Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2231 E. 2019/298 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2231 Esas
KARAR NO : 2019/298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2017
NUMARASI : 2016/624 2017/398
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2016
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sağlık alanında hizmet veren bir kuruluş olduğunu, davalı çalışanı ….. geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle tedavisinin müvekkiline ait sağlık kuruluşunda gerçekleştirildiğini, hizmet bedeline ilişkin 01/10/2015 ve 05/10/2015 tarihli 2 adet faturanın düzenlendiğini, faturaların davalı şirket kayıtlarına intikal ettiğini, ancak ödenmediğini, fatura bedellerinin tahsili için Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 15/03/2017 tarihli celsede, kaza geçiren işçilere sağlık hizmeti sunmadıklarını, sadece tıbbi konularda danışmanlık hizmeti sunduklarını, sunulan hizmetin danışmanlık hizmeti olduğunu, bu konuda taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmadığını, aralarındaki dostluğa istinaden sözlü bir anlaşma yapıldığını beyan etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili uhdesinde çalışan …. ve ….. geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle tedavilerine …. Hastanesinde başlanıldığını, buradan da özel …… Hastanesine sevk edildiğini, son olarakta özel …. Hastanesinde tedavilerinin yapıldığını, müvekkili çalışanların sigortalı olduğunu, davacının göndermiş olduğu fatura bedellerinin sigorta şirketinden talep edildiğini, sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporu talep edilmesi üzerine davacıdan talep edildiğini, davacının bu belgeleri vermediğini, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını, fatura elden gönderildiğinde itiraz etme imkanlarının kalmadığını, faturanın kayda alınmasının ise Orto Medika Hastanesinden geldiğinin düşünülmesi ile gerçekleştiğini, bu hususunun daha sonra fark edildiğini, SGK nezdinde yapılan araştırmada da ….. Hastanesinin …. dan para aldığının tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince davacı tarafça, sunduğunu belirttiği danışmanlık hizmetine ilişkin hiçbir delil sunulamadığı, bu hali ile sunmuş olduğu hizmet iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili tarafından sunulan 11/07/2017 tarihli süresinde verilen istinaf dilekçesinde özetle, Delil listelerinde belirtilen delillerinin toplanmadığından davanın ispat edilemediğinden bahisle reddine karar verildiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlara dayandığı, tanık bildirildiği, kendilerinin davacı ve davalı tarafa ait BA ve DS formlarının celbini talep ettiklerini, … .. A.Ş’ den davalı şirketin bu hizmetler karşılığı olarak sigortadan ödeme istediği dosya ve içeriğinin celbini istedikleri fakat bu delillerin hiçbirinin toplanmadığı, delil listelerinde vs. Deliller demek suretiyle yemin deliline de başvurdukları, fakat bu hususun yerine getirilmediği, TTK 21/2 maddesi uyarınca, söz konusu fatura içeriğine itiraz edilmemesinin ve faturanın iade edilmemesinin ve defterlere borç kaydedilmesinin fatura içeriğinin münderecatının aynen kabul edildiği anlamına geldiği, buna rağmen davanın reddine dair karar verilmesi hatalı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. Davalı vekili, katılma yoluyla yaptığı istinaf başvuruna ilişkin yasal süresinde sunduğu 10/08/2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle, davacının kötü niyetle bu davayı açtığı, İİK 67. Madde uyarınca davacı aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebe ilişkin karar verilmemesi yasaya aykırı olduğundan sadece bu yönden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine İİK 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalının çalışanı …’in geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile ameliyat ve tedavisinin müvekkil şirketin sağlık kuruluşunca yapıldığını, buna istinaden 01/12/2015 ve 05/12/2015 tarihli iki adet fatura düzenlendiğini, faturaların davalıya tebliğ edilerek ticari defterlerine kaydedildiğini iddia etmiştir. Davalı ise, davacıdan sağlık hizmeti almadığını iddia ettiğine göre, uyuşmazlık, davalının çalışanlarının davacıdan sağlık hizmeti veya danışmanlık hizmeti alıp almadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı, yargılama aşamasından 15/03/2017 tarihli duruşmada, davalı çalışanlarına sağlık hizmeti vermediklerini, sadece danışmanlık hizmeti verdiklerini, faturaların bu kapsamda düzenlendiğini beyan etmiştir. Davalı şirket vekili ise, faturaların elden tebliğ edildiğini, işçilerin iş kazası geçirdiğini, hiçbir şekilde davacı tarafından işletilen hastanede tedavi göremediklerini, faturaların keşide tarihinden bir ay sonra elden getirildiğini, faturaların sehven defterlere kaydedildiğini, dava açıldıktan sonra yaptıkları araştırma neticesinde faturaların yanlışlıkla deftere kaydedildiğinin anlaşıldığını, davacı şirketle hiçbir şekilde danışmanlık ya da başka bir sözleşme düzenlenmediğini belirtmiştir. Dava dilekçesine ekli ….. kayıtlarına göre, iş kazası geçiren işçilerin … , İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesi, İstanbul Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Özel ….. Hastanesinde tedavi gördükleri, …..davacı şirket ortağı olduğu, ayrıca işçilerin tedavisinin yapıldığı, ….. hastanesinde de doktor olarak çalıştığı ve işçilerden….. ekipriz raporunu düzenleyen doktor olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir danışmanlık hizmeti sözleşmesinin bulunmadığı görülmektedir. Davacı, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği ve 8 gün içerisinde faturalara itiraz edilmediği ve iadesinin de yapılmadığı, bu nedenle taraflar arasında borç ilişkisinin mevcut olduğunun kabulünün gerektiğini iddia etmişse de, faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmaması halinde faturada belirtilen verilen doğru olduğu karine olarak kabul edilir. Fatura belirtilen işin yapıldığının faturayı keşide eden tarafından kanıtlanması gerekecektir. Aynı şekilde faturanın ticari defterlere kaydı tek başına işin yapıldığını kanıtlamaya yeterli değildir. Zira taraflar arasında danışmanlık sözleşmesi adı altında düzenlenmiş bir belge bulunmamaktadır. Davacı, yargılama aşamasında dava dilekçesinde ki iddiasını değiştirerek, davalıya ait işçilere sağlık hizmeti vermediğini, sadece danışmanlık hizmeti verildiğini beyan ettiğine göre fatura içeriğinde belirtilen sağlık hizmetinin verilmediği dosya kapsamı ve davacının beyanı ile subuta ermiştir HMK’nın 141. Maddesine göre “taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.”Davacı, faturanın sağlık hizmeti karşılığında değil verilen danışmanlık hizmeti karşılığından düzenlendiğini iddia ederek hem iddiasının değiştirmiş ve hemde faturanın düzenlenme sebebini değiştirmiştir. Davalının bu konuda açık muvafakatı bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı tarafından davalının işçilerine sağlık hizmeti verilmediği subuta erdiğine göre, davacı ikinci iddiası olan danışmanlık hizmetini HMK kapsamında usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacının davalı işçilerine danışmanlık hizmeti verdiği dosya kapsamına göre ispatlanamamıştır. İİK 67. maddesi gereğince, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının takibinde haksız ve kötü niyetli bulunması gerekir. Somut olayda, davacı takibinde haksız olsa da kötü niyetli olduğuna dair dosyada bir delil bulunmadığı gibi, davacının kötü niyeti ispat edilememiştir. Bu sebeple, davalının bu konuda ki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davacının gönderdiği faturaların davalıya ait ticari defterlere kaydedilerek 8 gün içerisinde fatura içeriklerine itiraz edilmeyerek ayrıca iade de edilmemesi borç ilişkisinin varlığına delil teşkil etmez. Zira davacı yargılama aşamasında faturaların düzenlenme sebebini değiştirmiştir. Kaza geçiren işçilerin tedavi süresince, işçilere danışmanlık hizmeti verildiği iddia edilse de, fatura da belirtilen 183.600,00 TL’ nin hangi hizmet karşılığı verildiği ispatlanmadığı gibi verilen hizmet bedelinin 183.600,00 TL olması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi fahiştir. Kaldı ki yukarıda da ifade edildiği üzere danışmanlık hizmeti verildiği ve hizmet bedelinin fatura da yazan miktar kadar olduğu da davacı tarafından ispat edilememiştir. Bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünde hukuka uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353.1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- Davalı yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,80 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı yönünden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,80 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Taraf vekillerince yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/02/2019