Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2201 E. 2019/482 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2201 Esas
KARAR NO : 2019/482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/667 Esas
KARAR NO : 2017/602
KARAR TARİHİ: 16/06/2017
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekilinin 13/06/2017 tarihli dilekçesi özetle; Taraflar arasında asansörün, montaj ve bakımı konusunda sözleşme yapıldığını, Müvekkilinin sözleşme kapsamında davalıya ait olan 34 adet asansörün montaj- bakım- revizyon işini yaptığını, yapılan işin neticesinde davalıdan takip tarihi itibarı ile 86.241,99 TL alacak olduğunu, davalı borçlu tarafın uzun zamandır borcunu ödemediğini, bu nedenle şirket davalı aleyhinde 26/05/2017 tarihinde Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile yasal takip başlattığını, davalı taraf 29/05/2017 tarihinde cari hesap borcuna istinaden 5.000 TL ödeme yaptığını, 01/06/2017 tarihinde davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davalı …. tacir olmayıp, dava konusu uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığı, ilgili uyuşmazlığa bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu 30.06.2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;1-Görevsizlik kararının hatalı olduğu, davanın konusunu cari hesap alacağının oluşturduğu, cari hesap dayanağının ise faturalardan oluştuğu, Davacı şirketin tacir, davalının ise site yönetimi olup, Uluçınar Vergi Dairesi bağlı şekilde vergi yükümlülüğü olan bir işletme oldukları, işin konusunun da ticari olduğu,2-Bir davanın ticari dava olması için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya mutlak ticari davalardan olması gerektiği, 3-Somut olayda davanın konusunu oluşturan alacağın varlığının eser sözleşmesinden kaynaklanması sebebi ile bu davada görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, bu nedenle hatalı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği, isinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.Taraflar arasında asansör bakım sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında davacının davalı sitede bulunan bir kısım asansörlerin bakım ve revizyonunu gerçekleştirdiğini, hizmet karşılığı düzenlediği fatura bedellerini davalının ödemediğini iddia ettiği, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlattığı, takibe itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, mahkemece, davalı taraf tacir olmadığı ve işin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığı, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.6102 sayılı TTK’nın 4 maddesine göre, Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulu- nup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır.Somut olayda davalı site yönetimi tacir olmadığı gibi, sözleşme konusu asansörlerde davalı sitede bulunduğundan işin kendisi her iki tarafın ticari işletmesiyle de ilgisi bulunmamaktadır.Öte yandan, dava konusu uyuşmazlık, TTK 4.maddesi uyarınca yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardan da değildir.Bu durumda, davalının tacir ve işin her iki tarafın ticari işletme- siyle ilgili bulunmaması, uyuşmazlığın yasa gereği mutlak ticari dava da olmaması karşısın- da, dava miktarı da göz önünde bulundurulduğunda, uyuşmazlığa bakma görevinin genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine aittir.Sonuç olarak bu yönde verilen ilk derece mahkemesi kararı, esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362.1.c maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.14/03/2019