Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2257 E. 2019/496 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2257 Esas
KARAR NO : 2019/496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/197 Esas
KARAR NO : 2017/297
KARAR TARİHİ: 14/03/2017
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜDAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı müflis şirketin Tuzla tersaneler bölgesindeki tersanesinin bir kısmının kiracısı bulunduğunu, müflis şirketin içerisinde bulunduğu nakit sıkıntısı nedeniyle ödenmesi gereken vergi borçlarının yapılandırılmasına ait ödemelerin, şirketin menkul ve gayrimenkul özel sigorta prim ödemeleri de dahil tüm harcamaların müvekkilince yapıldığını, 07/03/2014 tarihi itibariyle 112.721,80 TL. ye ulaşan alacağın, müflisin Anadolu….icra müdürlüğündeki … Esas sayılı iflas dosyasında işlem gören iflas masasına kayıt ettirildiğini, ancak iflas idaresinin 10/04/2014 günlü kararı ile bu alacağın, hiçbir belgeye dayanmadığı gerekçesiyle reddettiğini ve red kararının 17/04/2014 günü ilan edildiğini, iflas idaresinin yerinde olmayan bu kararı ile müvekkilinin şirket alacağını iflas masasına kayıt etmeyerek hak mahrumiyetine sebep olduğunu ileri sürerek toplam 119.486,58 TL alacağın iflas masasına kaydının yapılmasına ve yapılacak 2.alacaklılar toplantısına iştiraklerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, dava konusu alacağın, iflastan sonra oluştuğu, bu alacağın masa borcu olarak sıra cetveline kayıt ve kabulünün talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu 15.07.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;1-Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, müflis şirket adına yapılan ödemeler, iflas tarihinden önceki döneme ait yeniden yapılandırılan vergi borçları ile mevcut tersanenin yangın, hırsızlık vs sigorta prim borçlarıkaldırılması için açılan dava sonunda verilen karar konusu olduğu, 2-Şirket ile varılan mutabakata dayalı ödemelerin, iflası müteakip İflas Masasının da bilgi ve onayı çerçevesinde devam ettirtildiği, 3- Müvekkili Şirketin ticari defterlerinde yapılan incelemede ödemelerin müflis şirkete ait olduğu bilirkişi tarafından da tespit edildiği, buna rağmen verilen kararın yerinde olmadığı, bu nedenlerle, tamamı müflis şirket adına yapılan toplam 119.486,58TL.lık alacaklarının iflas masasına yazdırılmasının reddine dair İflas Masası kararını kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava İİK 235 maddesi gereğince açılan kayıt kabul davasıdır. Müflis şirketin Anadolu 7.ATM’nin 28.06.2013 tarih, 2013/450-229 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği,İflas müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre, davacı tarafından 112.721,80 TL. alacak kayıt talebinde bulunulduğu, davacı talebinin düzenlenen sıra cetveline yazılmadığı ve talebin reddine karar verildiği, davacının, sıra cetvelinin tebliği için masraf vermediği, sıra cetveli ilanı ve masa kararının dosyamız davacısına 22/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece, davacı şirketin ve müflisin iflas masasındaki ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 28.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin 24/07/2013-19/03/2014 tarihleri arasında, davalı müflis şirkete ait vergi yapılandırma borcunu, ayrıca sigorta prim borcunu toplam 119.486,58 TL. olarak ödediği, iflas tarihi olan 28/06/2013 tarihi itibariyle davalı müflis şirket aleyhine doğmuş herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacı şirketin 28/06/2013 tarihi itibariyle davalı müflisten, iflas masasına kaydı yaptırılacak herhangi bir alacağının bulunmadığı, dosyaya getirtilen ödeme kayıtlarına göre ise, davacının müflis şirket adına, iflas tarihinden sonra 41.190,57 TL’lik ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Buna göre davacı şirketin, iflas tarihi olan 24/07/2013 tarihi itibariyle müflis şirketten alacağına dair bir kayıt bulunmadığı, davalı tarafından ödendiği iddia edilen ödemelerin, iflas tarihinden sonra yapıldığı, davacı dava dilekçesinde, iflas tarihinden sonra yaptığı ödemelerin masaya kaydını talep ettiği anlaşılmaktadır.İflas tarihinden sonra, müflis şirket ile ticari ilişki çerçevesinde veya hukuki ilişki çerçevesinde üçüncü kişiler lehine alacak doğması halinde bu alacağın iflas masasına kaydı mümkün değildir. Alacak, iflas tarihinden sonra doğduğundan iflas masasına karşı açılacak bir davada ileri sürülmesi mümkündür. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 01.08.2012 başlangıç tarihli tersane konulu kira sözleşmesi bulunduğu, davacının söz konusu tersaneyi, icra dosyasından yapılan satış dolayısıyla, alıcı… isimli şirkete 22.01.2015 tarihinde düzenlenen protokol gereğince teslim ettiği tarihe kadar kullanmaya devam ettiği, ancak iflas masası ile bir sözleşmesi olmadığı, müflisle iflastan önce 31.12.2012 tarihli bir protokol yaptıkları, bu protokole göre sigorta ve vergi borç yapılandırmalarını davacının, kira parası ile denkleştirilmesi karşılığı üstlendiği, iflastan sonra kira ilişkisinin devam ettiği, davacının bir kısım kiraları da iflas masasına yatırdığı, müflis iflas edince davacının iflas masası ile herhangi bir kira sözleşmesi yapmaksızın tersaneyi kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.İflas tarihinden sonra oluşan alacaklar, iflas masası borcu olduğundan dayandıkları temel hukuki ilişkiye göre genel mahkemelerde açılacak davanın konusu olacaktır. Yargıtay 23.HD’nin, 2016/2556E.- 2016/2121 K. ve 05.04.2016 tarihli kararın da açıklandığı üzere, alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.İİK’nun 195. maddesine göre de, İflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Kayıt kabul davaları, iflastan önce müflisten alacaklı olanların bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nun 235. Maddesinden alan davalar olup, kaynağını İİK’nun 184. Maddesinden alır. Buna göre İİK’nun 184/1-c’de İflas Masasının mevcudu, masaya giren (asıl alacak ve hakların ödenmesine tahsis olunur”den maksat İflas alacağı, iflasın açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın tebliği anındaki borçları olup), iflas masasından istenebilir.İİK’da, masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nun 235/2. Maddesinin ilk cümlesindeki kayıt kabul ve 154/3. Maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık düzenleme bulunmadığından, davanın konusuna göre genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığın çözümü için görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir.Somut olayda, davacı ile müflis şirket arasındaki ilişkinin mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, 01.08.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ve 31.12.2012 tarihli ek protokole dayandığı, davacının ek protokol gereğince davacının kira borcuna karşılık, müflis şirketin vergi, SSK ve yeniden yapılandırılmış kamu borçları için yaptığı ödemeleri talep ettiği, ticari ilişkinin kira sözleşmesine dayandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, müflis şirketle imzalanan kira sözleşmesi ilişkisinin iflas kararından sonra da devam ettiği ve davacı tarafça, iflas idaresinden bu sözleşmeden kaynaklı alacağın sıra cetveline kaydının istendiği, Mahkemece bu alacağın masa alacağı olarak doğru şekilde tespit edildiği, masa alacağının İİK 235 maddesi çerçevesinde masaya kaydının mümkün olmadığı, bu alacağın ancak ilgili mahkemesinden tahsili talep edilebileceğinden ilk derece mahkemesinin red kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353.1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun İİK 164/2 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/03/2019