Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2448 E. 2019/2161 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2448 Esas
KARAR NO : 2019/2161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2017
NUMARASI : 2014/1478 Esas, 2017/237 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi gereği müvekkilinin “…” internet kampanyası kapsamında davalı şirkete reklam hizmeti verdiğini, müvekkilinin tıklama başına ücrete hak kazandığını, bu kapsamda verilen reklam hizmeti için 30.09.2012 tarih ve … seri nolu faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalının faturaya itiraz etmeyerek kayıtlarına aldığını, borcun ödenmemesi üzerine cari hesap ilişkisinden kaynaklanan 6.349,10.-TL tutarındaki alacağın tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptaline ve alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; cari hesap ilişkisinin yazılı sözleşme şartına bağlı olup, taraflar arasında böyle bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirketin dönem dönem davacı ile peşin ödeme karşılığı kontürlü hizmet alımı yaptığını ve ödemiş olduğu bedelin karşılığını aldığını, aralarındaki sözleşmenin bu yönde olduğunu, fakat ön ödemeli paket haricinde davacı şirket tarafından herhangi bir hizmet verilmediğini, müvekkilinin de bu yönde bir talebi bulunmadığını, davacının her ne kadar faturaya itiraz edilmediğini iddia etmiş ise de, müvekkiline tebliğ edilen bir fatura bulunmadığını, davacı şirketin kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi 17/03/2017 tarihli kararı ile; faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair delil sunulmadığı ve tek başına faturanın alacağın varlığını kanıtlamayacağı, davacının takipte kötüniyetli olduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi ile davalının ise tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; müvekkilinin verdiği reklam hizmeti için taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği ön ödeme ve aylık ödeme yapılması gerektiğini, hizmetin verildiğine dair tıklama detaylarını gösterir kayıtların sunulduğunu, ancak mahkemece dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm verildiğini, takip konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğini, ancak faturanın tebliğ edilmediği kabul edilse dahi, bunun müvekkilinin davalıya hizmet verdiği gerçeğini değiştiremeyeceğini, davalının kapanış tasdikleri bulunmayan defterlerinin davalı lehine delil teşkil edemeyeceğini, müvekkilinin usulüne uygun tutulan defterlerinde ise faturanın kayıtlı olduğunu, müvekkilinin defterleri doğrultusunda davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılması ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinafa cevabında; davacının faturanın tebliğine dair herhangi bir delil sunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme önödemeli sözleşme olup müvekkilinin ödeme yaptığı hizmetleri aldığını, ödemesi yapılan hizmetler dışında hizmet verildiğinin kanıtlanamadığını, kaldı ki sözleşmede hesapta kredi kalmaması durumunda davacının kampanyaları otomotik olarak durduracağının kararlaştırıldığını, davacının bilgisayar kayıtlarının incelenmesi talebinin delil listesinde yer almadığını, ayrıca kendisine ait ve her zaman değiştirilebilecek nitelikte kayıtların hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkili defterlerinin kapanış tasdiklerinin de yapıldığını belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355 maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;Dava, hizmet sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Dosya kapsamından, davacı şirketin 6.349,10 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, ödeme emrinin 10/10/2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının 11/10/2013 tarihinde hiçbir borcu bulunmadığını belirterek borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, davalının takibe itirazının davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, eldeki itirazın iptali davasının 10/10/2014 tarihinde açıldığı görülmektedir.Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine yapılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ve 30/09/2012 tarihli faturanın davacı defterlerine işlendiği, ancak faturanın davalı tarafça teslim alındığına ve davalıya tebliğ edildiğine dair belge bulunmadığı, davalının defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin bulunmadığı ve anılan faturanın davalının defterlerine kayıtlı olmadığı belirtilmiştir.Fatura, akdi ilişkiyi, mal teslimini ya da hizmet alımını tek başına kanıtlayamaz. Yine davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemez. Davacı, takip konusu fatura içeriği hizmeti sunduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Somut olayda, davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş ve takip konusu fatura davacı defterlerine işlenmişse de, faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafça hizmetin alındığına dair herhangi bir belge sunulmuş değildir. O halde tek başına davacının fatura ve defterlerine göre hizmetin verildiği kanıtlanmış değildir. Kaldı ki taraflar arasında düzenlen sözleşmede, hizmetin önödemeli ücret karşılığında verileceği ve reklamverenin hesabında bakiye kalmadığı ve 3 gün içinde ödeme de yapılmadığı takdirde kampanyanın sistem tarafından otomotik olarak durdurulacağı da kararlaştırılmıştır. Tüm bunlardan davacının hizmeti verdiği kanıtlanamadığından davanın reddine dair ilk derece mahkeme kararı yerindedir. Sonuç olarak davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/11/2019