Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2375 Esas
KARAR NO : 2019/2007
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/93 Esas
KARAR NO : 2017/587
KARAR TARİHİ: 25/04/2017
DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; faaliyet konusuyla ilgili meydana gelecek kazalara karşı makinelerini, makine kırılma sigortası poliçesi ile sigorta ettirdiğini, sigorta edilen Komatsu markalı 1 adet lastikli yükleyici olarak tabir edilen iş makinesi taş ocağında çalışmakta iken 17/10/2010 tarihinde üzerine büyük bir taş parçasının yuvarlanması sonucu, operatörün bulunduğu kabin tamiri mümkün olmayacak şekilde hasara uğradığını, kazanın davalı … şirketine bildirildiğini, davalı … eksperinin, kabinin tamir edilebilir olduğunu, yenisiyle değiştirilmesine gerek olmadığını beyan etmesi nedeniyle ödeme yapılmadığını, daha sonra hasarın teminat dışında kaldığından bahisle sigorta hasar bedelinin karşılanmaması nedeniyle iş makinesinde oluşan hasarın, kabin yenilenmesi şeklinde giderilmesini, bu talebin yerine getirilmediği takdirde müvekkili şirketin kabin tamiri için ödemiş olduğu 31.039,94 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, sunmuş olduğu 28/02/2014 tarihli dilekçesi ile görevsizlik kararı öncesi alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerinin 108.872,24 TL yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; taraflar arasındaki ihtilafın, makine kırılması sigortasından kaynaklandığını, sigorta kapsamındaki davaların ticari dava olduğunu, ihtilafın kaynağı sigorta sözleşmesi olması sebebiyle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, ayrıca yetkili mahkemenin de Kadıköy Ticaret mahkemeleri olduğunu, hasarın poliçe teminatı dışında bulunduğunu, poliçede, maden ocağı ve taş ocağında çalışması sırasında meydana gelen hasarların teminat dışı olduğu yönünde özel şart bulunduğunu,davacı vekilinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, hasarlı aracın davacı tarafından iddia edildiği gibi maden işleri için yapılmadığını, faize hükmedilecekse başlangıç tarih 03.11.2010 olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacıya ait iş makinesinin hasarlanmasının sigorta poliçesi kapsamında kaldığı ve hasar bedelinin KDV dahil 87.632,25 TL olduğu kanaaityle bilirkişi raporundaki hesaplanan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dava konusu makine kırılması sigorta poliçenin 2. Sayfasının notlar kısmının en alt satırında ” makinelerin maden ocağı ve taş ocağı veya yer altında çalışması ve bu esnada oluşacak hasarlar teminat dışıdır.” olduğunun açıkça kararlaştırıldığını, dava konusu hasar ocak içerisinde meydana gelmiş olduğundan sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığını, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini, kaldı ki TTK 1423. Maddesi ” aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettiren, sözleşmesinin yapılmasına 14 gün içerisinde itiraz etmemiş ise, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmışı olur”. şeklinde düzenlendiğini, ayrıca hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilen hasar bedeli ve faiz oranı da afaki olup karar bu yönden de hatalı olduğunu, bu nedenle istinaf incelemesi sonucunda mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen makine kırılması sigorta poliçesi kapsamında uğranılan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, sigortalı iş yeri sahibi davacı ile davalı … şirketi ile arasında poliçenin başlangıç tarihi 20/08/2010, bitiş tarihi 20/08/2011 olan Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile Komatsu markalı 3 adet iş makinesi sigortalandığı, işbu sigorta poliçesinin akdedilmesinden 1,5 ay sonra Makine Kırılması Sigorta Zeyilnamesi (genel zeyil-konu ilavesi) düzenlendiği, bu şekilde dava konusu zarar gören iş makinesinin Makine Kırılması Sigorta Poliçesi kapsamına alındığı ve ana poliçeye bağlı 2 numaralı zeyilnamenin ana poliçe kapsamında konu ilavesine ilişkin olduğu görülmüştür. Ekspertiz raporunda Sultangazi Cebeci taş ocağından kullanılan Komatsu marka lastik tekerlikli hidrolik yükleyici iş makinesi ocak içerisinde çalışırken üst kısımdan düşen bir kayanın ön tarafına çarpması sonucu kova silindirinin, operatör kabinin ve kaporta kısmının hasarlandığı, silindir milinin eğilerek silindir kovanı içinde sıkıştığı şeklinde hasara uğradığı belirtildiği, hasar bedeli ödenmesi amacıyla davalı … şirketine yazılı başvuruda bulunulduğu, sigorta şirketinin 03/11/2010 tarihli cevabında, hasarın teminat kapsamı dışında kaldığından talebin reddedildiği görülmüştür. Hasar tespiti yönünden görevsiz mahkemede, dava konusuyla ilgili Adli Tıp Kurumu Trf. İht. Dairesi uzmanı ve makine yüksek mühendisi bilirkişisinden 20/06/2013 tarihli müşterek rapor ile sigorta eksperi bilirkişisinden 08/10/2013 tarihli ayrı ayrı rapor aldırılmıştır. 20/06/2013 tarihli raporda, iş makinesinin RPOS özelliği, yükleme sırasında makine dengesinin korunması açısından, FOBS özelliği de, operatörün can güvenliği açısından oldukça önemli olduğu, gerek standardın devamı ve operatörün can güvenliği ve de makinenin devrilerek hasarlanmaması açısından kabinin yenilenmesinin uygun olacağı, kabinin değişmesi halinde iş makinesinin hasar bedelinin eksper raporuna göre KDV dahil 120.969,16 TL, % 10 muafiyet tenzilinden sonra tazminat tutarının 108.872,24 TL olduğu, davacı iş makinesinin onarımı için yapmış olduğu harcama KDV dahil 31.039,94 TL, % 10 muafiyet tenzilinden sonra tazminat tutarının 27.935,95 TL olduğu kanaati bildirilmiştir. 08/10/2013 tarihli sigorta eksperi raporunda, kabinin onarılmasının, iş makinesinin ISO 3471 – ISO 3449 standartlarının devamı bakımından engel olmadığı, makinenin onarımının, makinenin olaydan önceki niteliklerinin tekrar sağlanması açısından tamiri kabil olan kabinin yenilenmesi gerekmediği, bunun akabinde RPOS özelliği yükleme sırasında makine dengesinin korunması açısından FOBS özelliğiyle operatörün can güvenliği açısından oldukça önemli olduğu, makinenin devrilerek hasarlanması açısından kabinin onarımının uygun olacağı, ayrıca yetkili servis tarafından onarımların yapıldığı, makinenin kullanıldığı onarım faturalarında kabin onarımının gerçekleştiğinin de anlaşıldığı belirtilerek kabin değişimi veya onarımı halindeki hasar bedeli önceki raporla aynı miktarlarda olduğu bildirilmiştir.Her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için emekli sigorta müşaviri, makine yüksek mühendisi ve trafik kusur- hasar uzmanı bilirkişisinden oluşan heyetten müşterek rapor aldırılmıştır. 09/09/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davacı sigortalının, hangi hasarların poliçe teminatı dışında kaldığına ilişkin bilgilendirildiğini gösterir bilgilendirme formu dosya içinde mevcut olmadığı gibi, poliçede sigortalı davacı firmanın imzasının da bulunmadığı, davacının bu durumu cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, tarafların savunmaları ve cevapları ile yukarıda belirtilen yönetmelik maddeleri incelenmiş olup, poliçenin imzasız olması ve bilgilendirmenin yapıldığının davalı … şirketince ispat edilememiş olması nedeni ile, davaya konu hasar poliçe teminat kapsamında olduğu, yapılan teknik incelemeye göre, iş makinesinin yetkili distribütörü … yazısında, iş makinesinin operatör kabininin ROPS/FOPS sistemi ile tasarlanmış ve imal edilmiş olduğu; ROPS (Roll Över Protection Structure): Devrilmeye Karşı Koruyucu Yapı, FOPS (Falling Object Protection Structure): düşen cisimlere karşı koruyucu yapı anlamına geldiği ve 1SO 3471 – 3449 standartlarına göre üretildiği; iş makinesinin devrilmesi ve üzerine cisim düşmesi hallerinde operatörün emniyetli olmasının sağlandığı, tamirinin mümkün olmadığı, tamir edilmesi halinde standart / garanti dışı kabul edileceğinin bildirildiği, ilgili standartları daha anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse, şantiye sahasında iş makinesinin düştüğü, devrildiği, takla attığı hallerde dahi operatörün ezilmeden kabinin içinde emniyetli kalabileceği bir boşluğun olacağı (ROPS), önemli risk iş makinesinin üzerine kaya düşmesi veya iş makinesinin devrilmesi olduğu, hasarın ve yaralanmaların tamamına yakını devrilme veya kaya düşme anında meydana gelmekte olduğu, üretici firma ROPS/FOPS sistemi ile üretilmiş kabinler ile operatörün can ve yaralanma riskini büyük oranda ortadan kaldırmakta olup çok önemli olduğu, tamir edilmesi halinde üretici / distribütör firmanın iş makinesi kabininin standart / garanti dışı hale geleceği ve beklenen faydayı sağlamayacağı beyanı dikkate alınmak zorunda olduğu, sadece 9 gün ve 111 saat kullanılmış iş makinesinin standart dışı hale gelmesinin uygun olmayacağı, tamirinin de teknik olarak uygun ve güvenli olmadığı, hasarlı kabinin komple yenisi ile değiştirilmesi hali için hasar tutarının hesaplanması ve hasarlı kabinin de sovtaj bedeli düşülmesi gerektiği, yapılan araştırmada hasarlı kabinin sovtaj değerinin 20.000 TL olduğu, diğer hasarlı parçaların sovtaj değeri olduğu, çok yeni olduğu için kıymet kazanma indirimi yapılmasına gerek olmadığı, poliçede en az 1.500 Euro olmak üzere hasar tutarının %10 kadar muafiyet öngörüldüğü, ana sigorta poliçesinde kabin için en az 4.500 Euro olmak üzere kabin hasar tutarının %40’ı oranında muafiyet öngörülmüşse de 2 numaralı poliçe ekinde söz konusu madde kaldırıldığı, sigortalının lehine olan 1.500 Euro olmak üzere hasar tutarının %10 kadar muafiyet esas alındığı ve hesaplamaya KDV eklendiği belirtilerek iş makinesindeki toplam hasar tutarının KDV dahil 87.632,25 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.Makine Kırılması Sigorta ana poliçesi incelendiğinde, poliçede ” makinelerin maden ocağı ve taş ocağında çalışması sırasında meydana gelen hasarlar teminat dışıdır.” özel şartı bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, sigorta poliçesi kapsamında yer alan özel şartların davalıya ilzam edip etmeyeceği, zararın meydana gelmesinde davacının kusuru bulunup bulunmadığı ve zarar miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/13677 esas, 2013/14600 karar sayılı 30/10/2013 tarihli yargıtay ilamının üye … ve üye … karşı oy yazısında da belirtildiği üzere, poliçenin, düzenlenme tarihi itibariyle 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 39. Maddesi gereğince eldeki davada mülga 6762 sayılı TTK hükümleri uygulaması gerekir. Gerek 6762 sayılı yasada, gerekse Borçlar Kanununda sigortacının bilgi verme ve karşı tarafı aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin özel bir düzenleme yer almadığından, uyuşmazlık 5684 sayılı yasanın 11/3. maddesine dayanılarak çıkarılan sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3 maddesinde “sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği” belirtilmiştir.Anılan yasa hükmüne dayanılarak hazine müşteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü resmi gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde “Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlayacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu”, yönetmeliğin 7. maddesinde “bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden her hangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği”, yönetmeliğin 8.maddesinde “bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler…vs. bulunacağı” Yönetmeliğin 9.maddesinde “bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği” öngörülmüştür.Somut uyuşmazlık; davacı, yönetmelik hükümlerine göre bilgilendirilmediğini, davalı yönetmelik hükümlerine aykırı davranması nedeniyle özel şartın geçersiz olduğunu, davalı ise müvekkil şirketin bilgilendirme ve aydınlatma yükümlüğüne aykırı davranmadığını iddia etmiştir.Dosya kapsamına göre, davalı … şirketince sunulan ana poliçede ve buna bağlı 2 numaralı zeyilnamede davacı sigortalının imzasının bulunmadığı gibi poliçe ekinde bilgilendirme formunun yer almadığı yani davalı sigortalı tarafından yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bilgilendirme formu düzenlenmediği görülmüştür. Aydınlatma yükümlülüğünün ihlali halinde sigortalının sahip olduğu haklar ise tazminat ve sözleşmeyi fesih hakkı olduğu, fesih hakkı ile ilgili herhangi bir süre sınırlaması bulunmadığından yönetmelik ve 6103 sayılı yasanın 39. Maddesi delaletiyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’ nın 1423 vd. maddelerinde öngörülen sigortalıyı koruyucu hükümlerde birlikte değerlendirdiğinde davacının tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. 09/09/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ayrıntılı izah edildiği üzere, iş makinesinin tamir edilmesi halinde üretici/distiribitör firmanın iş makinesi kabininin garanti dışı hale geleceği beyanı dikkate alındığında sadece 9 gün ve 111 saat kullanılmış iş makinesinin standart dışı hale gelmesi uygun olmayacağı gibi iş makinesinin tamirinin teknik olarak uygun olmadığı ve operatörün can güvenliği açısından tehlike arz etmesi nedeniyle hasarlı kabinin komple yenisiyle değiştirilmesi gerekmektedir. Teknik ve hukuki açıklamalar itibariyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda toplam hasar tutarı KDV dahil 87.632,25 TL olarak hesaplandığı ve bu miktar üzerinden mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde ve her iki taraf da tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmelerini ilgilendiren sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı dikkate alındığında, davalı … şirketi için temerrüt faizi olarak avans faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davalının peşin olarak yatırdığı 1.582,30 TL’den mahsubu ile arta kalan 1.392,80 TL harcın talep halinde davalı tarafa iadesine,3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/ 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/11/2019