Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2194 E. 2019/1736 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2194 Esas
KARAR NO : 2019/1736
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2016
NUMARASI : 2014/830 Esas, 2016/820 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacılar vekili iddiasında özetle; müvekkillerinin murisi … 27/11/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, vefatından önce murisin Dicle Üniversitesi’nde sözleşmeli sağlık personeli olarak çalıştığını, murisin 05/03/2012-05/03/2013 tarihleri için davalı … şirketi nezdinde grup ferdi sigorta poliçesi bulunduğunu, poliçede sigortalının kaza sonucu ölmesi halinde ödenecek tazminat bedelinin 15.000,00 TL olarak belirlendiğini belirterek 15.000,00 TL vefat tazminatının dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; davacıların davadan önce müvekkili şirkete başvurmadığını, bu nedenle müvekkilinin temerrüte düşmediğini, murisin müvekkili nezdinde sigorta poliçesi bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın vefatın kaza nedeniyle meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi 2014/830 Esas, 2016/820 Karar ve 11/10/2016 tarihli kararı ile, grup ferdi kaza poliçesinin, sendika üyeliğinin devam etmesi kaydıyla geçerli olduğunu, murisin ise sendika üyeliğinin bulunmaması nedeniyle sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; murisin sendika üyeliğine başvurusu sırasında kendisine ıslak imzalı sigorta belgesi verildiğini, davaya konu poliçenin grup sigortası olduğunu ve TTK’nın 1496 maddesi uyarınca grupta yer alan her kişiye poliçe içeriğini özetleyen belge verileceğini, murise de grup sigorta kapsamında sigortalı olduğu için adı geçen belgenin verildiğini, ancak bu belgenin verilmesinden kısa bir süre sonra ve üyelik aidatı alınmadan murisin vefat ettiğini, sendikanın aidat kesilmediğinden üyeliği kabul etmediğini, murisin üyelik aidatı alınmadan ölmesi nedeniyle üyeliğin gerçekleşmediğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinafa cevabında; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu ve istinaf başvurusunun yerinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, grup ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında, vefat teminat bedelinin tahsiline ilişkindir.İlk derece mahkemesi; grup ferdi kaza poliçesinin, sendika üyeliğinin devam etmesi kaydıyla geçerli olduğunu, davacıların murisinin ise sendika üyeliğinin bulunmadığını, bu nedenle sigorta şirketinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.Davacılar ise; murise, sendika üyeliği başvurusunda, grup sigortası kapsamında sigortalı olduğuna dair sigorta belgesi verildiğini, murisin kısa bir süre sonra, üyelik aidatı kesilmeden vefat ettiğini, aidat kesilmediğinden üyeliğin gerçekleşmediğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, murisin sendika üyeliğinin bulunup bulunmadığı, bu noktadan hareketle murisin, grup sigorta poliçesinde, lehine sigorta yapılan kimselerden, yani gruptan olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Dosya kapsamından, davalı … şirketi ile … arasında Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı tarafın sunduğu muris adına düzenlenen sigorta sertifikasında, sendika üyeliğinin devam etmesi kaydıyla murisin poliçe güvencesinde olduğunun belirtildiği, Sağlık-Sen’in 23/07/2014 tarihli yazısında murisin üyelik kaydının bulunmadığının belirtildiği görülmektedir. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 1496/1 ve 2. Fıkraları; “En az on kişiden oluşan, sigorta ettiren tarafından, belirli kıstaslara göre kimlerden oluştuğunun belirlenebilmesi imkânı bulunan bir gruba dâhil kişiler lehine, tek bir sözleşme ile sigorta yapılabilir. Sözleşmenin devamı sırasında gruba dâhil herkes sigortadan, grup sigortası sözleşmesi sonuna kadar yararlanır. Sözleşmenin yapılmasından sonra grubun on kişinin altına düşmesi sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Grupta yer alan her kişiye poliçe içeriğini özetleyen bir belge verilir.” hükmünü düzenlemektedir.Öte yandan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası’nın 14/3 maddesi; “Sendikaya üyelik, kamu görevlisinin üç nüsha olarak doldurup imzaladığı üye formu ile sendikaya başvurması ve başvurunun sendika yetkili organınca kabulü ile kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından en çok otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik istemi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir sebep gösterilmeden üyeliği kabul edilmeyen kamu görevlisinin, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde iş davalarına bakmakla görevli mahallî mahkemede dava açma hakkı vardır.” hükmünü düzenlemiştir. Muris adına düzenlenen, davalı … şirketi ve sendika temsilcileri imzasının da bulunduğu sigorta sertifikasında, sendika üyeliğinin devamı kaydıyla, murisin poliçe kapsamında olduğu belirtilmesine rağmen, sendikanın 23/07/2014 tarihli yazısında murisin sendika üyelik kaydının bulunmadığı beyan edilerek çelişki oluşturulmuştur. Bu durumda mahkemece sigorta sertifikası eklenerek, davaya konu sigorta poliçesinin hususi şartlarını ve klozları ile sigorta sözleşmesine ekli tüm belgelerin, ayrıca grup sigortası kapsamında bulunan kişilerin listesinin davalı … şirketinden; yine adıgeçen sertifika eklenerek ilgili sendikadan da murisin sendika üyeliğinin bulunup bulunmadığı, üyeliği varsa hangi nedenle sonlandırıldığı sorularak, murisin üyelik başvurusuna ilişkin belge örneği ile başvuruya karşı sendikaca yapılan işleme ilişkin bilgi ve belge örneğinin getirtilmesinden sonra, murisin poliçe kapsamında olup olmadığının tespit edilerek dava konusu talep hakkında karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece deliller tamamen toplanmadan karar verildiğinden ve mevcut deliller ile kararın esasının incelenmesi mümkün olamayacağından, HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/830 Esas, 2016/820 Karar 11/10/2016 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/10/2019