Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2352 E. 2019/1759 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2352 Esas
KARAR NO : 2019/1759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2017
NUMARASI : 2015/519 Esas, 2017/576 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete stok kontrol yazılım hizmeti verdiğini, hizmet karşılığı günlük faturalandırma yapıldığını, faturalara davalının herhangi bir itirazı olmadığını ve fatura bedellerinin ödendiğini, sadece ödenmeyen 2 .962,84 TL hizmet bedeli için davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının takibe itirazı üzerine de Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/472 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, diğer taraftan davalı şirketin 04/07/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile taahhüt edilen işlerin yerine getirilmediğini ileri sürerek ödenen hizmet bedelinin iadesini istediğini, sonrasında da müvekkili aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 15.668,21 TL tutarında alacak için icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi ile müvekkilinin haciz baskısı ile borcu ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin hizmeti eksiksiz yerine getirdiğini belirterek, müvekkilinin borçsuz olduğunun tespiti ve 21/05/2015 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına müvekkilince yapılan 19.828,98 TL tutarındaki ödemenin ödeme tarihi itibari ile işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; müvekkili şirketin davacı şirketten yazılım hizmeti aldığını, hizmet karşılığı tanzim edilen faturalarda belirlenen tutarların müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ancak hizmetin layığı ile yerine getirilmediğini, vaadedilen zamanda işlerin sonlandırılmadığını, hizmet gereği gibi yapılmadığından yeni bir firma ile baştan işe başlanmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle çalışmayan yazılım nedeniyle yapılan ödemeleri geri almak için takibe giriştiklerini ve ödedikleri hizmet bedelini tahsil ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/519 Esas, 2017/576 Karar sayılı kararı ile; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının sunduğu hizmette bir eksiklik bulunmadığından, davacıya ödenen hizmet bedelinin iadesi için yapılan takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ve takip nedeniyle davacının ödediği 19.828,98 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin hükmettiği meblağa ilişkin bilirkişi raporunda bir tespit olmadığını, raporda davacının 2 .962,84 TL alacağı olduğu belirtilmişse de, bu alacağın başka bir davanın konusu olduğunu, davacının defterlerini sunmadığını ve alacak iddiasını kanıtlayamadığını, usulüne uygun tutulan müvekkili şirket defterlerinde davacıya borcun bulunmadığının yer aldığını, davacının hizmeti gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle işin yeni bir firmadan sıfırdan alındığını, bu nedenle çalışmayan yazılım için davacıya ödedikleri bedelin iadesinde haklı olduklarını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda her iki tarafın defter ve kayıtları incelenerek kayıtların birbiri ile uyuştuğunun ve müvekkilinin davalıdan 2.962,84 TL alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, bu alacak kısmının ise dava ile ilgisi olmadığını, bilirkişi raporunda müvekkilinin sunduğu hizmette herhangi bir eksiklik tespit edilmediğini belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, istirdat talebine ilişkindir. Davacı, davalıya yazılım hizmeti verdiğini ve hizmet bedelini aldığını, ancak davalının, hizmetin gereği gibi yerine getirilmediğini ileri sürerek ödediği bedelin iadesi için takip başlattığını, icra baskısı ile takip konusu bedeli ödediklerini belirterek borçlu olmadıklarının tespiti ve icra takibinde ödenen bedelin istirdatını talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının hizmeti gereği gibi yerine getirdiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davacının, davalı şirkete yazılım danışmanlık hizmeti verdiği ve hizmet karşılığı olarak toplam 14.967,00 TL fatura bedelini tahsil ettiği, davalının ödediği hizmet bedelinin iadesi için davacı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip başlattığı, takibin kesinleşmesi ile davacının 21/05/2015 tarihinde toplam 19.828,98 TL’yi icra dosyasına ödediği görülmektedir. Taraflar arasında yazılım danışmanlık hizmet sözleşmesi bulunduğu ve davacı şirketin bu kapsamda hizmet verdiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık; davacı şirketin hizmeti gereği gibi yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı taraf, ödedikleri hizmet bedelinin iadesi için başlattıkları takibi, çalışmayan yazılım nedeniyle yaptıklarını savunmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır.Ancak somut olayda, alınan bilirkişi raporundan; faturalarda geçen hizmetin davalı tarafa verilmesinin yanında, görülen hizmetin ifasında bir eksiklik ve ayıp tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı şirketin hizmet bedeli olarak tahsil ettiği ücrete hak kazandığı kabul edilmelidir. O halde davalı şirketin ödediği hizmet bedelinin iadesi için başlattığı takip nedeniyle davacı tarafın borçlu olmadığının tespiti ve davacının takip nedeniyle ödediği bedelin kendisine iadesine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 424,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 234,83 harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.10/10/2019