının reddine karar verildiğini, taraflar arasında ki ilişkinin 28.02.2012 tarihli sözleşme ile başladığını, bu sözleşmeninde Nazım Tuntaş tarafından imzalandığını, ticari münasebetin devamı ve rızai icazet nedeniyle sözleşmenin hukuken geçerli olduğunu, sözleşmenin 9. maddesi gereğince İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, sözleşmeden kaynaklanan fatura bedellerinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık, sözleşmede mevcut yetki şartının bağlayıcı olup olmadığı ile verilen hükmün usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. Davacı, davalının yetkili temsilci imzasının eksik olması gerekçesi ile geçersiz olduğu savunmasında bulunduğu, 01.10.2015 tarihli “ … Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi “ nin 9. maddesindeki, sözleşmeden doğabilecek anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin düzenleme kapsamında iş bu davayı yetkili olduğunu kabul ettiği yer mahkemesinde açmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5. vd maddelerinde yetki, 17. maddesinde ise yetki sözleşmesi düzenlenmiştir. Maddede, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davayı sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açacaklarına yer verilmiştir. Yetki Sözleşmesinin geçerlilik şartları ise 18. maddede düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesi, ayrı bir sözleşme olarak veya somut olayda olduğu gibi, sözleşmeye bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklar için belli bir yer mahkemesinin yetkili olacağına dair bir hüküm konularak gerçekleştirilebilir. Ancak böyle bir durumda, doğal olarak, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olması gerekecektir. Geçerli bir sözleşme olması halinde sözleşmeye konulan yetki şartıda geçerli kabul edilecektir. Böyle bir durumda, yetki ilk itirazını inceleyen mahkemenin, sözleşmenin geçerli olup olmadığını işin esasına etki etmeyecek şekilde incelemesi uygun düşecektir. Somut olayda, davalı tarafça sözleşme kabul edilmemiştir. Şirketin, çift imza ile temsil edildiğini, sözleşmede yalnızca … imzasının bulunduğunu ve şirket yönünden sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuşlardır. İcra takip dosyasında ekli olan ve Söke…. Noterliği’nin … yevmiye nolu 09.09.2013 tarihli vekaletname dayanağı olan, … yevmiye nolu 24 Nisan 2009 tarihli imza sirkülerinin incelenmesinden, davalı şirket yetkilisinin, yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu üyesi … olduğu, şirketi 10 yıl müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır. Sözleşme ise tek imzalı olarak düzenlenmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesi gereğince, davalı şirketin ticari merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir. İş bu dava İtirazın iptali davası olup ve davalı borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibine karşı itiraz üzerine davaların açılmış olması göz önünde bulundurarak, öncelikle icra takip dosyalarının incelenmesi isabetli olacaktır. Çünkü borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi ve alacaklının İtirazın iptali davası açmış olması halinde öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerekecektir. Yetkisiz icra dairesinde takip başlatılmışsa, İtirazın iptali davasının usulüne uygun olarak açılmış olduğu kabul edilemez. Açılan davada mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsa dahi öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenip karara bağlanmalıdır.Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, İtirazın iptalini gören mahkeme, İcra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir İtirazın olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, İcra dairesinin yetkisini inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır (HGK 28.03.2001 gün ve 2001/19-267-311 sayılı, 11 HD 8.11.1999 gün ve 1999/ 6901 -8904 sayılı, 19 HD 4.4.1997 gün ve 1996/7286 ,1997/3995 sayılı kararları ). Kaldı ki İtirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itiraz üzerine, yapılan inceleme sonucunda, mahkeme, kendisinin de yetkili olup olmadığını belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun esasları, İstanbul 1995,6. baskı sayfa ;101-102).( YHGK ‘nun 20.03.2002 tarihli, 2002/13-241 Esas, 2002/208 Karar).Asıl dosyada takip konusu olan, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin, davalı hakkında, 2.190.84 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.358,80 TL alacağın, sözleşme, faturalar ve cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak tahsili amacı ile 11.01.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, 22.01.2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı ,davalı borçlunun, 25.01.2016 tarihinde yasal sürede, borca, ferilerine ve Didim Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki itirazında bulunduğu, birleştirilen dosyada takip konusu, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davacının vekili vasıtası ile 2.190,84 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.358,80 TL alacağın tahsili amacı ile 11.01.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçluya ödeme emrinin 22.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ise 25.01.2016 tarihinde yasal sürede, borca ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 50. maddesinde yetki ve itirazları düzenlenmiştir. İlk fıkrada, para veya teminat borcu için takip hukukunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı ifade edilmiştir. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, yetkisiz icra dairesinde takip başlatılmışsa, İtirazın iptali davası, usulüne uygun olarak açılmış bir dava kabul edilemeyeceğinden, davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle, aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usülden reddine karar verilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Diğer taraftan, birleştirilen davanın, müstakil dava olma özelliğini koruduğu göz önünde bulundurularak, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/2. fıkrasında ifade edildiği üzere, her bir dava dosyası için ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu kurala riayet edilmemiş olması da hatalı olmuştur. Kabule göre ise, birleştirilen dava dosyasında ki dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilerek dilekçe safhalarının tamamlanmması ve davalının sonuç olarak birleştirilen dosya yönünden usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı da göz önünde bulundurulmadan karar verilmiş olması da yerinde kabul edilemeyecektir. Usul kurallarına aykırılık oluşturulmuştur.Açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu kabul edilmekle birlikte, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı borçlunun asıl ve birleştirilen dava konusu icra takiplerine karşı usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu ve yetki İtirazının yerinde olduğu, yetkili yer icra dairesinde başlatılan icra takibinin bulunmadığı ve sonuç itibariyle, usulüne uygun şekilde açılmış İtirazın iptali davasından söz edilemeyeceğinden asıl ve birleştirilen davalar yönünden, ayrı ayrı olmak üzere, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine dair hüküm kurmak gerekeceğinden, usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek, kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/256 Esas, 2017/87 Karar ve 22.02.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ,3-a) Mahkememizin 2016/256 Esas sayılı dosyasında açılan İtirazın iptali davasının , 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usülden REDDİNE,b) Mahkememiz dosyası ile birleştirilen ,mahkememizin 2016/258 Esas sayılı dosyasında açılan İtirazın iptali davasının , 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince uülden REDDİNE,c)Asıl ve birleştiren davalar için alınması gereken harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,d) Asıl ve birleştirilen dava dosya masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,e) Asıl ve birleştirilen dosyalarda ki gider avanslarının , hükmün kesinleşmesinden ve 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra yatıran tarafa iadesine,f) İstinaf kanun yoluna davacı tarafın başvurması ve hükmün kaldırma nedeni de göz önünde bulundurarak, asıl dosyada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile asıl dosya için 72,40 TL bakiye , birleştirilen 2016/258 Esas sayılı dosya için ise 189,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4.bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/11/2019