Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2438 E. 2019/2277 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2438 Esas
KARAR NO : 2019/2277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1068 Esas
KARAR NO : 2017/470
KARAR TARİHİ 08/06/2017
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sanal mağaza olan www……com üzerinden satış yaptığını, taraflar arasında davalıya ait ürünlerin online satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkiline ait sitede ” En Uygun Fiyat Garantisi Kampanyasıyla” davalıya ait ürünlerin satışa çıkartıldığını, kampanya süresi boyunca davalının en iyi fiyat garantisi vermeyi taahhüt ettiğini ancak bu taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 138.709 TL’lik zararın şimdilik 1.000 TL’lik kısmının zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; ”.. Davacının iddiasına dayanak olarak gösterdiği taraflar arasındaki sözleşmenin 4.6 maddesi hükmü dikkate alındığında, bu hükmün davalı açısından kampanyalarda kampanya süresi boyunca en iyi fiyat garantisi taahhüdünü içermediği, sadece genel anlamda sözleşme ve mevzuat hükümlerine uyulmaması halinde oluşan zararlardan sorumlu olmayı öngördüğü, mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporundaki, davalının başka bir e-ticaret sitesinden aldığı ürünleri kural koyucu ve denetim sahibi taraf olan davacının sitesi üzerinden son kullanıcıya sattığı ve bu satış esnasında teknik olarak davalının bir kusurunun bulunmadığı yönündeki tespit de dikkate alındığında, davacının kampanyalarda kampanya süresi boyunca, davalının en iyi fiyat garantisi vermeyi taahhüt ettiği ancak bu taahhüdünü yerine getirmediği, dolayısıyla zarara uğradığı iddiasını ispat edemediği, satış işleminin tamamen davacının insifatiyle gerçekleştiği, davalının herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığından bahisle ..Yerinde görülmeyen davanın reddine, …” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda hukukun genel ilkelerinin gözetilmediğini, bu eksiklik ve hatalı değerlendirmenin davalının basiretli tacir ilkesine aykırı, kötü niyetli, muvazaalı ve organize haksız fiillerinin korunacağı anlamı taşıdığını, davalının haksız fiili neticesinde, hiç satılmayan dava konusu ürünlerin kampanya döneminde ve neredeyse tek bir günde satıldığını, en uygun fiyat garantisi sebebiyle müvekkilinin kampanya gereğince alışveriş yapanlara 353 adet kupon vermek zorunda kaldığını, müvekkili şirketin 138.709 TL zarara uğradığını, davalı şirketin ürünlerini organik bağ içinde bulunduğunu, dava dışı şirketlerle anlaşarak kötü niyetli olarak ürünleri çok düşük fiyattan sattığını, müvekkili şirketin zarar görmesine sebebiyet veren dava dışı … Tic Ltd Şti aleyhine aynı sebeple dava açtıklarını, bu şirket tarafından haksız fiilin kabul edildiğini, sulh yoluna gittiğini, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/80 esas sayılı dosyasının sulh ile sonuçlandığını, davalının fiillerinin basiretli tacir ilkelerine, dürüstlük kurallarına ve taraflar arasındaki iş birliğinin ruhuna aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4/6.maddesinde belirtilen hükümlere davalının riayet etmediğini, sanal mağazada satış fiyatlarının davalının kontrolünde gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, sözleşmeden kaynaklı zararın tahsisine istemine ilişkindir. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesizdir. uyuşmazlık, davalının, davacının sanal mağazasında pazarladığı ürünleri en uygun fiyat garantisi kampanyasının yürürlükte bulunduğu sırada başka bir sitede daha düşük bedele satması sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Sözleşme hükümleri taraflar için bağlayıcı olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde sözleşme hükümleri dikkate alınmalıdır.Taraflar arasında akdedilen Satıcı İş Ortaklığı ve İlan Sözleşmesinin Konusu Ve Kapsamı Başlıklı 3/2.maddesinde “.. DP işbu ticari faaliyette sadece, satıcıya sanal mağaza açma ve bu sanal mağazanın bulunduğu alanda ilan yayınlama hakkı vermektedir. Satıcı, sanal mağazadan gerçekleştireceği satış işlemlerinden, alıcılara karşı mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde bizzat sorumlu olacaktır. Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri Başlıklı 4/6.maddesinde; satıcı, web sitesi üzerinde gerçekleştirdiği ilam ve satış işlemlerinde; iş bu sözleşmenin hükümlerine, web sitesinde belirtilen tüm şart ve koşullara ve yürürlükteki mevzuata, ahlak kurallarına ve kamu düzenine uygun olarak hareket etmeyi taahhüt eder. Satıcının iş bu madde hükmü aksine yapacağı tüm işlem ve eylemlerde hukuki ve cezai sorumluluk kendisine ait olacaktır. 4.19.maddesinde; websitesi üzerinde başka iş bu sözleşme ve ekleri olmak üzere sunulacak olan hizmetlerin detayları, ürünlerin sergilenme süreleri, ek imkanlar, teknik özellikler, DP tarafından yapılan önceden habersiz olarak değiştirilebilecektir. DP tarafından yapılan değişiklikler yayınlanma tarihinde yürürlüğe girecek ve bağlayıcı olacaktır. Satıcının iş bu değişiklikleri takip etmek ve değişikliklerin gereklerini yerine getirmek zorundadır.” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmede; davalının “kampanyalarda, kampanya süresi boyunca en iyi fiyat garantisi” taahhütünü içeren herhangi bir hükmün bulunmadığı görülmüştür.Davacı, sözleşmenin 3.maddesine göre; mağaza temin eden konumundadır.Davacı taraf tacirdir; TTK. nun 20/II. Maddesinde de her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Davacının, en iyi fiyat garantisi kampanyası düzenlerken tacir olan davalının aynı ürünleri farklı fiyatla diğer sitelerde satabileceğini öngörerek gerekli tedbirleri alması ve bu konudaki özeni göstermesi gerektiği, sözleşmede de aksine bir hüküm bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ödeme savunmasının yöntemince kanıtlanamamış bulunmasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b/1 bendi ile aynı yasanın 362/1 ve İİK’nın 364 gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019