Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2196 E. 2019/698 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2196 Esas
KARAR NO : 2019/698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2017
NUMARASI : 2015/10 2017/277
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı ile vakfa ait boş hastane binasının korunması amacıyla 02/04/2012 başlangıç tarihli sözleşme imzalayarak güvenliğin sağlanması işinin davalıya bırakıldığını, bir gün sonra 03/04/2012 tarihinde İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesince tespit yaptırılarak 07/05/2012 tarihli bilirkişi raporu ile binanın hasarsız ve sağlam bir şekilde boş olarak davalıya korunması için teslim edildiğini, binanın dava dışı İstanbul Üniversitesine kiralanması gündeme geldiğinde binada (dilekçede yazılı) hasarlar olduğunu görmeleri üzerine İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/49 D. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit sonucu verilen 15/02/2013 tarihli bilirkişi raporuna hasarın giderilmesi için 102.719,45.-TL + KDV masraf yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, zararın ödenmemesi üzerine davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı yanın müvekkili şirket ile imzaladıkları 02.04.2012 tarihli sözleşme ile sözleşme kapsamında resepsiyon ve danışma hizmeti vermeye başladığını, müvekkili şirketin görevinin güvenlik olmadığını, resepsiyon ve danışma hizmeti vermekte olup sözleşme koşulları dairesinde de bu hizmetin verildiğini, müvekkilinin yaptığı görev itibarıyla da hiçbir nam ve ad altında gerçekleştiği iddia olunan eksiklik/hasar ve zarardan sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini, bunun yanı sıra hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirkete davacı tarafından tespit raporlarında ve dava dilekçelerinde anılan iddialarına göre, yerinde olmadığı, zarar gördüğü ileri sürülen herhangi bir eşya, kablo boru, ünite, ekipman/teçhizat, malzeme ekipman, yardımcı elemanlar sair hiç bir eşyanın teslim edilmediğini, sunulan nedenlerle öncelikle dava ile talep olunan hak/alacak zamanaşımına uğramış olduğundan davanın zamanaşımı itirazları doğrultusunda reddine, sair kanaatle esasa geçilmesi halinde tamamen haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; dava konusu binada meydana gelen arızanın davalı şirket kusuru ile ortaya çıktığı yada zararıın davalı şirket çalışanları yada sorumluluğunda yapıldığına ilişkin delili bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasına yapılan itirazın devamına, %20 kötü niyet tazminatı olarak 24.663,80 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde;1-Binanın içindeki eşya ve tesisatın eksiksiz ve çalışır durumda teslim edildiğinin kabulü gerektiğini, davalının koruma ve emanetine bırakılmış olan eşya ve teçhizatın listesinin belirli olup bunların çalışır durumda olduğunu, vakıfın binayı kullanımının söz konusu olmadığını, sözleşmesinin başlangıcından bir gün sonrasında yapılan keşifin ve bu keşifte yapılan tespitlerin davalıya eşya ve techizatın teslimi amacıyla yapıldığının belli olduğunu ve davalıya teslimin yapıldığına karine olduğunu, davalının teslim almadığına yönelik bir tespiti de bulunmadığını, davalı şirkete herhangi bir eşya, teçhizat teslim edilmemiş olsa dahi görevi boş binanın güvenliğini sağlamak olan davalı şirketin görev yaptığı sorumluluk alanında bulunan eşya ve teçhizatı koruması gerektiğini,2-Sözleşmedeki 4.1-2, 5.4 maddelerine göre davalının sözleşmeye konu binadaki tüm malzemelerin muhafaza edilmesi sorumluluğunu üstüne almış olduğunu, binanın yönetimi görevini gereği gibi yerine getirmediğini, sözleşmenin 4.8 maddesine göre kabloların ve boruların kesilip alınmasında ve bina dışına çıkarılmasında da sorumluluğunun bulunduğunu, zararın doğrudan icrai bir davranışlarla değil ihmali davranışla da verilebileceğini, 3-Bilirkişi heyet raporunda hukuki değerlendirmenin mahkemeye bırakılması ve seçimli bir rapor düzenlenmesi gerekmekteyken usule aykırı bir rapor düzenlendiğini, taraflı davranıldığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı vekiline 06/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile 02/10/2013 tarihinde 121.208,50.-TL asıl alacak, 1.890,65.-TL delil tespiti masrafları, 220,00.-TL delil tespiti vekalet ücreti olmak üzere toplam 123.319,15.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 26/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 02/12/2013 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bir belgeye rastlanmadığı, 05/06/2014 tarihinde alacaklı vekilinin icra dosyasına vekalet sunarak tebligatların kendilerine yapılması talebine ilişkin dilekçe verdiği, bu tarihte icra takibine itiraz edildiğinden davacı alacaklı vekilinin haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davacının da 06/01/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında 02/04/2012 tarihinde “Resepsiyon ve Danışma Hizmetleri” sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede yapılacak iş; işveren yöneticilerinin, diğer çalışanların ve ziyaretçilerin, işveren tarafından belli bir iş için görevlendirilmiş kişilerin veya işveren tarafından izin verilmiş kimselerin belirlenmiş kurallara uygun olarak şirket sorumluluk alanında bulunan yerlere girişlerini kontrol etmek, giriş izni olmadan giriş yapmak isteyenleri engellemek, gerektiğinde işverene haber vermek, giriş yapanlara refakat etmek, yön göstermek, araçlara yol tarif etmek, giriş çıkışları deftere kaydetmek, giriş kartlarını verip almak ve kayıtları tutmak, yazılı talimatlara göre mal çıkışına izin vermek, sorumluluk alanında yaşanacak elektirik, su, vb.teknik arızaların tespiti halinde işverene bilgi vermek ve talimatlarına göre hareket etmek olarak tanımlanmıştır.Görüldüğü üzere davalı şirketin görev tanımında söz konusu binanın güvenliğini sağlamak bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile davalı taraf bir güvenlik şirketi olmayıp, sözleşme ile binanın güvenliğinin sağlanması da taahhüt edilmemiştir. İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/49 D. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit sonucu verilen 15/02/2013 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen zararın, davalı tarafından verildiğine ve davalı işçilerinin görev yaptığı sürede verildiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle hükme dayanak teşkil etmeye yeterli olduğu anlaşılan bilirkişi raporuna göre davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2019