Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2429 E. 2019/2225 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2429 Esas
KARAR NO : 2019/2225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/834
KARAR NO : 2017/519
KARAR TARİHİ: 30/05/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin, davalı şirkete yazılım hizmeti verdiğini, davalının, davacı şirketten aldığı … uygulaması yazılım hizmeti neticesinde düzenlenen faturaya dayalı 40.000-TL borcunu ödemediğini, bunun üzerine Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı şirket vekilinin 10.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin GSM altyapı alanlarında faaliyet gösteren bir şirket olup, ticari faaliyetinin Ar-ge çalışması çerçevesinde … adlı program ürettiğini, daha sonra bu programı geliştirmek için davacı şirketin sahibi … ile sözleşme imzalandığını, sözleşmenin taslağı kaynak kodları ile birlikte davalı şirket yetkilisine teslim edildiğini, ancak 2013 yılının son aylarına gelindiğinde projenin gerekli ilerlemeyi göstermediğini, aradan geçen zaman zarfında davacının iyiniyetli hareket etmediğini, istenen nitelikte projeyi bitirmesinin mümkün olamayacağını farkettiğini, proje tamamlanmış ve davacı tarafça istenilen yükümlülükler yerine getirilmiş olsaydı, müvekkilinin davacıya ödeme yapmaktan çekinmeyeceğini, taraflar arasında gerginliğin arttığını, davacının 2014 yılı Mayıs ayında müvekkiline ait Server’lere saldırıda bulunup, sisteme izinsiz olarak giriş yaparak programlarda değişiklik yapıp verileri sildiğini, davacı tarafından, müvekkile kusurlu ve eksik iş teslim edildiğini, davacının müvekkiline verdiği zararın dava konusu edilen alacak sisteminden kat ve kat büyük olduğunu, bu nedenle davanın reddine ve %20 den az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının, davalıya yazılım hizmeti verdiği tartışmasız olup davalı bu hizmetin kusurlu, ayıplı, noksan olduğunu, herhangi bir ihtar ve ihbar ile davacıya bildirmediği, davacı tarafından keşide olunan 2 adet faturayı kendi ticari defterlerine işlediği ve kayıtlı olduğu vergi dairesine bu faturalarla ilgili BA formları verdiği, davacının takibe konu yaptığı 2 adet fatura için de kayıtlı olduğu vergi dairesine BS formları verdiği, her iki tarafın ticari defterlerinin taraflar lehine delil vasfı bulunduğu, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu YMM bilirkişi raporu ile sabit olan takip konusu alacaktan dolayı davalının davacıya borcunu ödemediği ve takip konusu faturalardan dolayı borçlu olduğu, itirazının ise haksız olduğu tespit edilmekle, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı karşısında sübut bulan davanın kabulüne ve davacı yararına taktir olunan %20 inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLER Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı tarafından alacağa konu iddia edilen faturalara ilişkin müvekkil şirket için bir hizmet verilmediğini, mahkeme hizmetin verildiğine ilişkin araştırma yapmadığını, davacının alacağa konu hizmeti verdiğini ispatlaması gerektiğini, dinlenen davalı tanıkları da müvekkilin iddia ve savunmalarını destekler tarzda, davaya konu programın zatı hali hazırda 2010 yılında kendilerine teklif edilen … adlı program olduğunu söylediklerini, bu nedenle istinafa konu yerel mahkeme kararı yeniden inceleme yapılarak kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava; tacirler arası hizmet alım ilişkisinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı, 04/03/2014 tarihinde İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası ile 2 adet fatura alacağına istinaden toplam 40.000,00 TL tutar üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin ve itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı ancak ödeme emrine takip tarihinden itibaren 7 gün 11/03/2014 tarihinde itiraz edilerek takibin durduğu, davacının da 16/05/2014 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Tarafların dava ve cevap dilekçesinde dayandığı deliller dosyaya ibraz edilmiş, tanıkları dinlenmiştir.İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/27 D.İş sayılı dosyasından alınan 10/06/2014 tarihli Bilgisayar Mühendisi Bilirkişisi raporunda, davacı şirket tarafından yazılan İnteraktif Harita Destekli Alt Yapı Uygulaması … T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından Bilgisayar Programları ve Veri Tabanlarına İlişkin Kayıt Tescil Belgesi ile 17/01/2013 tarihinde kayıt ve tescil edildiğini, davalı firma yazılımı kullandığını beyan ve kabul ettiğini, şirket bilgisayarları üzerinden yapılan incelemede de bu durum tespit edildiği, davalı firma her ne kadar yazılım üzerinde değişiklik yaptıklarını beyan etse de yazılım kodları tescil edilen kodların üzerinde çalışıldığı tespiti yapılmıştır.
Mahkemece, yazılım konusunda uzman bilirkişi öğretim üyesinden alınan 02/10/2015 günlü raporda, davalının kullandığı programın geliştirilmesi amacıyla yazılım kodları eklenmesi ve değiştirilmesinin eser sahibinin hakkı olduğu, dosyadaki bilirkişi raporu ve bilgilere göre ve ifadelerden kullanıcı bilgileri ve şifreleri değiştirilinceye kadar davalı tarafın yazılımı kullandığı ve hizmet aldığı tespit edildiği mütalaa edilmiştir.Mahkemece YMM bilirkişi … alınan 06/03/2017 günlü raporda her 2 tarafın 2013-2014 yılları tüm ticari defterlerinin taraflar lehine delil vasfı bulunduğu, her 2 şirketin incelenen ticari defterlerinde takip konusu faturaların kayıtlı olduğu ve davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 40.000,00 TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, taraflar arasında yazılım hizmeti verilmesi hususunda anlaşma sağlanmıştır. Davalı, … adlı bir program ürettiğini, bu programın daha da geliştirilmesi için davacı ile anlaşıldığını iddia etmiş ise de, dosyadaki raporlara göre, davacı şirket adına tescil ve kayıt edilen yazılım kodları üzerinde çalışılmak suretiyle davalı tarafın yazılımı kullandığı ve davacıdan hizmet aldığı görülmüştür. Nitekim takibe dayanak yapılan 2 fatura da hem davalı hem davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre de, davacı şirkete 40.000,00 TL borçlu olduğu, bu itibarla takibe dayanak yapılan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunması hizmetin yerine getirildiğine karine oluşturduğu gibi alınan bilirkişi raporundan da hizmetin verildiği anlaşılmıştır. Davalı herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediğinden, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 40.000,00 fatura alacağı bulunduğu sübut bulduğundan davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari avans faizi uygulanmasına, kabul edilen miktar üzerinden %20 olarak hesaplanan 8.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davalının peşin olarak yatırdığı 768,80 TL’den mahsubu ile arta kalan 579,30 TL harcın talep halinde davalı tarafa iadesine,3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu 353/1.b.1 ve 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/12/2019