Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2364 E. 2019/2010 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2364 Esas
KARAR NO : 2019/2010
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/724
KARAR NO : 2017/714
KARAR TARİHİ: 10/07/2017
DAVA : TAPU İPTALİ VE TESCİL (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, … İlçesi, … Mevkii, … ada, … parselde bulunan … Blk. 8 nolu bağımsız bölümün kendisine tahsis edilerek üye kayıt defterine işlendiğini, müvekkilinin tüm mali yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı kooperatifin 08/05/2006 tarihli olağan genel kurulunda ferdi mülkiyete geçilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin gerekli ruhsat ve harçlar ile ilgili yükümlülüğü yerine getirdiğini, davalı kooperatifin 2008 yılında müvekkili ve 11 üye dışındaki tüm üyelere tapularını devrettiğini, müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmamasına rağmen tapu devrinin yapılmadığını, davalı …’nin kooperatif hakkında tahakkuk ettirdiği idari para cezasından dolayı kendisi ile hiç bir hukuki bağı olmayan haksız ve mesnetsiz olarak davacıya tahsis edilen taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek taşınmazın kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, tapu kaydı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevabında; açılan davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, 05/04/2012 tarihinde haciz uygulamış olup buna istinaden diğer davalı kooperatif evlerinin yapım işini üstlenen müteahhit … adına ödeme emri gönderildiğini, altmış gün içerisinde dava açılmadığını, idari yargının görevli olması ve davacının menfaat yokluğu nedeniyle husumeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı kooperatif cevap dilekçesi sunmamıştır
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı taraf sunulan belgelere göre kooperatif üyeliğini dava dışı kişiden 2006 yılında devraldığı, davacının kooperatife borcu olduğu yönünde itiraz ileri sürülmediği, davalı kooperatifin diğer üyelerine tahsis ettiği dairelerin tapusunu vermiş iken davacıya verilmemesi eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğundan tapu iptal tescil talebi yönünden davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebi yönünden, taşınmazın tahsis ile birlikte davacının mülkiyetinde bulunduğu dikkate alındığında husumet itirazının yerinde olmadığı, davacı tarafından kesilen idari para cezasına karşı bir itiraz söz konusu olmadığından haczin kaldırılması talebi yönünden mahkemenin görevli olduğu, 2000 yılında konutların üyelere teslim edildiği ve tahsis kararı ili birlikte mülkiyetin bu tarihte davacıya geçtiğinin kabulü gerekeceği, aksi düşünülse dahi davacıya tahsis edilmiş daire üzerine tüm kooperatif üyelerinin karşılaması gereken bir borç nedeniyle haciz konulması hakkaniyete de uygun olmadığından haksız olarak konulduğu anlaşılan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı …’si vekilinin yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde; dava konusu kaydi haczin belediyenin idari işlemi ile konulmuş olduğunu, İYUK gereğince belediye aleyhinde açılan davada yargı yolu bakımından mahkemenin görevsiz olduğunu, idari yargıda iptal davası açılması gerektiğini, davanın süre yönünden reddi gerektiğini ve haciz konulan taşınmazın kooperatif adına kayıtlı olduğundan davacının husumeti (menfaati) bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istinaf ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve tapu kaydı üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Tapu iptal tescil talebi yönünden verilen karar davalı kooperatif tarafından istinaf edilmediği, böylece ilk derece mahkemesi kararı kesinleştiğinden haczin kaldırılması talebi yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.Davalı vekili, husumet, zaman aşımı ve görev yönünden itirazda bulunmuştur. Davacının talebi, adına tahsis edilen taşınmazın tapu kaydına kooperatif borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılmasına ilişkindir. Haciz belediye tarafından tahakkuk ettirilen cezanın ödenmemesi nedeniyle konmuş olup talebin, cezanın haklı olup olmadığı, yani kooperatife uygulanan idari para cezası olmayıp bu ceza nedeniyle konulan haczin kaldırılması olduğundan davaya bakma görevi adli yargıya aittir.Dava konusu 8 nolu bağımsız bölüm davacı adına tahsis edildiği, taşınmaz üzerinde davacının ayni hakkı bulunduğundan davacının davayı açmakta hukuki yararı ve menfaati bulunmaktadır. Ayrıca yukarıda açıklandığı üzere dava konusu, hacze dayanak yapılan idari para cezasının iptali olmadığından herhangi bir süre sınırlaması da yoktur.Somut olayda; davacının, davalı kooperatif üyesi olup, dava konusu bağımsız bölümün davacı adına tahsis edilerek üye kayıt defterine kaydedilmiş, 2000 yılından itibaren bağımsız bölümlerin üyeler tarafından fiilen kullanılmış, 08/05/2006 tarihli genel kurul kararı ile ferdi mülkiyete geçme kararı alınmış olup davacı ve 11 üye dışındaki tüm üyelere 2008 yılında tapu devirleri gerçekleştirilmiş, davalı belediyenin 22/05/2008 tarih 49 nolu ”1 nolu yapı tadil tutanağına ” dayalı olarak Belediye Encümeni 12/06/2008 tarih 2008/711 karar sayılı 250.000,00 TL idari para cezasına istinaden ve Belediye Mali Hizmetler Müdürülüğü 04/04/2014 tarih ve 1200 sayılı yazısı ile dava konusu parsele ilişkin 23. Madde P.P.C borcu ve yol harcamalarına katılım borcundan dolayı belediyenin 05/04/2012 tarih 8942 sayılı haciz yazısı üzerine kooperatifte kalan taşınmazların tapu kayıtlarına haciz konulmuştur.Dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporuna göre, tapu kaydında şerh bulunan belediye alacağının bir kısmını davacının veya davalı kooperatifin borcundan dolayı değil, kooperatif müteahhidi davada taraf olmayan … adına düzenlenmiş alacağa ait olduğu, idari para cezasının dayanağının kooperatif inşaatının ruhsatsız olarak başlanmış ve bitirilmiş olmasından kaynaklandığı, idari para cezalarının öncelikle davalı kooperatif adına değil müteahhit … adına düzenlenmiş bulunduğu ve ödeme emri ve encümen kararının … tebliği edildiği, bu idari para cezası borçları ve imar kirliliğine neden olması iddiasıyla hakkında ceza davası ikame edilen … adına konulan hacizlerin sonradan idare tarafından resen kaldırılarak davalı kooperatif adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulduğu, bu sebeple hacze dayanak yapılan idari para cezasından kaynaklanan borçtan dolayı davacının sorumluluğu bulunmadığı, ayrıca 2000 – 2010 tarihleri arasında tahakkuk ettirilen PPC borcu, yol katılım payı, KDV ve gecikme faizlerinden oluşan borçlarla ilgili olarak davalı kooperatife karşı 2012 yılında tapu kaydına konulan haciz dışında bugüne kadar iş bu alacakların tahsili yönünde hiçbir işlem yapılmadığı, davalı kooperatifin 2008 yılında davacı ve 11 üye dışındaki tüm üyelere tapularını devrettikten sonra kalan tapular üzerine konulan haczin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğu, davalı belediyenin varsa bir alacağı tescil işlemi yapılmadan davalı kooperatifin tüm hisselerine konulması gerekirken sadece davacı ve 11 üyeyi tahsis edilen taşınmazlar üzerine konulan haczin iyi niyet ve dürüstlük kurallarına bağdaşmadığından haczin kaldırılmasına ilişkin mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Sonuç olarak ilk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı …’nın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davalının peşin olarak yatırdığı 4.717,10 TL’den mahsubu ile arta kalan 4.527,60 TL harcın talep halinde davalı belediyeye iadesine,3-Davalı belediyenin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere Hakim …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.07/11/2019

MUHALEFET ŞERHİ Dava, kooperatif adına kayıtlı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescili ile davalı belediyenin tapu kaydı üzerindeki haczinin kaldırılması istemine ilişkindir.Davalı … vekili davaya karşı cevap dilekçesinde , haczin 05.04.2012 tarihinde uygulandığını , öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davalı kooperatif evlerinin yapımını üstlenen müteahhit adına ödeme emrinin gönderildiğini ancak İdare mahkemesine dava açılmadığını , İş bu davada İdare Mahkemesinin görevli olduğunu, dava konusu 15 parsel sayılı yerle ilgili ,12.06.2008 tarihli encümen kararı sonucunda kooperatife ait kaçak yapıya rastlandığını , 250.000,00 YTL idari para cezası uygulandığını , iptal davasının açılmayıp alacağın kesinleştiğini , 3194 sayılı İmar Kanunun 32. maddesine göre 22.05.2008 tarihli Yapı tatil tutanağı düzenlendiğini , 12.06.2008 tarihli encümen kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesi gereğince, 24264,00 metre kare alan ruhsatsız ve kaçak olduğu için para cezası uygulanmasına karar verildiğini, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı kooperatif davaya karşı beyanda bulunmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne, tapunun iptal ve tescili ile tapu kaydında bulunan …ne ait 06.04.2012 tarihli haczinin kaldırılmasına karar verilmiştir.Karar, davalı … tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamından, davacının kooperatif üyeliğini dava dışı Fahri Bölükbaşı’ndan 08.06.2006 tarihinde devir aldığı , davacının kooperatif üyesi olduğu , davalı … başkanlığının 12.06.2008 tarihli encümen kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunun 32. maddesine göre 22.05.2008 tarihli Yapı tatil tutanağı esas alınarak söz konusu parseldeki 12 Blokun tamamının kaçak olduğu kararı ile her bağımsız bölüm için 20.833 YTL olmak üzere 12 Blok için toplam 250.000,00 YTL idari para cezası kararı alındığı , kararda , kaçak yapı alakalısına para cezasının uygulanması hükmüne yer verildiği ,dava konusu … ada … parsel ,… Bağımsız Bölüm 8 nolu mesken niteliğindeki taşınmaz tapu malikinin davalı kooperatif olduğu ve tapu kaydı üzerine 06.04.2012 tarihinde davalı … adına kamu haczi şerhinin işlendiği , dosya içerisinde kura çekimine dair herhangi bir bilginin olmadığı , 23.12.2016 tarihli keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ,taşınmazda kiracının oturduğunun belirlendiği , davanın ise, 02.11.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.İş bu davada, hacze konu alacağın nedeni, 3194 sayılı İmar Kanunudur. Verilen idari para cezasının haklı olup olmadığı tartışma konusu yapılmamaktadır . Talep ,ceza nedeniyle konulan haczin kaldırılması istemi olduğundan ,emsal yargı kararları uyarında ,adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Ve bu konuda , çoğunluk görüşüne katılmakla beraber , mahkemenin ,haczin kaldırılması talebinin kabulüne dair hüküm kısmına katılmak mümkün olmamıştır .Taşınmazın haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması halinde haczedilebileceği ve somut olayda ,dava konusu taşınmazın davalı borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu tartışmasızdır. İcra takibinin sürdürülmesi sırasında taşınmazların haczedilmesi için , bunların haciz tarihinde takip borçlusu adına kayıtlı olması zorunluluğu ve icra müdürünün bu saptamayı yaptığı takdirde taşınmazı haczedebileceği HGK ‘nun 07.04.2004 tarihli, 2004/12-210 Esas, 2004/208 Karar sayılı ilamında yer verilmiştir.Aynı kararda, borçlu adına kayıtlı taşınmazın haciz edilip tapu kaydına haciz şerhi ( m.91/1 ve MK m.1010/f.1, bent 2) işlendikten sonra tapu iptali ve tescil davası sonunda verilen kararın kesinleşmesi üzerine davacının üçüncü kişiye karşı, tapu şerhi ile intikal etmiş ise , bu durumda üçüncü kişinin haczin kaldırılması için icra mahkemesine değil genel mahkemeye başvurabileceğine yer verilmiştir.Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.05.2006 tarihli, 4030 Esas, 6271 Karar sayılı ilamında aynen “….Dava , kur’a çekimi sonucu kooperatif üyelerine tahsis edilen taşınmazların tapu kaydına , davalı kooperatifin borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılması İstemine ilişkindir .Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle kur’a çekiminin kooperatif üyesine mülkiyet hakkını kazandırıp kazandıramayacağının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.TMK ‘nın 1022’nci maddesinde “ Ayni haklar kütüğe tescil ile doğar “ denildikten sonra aynı Yasa’nın 705’inci maddesinde de tescilden önce mülkiyetin kazanılabileceği haller “ miras , mahkeme kararı, cebri icra ,İşgal , kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer haller “olarak belirtilmiştir.Somut olayda, kooperatif ‘çe 26.05.2001 tarihinde kur’a çekildiği ,11.09.2002 tarihinde kooperatif aleyhine icra takibi başlatıldığı, 07.10.2002 tarihinde tapu kaydına haciz şerhi işlendiği ve bu tarih itibariyle taşınmazın tapuda davalı kooperatif adına kayıtlı olduğu tartışmasızdır .1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda , kooperatif üyelerine mülkiyetinin ,kur’a çekimi ile geçeceğine dair bir düzenleme olmadığı gibi, olayda TMK’nın 705’ inci maddesinde öngörülen diğer istisnai haller ( tescilsiz iktisap ) de bulunmadığından , konut yapı kooperatiflerinde kur’a çekimi ile mülkiyetin kooperatif üyesine tescilsiz geçeceğinin kabulü mümkün değildir .Bu nedenle yerel mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesinin kabulü mümkün değildir.Bu nedenlerle yerel mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesinin anılan yasa hükümlerine aykırı olduğundan, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçe ve ifadelerine yer verilmiştir.Somut olayla nerede ise aynı olan emsal ilamda da vurgulandığı üzere ,kur’a çekimi ile mülkiyet hakkı davacıya geçmemiştir .Dava tarihinde ve şu an itibariyle tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmediğinden , davacı dava konusu taşınmazın maliki kabul edilemeyeceğinden ve haczin kaldırılması davasını ancak tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesi ile açabileceğinden davacının, davalı … başkanlığına karşı açmış olduğu haczin kaldırılmasına ilişkin davasının aktif husumet ehliyet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken ,kabulü uygun görülmemiş ve bu anlamda mahkeme çoğunluk görüşüne katılmak mümkün olmamıştır .Hükmün, Belediye Başkanlığı ‘nın buna İlişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kaldırılması gerekmektedir .