Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2299 E. 2019/1602 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2299 Esas
KARAR NO : 2019/1602
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2017
NUMARASI : 2016/257 ESAS – 2017/689 KARAR
DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/09//2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 15/03/2016 tarihli dava dilekçesinde, İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, 20/06/2016 tarihinde davalı şirket tarafından güvenlik sözleşmesi ile korumakla yükümlü olduğu sigortalı iş yerinin inşaat depo kısmında bulunan yirmi adet elektrik kablosu sarılı makaranın çalındığının tespit edildiğini, şirket yetkilileri tarafından hırsızlık olayı neticesinde şikayetçi olunduğunu, sigortalıya olay nedeniyle 25.658,20 TL hasar bedelinin ödendiğini, müvekkili şirketin TTK 1481. Maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, dava konusu hasarda davalı güvenlik şirketinin sorumlu olduğunun deliller doğrultusunda anlaşılacağını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.658,20 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirkete dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak herhangi bir beyanda bulunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Küçükçekemece Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasında mevcut kamera görüntüsü inceleme tutanağı, kamera kayıtları sonucunda düzenlenen uzman raporu inşaat sorumlusu ve yetkilisinin kolluk ifadesi, güvenlik elemanın beyanları dikkate alındığında, davalının çalışanı güvenlik sorumlusu …’nın kendisinden sorumlu şefinden izin aldığı, yerine yokluğunda yeni bir güvenlik elemanı görevlendirilmeden giriş anahtarlarını sigortalının işçisi olan gece bekçisine bırakarak iş yerinden 19/06/2015 tarihinde saat 23:00 sıralarında ayrıldığı, 20/06/2015 günü saat 01:30’da geri döndüğünde diğer gece bekçisi ile yaptığı kontrolde dava konusu elektrik kablolarının çalındığını fark ettikleri, olayın oluş şekline göre davalı güvenlik şirketinin güvenlik sözleşmesi kapsamında güvenlik açısından kurallara uymadığı gerekçesiyle sorumlu olduğu, dava dışı sigortalının ise iş yerinde görevlendirdiği, davalı güvenlik elemanın yerine görevlendirme yapılmadan görevden ayrıldığını, bildiği ve inşaat kapısının anahtarını kendisine bıraktığı halde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, mevcut durumu iş verenine ve güvenlik şirketine bildirmediği, dava dışı sigortalının adam çalıştıranın kusuru oranında sorumlu olduğuna ilişkin kusur bilirkişi heyetince düzenlenen kusur oranlarının kabul edildiği gerekçesiyle, davalının kusur oranı olan %65 orana isabet eden 16.677,83 TL tazminatın kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili kararı yasal süre içerisinde istinaf etmiştir. İstinaf nedenleri olarak; söz konusu kusur oranı ve belirlenen tazminat miktarının hukuka aykırı olduğunu, dava dışı sigortalının adam çalıştıranın kusuru kapsamında olayın gerçekleşmesinde %35 oranında müterafik kusurlu olduğuna kanaat getirilmesinin kabul edilemeyeceğini, hırsızlık olayının gayet açık olduğunu, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki sözleşmenin ve sorumlulukların açıkça belirli olduğunu, dava dışı sigortalıya kusur yüklenilmesinin kabul edilemeyeceğini, davalının güvenlik hizmetleri sözleşmesine göre zarar ve ziyandan sorumlu olduğunu, davalı şirketin güvenlik görevlisinin ifadesinde, “sorumlu güvenlik şefinden izin almıştır” dediğini, dava dışı sigortalının adam çalıştıranın sorumluluğundan dolayı müterafik kusurlu bulunmasının mantığa aykırı olduğunu, davalının sorumlu olduğunun açık olduğunu, bilirkişi heyetinin yorumunun hukuken hiçbir geçerliğinin bulunmadığını, davalı güvenlik şirketinin sözleşme gereğince zarardan yüzde yüz sorumlu olduğunu, zarar miktarının tamamından yani 25.658,20 TL’den sorumlu tutulması gerektiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, sigorta poliçesi kapsamında, ödenen sigorta bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı İstanbul Valiliği Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlığı arasında başlama tarihi 22/05/2014, bitiş tarihi 06/04/2017, sigorta ettiren …. Adi Ortaklığı olan “İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi'”nin düzenlendiği, riziko adresinde 20/06/2015 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, hırsızlık olayının inşaat halindeki binanın zemin katında dördüncü bodrum olarak beyan edilen yerde elektrik malzemelerinin bulunduğu depoda gerçekleştiği, davalı güvenlik şirketi ile dava dışı adi ortaklık arasında … ait olan … Halkalı – İstanbul adresinde faaliyette bulunan özel güvenlik hizmetlerinin yüklenici davalı şirket tarafından verilmesine ilişkin olarak, 01/05/2015 tarihinde Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin düzenlendiği, sözleşme süresinin bir yıl olarak belirlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı adi ortaklığa 25.658,20 TL hasar bedelinin ödendiği, ödemenin 17/12/2015 tarihinde gerçekleştirildiği ve davacının iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında, Sigorta Poliçesi, meydana gelen hırsızlık olayı ve sigorta ödemesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tarafların olaydaki kusur oranları, dava dışı sigortalı için belirlenen kusur oranının ve mahkeme kabul şeklinin yerinde olup olmadığıdır. 13/03/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sigortalı inşaat sahasında 19/06/2015 tarihinde saat 23:00 ile 20/06/2015 tarihi saat 01:30 arasında gerçekleştiği anlaşılan hırsızlık olayında 20 makara kablonun çalındığının tespit edildiği, ekspertiz raporunda yer alan hasar tespitinin dosya kapsamına ve ibraz edilen faturalarla uyumlu olduğu, aynen benimsendiği, olay tarihindeki piyasa rayiç değerleri dikkate alındığında 39.243,20 TL tazminat miktarının kabul edilebilir sınırlar içerisinde kaldığı, poliçede yer alan muafiyet miktarının iş bu hasardan mahsup edildiğinde davacının 25.658,20 TL hasar tazminatını talep edebileceği, ekspertiz raporunda, hırsızlık olayının gerçekleştiği sigortalı alanın incelendiği ve söz konusu inşaatın 4 bodrum, zemin ve iki normal katlı, yaklaşık 21.000 metre kare kapalı alana sahip polis labarotuvarı hizmet binası inşaat projesinin %50’sinin tamamlandığı, kaba inşaatın bittiği, mekanik işlerin devam ettiği, depo içerisinde yapılan incelemede hırsızlığa konu 20 makara kablonun yerinde olmadığının tespit edildiği, özel güvenlik firması sorumluluğundaki ana giriş kapısında özel güvenlik personelinin bulunmadığı, hırsızlık saatleri arasında çalınan kabloların elle taşınamayacak ölçüde ağırlığı dolayısıyla muhtemelen araç ile gelen birden fazla olduğu anlaşılan hırsızların ana giriş nizamiyesindeki ray – sürgülü kapının asma kilidini kırarak şantiye içine girdiği, kapının hemen yakınındaki rampadan 4. Bodrum kata girerek buradaki kapalı elektrik deposu sac kapının asma kilidinin kırıp kapı kilit dilini kanırtıp eğerek içeriye giriş yapıp, hırsızlığa konu malzemeleri alarak dışarıya çıkmak suretiyle hırsızlık olayının meydana gelmiş olabileceği görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiği, ekspertiz raporunda yer alan olayın meydana gelişi hakkındaki bu anlatımın dosya kapsamına ibraz edilen resmi belge, ifade tutanaklarında yer alan anlatım ve tespitlerle uyumlu olduğu, davalı çalışanı güvenlik elemanı …’nın ifade tutanağında kendisinin sorumlu güvenlik şefinden izin aldığını, yerine yokluğunda yeni bir güvenlik elemanı görevlendirilmeden, sigortalının işçisi olan gece bekçisine giriş anahtarlarını bırakmasına rağmen, iş yerinden saat 23:00 sıralarında ayrıldığı, saat 01:30’da geri döndüğü iş yerinin tek giriş kapısı olan sürgülü kapının üzerinde olması gereken asma kilidin olmadığını, kapının açık olduğunu gördüğünü, diğer gece bekçisi ile birlikte yaptıkları kontrolde ise inşaatın depo kısmında bulunan elektrik kablolarının çalındığını fark ettiklerini belirttiğini, olayın poliçenin vade kapsamı içinde gerçekleştiği, hırsızlığa konu elektrik kablolarının henüz montajının yapılmadığı halde hazır bulundurulması sebebiyle çalınması sonucu zarar gören sigortalıya tazminatın ödenmesi ile davacının halef sıfatını kazandığı, sözleşmede davalının bu hizmeti 24 saat üzerinden ve 3 güvenlik elemanı ile sağlayacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin j ve k maddelerinde sorumluluk alanındaki malların sorumluluğunun güvenlik şirketine ait olacağının belirtildiği, ayrıca münferit olaylardan doğacak zararlardan sorumlu olduğunun belirtildiği, sigortalı iş yerinde görevlendirdiği gece bekçisinin güvenlik elemanın yerine görevlendirme yapılmadan görevden ayrılmasına rağmen bu bilgiye sahip olması ve hatta davalı çalışanının anahtarı da kendisine emaneten bıraktığını ifadesinde de belirttiği dikkate alındığında, gerekli güvenlik önlemlerini almadığı iş verenine ve davalı güvenlik şirketine bilgilendirdiğine yönelik bir anlatımda bulunmadığından adam çalıştıranın kusuru kapsamında davacı sigortalısının olayın gerçekleşmesinde %35 oranında müterafik kusurlu olduğunu, güvenlik açısından kurallara uyulmaması nedeniyle dava konusu hırsızlık olayında davalı güvenlik şirketinin ise %65 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu gereğince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.6102 Sayılı TTK’nın 1472. Maddesinde zarar sigortalarında halefiyet 1481. Maddede ise sorumluluk sigortalarında halefiyet düzenlenmiştir. Her iki maddenin ilk cümlesinde, sigortacının, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalının yerine geçeceği devamında ise sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkı tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya intikal edeceği belirtilmiştir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatı ile sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu nedenle iş bu dava da olduğu gibi sigortacı tarafından açılan rücu davası aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibari ile aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı, rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Somut olayda, bilirkişi heyet raporunda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere, dava dışı sigortalının olayın gerçekleşmesinde müterafik kusurlu olduğu ve davalının ise kusur oranının %65 olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda davacı vekilinin davalı güvenlik şirketinin tamamen kusurlu ve sorumlu olduğuna ilişkin iddiasını ispat etmiş kabul edilemeyeceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/257 Esas, 2017/689 Karar ve 04/07/2017 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan peşin olarak yatırılan 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmamış olması ve davanın niteliği itibariyle İstinaf vekalet ücretine dair hüküm tesisine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/09/2019