Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2349 E. 2019/1837 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2349 Esas
KARAR NO : 2019/1837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI : 2016/52 Esas, 2017/328 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile … AŞ arasında imzalanan 16/5/2014 tarihli sözleşmenin 7.maddesi uyarınca müvekkilinin davalıya sözleşme bedelinin tamamı olan 590.000 USD yi ödediğini ancak davalının bir yıllık ücretin tamamı almasına rağmen müvekkilini … çıkardığını, davalının sözleşme gereğince müvekkiline kullandırmadığı süre ile ilgili bedeli iade etmek istememesi üzerine müvekkilinin alacağını tahsil için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptıklarını, ancak borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; … kanalın müvekkili şirketin platformundan çıkarılma nedeninin keyfi bir uygulama olmadığını, Ankara C. Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 7/10/2015 tarih ve 2014/37666 Soruşturma sayılı yazısı uyarınca … kanalın platformdan çıkartılmasının zaruri hale geldiğini, …AŞ ‘nin, terör örgütü olan yapının devleti ve siyasal iktidarı hedef alan yayınlar yaptığı gerekçesi ile suç işlemekte vasıta olarak kullanması nedeniyle Ankara C.Başsavcılığı kararı ile çıkarma kararı verildiğini, bilakis …. AŞ nin bu eylemlerinin müvekkiline ait şirketin marka değerine zarar verdiğini, bir çok abonelik iptalinin gerçekleştiğini, reklam gelirinde düşüş olduğunu, müvekkili firmanın zarar gördüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; ”.. 1-Davacı hazinenin davasının kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 518.876,71 USD asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince, USD cinsinden acılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarınca ödenen en yüksek faiz oranının ( yıllık %9 oranını geçmemek şartı ile ) uygulanmak suretiyle fiili ödeme tarihindeki TCMB nin efektif döviz satış kurundan hesaplanan TL karşılığının davalıdan tahsili şeklinde ( maliye hazinesine ödenmek üzere ) takibin devamına,Fazlaya ilişkin istemin reddine,298.872,98 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacı Hazineye verilmesine, ..” yönünde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin zorunlu olduğunu, taraflar arasında ki sözleşme muhtevası gereğince ödeme gününün Borçlar Kanunu Hükümlerine uygun olarak belirlenmiş olmakla faiz hesabının yapılması gerektiğini, mahkemece faiz taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek faiz hususunun düzeltilmesini ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı .. A.Ş’nin Fetö Terör örgütünü desteklediğini, bu sebeple aleyhinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı gereğince davacının platformdan çıkartıldığını, olağanüstü bir durum gereğince sözleşmenin ifa edilemediğini, müvekkilinin olay sebebiyle büyük zarara uğradığını, davalı şirketin marka değerinin zarar gördüğünü, abonelik iptallerinin gerçekleştiğini, tüketiciler tarafından Türkiye’nin dört bir yanında müvekkili şirkete karşı tazminat davaları açıldığını, kanalın platformdan çıkartılmasından 25/04/2016 tarihine kadar müvekkilinin Eutelsat uydu kapasitesini kullanamadığını, bu uydu için yaklaşık 1.000.000 USD para ödediğini, bilirkişi incelemesi yapılmadan hüküm tesis edildiğini, alacağın bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, davalı ile OHAL kapsamında alınan tedbirlere ilişkin düzenlenen 667 ve 668 sayılı KHK uyarınca kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin 670 sayılı KHK’ nın 5/1 maddesi uyarınca alacakları hazine tarafından takip edilen … A.Ş ( … Haber ) ile davalı arasında düzenlenen 16/05/2014 tarihli hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle davacının davalı aleyhinde başlattığı takibe, davalının yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosya incelendiğinde, davacının davalı aleyhine 16/05/2014 tarihli sözleşme gereğince 518.866,71 USD asıl alacak, 6.141,23 TL faiz olmak üzere toplam, 525.017,94 USD üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında 26/08/2015-25/08/2016 tarihlerini kapsayan kanal taşıma sözleşmesi ve bu sözleşme gereğince davacının davalı şirkete 590.000 USD ödeme yaptığı, davalının 08/10/2015 tarihinde davacı şirketin yayın yaptığı … Haberi şirket platformundan çıkarttığı hususları yanlar arasında çekişmesizdir. Sözleşmenin 6. maddesi gereğince, davacı tarafından ödenen bedel 1 yıllık süre için ödenmiş olup, belirtilen kanal 43 gün süre ile davalı şirket platformunda yer almıştır. Sözleşmenin mücbir sebep başlığı altında 16.maddesi; “taraflardan herhangi biri deprem, yangın, sel gibi doğal afetler sebebiyle veya uydu sistemlerindeki arızalar veya savaş, terör eylemleri, ambargo gibi sebeplerle işbu sözleşme ile yükümlendikleri edimlerini yerine getiremezlerse birbirlerinden herhangi bir nam altında tazminat talep edemeyeceklerini kabul , beyan ve taahhüt ederler. Mücbir sebep hallerinin 60 günden fazla sürmesi halinde taraflar işbu sözleşmeyi karşılıklı olarak feshedebilirler. Ancak Krea’nın fesih tarihine kadar yayıncılar’ nın işbu sözleşmeye ilişkin olarak muaccel hale gelmiş olan borçlarının talep etme hakkı saklıdır. ” hükmünü düzenlemiştir. Ankara C Başsavcılığının 7/10/2015 tarih ve 2014/37666 Sor nolu dosyası nedeniyle … AŞ ye ait kanal 08/10/2015 tarihinde davalı platformundan çıkartılmış, daha sonra da Ülkemizde 15/7/2016 tarihinde menfur darbe girişimi nedeniyle …. AŞ kapatılarak mal varlığı hazineye devredilmiştir. Davalı taraf 26/Ağustos /2015- 25 Ağustos 2016 tarih aralığındaki sözleşme nedeniyle …. AŞ den 590.000 USD almış olup, Sözleşme 43 gün süre ile yerine getirilmiştir. 365 gün için 590.000 USD ödendiğinden hizmet alınmayan 321 gün için davalı tarafın 518.876,71 USD yi iade etmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğü konusunda ispat vasıtası getirilememiştir.İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, sözleşme gereğince alacağın varlığı ve miktarının davalı borçlu tarafından yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü gereklidir.Tüm dosya kapsamına nazaran yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davalının peşin olarak yatırdığı 202,80 TL harçtan (28/06/2017 tarihinden 117,10 TL, 18/07/2017 tarihinde 85,70 TL olmak üzere toplam 202,80 TL) mahsubu ile fazla alınan 13,30 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya İADESİNE,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 bendi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile kabul edildi.17/10/2019