Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2419 E. 2019/515 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2419 Esas
KARAR NO : 2019/515
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1029
KARAR NO : 2017/560
KARAR TARİHİ: 13/06/2017
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 28/09/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 31/12/2014-2015 vadeli Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı sigortalı …San. Ve Tic. Paz. A.Ş. ‘nin işyerinde 03/02/2015 tarihinde gerçekleşen hırsızlık eylemi sonucunda 2 bağ külçe alüminyum çalındığını, olay nedeniyle sigortalıya 9.450,14 TL tazminat ödendiğini, meydana gelen hırsızlık vakasında davalı şirketin hizmeti zamanında yerine getirilememesinden veya kötü ifa edilmesinden dolayı zarardan sorumlu olduğunu, ödenen hasar bedilinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı vekili Mahkemeye sunduğu 30/11/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahsın, müvekkil şirket personeli olmadığı gibi, müvekkil şirket tarafından verilen bir zararın da söz konusu olmadığını, davacı ile müvekkil şirket arasında güvenlik hizmetine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle davacının müvekkil şirkete husumet yöneltmesinin söz konusu olmadığını belirterek öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine, esas yönünden de dava dışı sigortalı şirketin ekonomik değeri yüksek olan madeni kapalı ortamda muhafaza etmesi gerekirken açıkta, dışarıdan görünür bir şekilde bulundurmasının asli kusur olduğunu, davacının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkil şirketin hırsızlık olayıyla hiçbir bağlantısı ve sorumluluğu olmadığını beyanda davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince, hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalı güvenlik şirketinin % 100 kusurlu olduğu ve bu nedenle zarardan sorumlu olduğu, dava dışı sigortalı işverenin müterafik kusurunun ispatlanamadığı, ödeme tarihi olan 19/03/2015 tarihinden takip tarihi olan 12/06/2015 tarihine kadar % 9 yasal faiz üzerinden icra takibinde talep edilen 198,06 TL işlemiş faizin arada 85 gün geçmiş olması nazara alındığında yerinde olduğu, ayrıca takip tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili 14.08.2017 tarihli istinaf dilekçesinde, İstanbul Anadolu 9, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda sayısı belirtilen kararının istinaf incelemesi için süre tutum isteminden ibaret olduğu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli istinaf dilekçelerini mahkemeye sunacaklarını beyan etmiş, ancak gerekçeli istinaf dilekçesi dosyaya sunulmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın, meydana gelen hırsızlık olayı nede- niyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelini davalı güvenlik şirketine rücu edip edemeyeceği noktasındadır.Mahkeme davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekili, yukarıda belirtildiği şekilde, istinaf başvurusu için sebep ve gerekçe belirtmeksizin süre tutum dilekçesi vermiş, bunun dışında bir istinaf dilekçesi vermemiştir.HMK 342.2.e maddesi gereğince istinaf yoluna başvuran taraf, başvuru sebep ve gerekçelerini dilekçesinde göstermek zorundadır. Somut olayda, başvuran davalının gerekçeli kararın tebliğine rağmen, sadece süre tutum dilekçesi sunduğu, istinaf başvuru sebeplerini gösterir dilekçe sunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı HMK 342.2.e hükmünden kaynaklanan somut sebep ve gerekçe gösterme yükümlülüğünün yerine getirme- miştir. Dilekçe incelenebilirlik koşullarına sahip olmadığı için HMK 352.madde gereğince kabulü mümkün değildir.Öte yandan, HMK 355. madde çerçevesi içerisinde yapılan incelemede de kamu düzenine aykırı herhangi bir sebep bulunmadığından davalının istinaf talebinin HMK 352.madde gereğince usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 250,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 61,20 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. ve 362.1.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/03/2019